Yunanistan, Türkiye'yi Akdeniz'de yaklaşık 41 bin kilometrekare bir alana hapsetmeyi planlıyordu.
Türkiye'nin, denizden komşusu olan Libya ile 27 Kasım 2019' da "Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası" ile "Deniz Yetki Alanlarının sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası" imzalaması Atina'nın bu planını bozmuş oldu.
Agresiflikleri bundan…
Libya ile imzaladığımız mutabakat muhtırası, Yunanistan'ın neredeyse Türkiye anakarasına bitişik küçücük Yunan adalarının dahi anakaralarla aynı ölçüde deniz yetki alanı ürettiğini ve dolayısıyla deniz yetki alanlarını bölen ortay hattının en doğudaki Yunan adalarıyla Türkiye anakarası arasında çekilecek ortay hat esas alınarak belirlenmesi gerektiği iddiasını da çürütmüş oldu.
Yunanistan'ın savunduğu bu tez hayata geçirilmiş olsaydı, Ege tamamen bir Yunan denizi haline gelecek, Kıbrıs'la birlikte de Türkiye, Akdeniz ve Ege'den bütünüyle kuşatılmış olacaktı.
Dolayısıyla Libya ile imzalanan anlaşma yerinde bir hamledir. Ancak geç kalmış bir hamledir.
Çünkü Türkiye istese 2011 yılından önce Libya'nın başında olan Muammer Kaddafi ile bu anlaşmayı çok daha önceden yapılabilirdi. Kaddafi'nin Türkiye'ye her zaman pozitif ayrımcılık yaptığını bilmeyen yoktur sanırım. Ama geç kalınmış olsa da öyle bir anlaşmanın yapılması ve Türkiye'nin kuşatılmasının önüne büyük bir set çekilmesi elbette olumlu olmuştur.
Yunistan'ın, Türkiye'ye adeta 'lütfederek' bıraktığı 41 bin kilometrekarelik Akdeniz'deki münhasır ekonomik bölge büyüklüğü Libya mutabakatı ile 189 bin kilometrekareye çıkmış oldu. Kendi topraklarında ne kadar söz sahibiyle Türkiye bu deniz yetki alanında da o kadar söz sahibidir artık.
Libya'nın petrolleri göz kamaştırıyor
Türkiye'nin Libya' da etkili olmasının istenmemesinin altında yatan en önemli sebeplerden birisi de petroldür.
Libya'nın tahmini petrol rezervinin 65 milyar varil seviyesinde.
Bir varil petrol fiyatının bugünlerde 43 dolar seviyesinde olduğu göz önüne alınırsa, Libya'nın sahibi olduğu petrol varlığının yaklaşık parasal değerinin 2.8 trilyon dolara ulaştığı görülüyor. Bu rakam neden Türkiye'nin orada olmasının istemediğini daha net ortaya koyuyor sanırım.
Şimdi Türkiye Batılıgünçlerin bölgedeki piyonları tarafından tehdit edilmeye de başlandı.
Mısır lideri Abdülfettah Sisi, Libya'nın Sirte ve Cufra kentlerini 'kırmızı çizgi' ilan etti. Hafter'in Sirte'yi kaybetmesi halinde Mısır ordusunun Libya'ya gireceği tehdidini savuran Sisi'ye, beklendiği gibi bölgedeki müttefikleri hemen destek verdi. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) destekledi.
Sirte bir 'süper havza'
Siirt'te havzasının lakabını bilenler Sisi'nini kırmızı çizgisinin neden Sirte'ye çizildiğini hemen anlayacaklardır. Buraya 'Süper Havza' adını takmışlar. Sirte havzasının çok büyük miktarlarda keşfedilmemiş petrol rezervlerine sahip olduğuna kesin gözüyle bakılıyor.
Mısır'ın kırmızı çizgi ilan ettiği, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) desteklediği bir Hafter, asla Amerika'nın desteğinden mahrum değildir.
Dolayısıyla geçtiğimiz hafta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun 'ABD ile Libya'da ortak çalışma talimatı aldık' şeklindeki açıklaması beni ziyadesiyle endişelendirdi.
Zira işbirliği yapmaya karar verdiğimiz ABD, şu anda Libya'da bütün aktörlere oynuyor. Hafter'in arkasında Mısır, BAE ve Suud ile birlikte destek veren ABD, Serrac hükümetinin arkasında da Türkiye ile birlikte var olduğunu gösteriyor. Bu Libya'da asıl oyun kurucu olanın ABD olacağının göstergesi değilse nedir?
Merak ettiğim bir şey daha var.
Türkiye Libya'da ABD ile ortak çalışma kararını almak için ABD'ye ne verdi, ne aldı?
Çok önemli kaynaklara sahip bir ülke olan Libya kapılarını ABD'ye, Rusya'nın hışmına uğramayı göze alarak Türkiye açıyor.
Böyle bir tavizi veren Türkiye , ABD'den hangarda bekleyen S-400'lerle ilgili bir taviz mi aldı? Yoksa F-35 savaş uçaklarıyla ilgili ABD'nin kararından vazgeçmesini mi sağladı?
Yahut da Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG terör örgütüne desteğini sona erdireceği sözünü mü verdi ABD?
Bunların hiçbiri olmadıysa Türkiye Libya kapılarını ABD'ye karşılıksız açıyor demektir.
Şu gerçeği asla unutmamak gerekiyor, arkanız güçlü olsun düşüncesiyle ABD'yi davet ettiğiniz bir Libya masasında Rusya da var.
Dolayısıyla ABD ve Rusya'nın oturdukları bir masada Türkiye'ye kırıntılarla yetinmek zorunda kalabilir. Buna değer mi?
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023