Temel'in birinden alacağı vardır.Adam borcunu ödemez.İş mahkemeye intikal eder.Tabi o zamanlar AİHM yok, yerel mahkemeler var.Yani kadı efendi.Mahkemeye çıkarlar.Borçlu "en kolay ödeme şeklini" seçer ve borcunu değil, alacaklıyı inkar eder.Şöyle ki; Kadı efendi borçluya sorar:-Şu karşında duran adama olan borcunu niye ödemiyorsun?Borçlunun cevabı sinirgazı özelliğindedir:-Ben o adamı tanımıyorum ki, nasıl borcum olsun?Gururu en üst seviyeden incinen Temel, adamın restini görür ve cevaplar:-O beni tanımıyorsa, ben onu hiç tanımam.Mahkeme de otomatikmen düşer, tabi ki borç da.Bana ulaşan bilgilere göre başta İMF'ye olmak üzere ne kadar iç-dış borcumuz varsa tümünü bu şekilde ödeyecekmiş Ali bey.Alacaklılar dünyanın en adil(!) mahkemesi olan AİHM'e başvuracak.AİHM mi ne demek?"Alacaklılar İçin Hakime Müracaat" cümlesinin baş harflerinden oluşturulmuş bir zıpırdı.Sonra Ali bey devreye girecek ve bu adamları tanımıyoruz diyecek, iş bitecek.Neyse konumuz o değil.Tekrar fıkraya dönelim.Temel borçlunun "ben bu adamı tanımıyorum" beyanına kızıp, meseleyi gurur meselesi yapması ve ardından da alacağını feda etme pahasına "ulan sen beni tanımıyorsa ben de seni hem de hiç tanımıyorum" demesi mi komik;Yoksa, AB isimli oluşumun fikir temellerini atanların her fırsatta "biz Türkiye'yi aramızda görmek istemiyoruz, Türkiye'nin AB'ye üye olmasını düşünmek bile hata olur" gibi zehir-ü zemberek, davul-u dümbelek ve tamamı ham ve kelek açıklamalarına rağmen bizimkilerin (ne kadar bizim o ayrı bir konu) hala "olur mu almamak, onlar şaka yapıyor" açıklamaları mı daha komik?Cümle biraz alışılmıştan fazla uzun oldu, kusura bakmayın.İnsanda biraz onur olur.Biraz kimlik ve kişilik.Biraz delikanlılık.Biraz izzet-i nefis.Biraz aidiyet duygusu.Biraz ayıplanma korkusu.Biraz milli kimlik tortusu.Bize ne lazım papaz yortusu?Bu nasıl bir haldir.Bostancı ya da Bayrampaşa hali midir?Adam her fırsatta, hem de aşağılayarak, küçük düşürerek, hor görerek "sizi almayacağız" diyor.Sağır sultan,Kör vezir,Şaşı lala,Duyuyor, işitiyor, görüyor ama bizimkiler farkında değil.Hoppala...Bu nasıl bir zillettir?Ne biçim bir onurdan 'kıllet'tir?Efendim bize hakaret ettiler.Etsinler bizi alacaklar ya, ondan nazlanıyorlar.Efendim küfrettiler.Etsinler, bizi alacaklar ya, ondan sazlanıyorlar.Efendim acayip el-kol hareketleri yapıyorlar.Etsinler, bizi alacaklar ya, ondan cazlanıyorlar.Efendim bize doğru koku salıyorlar.Salsınlar, bizi alacaklar ya, ondan gazlanıyorlar.Efendim acayip birşeyler yapıyorlar.Yapsınlar, bizi alacaklar ya, ondan tuzlanıyorlar.Tozlanıyorlar.Vızlanıyorlar.Sızlanıyorlar.Sallanıyorlar.Nemiz kaldı fezailden?Nemiz eksik rezailden?Sahi, nemiz kaldı?Kendisi muhtaç himmete bir AB,Bizi mi boğacak himmete aboooo.İnana olsun ahmak,İki kolunda hamak.Sallan bir sağa bir solaUyanmayana hayrola.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024