Söyler misiniz, nereye kadar?

  Geometri dersinde öğretmen kara tahta üzerine paralel iki çizgi çizdikten sonra öğrencilerine döndü ve sordu:
“-Bu çizgi nereye kadar uzatılabilir?”
Soru üzerine bütün sınıf çınlamaya başladı. Herkes parmak kaldırıyor ve kendince doğru olan cevabı söylüyordu:
“-Bıkana kadar!”
“- Uzay bitene kadar!”
“-Kara tahtanın sonuna kadar!”
“- Tebeşir tükenene kadar!”
“- Siz yorulana kadar!”
Öğretmenin kara tahtadaki paralel çizgileri gibi iktidarı muhalefeti ile siyasilerimiz de ego-Makyevalist vatandaş zemini üzerinde nereye kadar uzatabileceklerini düşünüyorlar acaba?
“- Sonsuza kadar mı?”
“-BOP gereği ülke bölünene kadar mı?”
“- Kilise evlerin sayısı camileri geçene kadar mı?”
“-Yalanlar tükenene kadar mı?”
“-Komşularla savaşana kadar mı?”
“-Ege adalarının tamamı Yunanistan’a geçene kadar mı?”
“-Satacak kamu malı kalmayana kadar mı?”
“-Vatan topraklarının dola dolu çantalarla ülkemize gelenler tarafından tamamen elden çıkışına kadar mı?”
“-Kur’an’ın bir harfinin inkâr eden Müslüman’ın Cehenneme gireceğine inanan Müminlerin tamamının hem Kur’an’ı hem Resulullah (s.a.v.)’ı inkâr eden Hıristiyanların cennete gireceklerine inanır hale gelmesine kadar mı?”
“- Patrik’in ekümenikliğinin tanınması ve İstanbul’un ayrı bir bayrak altında Patrik’e bağlı bir devlet olarak tanınmasına, Türklerin İstanbul’a vize ile girmeye başlamasına kadar mı?”
“- Bor’dan altına kadar trilyon dolarlık servetlerin yabancıların eline geçmesinin tamamlanmasına kadar mı?”
“-Afganistan’dan Irak’a, Suriye’den Sudan’a Müslümanlara ölüm kusan dost ve müttefik (!) Haçlı- Siyonist ittifakının bombaları, kurşunları ve şehitler üzerine ettikleri idrar tükenene kadar mı?”
“-Yapılan talanın ve işlenen suçların izleri Meclis çoğunluğuna dayanılarak tamamen kapatılana kadar mı?”
“-İsviçre’den, İtalya’dan, Almanya ve Fransa’dan kanunlar tercüme etti diye Atatürk düşmanlığı yaparak oy toplayan kadroların Avrupa Birliği kanunlarının tamamını Türkiye’nin kanunları haline getirmesinin tamamlanmasına kadar mı?”
“-Irak işgalinden üç ay önce Türkiye’ye gelen ABD Savunma Bakan Yardımcısı Poul Wolfowtz’in ‘Biz Irak’a müdahale konusunda tereddüt ediyorduk, Tayyip Erdoğan bize cesaret vermiştir’ demesinden yıllar sonra 2012 yılında aynı Erdoğan’ın aynı ABD ve diğer Batılıları Suriye’ye müdahale konusunda da cesaret vermesine kadar mı?”
“-Kuzey Irak’tan sonra Askerlerimizin başına bulundukları her yerde çuval geçirme eyleminin tamamlanmasına ve İsrail’in şehit ettiği Türk vatandaşlarının sayısının birkaç bini bulmasına kadar mı?”
“- Irak’ın kuzeyinde kurulan Kürdistan’ın Türkiye bölünerek ve Suriye düşürülerek Akdeniz’e uzanması, yani Arz-ı Mevud’un tamamlanmasına kadar mı?”
“-Antalya’da açılan ‘dinler bahçesi’nin bütün illerde açılmasına, Mardin’de yapılan tahtadan sırat köprüsünün diğer illerde de yapılarak Müslüman-Hıristiyan-Yahudi dinine mensup din adamlarının bu tahta sırattan geçerek cennete girme törenlerinin tamamlanmasına kadar mı?”
Listeyi uzatmaya gerek yok…
Evet, o gün geometri öğretmeni tahtaya paralel iki çizgi çizip, “Bu çizgiyi nereye kadar uzatabilirim?” diye sorduğunda çocuklar kendilerince cevaplar verdi…
Öğrencilerden birinin cevabı farklıydı:
“-Zil çalana kadar öğretmenim!”
Evet, dostlar…
Yukarıdaki birbirine paralel siyaset çizgisi asla sonsuza kadar uzatılamaz. Bu çizgi ancak “zil çalana kadar” uzayabilir…
Zilin çalması ise…
Prof.Dr. Haydar Baş’ın liderliğinde Milli Ekonomi Modeli’ni uygulayarak, Sosyal Devlet-Milli Devlet prensiplerinin hayata geçirmesidir.
Zil çalınca neler olacak, merak ediyorsanız..
Bu eserleri okumanız gerekiyor…
Bu eserleri okuduğunuzda yukarıdan beri sıraladığımız problemlerin ve daha nice meselelerin cevaplarını kesinlikle göreceksiniz.
Orucunuz kabul, basiretiniz keskin olsun...