Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, yolsuzluğun Türkiye'nin kaderi olmadığını, Türk halkının yolsuzluklarla birlikte yaşamaya da layık olmadığını belirtti.
Kanadoğlu, gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında, Anayasa'da yapılmak istenen değişiklikler, bazı kanunların uygulanma şekli ve bu kanunlarda yapılmak istenen değişikliklere ilişkin görüşlerini açıkladı.
Kanadoğlu, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması hakkındaki 4483 sayılı kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin tasarıyla gelinen noktanın hazin olduğunu vurguladı. Kanadoğlu, mevcut kanunla memurlar ve kamu görevlileri hakkında var olan bir tür dokunulmazlık zırhının kısmen kaldırılarak, yolsuzlukla mücadele amaçlanmışken, bundan vazgeçildiği kanısını uyandıracak biçimde bu tasarıyla cumhuriyet başsavcılarının soruşturma isteme yetkisinin kaldırılması ve itiraz hakkının kısıtlanması suretiyle adı geçenlerin cezai sorumluluktan kurtarılmaları sonucunu doğuracak bir değişikliğin meclis gündemine getirildiğini ifade etti.
Kanadoğlu, şöyle devam etti: "Yüksek bürokratların imzadan kaçınmaları bu değişikliğe gerekçe olamaz. Bu kaçınma, görevi ihmal suçunu oluşturur. Suç işleyenlerin korunması kabul edilemez. Türkiye'ye gerekli olan, imzasını atan ve bu imzanın hesabını her zeminde verebilen bürokrattır. Özellikle tasarının zamanlaması, 4483 sayılı kanunun uygulanmasında gelinen aşamalar nedeniyle dikkat çekmektedir.
Bu nedenlerle koalisyonu oluşturan partilerin sayın liderlerinin ve TBMM'nin değerli üyelerinin yolsuzluklarla mücadelede kararlı, Türk halkı önünde bu tasarının yasalaşmaması için duyarlı olacaklarına inanıyorum. Cumhuriyet'in başsavcısı olarak şu inancımı da belirtmek isterim ki, yolsuzluk Türkiye'nin kaderi değildir ve Türk halkı yolsuzluklarla birlikte yaşamaya da layık da değildir."