Kalpler sırlıdır. Arifler sır tutmayana asla sır vermez. Hani bir çocuğun eline sırça bir bardağı emanet edemezsiniz, düşebilir, kırılabilir, kanatabilir. Eğer siz de sırrınızı ehil olmayana verirseniz; ya size ya da verdiğiniz kişiye bir zarar gelebilir. Sır tutmak, yüce gönüllerin işi değil midir... Dostunuzun sırrını açarsanız ötekilere; dostluk bağına, gönül bağına zarar vermiş olursunuz. Onun için dostunuzun sırrını da kendi sırrınız gibi yücelerde saklı tutun.
* * *
İnsan olduğunuz için, Yaradan'ın ayetlerini okuyup anlayabildiğiniz için, bunun ötesinde ayetleri en güzel ve doğru biçimde açıklayan, ifade eden alimlere ulaşabilmek mümkün olduğu için, kısacası; birileri bizim için yolları açtığı ve güvenli kıldığı için ne kadar şükretsek azdır, diye düşünüyorum. Hele hele Kur'an-ı Kerim'e, Hazreti Peygambere bende olanlar veya onların eserleri, gönüllerde yaşamıyor mu... Ve onlar Hak için, hak davalar yüklenip ilerlemiyor mu... öyle seviniyorum ki, hamdediyorum. Ayet; "Sen ancak Kur'an'a uyan ve görülmediği halde Rahman'dan korkan kişiyi uyarabilirsin. O kişiyi bağışlanma ve güzel mükafat ile müjdele" (Yasin, 11).
İnsan, Kur'an-ı Kerim'siz bir hayat düşünebilir mi? İnsan, nasıl, kaybettiğini kaybettiği yerde değil de ilgisiz yerlerde arayabilir? Bu arayışın beyhude olduğunu anlaması ne kadar sürer? İnsan, doğru yapmaya iradesi varken neden batılda ve yanlışta kalır? Ayet; "Lokman (nasihatına devamla şöyle demişti): Ey oğulcağızım! İşlediğin şey (iyilik veya kötülük) bir hardal tanesi kadar olsa, bir kayanın içinde veya göklerde, yahut yerin derinliğinde gizlenmiş olsa bile, Allah onu senin karşına getirir. Allah'ın lütfu boldur, o herşeyden haberdardır" (Lokman, 16)
* * *
Yukarıda bahsettiğimiz, bize de ilham kaynağı olan eser, Prof. Dr. Haydar Baş Beyin "Sünnet" adlı kitabıdır. Kitap için söylenecek iki kelime var:
"Bir ömür".
Teşekkürler...