Çağdaş Neronların hedefe oturttuğu ülkeler arasına sen de mi girdin?
Misket bombaları eşliğinde “demokrasi” yağdırmayı planladıkları ülkeler listesine seni de mi aldılar?
Son yıllarda “kardeş ihanetine” uğrayan nice ülkeler gibi sen de mi arkadan hançerlenmek üzeresin?
Sağdan-soldan, öteden-beriden devşirilen eli kanlı teröristler nasıl da kıydılar senin bin yıllık şehirlerine, camilerine, minarelerine, kubbelerine ve elbette ki masum insanlarına?..
Şimdilerde Şam ne haldedir, Hama ne haldedir, Humus ne haldedir?..
En yakın kardeşlerinden vefasızlığın dik alasını gören, tadan ülkeler listesine seni de mi kattılar?
Haçlı-siyonist güçlerin hesabına çalışan cümle yalancılar, yağcılar, yardakçılar… Cümle arsızlar, hırsızlar, utanmaz ve sıkılmazlar, senin üzerinden yalan haber yapma yarışına mı girdiler?
Seni yemeyi kafasına koymuş olan tek dişi kalmış canavar, kanlı pençesini kaldırmadan harekete geçen, canavarın işini kolaylaştırmak için can atan sözde kardeşlerin mi türedi etrafında?
Suriye… Ah Suriye…
Komşuların Irak’ın, Libya’nın, Mısır’ın, Tunus’un Yemen’in başına gelenleri düşünüyorum da içim kan ağlıyor.
Onlar, canavarın pençeleri altında inlerken dünya Müslümanlarının umursamazlığı, vurdum duymazlığı aklıma geliyor da kahroluyorum.
Şimdi aynı tavır sana karşı sergileniyor.
Mezhebi, meşrebi, cinsi, cibilliyeti belli olmayan çağın haydutları ile beraber iş tutmayı, onlara bastonluk yapmayı Müslümanlık zanneden kimi zavallılar, seninle olan mezhep farkını ileri sürerek yorganlarını başlarına çekiyorlar.
Yorganlarını başlarına çekseler iyi, senin düşmanlarına yedek lastik olmayı şeref kabul eden partilerinin, guruplarının, cemaatlerinin şakşakçılığını yapmaya devam ediyorlar…
Suriye… Ah Suriye…
Yirmi birinci yüzyılın vefasızlığından, yüzsüzlüğünde, iz’an ve idraksizliğinden sen de mi nasiplendin?
“Müslüman Müslümanın kardeşidir, onu yalnız bırakmaz ve düşmanın insafına terk etmez” mealindeki peygamber buyruğuna rağmen kardeşlerin seni de mi zalim düşmanların insafına terk ettiler?
Şehid-i Kerbela Hz. Hüseyin’in mübarek başına meşhed olan, makber olan Şam acep ne haldedir şimdilerde?..
Bugün senin üzerinden uydurulan ve dünyaya servis edilen yalan, kasıtlı ve alçakça haberleri biz daha önce Irak konusunda dinlemiştik, Mısır konusunda dinlemiştik, Libya konusunda seyretmiştik…
Daha önceki işgallerde kandırıldıklarını gördükleri, yaşadıkları halde senin üzerinden uydurulan yalan haberlere de inanmaya hazır kitleler var ne yazık ki…
Suriye… Ah Suriye…
Misket bombaları eşliğinde “demokrasi” yağdırmayı planladıkları ülkeler listesine seni de mi aldılar?
Son yıllarda “kardeş ihanetine” uğrayan nice ülkeler gibi sen de mi arkadan hançerlenmek üzeresin?
Sağdan-soldan, öteden-beriden devşirilen eli kanlı teröristler nasıl da kıydılar senin bin yıllık şehirlerine, camilerine, minarelerine, kubbelerine ve elbette ki masum insanlarına?..
Şimdilerde Şam ne haldedir, Hama ne haldedir, Humus ne haldedir?..
En yakın kardeşlerinden vefasızlığın dik alasını gören, tadan ülkeler listesine seni de mi kattılar?
Haçlı-siyonist güçlerin hesabına çalışan cümle yalancılar, yağcılar, yardakçılar… Cümle arsızlar, hırsızlar, utanmaz ve sıkılmazlar, senin üzerinden yalan haber yapma yarışına mı girdiler?
Seni yemeyi kafasına koymuş olan tek dişi kalmış canavar, kanlı pençesini kaldırmadan harekete geçen, canavarın işini kolaylaştırmak için can atan sözde kardeşlerin mi türedi etrafında?
Suriye… Ah Suriye…
Komşuların Irak’ın, Libya’nın, Mısır’ın, Tunus’un Yemen’in başına gelenleri düşünüyorum da içim kan ağlıyor.
Onlar, canavarın pençeleri altında inlerken dünya Müslümanlarının umursamazlığı, vurdum duymazlığı aklıma geliyor da kahroluyorum.
Şimdi aynı tavır sana karşı sergileniyor.
Mezhebi, meşrebi, cinsi, cibilliyeti belli olmayan çağın haydutları ile beraber iş tutmayı, onlara bastonluk yapmayı Müslümanlık zanneden kimi zavallılar, seninle olan mezhep farkını ileri sürerek yorganlarını başlarına çekiyorlar.
Yorganlarını başlarına çekseler iyi, senin düşmanlarına yedek lastik olmayı şeref kabul eden partilerinin, guruplarının, cemaatlerinin şakşakçılığını yapmaya devam ediyorlar…
Suriye… Ah Suriye…
Yirmi birinci yüzyılın vefasızlığından, yüzsüzlüğünde, iz’an ve idraksizliğinden sen de mi nasiplendin?
“Müslüman Müslümanın kardeşidir, onu yalnız bırakmaz ve düşmanın insafına terk etmez” mealindeki peygamber buyruğuna rağmen kardeşlerin seni de mi zalim düşmanların insafına terk ettiler?
Şehid-i Kerbela Hz. Hüseyin’in mübarek başına meşhed olan, makber olan Şam acep ne haldedir şimdilerde?..
Bugün senin üzerinden uydurulan ve dünyaya servis edilen yalan, kasıtlı ve alçakça haberleri biz daha önce Irak konusunda dinlemiştik, Mısır konusunda dinlemiştik, Libya konusunda seyretmiştik…
Daha önceki işgallerde kandırıldıklarını gördükleri, yaşadıkları halde senin üzerinden uydurulan yalan haberlere de inanmaya hazır kitleler var ne yazık ki…
Suriye… Ah Suriye…
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024