Türkiye İş Kurumu (İşKur) dünyada büyüme ve istihdam arasındaki ilişkiyi ortaya koyan bir rapor hazırladı. Bu raporun detaylarını belki okumuşsunuzdur. Ben fazla detaya girmeden bu raporda ifade edilen önemli bir noktanın altını çizmek istiyorum.Raporda, gelişmiş ülkelerde görülen işsizliğin ana nedeninin, talebin mevcut işgücü arzının tamamını çalışır durumda tutacak düzeyde olmamasından ve ekonomik organizasyonun bu talebi yaratamamasından kaynaklandığı belirtildi. Ülkemizde de sanayiciler bazında yapılan anketlerde, işadamlarının en büyük şikayetinin talep darlığı olduğu ifade ediliyordu. Hatta son olarak Bursa'da yapılan ankette son 1 yılda yüzde 40'ı aşkın bir talep daralmasından bahsediliyordu.Resmi rakamlar da talep daralmasını ortaya koyuyor.Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Merkez Bankası işbirliğiyle yürütülen Aylık Tüketici Eğilim Anketi'nin sonuçlarına göre Tüketici Güven Endeksi, 2007 yılı Ekim ayında 96,20 iken, 2007 yılının Kasım ayında yüzde 3,82'lik bir azalmayla 92,52'ye düştü.Bu rakam tüketicinin geleceğe oldukça olumsuz baktığını göstermektedir. Endeksin 100'den büyük olması tüketici güveninde iyimser durum, 100'den küçük olması tüketici güveninde kötümser durum, 100 olması ise tüketici güveninde ne iyimser ne de kötümser durum olduğunu gösteriyor.Görüldüğü gibi rakam 100'ün altında ve tüketicinin güveni kalmamış.Durumu bir de vatandaşın satın alma gücüne göre değerlendirelim.Hatırlarsanız, geçtiğimiz yıl Ekim ayında Başbakan çok iddialı bir cümle söylemişti.Türkiye İş Kurumunun İl Müdürlüğünün açılışında, büyük bir güvenle, "Bizim dönemimizde eğer satın alma gücünüz düştüyse partime oy vermeyin" demişti.İşin ilginç tarafı bu sözü sarfettikten bir gün sonra TÜİK satın alma gücü endeksini açıkladı.Merkez Bankası ve TÜİK rakamlarına göre o dönemden önceki 33 aylık süreçte vatandaşın satın alma gücü sürekli düşmüştü.Vatandaşın satın alma gücü, 2004 yılının ocak ayında 108, haziranda 96, 2005 yılının ocak ayında 92, haziranda 90, 2006 yılının ocak ayında 88, haziranda 85 ve nihayet 2006 yılının eylül ayında 83'e düşmüştü.Yani 2004 ayının ocak ayında 108 olan endeks sürekli bir düşüş kaydederek eylül 2006'da 83'e gerilemişti.Satın alma gücü endeksinde de yukarıda belirttiğimiz gibi, 100'ün altı kötümserliği, olumsuzluğu ifade ediyor.Ne var ki vatandaş, Başbakan'ın verdiği mesajı anlamadı ve daha büyük bir oyla başa getirdi. Şimdi TÜİK'in açıkladığı tüketici güven endeksinin de gösterdiği gibi geleceğe pek umutla bakamıyor.Ne diyelim, vatandaşın kendi tercihi?Maalesef milletimiz olaylara ölçüyle bakabilmeyi pek kavrayamadı. Her şeye duygusal yaklaşıyor. Gerçekler gün gibi ortada olmasına rağmen son anlarda yapılan propagandaların tuzağına düşüveriyoruz. Halbuki Başbakan'ın açıklaması oldukça net, rakamlar da Başbakanlığa bağlı resmi bir kurumun rakamları?Peki, bu tabloyu tersine çevirip, hem küresel bazda, hem de ülkemizde yaşanan bu talep darlığını aşabilmek mümkün mü? Elbette mümkün.IMF politikalarıyla, AB ve ABD tavsiyeleriyle bu meseleyi çözmek asla mümkün değil. Çünkü talep daralması resmi rakamlara yansımasına rağmen IMF ve diğer Batılı kuruluşlar hala mali disiplinden, kemer sıkmaktan, vergileri kısmaktan, emeklinin, işçinin, çiftçinin sırtına yük vurmaktan bahsediyorlar.Vatandaşın talebinin daralmasının, satın alma gücünün düşmesinin asıl sebepleri de zaten bu yanlış politikalar değil mi?Küresel bazda da bu yanlışlıklar yapılıyor, talep sürekli daraltılmak isteniyor. Enflasyonun düşmesi için talebin bastırılması gerektiği vurgulanıyor.Halbuki enflasyonun sıfır olması, yani denge hali ancak üretim ile tüketimin eşit olmasıyla mümkündür. Devletlerin para politikaları ve ekonomik yönlendirmeleri bu eşitliği sağlamaya yönelik olmalıdır.Bu gerçeği kim ifade ediyor? Tabii ki dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli eserinin sahibi BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş.Basit bir misal verelim. 1 çuval mısırı ekiyorsunuz ve minimum 10 çuval mısır elde ediyorsunuz. Örneği iyi anlamak için iyice basitleştirelim ve diyelim ki başlangıçta 1 çuval mısırı alabilecek kadar para piyasada olsun. Üretim neticesinde 9 çuval daha mısır elimize geçti. Piyasada 1 çuval mısırı alabilecek para var; 9 çuval arzı(üretim) alabilecek talebi tetikleyecek para piyasada yok. Ya 1 çuvallık talep karşılanacak, ya da 10 çuval mısır değerinin onda biri fiyatına talep edene verilecek. Peki, onda bir fiyata satan satıcı emeğinin karşılığını alabilecek mi? Hayır. Hayrına da çalışmayacağına göre bu işten vazgeçecek.Talebi doğuracak unsurların başında gelir yani para gelmektedir. Paranın olmadığı yerde asli ihtiyaçların bile talep edilmesi mümkün değildir. Zaten bugün dünyada ve ülkemizde yaşanan talep daralmasının ana sebebi de budur. Para piyasada yeterli miktarda değildir, olan para da toplumda adil bir dağılıma sahip değildir, belli ellerde bloke edilmiştir.Talebin olmadığı yerde üretim anlamsızdır. Üretimin olmadığı yerde işsize iş bulamazsın, bu şartlarda gözüken büyüme rakamlarının da hiçbir anlamı yoktur, çünkü yanlıştır, şişirmedir.Olması gereken, üreticinin pazarı olan tüketicilerin, yani talebin sosyal devlet projeleriyle desteklenmesidir.Milli Ekonomi Modeli'nde Prof. Dr. Baş bu konuyu detaylı olarak ortaya koymuştur. Mutlaka inceleyin, araştırın."Bana ne" demeyin, çünkü mevzu hepimizi yakından ilgilendiriyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024