Bağımsız Türkiye Partisi, görkemli bir toplantıya daha imza attı. Bağcılar Olimpik Kapalı Spor Salonu'nu hınca hınç dolduran İstanbullular, Kuvay-ı Milliye ruhuyla dirilişin mutluluğunu yaşadı. "Vergisiz, zamsız, tam bağımsız Türkiye" dedi
Ekonomik krizi 24 saatte çözmek, işçisi, memuru, çiftçisi, sanayicisi, ile topyekün Türk milletini hak etmediği mevcut konumdan olması gereken zirveye taşımak için milletle kucaklaşma programlarına devam eden Bağımsız Türkiye Partisi, "tanıtım ve katılım" toplantı zincirine İstanbul'u da ekledi.
Bağcılar Olimpik Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilen toplantı tam bir şölen havası içinde geçti. Olimpik salon, 2. Kuvay-ı Milliyenin önderi Prof. Dr. Haydar Baş ve BTP kurmaylarını dinlemek için akın eden İstanbullulara dar geldi. Binlerce İstanbullunun geri dönmek zorunda kaldığı gözlendi. İzdihama rağmen girme şansını yakalayan 15 bin İstanbullu ise ellerinde ay yıldızlı bayraklarla salonu gelincik tarlasına çevirdi. Kuvay-ı Milliye ruhuyla yeniden dirilişin saadetini yaşadı. Türkiye'nin bütünlüğüne, Türk milletinin birliğine, tek yürek, tek bilek halinde sahip çıkacağını ortaya koydu. Türkiye'nin, hatta kâinatın içinde bulunduğu durumdan kurtuluş adresini gösterdi. İstiklal ve istikbalimize kasteden dahili ve harici bedhahlara, "bu vatan bizimdir bizim kalacak" mesajı gönderdi.
BTP farkıSaygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan proğramın açış konuşmasını İl Başkanı Fikret İnan yaptı. Ülkemizi düştüğü ekonomik, sosyal ve kültürel badireden kurtarmak için yola çıktıklarını söyleyen İnan, BTP'nin, şer güçlerin Türkiye üzerindeki bütün hesaplarını bozacağını söyledi.
"Bugüne kadar devleti idare edenlerin kimileri devletle, kimileri din ile, kimileri insanımız ile kavgalı idi. Onlar kendileri ile barışık olmadıkları için bu vatan, bu millet, bu devlet ile barışık olamamışlardır" diyen Genel Başkan Ali Gedik, BTP'nin, kendisi ile barışık insanların kurduğu parti olma özelliğine dikkat çekti ve milletimizin bütün oyunları bozmak için Prof. Dr. Haydar Baş'ın projeleri ile iktidara gelmekte olduğu mesajını verdi. Seçim sistemi tartışmalarına da değinen Gedik, "İsterseniz barajı kaldıralım. Herkes boyunun ölçüsünü alsın. İllâ baraj olmalı, deniliyorsa % 10'u % 5'e indirme değil, % 20'ye çıkaralım. Hodri meydan!" dedi.
Devleti küçültme oyunu2. Kuvay-ı Milliye'nin önderi Prof. Dr. Haydar Baş ise, Türkiye üzerinde oynanan oyunların çok büyük olduğunu, asıl maksadın Türk milletini parçalamak, lokma lokma yutmak, bağımsızlığını elinden almak, esir etmek, köle yapmak olduğunu söyledi ve bazı kurumların bunun için hedef alındığına dikkat çekerek şöyle dedi:
"Onun için 'devleti küçültmemiz lazım', 'orduyu küçültmemiz lazım' deniliyor. Çünkü devlet, ordu küçülürse, Türk milleti ufalanacak, toz-duman edilecektir. Onun için BTP'nin projesinde cihan devletinin ötesinde kâinat devleti vardır. O devleti koruyacak, kollayacak kâinat ordusu vardır. Bizim ordumuzun hakimiyeti döneminde dünyada can, mal, namus, vatan, din ve vicdan emniyeti vardı. Dünyanın yüzü gülüyordu. Onun için ayrıldığımız yerlerdeki insanlar, arkamızdan ağıt yaktılar. Hâlâ da yakmaktadırlar. Dünyada bugün bu emniyetler yok, ağıt yakma varsa, o kuvvet, tasarrufunu kaybettiği içindir. Şimdi hep beraber o büyük TSK'yı, o büyük orduyu tekrar kurmaya var mısınız?"
Asıl medenilik bizdeEkonomisini şu veya bu yolla düzelten Batıya esaretin hiç bir manası olmadığını belirten Prof. Dr. Haydar Baş, AB'ye üyelik sürecinde yapılanları şöyle değerlendirdi:
"İllâ Avrupa'ya el-avuç açacak, dileneceksiniz. Benim şahsiyetim, gururum buna 'hayır!' diyor. Avrupalı, benim dedemin artıklarıyla geçinirdi. Şimdi sen zillete düşüp de kendi varlığını inkâr edince maalesef ve maateessüf onun artıklarıyla geçinmeye çalışıyor, ' ben onsuz olamam' diyorsun. Yazıklar olsun! Medeni olmak için AB'siz olmazmış! Sen kendini tanıyor musun? Benim dünyamda, güneşin, dünyanın dönüşünden, gezegenlerden, galaksilerden bahsedilirken, o günün şartlarında Avrupa'da, 'Dünya düzdür. Yıldızlar da onu etrafında çakılıdır' diye iddia ederlerdi. Biz delileri bile musiki ile tedavi ederken onlar, 'cin çarptı' diye ateşe atıp yakarlardı. Söyler misiniz? Medeniyet hangisidir?"
Enflasyonun reçetesiEkonominin başımızda en büyük problem olduğu tespitinde bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, "Bu kafa ile, bu gidişle ekonomi düzelmez. Hele enflasyon hiç bir zaman aşağıya düşmez" diyerek teşhis ve tedavi yanlışında ısrar eden iktidarı bir kez daha uyardı. Prof. Dr. Baş, "Türkiye'deki enflasyon talep değil maliyet enflasyonudur. Ama talep enflasyonu reçetesi uygulanıyor. Bu, enflasyonu daha da azgınlaştırıyor. Vergileri, hammadde ve enerji giderlerini, kredi faizlerini düşürmeden enflasyonu düşürmek mümkün değildir" dedi.
"Enflasyonu düşürmek istiyorsanız BTP'yi iktidar yapacaksınız. Türkiye'nin istiklali, istikbali, çocuklarımızın geleceği için BTP'yi iktidar yapacaksınız" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, ilk seçimde iktidar müjdesi ile sözlerine son verdi.
Ekonomik krizi 24 saatte çözmek, işçisi, memuru, çiftçisi, sanayicisi, ile topyekün Türk milletini hak etmediği mevcut konumdan olması gereken zirveye taşımak için milletle kucaklaşma programlarına devam eden Bağımsız Türkiye Partisi, "tanıtım ve katılım" toplantı zincirine İstanbul'u da ekledi.
Bağcılar Olimpik Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilen toplantı tam bir şölen havası içinde geçti. Olimpik salon, 2. Kuvay-ı Milliyenin önderi Prof. Dr. Haydar Baş ve BTP kurmaylarını dinlemek için akın eden İstanbullulara dar geldi. Binlerce İstanbullunun geri dönmek zorunda kaldığı gözlendi. İzdihama rağmen girme şansını yakalayan 15 bin İstanbullu ise ellerinde ay yıldızlı bayraklarla salonu gelincik tarlasına çevirdi. Kuvay-ı Milliye ruhuyla yeniden dirilişin saadetini yaşadı. Türkiye'nin bütünlüğüne, Türk milletinin birliğine, tek yürek, tek bilek halinde sahip çıkacağını ortaya koydu. Türkiye'nin, hatta kâinatın içinde bulunduğu durumdan kurtuluş adresini gösterdi. İstiklal ve istikbalimize kasteden dahili ve harici bedhahlara, "bu vatan bizimdir bizim kalacak" mesajı gönderdi.
BTP farkıSaygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan proğramın açış konuşmasını İl Başkanı Fikret İnan yaptı. Ülkemizi düştüğü ekonomik, sosyal ve kültürel badireden kurtarmak için yola çıktıklarını söyleyen İnan, BTP'nin, şer güçlerin Türkiye üzerindeki bütün hesaplarını bozacağını söyledi.
"Bugüne kadar devleti idare edenlerin kimileri devletle, kimileri din ile, kimileri insanımız ile kavgalı idi. Onlar kendileri ile barışık olmadıkları için bu vatan, bu millet, bu devlet ile barışık olamamışlardır" diyen Genel Başkan Ali Gedik, BTP'nin, kendisi ile barışık insanların kurduğu parti olma özelliğine dikkat çekti ve milletimizin bütün oyunları bozmak için Prof. Dr. Haydar Baş'ın projeleri ile iktidara gelmekte olduğu mesajını verdi. Seçim sistemi tartışmalarına da değinen Gedik, "İsterseniz barajı kaldıralım. Herkes boyunun ölçüsünü alsın. İllâ baraj olmalı, deniliyorsa % 10'u % 5'e indirme değil, % 20'ye çıkaralım. Hodri meydan!" dedi.
Devleti küçültme oyunu2. Kuvay-ı Milliye'nin önderi Prof. Dr. Haydar Baş ise, Türkiye üzerinde oynanan oyunların çok büyük olduğunu, asıl maksadın Türk milletini parçalamak, lokma lokma yutmak, bağımsızlığını elinden almak, esir etmek, köle yapmak olduğunu söyledi ve bazı kurumların bunun için hedef alındığına dikkat çekerek şöyle dedi:
"Onun için 'devleti küçültmemiz lazım', 'orduyu küçültmemiz lazım' deniliyor. Çünkü devlet, ordu küçülürse, Türk milleti ufalanacak, toz-duman edilecektir. Onun için BTP'nin projesinde cihan devletinin ötesinde kâinat devleti vardır. O devleti koruyacak, kollayacak kâinat ordusu vardır. Bizim ordumuzun hakimiyeti döneminde dünyada can, mal, namus, vatan, din ve vicdan emniyeti vardı. Dünyanın yüzü gülüyordu. Onun için ayrıldığımız yerlerdeki insanlar, arkamızdan ağıt yaktılar. Hâlâ da yakmaktadırlar. Dünyada bugün bu emniyetler yok, ağıt yakma varsa, o kuvvet, tasarrufunu kaybettiği içindir. Şimdi hep beraber o büyük TSK'yı, o büyük orduyu tekrar kurmaya var mısınız?"
Asıl medenilik bizdeEkonomisini şu veya bu yolla düzelten Batıya esaretin hiç bir manası olmadığını belirten Prof. Dr. Haydar Baş, AB'ye üyelik sürecinde yapılanları şöyle değerlendirdi:
"İllâ Avrupa'ya el-avuç açacak, dileneceksiniz. Benim şahsiyetim, gururum buna 'hayır!' diyor. Avrupalı, benim dedemin artıklarıyla geçinirdi. Şimdi sen zillete düşüp de kendi varlığını inkâr edince maalesef ve maateessüf onun artıklarıyla geçinmeye çalışıyor, ' ben onsuz olamam' diyorsun. Yazıklar olsun! Medeni olmak için AB'siz olmazmış! Sen kendini tanıyor musun? Benim dünyamda, güneşin, dünyanın dönüşünden, gezegenlerden, galaksilerden bahsedilirken, o günün şartlarında Avrupa'da, 'Dünya düzdür. Yıldızlar da onu etrafında çakılıdır' diye iddia ederlerdi. Biz delileri bile musiki ile tedavi ederken onlar, 'cin çarptı' diye ateşe atıp yakarlardı. Söyler misiniz? Medeniyet hangisidir?"
Enflasyonun reçetesiEkonominin başımızda en büyük problem olduğu tespitinde bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, "Bu kafa ile, bu gidişle ekonomi düzelmez. Hele enflasyon hiç bir zaman aşağıya düşmez" diyerek teşhis ve tedavi yanlışında ısrar eden iktidarı bir kez daha uyardı. Prof. Dr. Baş, "Türkiye'deki enflasyon talep değil maliyet enflasyonudur. Ama talep enflasyonu reçetesi uygulanıyor. Bu, enflasyonu daha da azgınlaştırıyor. Vergileri, hammadde ve enerji giderlerini, kredi faizlerini düşürmeden enflasyonu düşürmek mümkün değildir" dedi.
"Enflasyonu düşürmek istiyorsanız BTP'yi iktidar yapacaksınız. Türkiye'nin istiklali, istikbali, çocuklarımızın geleceği için BTP'yi iktidar yapacaksınız" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, ilk seçimde iktidar müjdesi ile sözlerine son verdi.