Her gün belli aralıklarla bu kadar tekrarlanan "Allah her şeyden, bütün yaratıklardan üstün ve yücedir" sözü anlamı düşünüldüğü takdirde mümine şuur vermek için yeterlidir. Bununla mümin en üstün güç olarak Allah'ı tanıdığını, O'nun üstünde bir güç bulunmadığını, kendi iç dünyasına sürekli bir şekilde hatırlattığı gibi ezan ve kamet yoluyla da bunu topluma ilân etmektedir. Çünkü mümin, bütün varlıkları Allah'ın yaratıp yöneltmekte olduğunu, dilediğine güç ve kuvvet verdiğine, dilediğini de güçsüz bırakabildiğine inanır. Kur'anı Kerîm'de yüce Allah'ın her yerde hazır bulunduğu ve her şeye gücünün yettiği şöyle ifade edilir: "Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a hükmeden O'dur. O, yere gireni ve çıkanı gökten ineni ve çıkanı bilir. Siz nerede olursanız olun, O, sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı çok iyi görendir" (elHadîd, 57/4). "Şüphesiz insanı biz yarattık. Nefsinin ona ne fısıldadığını da biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınızdır" (Kâf, 50/16). "Siz can çekişmekte olan kimseye bakar durursunuz. Biz ona sizden daha yakınızdır. Fakat siz göremezsiniz" (elVâkıa, 56/8485). Allah'ın yüceliğini ve sonsuz gücünü şu ayet ne güzel belirler: "Allah bir şeyin olmasını dilediği zaman, O'nun emri sadece "Ol" demektir. O da hemen oluverdi" (Yâsîn, 36/82). Şu ayeti kerime de müminleri Allah Teâlâ'yı yüceltmeye teşvik etmektedir:
"Hamd, çocuk edinmeyen, mülkte ortağı bulunmayan, âciz olmayıp bir yardımcı da edinmeyen Allah'a mahsustur" de. "O'nu lâyık olduğu şekilde yücelt" (elKehf; 18/111KIYÂM Ayakta durmak, ayağa kalkmak, isyan etmek. Namazın rükünlerinden birisi. Farz namazlarda, ayakta durabilen için kıyam farz; adak ve sabah namazının sünneti gibi bazı namazlarda sacip hükmündedir. Nâfile namazlarda ise bazı ruhsatlar vardır.