Rus - ABD - İsrail ve teröre karşı tutumları
Bu iki devlet de kendi menfaatine uygun gelen her türlü kanun dışı hareketleri uygun ve geçerli saymaktadır. Kendileri havadan, karadan ve tüm askeri ve teknolojik güçleriyle hiçbir engel tanımadan menfaatlerine uygun işgaller yapmaktadırlar. Yaptıkları bu zulmün karşılıkları gelince de onları insanlık dışı - terör olarak isimlendirmektedirler. Halbuki ise terör sadece bireysellik ve mafya organizasyonu değildir. Onların yaptıkları da bir nevi "Devlet terörü" sayılmaktadır. Gürcistan, Nahçıvan ve Acaristan. Kafkaslar son yıllarda iyicene karışmış durumdadır. Olaylar birbirinin ardından gelmektedir. Durum gerek siyasi gerekse hukuki açıdan endişe vericidir.
Kafkaslarla yapılan
eski anlaşmalar
Türkiye bu olaylardan tedirgin olmaktadır. Bazı Kafkas devletleriyle ilgili 1920'li yıllarda Türkiye ile ilgili bazı anlaşmalar mevcuttur. Onlar hala yürürlükten kalkmış sayılmazlar.
1 - Türkiye - Ermenistan Anlaşması: 2 Aralık 1920,
2 - Türkiye - Sovyetler Moskova Anlaşması: 18 Mart 1920,
3 - Türkiye - Ermenistan - Gürcistan - Azerbaycan anlaşması: 13 Ekim 1921'de Kars Anlaşması olarak tarihe geçerek imzalanmıştır.
Mesela Moskova anlaşmasının 2. maddesine uygun olarak, Türkiye Batum şehrinin egemenlik haklarından Gürcistan lehine vazgeçmekte ancak bu anlaşmada Türkiye'nin Batum limanından yararlanması koşulları da mevcuttur. Ama Türkiye bu hakkını şimdiye kadar hiç kullanmadı. Hatta bundan kimsenin haberi bile yoktu!
Nahçıvan'ın durumu
Aynı anlaşmanın 3. maddesinde, Nahçıvan'ın Özerk bir bölge olarak Azerbaycan'ın himayesine, üçüncü bir devletin koruyuculuk hakkının karıştırılmaması hasebiyle bırakılmaktadır. 13 Ekim Kars Anlaşması ise içerik bakımından Moskova anlaşmasının aynısıdır. Tüm bu anlaşmalar Türkiye'nin halen bazı hukuki durumları Kafkaslarda söz konusu olmaktadır. Onun için Türkiye'nin sessiz kalmaması gerekir.
Nahçıvan'ın Azerbaycan'ın himayesinde özerk bir statüsü vardır. Bütünlüğü ve otonomisi garanti edilmiştir. Ancak bağımsız olmadığı için bağımsızlığı garanti altında değildir. İmzası olan tüm devletlerin rızası olmadan Azerbaycan bu haklarını başka bir devlete bırakamaz. Kısacası Türkiye, Nahçıvan statüsünün garantörlerinden biridir. Öte yandan, bazı hukukçular Türkiye'nin garantör hakkı değil de gözlemci hakkının bulunduğunu söylemektedirler.
Böylece Türkiye'nin gerek Batum, gerekse Nahçıvan konusun da özel bir konumu vardır. Görüldüğü kadarıyla Türkiye uygun bir tutum içinde bulunmaktadır.
Diğer taraftan gerek Ermenistan, gerekse Gürcistan Türkiye'ye karşı bu durumda dikkatli politika izlemektedir. Öyle anlaşılmaktadır ki gerek Rusya, gerekse Türkiye Kafkaslarda önemli bir partner rolünde olmaktadır.
Rusya henüz tam manasıyla partnerlik rolünü oynamamaktadır. O daha fazla kendine dönük, aktif rol peşinde görülmektedir. Ama istikrarlı ve huzurlu bir Kafkasya, Rusların da işlerine özellikle Çeçenistan durumlarından dolayı, daha uygun olabilir.
Bu iki devlet de kendi menfaatine uygun gelen her türlü kanun dışı hareketleri uygun ve geçerli saymaktadır. Kendileri havadan, karadan ve tüm askeri ve teknolojik güçleriyle hiçbir engel tanımadan menfaatlerine uygun işgaller yapmaktadırlar. Yaptıkları bu zulmün karşılıkları gelince de onları insanlık dışı - terör olarak isimlendirmektedirler. Halbuki ise terör sadece bireysellik ve mafya organizasyonu değildir. Onların yaptıkları da bir nevi "Devlet terörü" sayılmaktadır. Gürcistan, Nahçıvan ve Acaristan. Kafkaslar son yıllarda iyicene karışmış durumdadır. Olaylar birbirinin ardından gelmektedir. Durum gerek siyasi gerekse hukuki açıdan endişe vericidir.
Kafkaslarla yapılan
eski anlaşmalar
Türkiye bu olaylardan tedirgin olmaktadır. Bazı Kafkas devletleriyle ilgili 1920'li yıllarda Türkiye ile ilgili bazı anlaşmalar mevcuttur. Onlar hala yürürlükten kalkmış sayılmazlar.
1 - Türkiye - Ermenistan Anlaşması: 2 Aralık 1920,
2 - Türkiye - Sovyetler Moskova Anlaşması: 18 Mart 1920,
3 - Türkiye - Ermenistan - Gürcistan - Azerbaycan anlaşması: 13 Ekim 1921'de Kars Anlaşması olarak tarihe geçerek imzalanmıştır.
Mesela Moskova anlaşmasının 2. maddesine uygun olarak, Türkiye Batum şehrinin egemenlik haklarından Gürcistan lehine vazgeçmekte ancak bu anlaşmada Türkiye'nin Batum limanından yararlanması koşulları da mevcuttur. Ama Türkiye bu hakkını şimdiye kadar hiç kullanmadı. Hatta bundan kimsenin haberi bile yoktu!
Nahçıvan'ın durumu
Aynı anlaşmanın 3. maddesinde, Nahçıvan'ın Özerk bir bölge olarak Azerbaycan'ın himayesine, üçüncü bir devletin koruyuculuk hakkının karıştırılmaması hasebiyle bırakılmaktadır. 13 Ekim Kars Anlaşması ise içerik bakımından Moskova anlaşmasının aynısıdır. Tüm bu anlaşmalar Türkiye'nin halen bazı hukuki durumları Kafkaslarda söz konusu olmaktadır. Onun için Türkiye'nin sessiz kalmaması gerekir.
Nahçıvan'ın Azerbaycan'ın himayesinde özerk bir statüsü vardır. Bütünlüğü ve otonomisi garanti edilmiştir. Ancak bağımsız olmadığı için bağımsızlığı garanti altında değildir. İmzası olan tüm devletlerin rızası olmadan Azerbaycan bu haklarını başka bir devlete bırakamaz. Kısacası Türkiye, Nahçıvan statüsünün garantörlerinden biridir. Öte yandan, bazı hukukçular Türkiye'nin garantör hakkı değil de gözlemci hakkının bulunduğunu söylemektedirler.
Böylece Türkiye'nin gerek Batum, gerekse Nahçıvan konusun da özel bir konumu vardır. Görüldüğü kadarıyla Türkiye uygun bir tutum içinde bulunmaktadır.
Diğer taraftan gerek Ermenistan, gerekse Gürcistan Türkiye'ye karşı bu durumda dikkatli politika izlemektedir. Öyle anlaşılmaktadır ki gerek Rusya, gerekse Türkiye Kafkaslarda önemli bir partner rolünde olmaktadır.
Rusya henüz tam manasıyla partnerlik rolünü oynamamaktadır. O daha fazla kendine dönük, aktif rol peşinde görülmektedir. Ama istikrarlı ve huzurlu bir Kafkasya, Rusların da işlerine özellikle Çeçenistan durumlarından dolayı, daha uygun olabilir.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024