Türk ordusu son aylarda gemi azıya alan PKK terörüne karşı yurtiçinde gerçekleştirdiği operasyonlar sayesinde örgüte büyük kayıplar verdirerek onlara göz açtırmıyor. Terör eylemleriyle hükümetten bazı tavizler koparmak peşinde olan teröristler ise eylemlerine hız vermiş durumdalar. Dış kaynaklardan beslenen PKK terörü, Türk ordusunun bütün operasyonlarına rağmen bitmiyor. Türk ordusuna Kuzey Irak'tan el çektirilmesinden sonra ise Terör örgütü PKK, "stratejik ortak" saydığımız ABD'nin himayesinde Kuzey Irak'ta yeniden yapılanarak palazlanmaya çalışıyor. Kökü dışarıda olan PKK terör örgütünün yurt içindeki kollarına yapılan operasyonların örgüte verdiği zarar maalesef kısıtlı kalmaktadır.Terör örgütü PKK'nın Türkiye devletine yönlendirdiği terör faaliyetleri, iki farklı yoldan yürütülmekte. Birincisi silahlı terör eylemleridir ki, Türk silahlı kuvvetleri bu faaliyetlerle etkin bir şekilde yurt içinde mücadele etmekte ve çok başarılı sonuçlar geçmişte olduğu gibi günümüzde de alınmaktadır. Terörün bu silahlı kolu büyük ölçüde engellenmekte Türkiye'ye ve vatandaşlarımıza zararı en az seviyeye indirgenebilmektedir. Terörün kullandığı ikinci yol ise siyasidir. Bu yol çok daha sinsi ve belirsiz bir şekilde gizlilik içerisinde yapılmaya çalışıldığından dolayı belki de uzun vadede silahlı terörden çok daha fazla Türkiye'ye zararlar verebilmektedir. Bu siyasi PKK terörü, ABD-PKK-AB İttifakı ile uyumlu bir şekilde adım adım yürütülmektedir.Dünkü yazımda belirttiğim gibi Kuzey Irak'ta Barzani'nin "Kürdistan Bölge Başkanı" seçilmesi ile gelinen durum, yeni Kürt devletinin kurulma aşamasında geriye yalnızca bağımsızlığın ilan edilmesinin kaldığını göstermektedir. Kürt devletinin ilan edilmesi için neden bekleniyor acaba? Barzani'nin ve AB yetkililerinin deyişiyle "kuzey Kürdistan"ın yani, Türkiye'nin Güneydoğusunun AB ve ABD dayatmalarıyla Kuzey Irak benzeri bir statüye kavuşmasını beklenmektedir.Bu noktada askeri olarak etkin bir operasyonlar düzenlendiği halde, askeri alanda olduğu kadar siyasi alanda terörle etkin mücadele edilmediği için Türkiye'nin terör mücadelesi kısır kalmaktadır. Askeri olarak kapattığınız kapılardan giremeyen terör örgütü, siyasi olarak kapatılmayan kapılardan girerek Türkiye'yi tehdit etmeye devam etmektedir. Siyasi olarak terörle etkin mücadele bu hükümet ve önceki hükümetler tarafından yapılabilseydi, Öcalan İmralı'da hala besleniyor olmazdı. Ülkemize gelen AB yetkilileri ülkemizin güneydoğusundan bahsederlerken "Kürdistan" ifadesini kullanmaya cesaret edemezlerdi. Terörle mücadele siyasi ve askeri olarak at başı yürütülmelidir. Bu mücadelenin tüm alanlarda etkin olarak yapılamaması terörü bitiremeyeceğimiz anlamına gelmektedir ki, Türkiye'nin yaşadığı ortam bunu doğrulamaktadır. Türkiye askeri olduğu kadar siyasi olarak ta teröre ve destekçilerine atacağı adımlarla gereken cevabı vermelidir. İşte o zaman yurtiçinde ve yurt dışında Türkiye'nin bir bölgesinden "Kürdistan" olarak bahsetme cesaretini hiç kimse gösteremeyecektir.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023