Haberlere bakın:
Aydın'ın Nazilli ilçesinde, boşanmak üzere olduğu eşinin evini pompalı tüfekle basan Mustafa Duran katlim yaptı. Bilanço 5 ölü 4 yaralı.
Adıyaman'da, aralarında arazi anlaşmazlığı olan kardeşlerden Salih Albay, tüfeğiyle kardeşinin ailesine saldırdı, sonuç: 4 ölü.
Balıkesir'de ailesiyle birlikte misafirliğe giden Ali Saral, çıkan tartışmada 3 kişiyi öldürdü, 4 kişiyi yaraladı.
Muş'un Sungu beldesinde ailesiyle tartışan Mehmetcan Aykan silahına sarıldı, 1.5 yaşındaki oğlu ve eşi dahil 5 kişiyi öldürdü.
Düzce Gümüşova'da ormanda kestikleri ağaçlardan artan odunları paylaşmak için kavgaya tutuşan köylüler Olcay B. 3 kişiyi öldürdü, 3 kişiyi yaraladı.
Katliam haberleri sıralanıp gidiyor.
Cinayetler 5'erli, 4'erli, 3'erli gruplar halinde işleniyor artık.
İnsanlar çok basit sebeplerle "yok, bana yan baktın, odunlarımı aldın, arazime girdin gibi sudan sebeplerle" katliam yapabiliyor.
Tek kişinin öldürüldüğü cinayetler artık haberden bile değil.
Çocuk cinayetler ve tacizleri de artık vakay-ı adiyeden.
Ağrı'da kaybolan 4 yaşındaki Leyla ölü bulundu.
Tokat'ta 3 yaşındaki Evrim, on beş gündür kayıp. Ailesi ve babası gözaltında.
Ankara'nun Uzunbeyli Mahallesinde kaybolan Eylül'ün cesedi bulundu. Katil zanlısı Uğur Koçyiğit gözaltında.
Bitlis'in Ahlat ilçesinde kaybolan 2 yaşındaki Sami Yusuf ölü bulundu.
Türkiye, Membiç'i ele geçirmek, Kandil Dağı'na girmek gibi büyük hedefleri önüne koymuş durumda ama bence "içerde meydana gelen" bu vahim olayları masaya yatırarak Türk insanının köhneyen toplumsal yapısını düzeltmek gibi bir ulvi hedefi de önüne koymak zorunda.
Son on yılda gerek çocuk tacizlerinden gerek toplu katliamlara kadar anormal boyutta ve dünya standartlarının çok üzerinde artış gösteren kriminal vakaların sebebini, çözümünü ve meydana gelmesini önleyici tedbirleri almaktan çok uzak kaldığımız anlaşılıyor.
Kendi mahallemizde bunca yangın varken bunları ihmal edip, komşu mahallelerin yangınlarına müdahale etmek marifet değildir.
Ekonomik parametrelerle, dış politika argümanlarıyla, sistem değişiklikleriyle öyle meşgul olur hale geldik ki, insanımızın ve toplumumuzun manevi, ruhsal ve sosyolojik anlamda nasıl bir bozulma içine girdiğini maalesef göremez hale geldik.
Televizyon kanalları ve gazeteler için bu haberler çok güzel bir "manşet haberdir" ama aslında toplumun ve bireyin yok oluşumunun da manşetidir aynı zamanda.
Ve bu olaylar bir milli güvenlik sorunudur.
İnsandaki bozulmayı milli güvenlik sorunu olarak görmeyen bir sistemin akıbeti iyi değildir.