Azınlık vakıflarının uzun süredir beklediği yeni Vakıflar Yasası tasarısı TBMM Adalet Komisyonu'nda aynen kabul edildi. Tasarı daha önce 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilmişti.Tasarı kısa bir süre içinde Meclis gündemine getirilip yasalaşacak ve Cumhurbaşkanı'nın onayına sunulacak. Meclis'teki AKP çoğunluğu ve Cumhurbaşkanı'nın da AKP kökenli olması hasebiyle yasayı şimdiden geçti kabul edebiliriz.Peki, tasarı neleri barındırıyor ve azınlıklar büyük bir heyecanla niye bu yasayı bekliyor? Diğer kritik bir soru da şu: Sadece azınlıklar mı bekliyor?Dilerseniz önce yasanın içinde neler var, onlara bakalım:* Yabancılar, Türkiye'de yeni vakıf kurabilecek.* Vakıflar, izin almadan mal edinebilecek, malları üzerinde her türlü tasarrufta bulunabilecek.* Vakıflar mallarını yararlı olanlarıyla değiştirebilecek ve paraya çevrilebilecek.* Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne beyanda bulunmak şartıyla şube ve temsilcilik açabilecek. * Vakıflar uluslararası faaliyet ve işbirliğinde bulunabilecek, yurtdışında şube ve temsilcilik açabilecek, üst kuruluş kurabilecek ve yurtdışında kurulan kuruluşlara üye olabilecek. * Vakıflar, yurtiçi ve yurtdışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan bağış ve yardım alabilecek.* Vakıflar meclisi, vakıflar Genel Müdürlüğü'nün en üst seviyedeki karar organı olarak görev yapacak. Bu maddelere bakılırsa, azınlık vakıflarına geniş imkanların tanındığını ifade edebiliriz. Sadece azınlıklara değil, yabancıların da önü tamamen açılıyor.Azınlık ve yabancı vakıflarının, izin almadan mal edinebilmeleri ve malları üzerinde tasarrufta bulunabilmeleri, yurtdışından her türlü finans desteği alabilmelerini de ilave ettiğimizde sınır tanımayan bir noktaya varacağı muhakkak.Yurt dışından sınırsız finans desteği olan bu tür vakıfların karşısında kim durabilecek? Hiçbir desteği olamayan yerli vakıflarımız mı? Peki, kapısı sonuna kadar açılan böyle bir güce istese bile devletin bütçesi karşı koyabilir mi?Ülkemiz üzerinde Sevr hesabı olanlar, ülkemizi bölmek ve parçalamak isteyenler, mevcut azınlıkları ülke aleyhinde güçlendirerek ve de bunlara yeni azınlıklar da ilave ederek -özellikle etnik azınlıklar- ülkemizi, milletimizi paramparça etmek isteyenler bu tasarıyla açılan kapıdan içeri girmeyecekler mi?Böyle bir tasarı kabul edilince oluşabilecek tehlikeyi kim bertaraf edebilecek?Mevcut durumda bile Patrikhane'nin ve ülkemizi bir ağ gibi saran misyonerlerin yaptıkları ortada. Böyle geniş imkanlarla donatılan vakıflar ülkemiz üzerinde hesabı olanlarla siyasi bir takımlar açılımlara girmeyecekler mi?Atatürk, "devlet için tehdit oluşturacak ölçüde güçlenmelerini önlemek" amacıyla 1936'da azınlık vakıflarının mülk edinmelerini yasaklamadı mı?Lozan Antlaşması'na göre Kurtuluş mücadelesinde ve öncesinde gösterdikleri tutum sebebiyle azınlıklara ve vakıflarına bir takım kısıtlamalar getirilirken ve bugün aynı tehlikeler artarak devam ederken, bu tasarıyla kuruluş senedimiz olan Lozan'ı kendi ellerimizle delmiş olmuyor muyuz?Siyasetin, ne kadar oy çoğunluğuna sahip olursa olsun, bu kadar tehlikeli sonuçlar doğurabilecek konularda da geniş yetki sahibi olması sizce doğru mu?Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, azınlık vakıflarının geçmişte sahip oldukları ve ellerinden devlet eliyle alınan taşınmazlarının da iade edileceğini ifade etti. Hatta bu vakıfların tazminat davası bile açabileceklerini söyledi.Şunu da unutmamak gerekiyor ki, azınlıkların talepleri arasında binlerce Bizans eseri, arazisi olduğu gibi bunların içinde Ayasofya'nın kendisi ve Fatih Camii'nin arazisi de var.Böyle geniş haklar tanıyan bir tasarı, Bizans'ın yeniden hortlatılması anlamına gelmiyor mu?Türk milleti IMF tavsiyeli AKP politikaları sebebiyle borç batağında boğulurken, Osmanlı ve Selçuklu eserlerine devlet eliyle sahip çıkılmazken, Bizans eserlerinin yeniden canlandırılması başka hangi anlama geliyor? Azınlık vakıflarının her konuda Avrupa mahkemelerine gideceklerini, Bizans eserlerini ve kiliselerini sürekli talep ettiklerini, bunları elde etmek için AB'yi ve ABD'yi sopa olarak kullanacaklarını, sınırsız finans kaynakları olduğunu, istedikleri malı alabileceklerini mutlaka bir kenara yazın.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın da ifade ettiği gibi "Türkiye, tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir meçhule sürükleniyor".
Murat Çabas / diğer yazıları
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024