Aşağıdaki yazıyı 10 yıl evvel kaleme aldım:"Aylar önce, Norveç'te yaşayan Sefa Yörükel'le bir araya geldiğimizde ilginç bir dokümandan bahsetti. Yörükel, uzun yıllardan beri İskandinav Ülkeleri Türkçe Konuşan Ülkeler Enstitüsü Direktörü olarak görev yapıyor? Norveç'te yaşıyor.Geçtiğimiz yıl İsviçre'de, devlete bağlı bir stratejik Araştırmalar kurumunda çalışan bir dostunu ziyarete gidiyor. Stratejik Araştırmalar Kurumu'nda çalışan arkadaşı, önüne hayli kabarık bir dosya koyuyor. Dosyanın başlığında "önümüzdeki on beş yılda Türkiye'de çıkacak iç savaşın ayrıntıları" ifadesi yer alıyor.Dosyada Türkiye'de çıkması / çıkarılması planlanan iç savaşın ayrıntıları anlatılıyor.Diyor ki Yörükel: Aynı dosya bütün batılı ülke istihbarat birimlerinde ve strateji kurumlarında elden ele dolaşıyor.(1 Eylül 2005)"Sefa Yörükel, batının yaptığı soykırımlar konusunda da çok uzman bir isim. Helen Norveç'te yaşıyor.Yukarıdaki sözlerini Meltem TV'de yayınlanan Diyalog programında da aynen tekrar etmişti. Aradan 10 yıl geçti.Birkaç gün önce basına bir haber düşüyor. AKP'nin Şanlıurfa milletvekillerinden biri, başka bir partinin milletvekilinin yanına giderek şöyle diyor: "Türkiye'de bir iç savaş çıkma tehlikesi var. Güneydoğu eksenli bir iç savaş. Böyle bir durumda binlerce hatta on binlerce kişi ölebilir. Durum çok kötü."Sefa Yörükel'in 10 sene evvel batılı strateji kurumlarından aldığı "iç savaş" senaryoları bilgisi, bugün iktidar milletvekilleri tarafından bile konuşulur hale geldi.AKP'nin, batının dayatmasıyla açılım diye başlattığı sürecin nihai amacı yavaş yavaş ortaya çıkıyor. HDP, barajı aşsa da, aşmasa da "sokaklar cayır cayır yanacak!" Her halükarda bir yerel parlamento gündeme gelecek. Çünkü PKK ile yıllar süren görüşmeler ve pazarlıklar sonucu çok iyi biliyoruz ki o pazarlık masasında "federasyon sözü" verildi.Önce o sözü verip sonra da "bu ülkede Kürt sorunu kalmadı" diye bağırırsanız pazarlık yaptığınız güçlerin "silah bırakma kongresini" iptal etmesinin yoluna taş döşersiniz.Batının iç savaş senaryosunun şifreleri de ortaya çıkıyor: AKP'nin iktidara gelmesi, PKK ile Habur'da başlayıp İmralı, Oslo-Kandil üçgeninde devam eden görüşmeler, federal yapı, başkanlık sistemi, Türk vatandaşlığı yerine Türkiye vatandaşlığı, bu gidişata karşı yükselen milliyetçi tepkiler hep planın bir parçasıydı.Erdoğan'ın çok samimi arkadaşlarından, AKP kurucularından ve eski AKP milletvekili Ersönmez Yarbay'ın dün söylediği şu ifadeler çok önemli:"Allah Türkiye'yi, başkanlıktan korusun. Başkanlık, Türkiye için felaket olur. 'Seçilmişten diktatör olmaz' diyorlar. Hitler ve Mussolini de seçimle geldi. Bir insan en üst makamlara ulaştığı halde, niçin mutlu olmaz, niçin Allah'a şükredip sakinleşmez ?"Oysa bugünkü Erdoğan'ın ve bugünkü "ateş hattındaki Türkiye'nin" mimarları, dün onu pohpohlayanlar, alkışlayanlar. Bugün ise "eyvah batıyoruz" diye feryat etmeye başladılar.Bütün bu felaket tablosuna karşı çare yok mu?Var.Nedir o çare:Seçimlerde birlik ve beraberliğin, barış ve istikrarın adresi "Haydar Hoca'nın BTP'sinde" birleşmek.