logo
25 NİSAN 2024

Türkiye'de meydan, yabancıya mı kalacak?

30.03.2006 00:00:00
Türk toplumu hiç de hak etmediği bir "para piyasaları oyunu" ve "panik yaratma" tehdidi altında. Yabancıların Türkiye'ye gösterdikleri sopa hep bu yönde oluyor. 70 milyonun geleceği ve ne olacağı, ulusal onurumuz, ülkenin parçalanması umurlarında bile değil... Araştırmacı yazar Ersal YAVİ ile ekonomi sohbetimize bugün de devam ediyoruz...YENİ MESAJ:  Türkiye'de neden yabancı bankacıların payı büyük bir hızla artmakta?YAVİ: Türkiye'de özel sektör kredilerinin GSMH'ye oranının 2005 yılı sonunda %21 seviyelerinde olduğunu iddia ediyorlar. Oysa bu oran Fransa'da %80, Almanya'da %117, Çin'de %140 civarında.  Yani Türkiye Özel Sektörü'nün gelişmesi için çok daha büyük kredilerin verilmesi gerekiyor gibi bir tablo ortaya çıkıyorsa da gerçekte bu bankaların Türkiye'ye yönelmelerindeki temel nedeni çok açık. Bunlar çok cazip tüketici kredileri, 100'ün üzerinde faiz uygulamasıyla kredi kartı soygunları, yüksek faizli devlet kağıtlarının komisyonları, gayrimenkule yönelen alımlarda kredi imkanları (bunların başlıcası olan Mortgage'yle ilgili aşağıda bilgi verilecektir) çok sığ olan borsa ve hisse senetleri üzerinde istedikleri oyunları gerçekleştirebilecekleri bir ortamın varlığı ve tabi ki Merill Lynch'in raporunda da belirttiği gibi gayrimenkul alımları ve şirket özelleştirmelerinde yabancılara ve hatta yerli alıcılara satış noktasında onlarla birlikte hareket edebilmek için, onlara kredi sunabilecek yabancı bankaların Türkiye'de faaliyet gösterebilme imkânı. Diğer önemli bir konu da "ithalatla büyüyen Pazar"(!), "ithalatla büyüyen ihracat"(!) durumuna dönüşmüş, garip bir budalalık ortamına elbetteki ithalatı finanse etmek için geliyorlar. Yani kendi mamul mallarını ve onlara ihraç ettiğimiz sanayi ürünlerinin girdilerini onlardan satın almamız için para getiriyorlar. Hem mal satışından, hem de verdikleri paranın faizinden para kazanıyorlar. Bu para babalarınca kullanılan ve binyıllardır bilinen en eski yöntemdir. Borsada yabancı payıMenkul kıymetler borsaları, sermaye piyasasının değil, menkul kıymetler piyasasının kurumlarıdır. Menkul kıymet denilen hisse senetleri ve tahvillerin kendisinin ekonomik değeri olmamakla birlikte, ekonomik değerleri temsil eden belgelerdir. Bu değerler bu kağıtlar üzerinde yazılıdır. Dolayısıyla piyasada alışverişin oluşabilmesi için kişilerin nezdinde güven unsurunun doğması şarttır. Tahvillerde vade, yatırılan sermaye ve faiz oranı bellidir. Ancak ileride faiz oranlarının düşmesi veya yükselmesi durumunda ve tahvili çıkaran şirketin tahvilin vadesindeki durumunun ne olacağı konusunda belirsizlikler olabilir. Hisse senetlerinde ise belirsizlik tahvillere nazaran daha fazladır. Bu nedenle geleceğe ait belirsizlik menkul kıymetleri ileride değeri düşebilen veya yükselebilen alıcısına kayıp veya kazanç getirebilen spekülasyona açık bir mal haline getirmiştir. Bu nedenle "borsa oyunu" deniliyor.Yerli yatırımcı silkeleniyorBurada dikkat edilmesi gereken borsa jargonunda "keriz silkeleme" denilen değeri düşükken veya düşürülerek alınan hisseleri konjonktür ve "tiyo"ları izleyerek veya üreterek en yüksek değere çıkartıp, satmak. Türkiye bunun örneklerini çok yaşadı. İMKB'nin bütün bu parlak çıkışlarına rağmen, son derece sığ, derinliği olmayan bir yapısı var. Manipülasyonlara ve spekülasyonlara son derece açık. Örneğin 1990'da şişirilen balon 1994'te patladı. 13 aracı kurum battı. 60 bin yatırımcı kaybetti. 2001'de aynı şekilde 184 bin yatırımcı kaybetti. 36 şirketin tahtası kapandı. Bazı bankalar battı. Ulusal paranın girmediği veya buradan dışlandığı bir ortamda yabancılar her türlü oyunu, böyle bir borsada oynayabilirler. Nitekim bunun çok sayıdaki örneklerinden biri, 1 Mart teskeresinin Büyük Millet Meclisi'nden geri dönmesi ardından yaşandı.  7 Mart 2003 tarihli The Wall Street Journal gazetesinin Money&Investing bölümünde "Bond Buyers Gamble on Turkey"  (Türkiye Üzerinde Oynanan Kumar) başlığı altında Türk mali yapısını tahrip etmeye yönelik borsa oyunları hakkında ayrıntılı bilgiler bulabiliyoruz. Ayrıca M.R.Gordon ve General Bernard E.Tranior'un COBRA II, "The Inside Story of The Invasion and Occupation of Iraq" adlı kitabında D.Cheney grubundan L.S.Libby'nin yine ABD askerlerinin Türkiye'den Irak'a geçişine izin verilmemesi ardından "Türkleri boşverin. ABD, Türkiye'den elini ayağını çeksin. Mali piyasalar Türk ekonomisine ne yaparlarsa yapsınlar."  şeklindeki çıkışını aktarıyor. YENİ MESAJ: Türkiye ne zaman uyanacak?YAVİ:  Türk toplumu hiç de hak etmediği bir "para piyasaları oyunu" ve "panik yaratma" tehdidi altında. Yabancıların Türkiye'ye gösterdikleri sopa hep bu yönde oluyor. Ekonomist Dr. N. Kubalı şöyle diyor: "Panikler krizleri yaratıyor, borsalar kredi piyasaları altüst oluyor. 2000, 2001 krizleri faizleri bir gecede %2000'lere yükseltti. Bu krizler bizim eskiden hiç tanımadığımız bir kriz türü. Bu krizler dünya ekonomisinden Türkiye'ye bulaşıyor. Bu büyük likidite güvenli olmak için gelişmiş ülkelerde üstleniyor. Ama oralarda faizler çok düşük.  Yüzde birin altında. Kazanç yok. Kazanç, borsaları esnek, faizleri yüksek, ekonomileri liberal bizim gibi ülkelerde. Sıcak para bizim gibi ülkelere kısa vadede kazanç için geliyor. Ekonomiler düzene girdiği dönemlerde geliyor. Geçici sükunetten yararlanarak geliyor. Gelirken herkez memnun. Borsa yükseliyor. Türkiyeye döviz giriyor. Vitrinler doluyor. Otomobil satışları fırlıyor. Merkez Bankasında döviz rezervleri artıyor. "Uluslararası büyük sermayenin Türkiye'ye güveni arttı," edebiyatı başlıyor. Ama bu örofori hali, yani hayal alemi, geçici. Milyarlara hükmeden büyük Uluslararası Bankalar ve Fon yönetim şirketleri'nin ilk paniği bizi bu rüya aleminden sarsarak uyandırıyor."  diyor.Bu olasılıklar her zaman için daha da geçerlilik kazanıyor. Bu nedenle para yapıcı aktörler ve Türkiye'deki işbirlikçileri konuşmayın, karışmayın, bulaşmayın yani üç  maymunu oynayın, her dediğimizi yapın diyorlar. 70 milyonun geleceği ve ne olacağı ulusal onurumuz, rejimin çökmesi, ülkenin parçalanması umurlarında bile değil. Yeni dünya düzeni ve serbest piyasa ekonomisinin bu değerleri anlaması mümkün değil. Oysa daha akılcı yöntemleri ve sorunların çözümünü bilmiyor değiliz. Ancak toplumu keriz zannedip silkelemeye kalkanlar ve bunlara seyirci kalıp susanlar olası krizler patladığında ne bu dünyada ne de öbür dünyada sığınacak bir yer bulablilecekler mi? Bakalım!Gerçekte bu panikleri yaratanlar sermaye ve para piyasalarının dışardan güdümlü içerideki işbirlikçileri olan spekülatörler ve bunların borozanlığını yapan bir kısım medya. Türkiye nüfusunun sadece 70'te 1'i borsada oynuyor.YENİ MESAJ: Sıcak para neden geliyor, ne yapıyor?YAVİ: Sıcak para kısa vadede kazanç için geliyor, ithalatı finanse etmek için geliyor, aşırı döviz girişiyle mali disiplini ve ekonomik programı altüst ediyor, yerli para aşırı değerlenirken giren döviz iyi kullanılmıyor. Cari açığın önlenemeyen yükselişiyle, AB tarama ve uyum sürecinde olası uyuşmazlıklarla, İran nükleer geriliminin yükselmesiyle,  Irak'ta iç savaşın yayılmasıyla, Kıbrıs görüşmelerinde çıkmaza girilmesiyle,  PKK hareketlerinin yaygınlaşmasıyla, ABD ve AB ile beklenmedik şok bir siyasi kriz nedeniyle....YENİ MESAJ: Yabancı sermaye daha ne istiyor? YAVİ: Geçtiğimiz haftalarda endeksin havalara uçurulması süreci devam ederken, panikler ülkesi Türkiye'de gündeme düşen herhangi bir olay borsa üzerinde sarsıntı yaratıyor demiştik. Çünkü kağıtları düşük fiyattan alıp tavan fiyattan satmak borsa oyuncularının temel işlevi. Uzun vadeli oynayan yabancıların da kâr maksimizasyonu için en iyi bildikleri bu yöntem geçtiğimiz aylarda işlerlik kazanmış ve borsa endeksleri kırılma noktalarını aşıp 60'lara doğru yükselirken Van Savcısı'nın yazdığı bir iddianamenin ortalığı karıştırması endeksin yükseliş trendine ani bir darbe indirdi. Bu veya olası bunun gibi birçok olay nedeniyle yabancı yatırımcılar güvence üstüne güvence peşindeler ve bu talepleri bitmiyor. Yabancı Sermaye Derneği'nin her yıl yayınladığı Barometre anketine göre yabancı yatırımlardaki engeller ve kriterler şöyle sıralanmış:Kriterler: 1. Yatırım getirisi2. Siyasi istikrar3. İşçilik maliyetiEngeller:1. %75 yasal çerçeve eksikliği2. %61 kayıt dışı3. %47 bürokrasiAçıkcası, Türkiye'yi pazarlıyorum diye dünya piyasalarına çıkartan Erdoğan ve ekibi, bu gösterişli çıkışlara attıkları kimi imza, anlaşma ve vaadlere rağmen "devletle kavgalı hükümet" konumunda kendinlerince gereğini (!) yapamadıkları durumlar bir yana, Bankacılığın %80'ine, borsanın %76'sına hakim olan en gözde ve kârlı işletmelerin birçoğunu özelleştirme yoluyla elde etmiş olmalarına rağmen, yukarıda hâlâ ortaya koydukları KRİTER ve ENGELLERİN oranlarındaki yüksekliğe bakılırsa bunlarla işimiz çok zor. Çünkü onlar Türkiye'yi hiçbir pürüz ve engel tanımaksızın topyekün devralmak niyetleri açıkca ortaya koymuşlar.YENİ MESAJ: Borsadan, kağıttan, dövizden kaçan yastık altı ve ihtiyat akçelerini yabancı bankalara devşirme operasyonunun adına Mortage (Rehin) diyorsunuz. Bu nasıl işliyor?YAVİ: Altın Borsasısı başkanlığının yaptığı açıklamaya göre Türkiye'de yastık altında 5000 ton altın var. Araştırma kurumu MORI'nın yaptığı arıştırmada özellikle son üç yılda Türk halkının %60'ı borsayı spekülatif ve güvenilir bulmuyor. Bu nedenle tasarruflarını mücevher, altın ve emlağa yönlendiriyor. Hükümet büyük bir hevesle konut edinmede reform yapıyorum diyerek Batı'dan ithal ettiği MORTGAGE denilen (yani rehincilik) sistemle, halkın karagün birikimlerini bu yöntemle yabancılara trasfer etme çabası içinde. Yine MORI'nın yaptığı araştırmaya göre, Türkiye'de konut kredisi kullanımı GSMH'nın %2.5'i gibi çok düşük bir düzeyde. Yani halkımız bankaya borçlanmadan tartışmalı da olsa öz kaynakları ve kooperatifleşmeyle yıllardır konut üretme becerisini göstermiş. Eğer hükümetin açıkladığı gibi enflasyon ve faiz tek haneli rakamlara düşecekse, kooperatif veya toplu konut idaresi (TOKİ) seçenekleri pekala kullanılabilir.Oysa Mortgage denilen yasa tasarısı tamamen tüketici aleyhine, bankaların lehine olarak hazırlanmıştır. Gayrimenkulün kıymet takdiri belirsizdir. Tüketici değişken faize zorlanmaktadır. Sabit faizde vadesinden önce erken ödeme istendiği takdirde banka %2 faiz tahakkuk ettirerek, kredi alanı cezalandırmaktadır. Bu tüketici haklarına aykırı olup, borç doğmadan haksız faiz uygulanması söz konusudur. MORTGAGE tavizsiz ödeme isteyen, geri ödemelerin aksatılması halinde tüketiciye hiçbir şans tanımayan yaptırımları da içermektedir. Türkiye'de 4 milyon konuta ihtiyaç vardır. Bu günün koşullarında ilk etapta 400 bin olmak üzere 1 milyon konut yapılması planlanıyor. O nedenle çok büyük bir kredi arzı söz konusudur. Bu ise yukarıda önemle vurguladığımız gibi boşta kalmış, müşteri bulamayan yüzergezer trilyonluk spekülatif yabancı fonların pazar olarak Türkiye'ye yönelmesi demektir. Önceleri tahkim yasasıyla başlayan ve giderek daha da yabancı yatırımcılar lehine yapılmakta olan yasal düzenlemeler doğrultusunda AKP özelleştirme, gayri menkul satışları ile Türkiye'yi pazarlama politikaları çerçevesinde bu kredilerin gerçekten ulusal iş çevrelerine mi,  yabancılara mı, yoksa yabancılarla işbirliği içindeki yerli rantçı ve komisyonculara mı verileceği söz konusu. Özetle, Türkiye'de meydanlar yabancılara kalmış.
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!

7 ilde 23 DEAŞ şüphelisi yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 7 ilde DEAŞ terör örgütüne yönelik 'Bozdoğan-29' operasyonlarında 23 şüphelinin yakalandığını açıkladı.
25.04.2024 08:15:00
İhlas Haber Ajansı
7 ilde 23 DEAŞ şüphelisi yakalandı
7 ilde 23 DEAŞ şüphelisi yakalandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın paylaştığı bilgilere göre 7 ilde DEAŞ terör örgütüne yönelik 'Bozdoğan-29' operasyonları düzenlendi.

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı ve Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlüklerince Çanakkale, Hatay, Konya, Sakarya, Tekirdağ, Yalova ve Yozgat olmak üzere 7 ilde düzenlenen operasyonlar sonucu DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten, Hatay'da 10, Yalova'da 5, Konya'da 1, Yozgat'ta 3, Çanakkale'de 1, Sakarya'da ise 2 şüpheli yakalandı.


Bakan Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 'Teröristlerin hiçbirine göz açtırmayacağız. Güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz' ifadelerini kullanırken 1 Haziran 2023 - 22 Nisan 2024 tarihleri arasında 10 aylık süre içinde DEAŞ terör örgütüne yönelik toplam bin 422 operasyon düzenlendiğini açıkladı.

Operasyonlarda 2 bin 991 şüpheli yakalanırken bunlardan 718'i tutuklandı. 566'sı hakkında ise adli kontrol kararı verildi.

Murat Seymen'e silahlı saldırı düzenleyen şahıs yakalandı

Trabzon'da Ali Osman Ulusoy Şirketler Grup Başkanı Murat Seymen'e silahlı saldırı düzenleyen şahıs Akçaabat ilçesinde yakalandı.
25.04.2024 07:19:00
İhlas Haber Ajansı
Murat Seymen'e silahlı saldırı düzenleyen şahıs yakalandı
Murat Seymen'e silahlı saldırı düzenleyen şahıs yakalandı
Olay, dün öğle saatlerinde İskenderpaşa Mahallesi Tiyatro Sokak'ta meydana geldi.

Alınan bilgiye göre, Ali Osman Ulusoy Şirketler Grup Başkanı Murat Seymen (46), Atatürk Alanı'ndaki iş yerine doğru yürüdüğü sırada yanına yaklaşan Y.C.K.'nın (23) silahlı saldırısına uğradı.

Seymen, dizine isabet eden mermiler nedeniyle kanlar içinde yerde kalırken, saldırgan koşarak olay yerinden kaçtı.

Seymen'in telefonla ihbarı üzerine sağlık ve polis ekipleri olay yerine geldi. Yaralı, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi'ne kaldırıldı.

Murat Seymen'in hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenilirken, polis olay yerinden kaçarak uzaklaşan şüpheli Y.C.K.'yi (23) olayda kullandığı silahıyla birlikte bu akşam Akçaabat ilçesinde yakalayarak gözaltına aldı.

Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor

 
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, İHA kameralarına Kanada tarafından uygulanan ambargoları anımsatarak, "O dönem bir geliştirme projesi başlattık. Önce ambargoyu bertaraf edecek bir kamera yapmak daha da ötesinde dünyada bu alandaki en iyi kamerayı da yapabilmek üzere yola çıkmıştık. Geldiğimiz noktada İHA kameramız ASELFLIR-500'ü tamamladık. Artık operasyonel olarak Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına da girdi" dedi.
24.04.2024 23:34:00
ANADOLU AJANSI
 Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor
 Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor

ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, ihracat yaptıkları ülke sayısını 86'ya çıkardıklarını dile getirerek, "ASELSAN'ın bu yıl yeni ihracat sözleşmeleri açısından 1 milyar dolara yaklaşma hedefi var" dedi. Anadolu Ajansı Teknoloji Masası'nın konuğu olan Akyol, ASELSAN olarak denizin derinliklerinden uzayın derinliklerine kadar her alanda her platforma kritik sistemler geliştirdiklerini kaydetti.

Siz mi ambargo uygularsınız?!

Akyol, İHA kameralarına Kanada tarafından uygulanan ambargoları anımsatarak, "O dönem Savunma Sanayii Başkanlığımızın liderliğinde bir geliştirme projesi başlattık. Önce ambargoyu bertaraf edecek bir kamera yapmak daha da ötesinde dünyada bu alandaki en iyi kamerayı da yapabilmek üzere yola çıkmıştık. Geldiğimiz noktada İHA kameramız ASELFLIR-500'ü tamamladık. Artık operasyonel olarak Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına da girdi" ifadelerini kullandı. ASELFLIR-500'ün rakiplerine oranla yüzde 30 daha iyi performans sergilediğine dikkati çeken Akyol, kameranın lazer işaretlemedeki başarısıyla da güdümlü mühimmatların daha hassas vuruş kabiliyeti kazanmasını sağlamış olduğunu vurguladı.

Hava savunma sistemlerinde yeni ataklar

Akyol, ASELSAN'ın alçak irtifada KORKUT sistemi olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendisine yönelen dron, seyir füzesi ve benzeri tüm tehditleri parçacıklı mühimmatlarla önce tespit edip sonra onları engellemeye dayalı bir teknoloji. Bu envantere kazandırdığımız ve seri üretimini devam ettirdiğimiz bir sistem. Bunun bir üstünde HİSAR-A diye isimlendirdiğimiz bu sefer biraz daha irtifanın arttığı artık füzelerin devreye girdiği bir sistem var. Burada da Roketsan ile güzel bir işbirliğimiz var. Füzeleri onlar bize sağlıyorlar, biz de bütün sistemi bir araya getirerek alçak irtifalı HİSAR-A'yı tamamlayıp envantere kazandırdık.
Bir üstünde de HİSAR-O'muz var. Orta menzilde. Bunun da envantere kazandırıldığını ve seri üretime devam edildiğini söyleyebilirim. Şimdi de uzun menzilli hava savunma sistemimiz SİPER'i Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine kazandırıyoruz. Böylece çok alçak irtifadan yüksek irtifaya kadar katmanlı hava savunmasını 2024 yılında tamamlamış oluyoruz."


Lazer silahı GÖKBERK

ASELSAN'ın lazer silahı GÖKBERK'ten bahseden Akyol, lazerin kaynağını da yerli olarak geliştirdiklerini vurguladı. Akyol, otonominin (kendi kendine karar verip çalışma) üzerinde çalıştıkları önemli başlıklardan olduğunu aktararak, "Deringöz isminde yeni bir ürün üzerine çalışıyoruz. Geçtiğimiz günlerde ilk dalışını yaptık. Yapay zeka destekli otonom sürüş algoritmalarına sahip. Denizin altına 600 metreye kadar dalabilen sonarları olan, su altında haberleşme ve su altında keşif gözetleme kabiliyetine sahip bir ürün" diye konuştu. ASELSAN'ın Ankara'da 400 milyon dolarlık yeni bir yatırıma başladığının altını çizen Akyol, yatırımla beraber binin üzerinde ilave nitelikli istihdamı Türkiye'ye kazandıracaklarını anlattı.


Yapay zeka robotları kullanıyor

Karar vericilerin yapay zeka destekli algoritmalarla işini kolaylaştırmak ve büyük veriyi işlemek üzere komuta kontrol sistemlerinde yapay zekayı etkin olarak kullandıklarını aktaran Ahmet Akyol, "Gerek insansız kara, deniz araçlarında gerek otonominin olduğu diğer sistemlerde yapay zeka destekli algoritmalarla burada fark yaratmaya çalışıyoruz. ASELSAN içerisindeki bütün çalışmalarda yapay zeka robotlarını kullanır duruma geldik. Bunu içerideki süreçlerimizde adım adım yaygınlaştırıyoruz" dedi. Akyol, çip teknolojisinin çok kritik olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Çip teknolojisinin askeri ve sivil boyutu var. Bizim açımızdan askeri boyutunda bağımsızlık stratejik öncelik. Bu amaçla Bilkent Üniversitesi ile ortak bir şirketimiz var. Yine ASELSAN'ın İstanbul'da MKR-IC ve TÜYAR isimli iki ayrı çipe odaklanmış alt şirketi var. Bu üç alt şirketle ve kendi bünyemizdeki çip tasarım ekiplerimizle buraya önemli miktarda kaynak ve yatırım yapıyoruz. Özellikle radar ve elektronik harpte kullanılan son derece stratejik olan galyum nitratta, transistör seviyesinde millileştirmeyi tamamladık. Bir radarda yaklaşık 1000'den fazla çip bulunuyor. Bu çipleri kendimiz tasarlıyoruz. 2024 itibarıyla bu çipleri Ankara'da seri üretebilme imkanına kavuştuk. Alt transistörlerini Bilkent Üniversitesi ile ortak şirketimizde, üstündeki çip seviyesi üretimleri de ASELSAN'da çoklu adetlerde yapabilecek duruma geldik. Binlerce çipi seri ürettiğimizi söyleyebilirim. Bu, askeri alandaki bağımsızlığımız açısından önemli."

Uzmanlar yeni dolandırıcılık tehditlerine karşı uyarıyor

Teknolojinin getirdiği kolaylıkların yanı sıra, dolandırıcılık gibi tehditler de arttı. Uzmanlar, bu yeni dolandırıcılık yöntemlerine karşı uyanık olmanın ve bilgi sahibi olmanın önemini vurguluyor
24.04.2024 15:30:00
Fahri Fatih Özcan
Uzmanlar yeni dolandırıcılık tehditlerine karşı uyarıyor
Uzmanlar yeni dolandırıcılık tehditlerine karşı uyarıyor
Teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, dolandırıcılık yöntemleri de evrim geçiriyor. Uzmanlar, 2024 yılında özellikle dikkat edilmesi gereken yeni dolandırıcılık senaryolarına ve bu tehditlere karşı alınması gereken önlemlere dair uyarılarda bulunuyor.


Yeni dolandırıcılık yöntemleri


1. Büyükanne ve Büyükbaba Dolandırıcılığı: Dolandırıcılar, kişisel ilişkileri hedef alarak ve değer verdikleri biri gibi davranarak insanların duygularıyla oynamakta. Teknolojinin yardımıyla ses kayıtlarını taklit ederek yaşlı bireyleri acil durumda olan bir aile üyesiymiş gibi kandırabilir.

2. Yapay Zeka ile Deepfake Dolandırıcılığı: Yapay zeka araçları, dolandırıcıların gerçeğe çok yakın sahte görüntüler ve videolar oluşturmasına olanak tanıyor. Bu yöntemle, kullanıcılar sahte kişilikler veya olaylarla kandırılabiliyor.

3. Spear Phishing ve Tapjacking: E-posta veya sosyal medya hesaplarını hedef alan bu saldırılar, kullanıcıları istenmeyen tıklamalar yapmaya veya zararlı web sitelerine yönlendirmeye çalışıyor.

4. Quishing: Sahte QR kodlar kullanarak kullanıcıları zararlı web sitelerine yönlendirme yöntemi. Bu kodlar, gerçek gibi görünen ancak kötü amaçlı yazılımlar içeren sitelere bağlantı sağlayabilir.


Uzmanların önerileri


FINRA Yatırımcı Eğitim Vakfı'na göre, insanlar belirli bir dolandırıcılık yöntemi hakkında bilgi sahibi olduklarında, onunla etkileşime girme olasılıkları yüzde 80 daha düşük.

Uzmanlar, özellikle internet üzerinden yapılan işlemlerde dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor. Kullanıcıların, tanımadıkları kişilerden gelen taleplere karşı tetikte olmaları ve kişisel bilgilerini paylaşmamaları önem taşıyor.

Uzmanlar ayrıca dolandırıcılık meydana geldiğinde bunu resmi makamlara bildirmenin önemini vurguluyor.

Teknolojinin getirdiği kolaylıkların yanı sıra, dolandırıcılık gibi tehditler de arttı. Uzmanlar, bu yeni dolandırıcılık yöntemlerine karşı uyanık olmanın ve bilgi sahibi olmanın önemini vurguluyor. Tüketicilerin, kendilerini korumak için sürekli olarak güncel bilgilerle donanmış olmaları ve şüpheli durumlarda resmi makamlara başvurmaları gerekiyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.