Dünya sanayi devrini tamamlayıp bilgi çağına ulaşmıştır. Bazı ülkeler bu bilgi çağını milletçe yaşamakta, bazıları ise bunun dışında kalmanın acısını çekmektedir.
Çağımızda gelişmiş, kalkınmış ve ilerlemiş devletlerle, geri kalmış gelişmemiş ülkeler arasındaki fark gittikçe büyümektedir. Genellikle bu fark sadece milli hasılada olmamakta, insanların hayata bakış açılarında ve yaşam tarzlarında da açıkça görülmektedir.
Çünkü milli gelire ilaveten, kafa gelişmiliği, beyin gücü, gelişmiş teknoloji ve yaşam sisteminde de büyük farklılıklar mevcuttur.
Bütün bunların başında ise bilgi en önde yer almaktadır. Bilgi ise ancak eğitimle ve öğrenimle elde edilebilmektedir. Kısacası milli eğitim bir ülkenin hem yaşadığı gününü, hem de geleceğini tamamen kendi tasarrufu içine almaktadır.
Bir ülkede milli eğitime ayrılan bütçe payı, ona verilen önemi yansıtmaktadır. Kaldı ki milli eğitime yapılan yatırımlar, devletin ona verdiği önemini, ciddiyetini, idari şeklini ve devlet politikasını yansıtmaktadır. Çünkü milli eğitim bu milletin geleceğine damgasını vurmaktadır. Bir devletin gelecekteki uluslararası yerini, milli eğitim politikası sağlamaktadır.
Kısacası modern milli eğitim şekli, ülkenin alt yapısını oluşturmaktadır. Milli eğitim politikası, gelecekte idari sistemde yer alacak beyin gücünün yetiştirilmesine, ülke sanayinin ve teknolojisinin gelişmesine, ülke üretimine, uluslararası rekabete ve bilgi toplumuna doğru ilerlemesine paralel olmalıdır!
Milli eğitimin uygulanış şekli
Milli eğitim ilk öğrenim sisteminden başlar, üniversite ve lisans üstü öğrenimlerine kadar devam eder. Onun için eğitimde, bütün bu safhaların birbirine uygun olması gerekir. İlköğrenim okulları liselere, liselerin üniversitelere, üniversitelerin ülkenin sanayi ve üretim merkezleri olan kurumlarına, uygun olması gerekir. ayrıca uluslararası ihracata ve dünya rekabetine yeterlilik göstermesi de elzemdir. Milli eğitim uzun vadeli devlet planlamalarına uygunluk göstermelidir.
Milli eğitim geçici hükümetlerin etkisi altında değişmemelidir. Devlet politikasına bağlı olması gereken milli eğitimin, ideolojilere, siyasi popülist politikalara, ve particilik isteklerine açık olmaması lazım! Çünkü bilgi çağını yakalamak, ancak böyle sistemli çalışmalarla mümkün olmaktadır.
Yabancı lisan öğrenimi
Öte yandan, dünya ile rekabet etmek, ihracatı artırmak, gelişmeleri takip etmek, bilimsel olarak çalışmak için ve küresel iletişim için, yabancı lisan bilmek şart olmaktadır. Devlet okullarında şu anda lisan öğrenimi hemen hemen imkansız haldedir. Bunun için burada lisan eğitimini güçlendirmek önemli ve elzemdir.
İlim ve bilginin sınırları yoktur. İlmin küreselleşmesi için ona açık olmak, ona erişmek için imkan sağlamak, ona uzanabilmek için de yeterlilik göstermek gerekir. Bu bakımdan küresel lisanları bilmek ve onları akıcı olarak kullanabilmek, gelişmiş toplumlar için en büyük kazançtır!
Yabancı okullar ve dershaneler
Serbest ekonomi şartlarında bunların gelişmesi herzaman mümkündür. Türkiyemiz demokratik kurallara uygun yönetilmektedir. Gerçi Türkiye'de yabancı okulların kuruluşu çok daha değişik devrelerde ve değişik maksatlarca faaliyete başlamışlardır. Ülkemizdeki bölünmüşlüklerin belki de sebeplerinden biri de bu yabancı okullardır. Ama şu andaki yeni AB yasalarında onların çalışmalarını sadece kontrol altına almak mümkün olur.
Çağımızda gelişmiş, kalkınmış ve ilerlemiş devletlerle, geri kalmış gelişmemiş ülkeler arasındaki fark gittikçe büyümektedir. Genellikle bu fark sadece milli hasılada olmamakta, insanların hayata bakış açılarında ve yaşam tarzlarında da açıkça görülmektedir.
Çünkü milli gelire ilaveten, kafa gelişmiliği, beyin gücü, gelişmiş teknoloji ve yaşam sisteminde de büyük farklılıklar mevcuttur.
Bütün bunların başında ise bilgi en önde yer almaktadır. Bilgi ise ancak eğitimle ve öğrenimle elde edilebilmektedir. Kısacası milli eğitim bir ülkenin hem yaşadığı gününü, hem de geleceğini tamamen kendi tasarrufu içine almaktadır.
Bir ülkede milli eğitime ayrılan bütçe payı, ona verilen önemi yansıtmaktadır. Kaldı ki milli eğitime yapılan yatırımlar, devletin ona verdiği önemini, ciddiyetini, idari şeklini ve devlet politikasını yansıtmaktadır. Çünkü milli eğitim bu milletin geleceğine damgasını vurmaktadır. Bir devletin gelecekteki uluslararası yerini, milli eğitim politikası sağlamaktadır.
Kısacası modern milli eğitim şekli, ülkenin alt yapısını oluşturmaktadır. Milli eğitim politikası, gelecekte idari sistemde yer alacak beyin gücünün yetiştirilmesine, ülke sanayinin ve teknolojisinin gelişmesine, ülke üretimine, uluslararası rekabete ve bilgi toplumuna doğru ilerlemesine paralel olmalıdır!
Milli eğitimin uygulanış şekli
Milli eğitim ilk öğrenim sisteminden başlar, üniversite ve lisans üstü öğrenimlerine kadar devam eder. Onun için eğitimde, bütün bu safhaların birbirine uygun olması gerekir. İlköğrenim okulları liselere, liselerin üniversitelere, üniversitelerin ülkenin sanayi ve üretim merkezleri olan kurumlarına, uygun olması gerekir. ayrıca uluslararası ihracata ve dünya rekabetine yeterlilik göstermesi de elzemdir. Milli eğitim uzun vadeli devlet planlamalarına uygunluk göstermelidir.
Milli eğitim geçici hükümetlerin etkisi altında değişmemelidir. Devlet politikasına bağlı olması gereken milli eğitimin, ideolojilere, siyasi popülist politikalara, ve particilik isteklerine açık olmaması lazım! Çünkü bilgi çağını yakalamak, ancak böyle sistemli çalışmalarla mümkün olmaktadır.
Yabancı lisan öğrenimi
Öte yandan, dünya ile rekabet etmek, ihracatı artırmak, gelişmeleri takip etmek, bilimsel olarak çalışmak için ve küresel iletişim için, yabancı lisan bilmek şart olmaktadır. Devlet okullarında şu anda lisan öğrenimi hemen hemen imkansız haldedir. Bunun için burada lisan eğitimini güçlendirmek önemli ve elzemdir.
İlim ve bilginin sınırları yoktur. İlmin küreselleşmesi için ona açık olmak, ona erişmek için imkan sağlamak, ona uzanabilmek için de yeterlilik göstermek gerekir. Bu bakımdan küresel lisanları bilmek ve onları akıcı olarak kullanabilmek, gelişmiş toplumlar için en büyük kazançtır!
Yabancı okullar ve dershaneler
Serbest ekonomi şartlarında bunların gelişmesi herzaman mümkündür. Türkiyemiz demokratik kurallara uygun yönetilmektedir. Gerçi Türkiye'de yabancı okulların kuruluşu çok daha değişik devrelerde ve değişik maksatlarca faaliyete başlamışlardır. Ülkemizdeki bölünmüşlüklerin belki de sebeplerinden biri de bu yabancı okullardır. Ama şu andaki yeni AB yasalarında onların çalışmalarını sadece kontrol altına almak mümkün olur.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006