Bozacının şahidi şıracı kabilinden malum medyanın rivayetine göre bir takım çelik-çomak oyuncusu toplanmış, kendi başlarına gelin-güveği olarak Türkiye Avrupa Birliği'ne girmelidir diye karar almışlar.
Siyasi arenada boy gösteren kimi siyaset esnafı da kokonalarıyla yeni yetmeleriyle millete ait değerleri gördüklerinde kırmızı görmüş şeyler gibi ürkerlerken tekmili birden AB'ye doğru koşuyorlarmış.
Önce çelik-çomak takımına bir hatırlatma yapalım, bu aziz millet bu çilekeş millet, aralarında dolaşan yüzbinlerce gazisiyle yeraltında milyonlarca şehidiyle sizin çelik-çomak oyununuza müsaade etmiştir ama bu cennet vatanın bir çakıl taşını dahi satmanıza asla ve asla müsaade etmez. Seksen yıl evvel, haçlılara karşı mücadele etmiş, vatanını müdafaa etmiş gazilerimiz aramızda bastonla dolaşıyorlar. Bir çoğunun vücudunda, Fransızın, İngilizin, Yunanın attığı mermiler hâlâ dolaşıyor. Bir çoğunun vücudunda o acı günleri hatırlatan yara-bere izleri var.
Seksen yıl evvel ayrı ayrı cephelerde şehit ecdadımıza kurşun sıkan haçlıların bir araya gelmiş şekli olan AB'ye davetiye çıkarırken, AB'nin hain planlarını bile bile ezeli düşmanlarımıza buyur derken, yüzünüzün kızarmasını beklemiyoruz. Vicdanınızın sızlamasını da beklemiyoruz. Bu melekelerin sizlere artık misafir olmadığını da biliyoruz.
Eğer bu melekelerden sizlerde kırıntılar bulunsaydı AB'ye davetiye çıkarırken, yediğiniz çanağa tükürürken; 250 bin Çanakkale şehidini düşünür utanırdınız. Sütçü İmam'ı düşünür utanırdınız. Bir kadın başına haçlılara karşı bayrak açan Nene Hatun'u düşünür utanırdınız. "Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Atatürk'ü hatırlar utanırdınız.
Siz vicdanınızı, siz utanma duygunuzu kaybettiniz diye bu milletin, vicdandan mahrum kararınızı onaylayacağını mı zannediyorsunuz. Bu cennet vatanın ezeli düşmanlarıyla işbirliği yaptığınızı anlamadığını mı zannediyorsunuz.
Bu milletin oylarıyla iktidar olanlar, meclis çatısına girenler, ülkenin birliğini, bağımsızlığını koruyacaklarına dair milletin huzurunda yemin edenler AB'ye davetiye çıkarırken yemininizi yaladığınızı farkediyor musunuz. Yemininizden dönerek, milletin huzurunda yalancı durumuna düştüğünüzün farkında mısınız.
Bu aziz millet, bu cennet vatanın bağımsızlığını sonsuza dek koruyasınız diye size yetki verdi ama bu cennet vatanı götürüp haçlılara teslim edesiniz diye size yetki vermedi. Siyaseten AB'ye, ekonomik olarak IMF'ye, kültürel olarak Kiliseler Birliğine havale edesiniz diye size yetki vermedi. Bu millet hiç bir zaman, hiç bir kimseye vatanın bir çakıl taşını dahi satmak için yetki vermedi, vermeyecek.
"Vermem bir çakıl taşını
Dedem yapmış savaşını
Ben de veririm canımı
Canım fedadır Türkiyem" diyenler bu cennet vatanın dört bir yanında nöbetteler. Bu ses, milletin sesi; Edirne'den Ardahan'a, Anamur'dan Sinop'a dalga dalga yayılıyor.
Tarih, mandacıları bir kez daha kara sayfalarına kaydedecek.
Siyasi arenada boy gösteren kimi siyaset esnafı da kokonalarıyla yeni yetmeleriyle millete ait değerleri gördüklerinde kırmızı görmüş şeyler gibi ürkerlerken tekmili birden AB'ye doğru koşuyorlarmış.
Önce çelik-çomak takımına bir hatırlatma yapalım, bu aziz millet bu çilekeş millet, aralarında dolaşan yüzbinlerce gazisiyle yeraltında milyonlarca şehidiyle sizin çelik-çomak oyununuza müsaade etmiştir ama bu cennet vatanın bir çakıl taşını dahi satmanıza asla ve asla müsaade etmez. Seksen yıl evvel, haçlılara karşı mücadele etmiş, vatanını müdafaa etmiş gazilerimiz aramızda bastonla dolaşıyorlar. Bir çoğunun vücudunda, Fransızın, İngilizin, Yunanın attığı mermiler hâlâ dolaşıyor. Bir çoğunun vücudunda o acı günleri hatırlatan yara-bere izleri var.
Seksen yıl evvel ayrı ayrı cephelerde şehit ecdadımıza kurşun sıkan haçlıların bir araya gelmiş şekli olan AB'ye davetiye çıkarırken, AB'nin hain planlarını bile bile ezeli düşmanlarımıza buyur derken, yüzünüzün kızarmasını beklemiyoruz. Vicdanınızın sızlamasını da beklemiyoruz. Bu melekelerin sizlere artık misafir olmadığını da biliyoruz.
Eğer bu melekelerden sizlerde kırıntılar bulunsaydı AB'ye davetiye çıkarırken, yediğiniz çanağa tükürürken; 250 bin Çanakkale şehidini düşünür utanırdınız. Sütçü İmam'ı düşünür utanırdınız. Bir kadın başına haçlılara karşı bayrak açan Nene Hatun'u düşünür utanırdınız. "Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Atatürk'ü hatırlar utanırdınız.
Siz vicdanınızı, siz utanma duygunuzu kaybettiniz diye bu milletin, vicdandan mahrum kararınızı onaylayacağını mı zannediyorsunuz. Bu cennet vatanın ezeli düşmanlarıyla işbirliği yaptığınızı anlamadığını mı zannediyorsunuz.
Bu milletin oylarıyla iktidar olanlar, meclis çatısına girenler, ülkenin birliğini, bağımsızlığını koruyacaklarına dair milletin huzurunda yemin edenler AB'ye davetiye çıkarırken yemininizi yaladığınızı farkediyor musunuz. Yemininizden dönerek, milletin huzurunda yalancı durumuna düştüğünüzün farkında mısınız.
Bu aziz millet, bu cennet vatanın bağımsızlığını sonsuza dek koruyasınız diye size yetki verdi ama bu cennet vatanı götürüp haçlılara teslim edesiniz diye size yetki vermedi. Siyaseten AB'ye, ekonomik olarak IMF'ye, kültürel olarak Kiliseler Birliğine havale edesiniz diye size yetki vermedi. Bu millet hiç bir zaman, hiç bir kimseye vatanın bir çakıl taşını dahi satmak için yetki vermedi, vermeyecek.
"Vermem bir çakıl taşını
Dedem yapmış savaşını
Ben de veririm canımı
Canım fedadır Türkiyem" diyenler bu cennet vatanın dört bir yanında nöbetteler. Bu ses, milletin sesi; Edirne'den Ardahan'a, Anamur'dan Sinop'a dalga dalga yayılıyor.
Tarih, mandacıları bir kez daha kara sayfalarına kaydedecek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Beterin beteri basiretsizlik / 19.07.2025
- Görmeyen gözler işitmeyen kulaklar ve ürpermeyen kalpler / 18.07.2025
- İmtiyazlı zümre doymak bilmiyor / 17.07.2025
- Hacım! Hayırlı olsun yeni yol arkadaşlarınız da!.. / 16.07.2025
- ‘Her kışın sonunda bir bahar olur’ / 15.07.2025
- Gül vekilim gül / 12.07.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Görmeyen gözler işitmeyen kulaklar ve ürpermeyen kalpler / 18.07.2025
- İmtiyazlı zümre doymak bilmiyor / 17.07.2025
- Hacım! Hayırlı olsun yeni yol arkadaşlarınız da!.. / 16.07.2025
- ‘Her kışın sonunda bir bahar olur’ / 15.07.2025
- Gül vekilim gül / 12.07.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025