Türkiye'nin Amerika'ya olan bağımlılığını ifade ederken kullandığımız kelimelerin başında "manda" geliyordu.
Tabii, manda kelimesi artık bağımlılığı ifade etmeye kafi gelmiyor. Daha başka kelimeler de kullanabiliriz; köle, ırgat, maraba, bende, uşak...
Çoğaltın çoğaltabildiğiniz kadar.
Amerika, Türkiye'ye talimat veriyor ve diyor ki, "Cuma günü sabah saat 7'ye kadar bana destek olup olmayacağını bildir. Yoksa..."
Günü ve saati belli talimatlar geliyor artık; "Cuma günü sabah saat 7!"
Böylesine ağır bir hakarete, böylesine bir aşağılanmaya tarih boyunca rastlamış değiliz.
Amerika, sanki babasının çiftliğindeki çobanlara hakaret ediyormuş gibi, bütün dünyanın gözü önünde emrediyor:
"Saat 7'ye kadar kararını ver!"
Türkiye'deki "siyasi güruh" ise Amerika'nın her istediğini çoktan kabullenmiş olmakla birlikte, alacakları bir kaç milyar doları yazılı bir belge ile garanti altına almak için ayak sürtüyorlardı şu ana kadar.
Yani, Amerika Irak'ı vuracakmış, Müslümanlar ölecekmiş, Türkiye'ye fiilen savaşın içine girecekmiş; vız gelir tırıs gider!
5 milyar dolar hibenin yazılı belgesini getirin alın istediğiniz desteği!
Ama şimdi "efendi Amerika" öfkelendi! Hem de fena öfkelendi.
"On saat içinde ABD'ye kayıtsız şartsız teslim olmamızın" teyidini istiyorlar bizden.
Ne mi olacak?
Amerika'nın bütün istedikleri harfiyen kabul edilecek. Muhtemelen siz bu satırları okuduğunuzda Başbakan Abdullah Gül bir konuşma yapıp, "Amerika'nın taleplerinin yani 'yetki tezkeresinin' 1-2 gün içinde kabul edileceğini" diplomatik bir üslupla halka izah edecek.
Ve, AKP kadroları Bush'un fırçasının geldiği günün gecesi bu konuda "Amerikan taleplerinin aynen yerine getirileceğine" dair "sözlü garantiyi" Washington'a kesin olarak vermiştiler zaten.
Hem de aceleyle telefonlara sarılarak: "Endişelenecek bir durum yok!"
Amerika'nın gözünde Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti değil, Afrika'daki orman kabilelerinden biri olarak algılandığı da ortaya çıkıyor.
Türkiye'de, savaşa girilip girilmeyeceğine, yabancı askerlerin Türk topraklarında konuşlanıp konuşlanmayacağına Türk parlamentosunun karar verebileceği gerçeğini hiç umursamayarak milli iradeyi, TBMM'yi pas geçerek "ringo talimatıyla" sorunu çözmeye çalışıyor.
Demokrasiymiş, meclismiş, halkmış, milli iradeymiş; çok umurunda Amerika'nın!
"Saat 7'ye kadar desteğinizi bildirin" talimatı Türkiye'nin bağımlılıkta ve köleleşmekte geldiği son noktayı gösteriyor.
Bir ülke dünyada hiç bir devlete karşı kullanamadığı bir üslupla size yaklaşıyorsa ve dünyada hiç bir devlete karşı sergileyemediği küstah emrediciliği size karşı sergiliyorsa bu sizin devlet yönetimindeki zaafiyetten ve teslimiyetten kaynaklanıyor demektir.
Bugün bu "buyurgan küstahlara" "teslim barağı" çekenler, yarın çok çekecekler!