Başbakan, Ruhban Okulu'nun neden açılmadığı ile ilgili gerekçesini "Siz Atina'da cami açtınız da mı Ruhban Okulu'nun açılmasını bekliyorsunuz?" diye açıklayınca anladım ki;1.Çok yakında Yunanistan'a önemli tavizler veren bir adım atılacak.2.Çok yakında Ruhban Okulu açılacak.Bu tahminimin ilki gerçekleşti. Hükümet, Sağlık Bakanının ağzından "işsiz olan 7 bin Yunan doktoru çalışmak üzere Türkiye'ye çağırdı. Kendi ülkesinde binlerce uzman doktoru tam gün yasası diyerek, özel işinizde çalışamazsınız diyerek işten atanlar, Yunan doktorlarına iş bulmak için resmi çağrıda bulunuyorlar.Dünkü Yeni Mesaj gazetesi, bu skandal durumu "Sağlıkta Yunan İşgali" manşetiyle vererek Türk basınının yüz akı olduğunu bir kez daha ispatladı. Zira diğer basın organları neredeyse söz birliği yapmışçasına Yunan doktorlara yapılan çağrıyı insani bir yardım olarak değerlendirdiler.Bakan Müezzinoğlu, Yunan doktorları ağzından bal damlayarak çağırıyor:"Yunanistan'ın 7 bin doktoru yurt dışında iş arıyorlar. Benim de onlara ihtiyacım var. Yunanistan'ın 7 bin doktoruna kapılarımız açık. Onları ülkemize hizmet etmeye davet ediyorum."Mehmet Müezzinoğlu, öncelikle kendi ülkesinin işsiz doktorlarını düşünmek zorundadır. Kendisinin eski bir Yunan vatandaşı olduğunu biliyoruz ama bu onu işsiz Yunan doktorlarına iş bulma konusunda hassas olmakta haklı çıkarmaz."Benim Yunan doktorlara ihtiyacım var" derken adeta aşk ilan eden bir maşuk tavrı içinde.Türk sağlık sisteminin neden Yunan doktorlara ihtiyacı olsun ki?Ya da Türk sağlık sistemini neden Yunan'a muhtaç hale getirdiniz ki?Hani şatafatlı binalar yapmıştınız, hani muazzam bir randevu sistemine geçmiştiniz, hani en gelişmiş cihazları almıştınız, hani hastane yapımında rekor kırmıştınız; ne oldu da Yunan doktoruna el açar hale geldiniz?Demek ki sistemin en önemli unsuru olan insanı ihmal ettiniz. Doktorları aşağıladınız, küçümsediniz, kovdunuz.Yaptığınız şatafatlı ama doktorsuz hastanelerinizi kurtarmak için "benim Yunan doktorlarına ihtiyacım var" diyorsunuz.Sayın Müezzinoğlu'nun, Yunan vatandaşı iken Türkiye'ye sığınmak için Meriç Nehri'nin soğuk sularında korkulu saatler geçirdiğini iyi biliyorum. Ama onun Türkiye'ye iltica edip, Türk vatandaşı olup, bu milletin oyuyla parlamentoya seçilip "Yunan doktorlara ihtiyacımız var" deyişini duyunca şöyle dedim:"Keşke Meriç Nehri'nden bu tarafa hiç geçmeseydiniz."Aslında olaya sadece Yunan doktorlara Türkiye'de iş verme projesi olarak değil daha kapsamlı bakmak gerekir. AKP'nin gündeminde 1965'ten sonra İstanbul'dan Yunanistan'a giden Rumların tekrar geri dönmesi için ciddi bir çalışma bulunmaktadır. Bunların sayısı kendileri ve çocuklarıyla birlikte 120 bin civarındadır. Bu amaçla kurulan İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonunun başında bulunan Nikolas Uzunoğlu, hükümet yetkilileriyle zaman zaman bir araya gelmektedir.2010 yılında Yunanistan'ı ziyaret eden Erdoğan'la da buluşan Nikolas,"ilk kez bir Türk başbakanının Rumlardan bir heyeti kabul ettiği" sevinçle söylüyor ve şöyle devam ediyordu:"Yunanistan vatandaşı olan çocuklarımızın hak sahibi olabilmeleri için Türkiye'deki mülklerimizin bize iade edilmesini talep ettik. Türkiye'ye dönüşümüzü destekleyecek vergi kolaylıkları sağlanmasını, düşük faizli krediler verilmesini, Yunan öğrencilerin İstanbul'daki Rum okullarına gitmelerine imkan tanınmasını ve Rum vakıf malları ile ilgili sorunlarımızın çözülmesini istedik."Aynı derneğin Yönetim Kurulu üyesi Lakis Mihailides, AK Parti iktidarının yaklaşımının olumlu olduğuna ve azınlığın artık "Türk-Yunan ilişkilerinin esiri olarak kullanılmadığına" dikkati çekerek "İstanbul'dan Yunanistan'a giden Rumların geri dönüşünün düşünce aşamasından icra aşamasına geldiğini" söylüyordu.Yine Nikolas Uzunoğlu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Ankara'nın bu konudaki siyasi kararlılığını teyit eden sözler söylediğini açıkça deklere ediyor.Yani sorun sadece Yunan doktorlar iş bulma sorunu değil.Yunan'a kucak açma sorunu.