Zirve'de kim ne dedi?

Başbakan Bülent Ecevit: Uygarlıklar ve kültürler çatışması savı büyük ölçüde geçerliliğini yitirdi. Doğu ile Batı'nın her anlamda bütünleşmesi yolu açılmıştır. Dışişleri Bakanı İsmail Cem: Forum'un devamı için çalışıyoruz. İKÖ ve AB, kültürler arasında daha iyi bir anlayışa varma çabalarına katkı yapma yönünde ortak sorumluluk taşımaktadır.

Irak Dışişleri Bakanı Naci Sabri: Her şeyden önce bir terörizm tanımına ihtiyaç bulunmaktadır. Her türlü işgal, nefret, hegemonya, ekonomik ve sosyal hegemonya, uç noktalar ve hareketlerin bir kenara bırakılarak, bir kültürün diğerine üstünlüğü fikri reddedilerek, bir uluslararası demokratik sistemi, aynı zamanda demokratik ve ekonomik sistemi kurmamız gerekiyor.

Fas İslam İşleri Bakanı Abdülkebir Medari Alavi: Batı dünyası önyargıları bazen öylesine ön plana çıkarılıyor ki, neredeyse Müslümanları ve İslamiyet'i yargılamak için esas kriter olarak kullanılıyor. Bizim referanslarımız ise Müslümanlığın ve İslamiyet'in ilk dönemlerinden beri bize verilmiş olan yapıda saklıdır. Ilımlı İslam ile radikal İslam'ı kıyaslıyorlar. Bu yanlış bir karşılaştırma. Çünkü bu radikal ve ılımlı İslam kıyaslaması sadece belirli gruplara hitap ediyor. Oysa bu gruplar, çoğunluğun sesini duyuran, İslamiyet'in gerçek sesini duyuran gruplar değil.

İran Dışişleri Bakanı Kemal Harrazi: Uluslararası toplum, ABD'nin tek taraflı ve askeri yaklaşımını bence derhal yeniden değerlendirmelidir.

Macaristan Dışişleri Bakanı Janos Martonyi: Macaristan terörle İslamiyet'i bağdaştırmaya çalışan her türlü görüşün karşısındadır.

Bosna-Hersek Dışişleri Bakanı Zlatko Lagumdziga: Slobodan Miloşeviç, BosnaHersek'teki soykırım nedeniyle Lahey'de yargı önüme çıkıyor. İşte olması gereken de budur zaten. Benzeri uygarlıkla bağdaşmayan projelerin en başından engellenmesi gerekir. Siyasi liderler, mensup oldukları kurumların da işbirliğiyle Miloşeviç gibi örneklerin bir daha yaşanmaması için çaba göstermelidirler.