İngiliz The Economist dergisinde,”Türkiye komşuları ile sorunlar yaşıyor” açıklamasına yer verildi.
Gerçekten de “komşu ülkelerle sıfır sorun” politikası diyerek iktidara gelen AKP döneminde hemen hepsi ile savaş noktasına geldik.
Bunun yanında Fransa’nın kabul ettiği “ermeni soykırımı yoktur” demeyi suç sayan yasanın kabulü, bizi AB yolunda da ciddi bir yol ayrımına getirdi. İlerleyen süreçte ya AB oylamasında bize hayır demesinler diye bu yasaya karşı sessiz kalacağız, ya da önümüze konan Ermeni kartını yırtıp atacağız.
Yaşananlar, Türkiye’nin bu hareketi yapabileceğine pek ihtimal vermiyor.
Türkiye; Libya, Mısır, Tunus’a yapılan Arap Baharı işgallerinde işgal güçlerinin yanında yer aldı.
Suriye ile Batının ilişkilerinde sözcülük yaptı,
İran ile İsrail arasında İsrail adına duvar oldu
10 yıl boyunca ABD işgalinde kalan Irak’da şu anda Şiiler ve Sünniler arasında kaos yaratılmaya çalışılıyor.
Bunda da başarılı olundu.
Maliki, Erdoğan’ı Irak’ın iç işlerine karışmakla itham etti.
Bölge gelişmelerine müdahil olan Türkiye’nin, hiçbir konuda menfaatine bir hareketin olmadığı bellidir.
Biz, İran’la veya Suriye ile bir savaşa girersek bu, ABD’nin bölge üzerindeki emellerine, elini kana bulamadan Türkiye vasıtası ile ulaşması manasınadır. Yani ABD Türkiye ile bölgedeki hakimiyetini sağlamlaştıracak, bize düşen ise yalnız ve eli boş bir kenarda yaşananları seyretmek olacaktır.
Uluslararası haber ajanslarında dahi Türkiye’nin izlediği dış siyasetin komşuları ile arasını açtığına dikkat çekiliyor.
Türkiye aynı şekilde devam eden bu anlayışla sadece komşuları ile sorun yaşamayacak, savaş noktasına gelecektir.
Tüm bu gelişmelere rağmen beraber hareket ettiğini sandığımız Batının bize karşı tavrı ise hiç değişmiyor. Hükümetlerin veya liderlerin değişmesi Batının Türkiye siyasetinde zerre bir sapma yapmıyor.
Bazı çevrelerde “o kadar da değil” denmesine rağmen, topraklarımız ve kaynaklarımız üzerinde hesabı olduğunu yenileyeceğimiz Batı ile sadece onların menfaatine işlere imza atmak bizi bugün sahip olduklarımızdan da uzaklaştıracaktır.
Gerçekten de “komşu ülkelerle sıfır sorun” politikası diyerek iktidara gelen AKP döneminde hemen hepsi ile savaş noktasına geldik.
Bunun yanında Fransa’nın kabul ettiği “ermeni soykırımı yoktur” demeyi suç sayan yasanın kabulü, bizi AB yolunda da ciddi bir yol ayrımına getirdi. İlerleyen süreçte ya AB oylamasında bize hayır demesinler diye bu yasaya karşı sessiz kalacağız, ya da önümüze konan Ermeni kartını yırtıp atacağız.
Yaşananlar, Türkiye’nin bu hareketi yapabileceğine pek ihtimal vermiyor.
Türkiye; Libya, Mısır, Tunus’a yapılan Arap Baharı işgallerinde işgal güçlerinin yanında yer aldı.
Suriye ile Batının ilişkilerinde sözcülük yaptı,
İran ile İsrail arasında İsrail adına duvar oldu
10 yıl boyunca ABD işgalinde kalan Irak’da şu anda Şiiler ve Sünniler arasında kaos yaratılmaya çalışılıyor.
Bunda da başarılı olundu.
Maliki, Erdoğan’ı Irak’ın iç işlerine karışmakla itham etti.
Bölge gelişmelerine müdahil olan Türkiye’nin, hiçbir konuda menfaatine bir hareketin olmadığı bellidir.
Biz, İran’la veya Suriye ile bir savaşa girersek bu, ABD’nin bölge üzerindeki emellerine, elini kana bulamadan Türkiye vasıtası ile ulaşması manasınadır. Yani ABD Türkiye ile bölgedeki hakimiyetini sağlamlaştıracak, bize düşen ise yalnız ve eli boş bir kenarda yaşananları seyretmek olacaktır.
Uluslararası haber ajanslarında dahi Türkiye’nin izlediği dış siyasetin komşuları ile arasını açtığına dikkat çekiliyor.
Türkiye aynı şekilde devam eden bu anlayışla sadece komşuları ile sorun yaşamayacak, savaş noktasına gelecektir.
Tüm bu gelişmelere rağmen beraber hareket ettiğini sandığımız Batının bize karşı tavrı ise hiç değişmiyor. Hükümetlerin veya liderlerin değişmesi Batının Türkiye siyasetinde zerre bir sapma yapmıyor.
Bazı çevrelerde “o kadar da değil” denmesine rağmen, topraklarımız ve kaynaklarımız üzerinde hesabı olduğunu yenileyeceğimiz Batı ile sadece onların menfaatine işlere imza atmak bizi bugün sahip olduklarımızdan da uzaklaştıracaktır.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018