logo
09 MAYIS 2024

Çanakkale'deki savaşında 'Topuk patlatanlar'

Çanakkale Savaşları sırasında İngiliz ve Fransızlar tarafından Osmanlı askerlerinin cepheye ulaşacakları yollara havadan atılan ve savaş hilesi olarak nitelendirilen 3 ayaklı sivri uçlu topuk patlatanlar, savaşın acımasızlığını gözler önüne seriyor
22.04.2024 10:34:00 / Güncelleme: 22.04.2024 10:39:11
İhlas Haber Ajansı
Çanakkale'deki savaşında 'Topuk patlatanlar'
Çanakkale'deki savaşında 'Topuk patlatanlar'
Çanakkale Savaşları sırasında İngiliz ve Fransızlar tarafından Osmanlı askerlerinin cepheye ulaşacakları yollara havadan atılan ve savaş hilesi olarak nitelendirilen 3 ayaklı sivri uçlu topuk patlatanlar, savaşın acımasızlığını gözler önüne seriyor.

Eceabat ilçesine bağlı Kilitbahir köyündeki Namazgah tabyasında 109 yıl önceki Çanakkale Savaşları sırasında İtilaf Devletleri'nin savaş uçaklarından atılan 'topuk kıran' denilen 3 tarafı sivri yıldız çiviler, görenlere savaşın dehşetini bir kez daha hatırlattı. Tarihin en kanlı savaşlarından birisi olan Çanakkale Savaşları'nda, İngiliz ve Fransızların Türk askerinin üzerine attıkları 3 ayaklı sivri çiviler seneler sonra bile görenleri dehşete düşürüyor. Yere düştüğünde her zaman sivri tarafı üstte kalan topuk kıran çiviler, harp meydanında binlerce Türk askerine zarar vermiş.

Üç tarafı sivri, uçları balık oltasına benzer bir şekilde imal edilen bu çiviler, yere nasıl düşerse düşsün sivri tarafı hep üstte kalıyor. Türk askerinin yürüyüş yollarına atılan bu çiviler, gece karanlığında fark edilmediğinden, askere büyük zayiat verdirdi. Ayakkabıdan kolayca geçen bu çiviler, askerlerin topuk kemiklerini kırarak yaraladı. Savaş sırasında ameliyatsız çıkarılması imkansız olan bu çiviler kangrene de sebebiyet verdi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsani ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, Çanakkale Savaşları başladığı zaman uçaklardan üç ayaklı sivri topuk kıranların atıldığını söyledi. Bu topuk kıranların savaşta önemli bir rol üstlendiğini de ifade eden Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, "Bu topuk kıranların uçları sivriydi ve yere düştükleri zaman hiçbir şekilde yan yatmıyorlardı. Mutlaka bir tanesinin bir ayağı üste geliyordu. Özellikle askerlerin gece yürüyüşlerinde yeri görmemeleri sebebiyle bu topuk kıranlar ayaklarına batıyor ve topuk kemiklerinin kırılması nedeniyle askerler savaş dışı kalıyordu.

Özellikle İngilizlerin, buna çok büyük önem verdikleri görülmektedir. Yapılan topuk kıran operasyonlarında uçaklar vasıtasıyla özellikle sevk hatlarına atılarak pek çok Osmanlı askerinin ayaklarının topuklarından bu şekilde zayi olmasına sebebiyet verdiği ve pek çok askerimiz de o yüzden askerlik hizmetinden ayrılmak durumunda kaldı. Ayrıca bu topuk kıranlar özellikle atlar ve develere de zarar vermiştir.

Çünkü onlarla da sevk yapılırken hayvanlar bunları görmedikleri zaman üzerlerine basıyorlardı ve bu çerçevede hayvan zayiatına da sebebiyet veriyordu. Çanakkale Savaşları'ndan bunca yıl geçmesine rağmen bu topuk kıranlar bütün askeri müzelerde ve savaş müzelerinde kendini göstermektedir. O nedenle bunlar da gerçekten Türk askerine büyük zayiat verdiren obje olarak karşımıza durmaktadır. Tabii ki her yolu kullanarak bu şekilde karşı tarafa alt etmeyi denemişlerdir" dedi.İHA
'Konut alana değil gerçek yatırım yapana verilmeli'
ASO Başkanından vatandaşlık önerisi
Kutsal topraklara yolculuk başladı
İlk hac kafilesi dualarla uğurlandı
İmamoğlu kapıyı göstermişti, Özel ziyaret etti
'Başkanımızın her anlamda arkasındayız'
İsrail Maliye Bakanı'ndan küstah çağrı
"Refah kenti tamamen işgal edilsin"
BM: Filistinliler yeni bir göçe maruz kaldı
80 bin kişi Refah'ı terk etti
'Enflasyon mayıs ayında zirveyi görecek'
TCMB enflasyon tahminini yükseltti
İlan sitelerinin ücretleri tercihleri değiştirdi
Araç satışında eskiye dönüş
47 ilaç geri ödeme listesine alındı
8'i yenilikçi kanser ilacı
Kızını taciz edip şantaj yaptığını söylediği genci öldürdü
'Daha fazla kaldıramadım'
'Çözüm üretmeyen diyalogun itibarı yoktur'
Cicim ayları ne kadar sürer?
O görüşmeyi bu sözlerle savundu
"Bire birde bana 'abi' der"
Biden'den İsrail'e Refah uyarısı
'Silah göndermeyi durdururum'
Milsiz eğitim
Trabzonspor finale yükseldi
Beşiktaş ile kupa için mücadele edecek
Atanmayan öğretmenlere çağrı yaptı
'Saraçhane'ye bekliyoruz'
'Konut alana değil gerçek yatırım yapana verilmeli'
ASO Başkanından vatandaşlık önerisi
Kutsal topraklara yolculuk başladı
İlk hac kafilesi dualarla uğurlandı
İmamoğlu kapıyı göstermişti, Özel ziyaret etti
'Başkanımızın her anlamda arkasındayız'
İsrail Maliye Bakanı'ndan küstah çağrı
"Refah kenti tamamen işgal edilsin"
BM: Filistinliler yeni bir göçe maruz kaldı
80 bin kişi Refah'ı terk etti
'Enflasyon mayıs ayında zirveyi görecek'
TCMB enflasyon tahminini yükseltti
İlan sitelerinin ücretleri tercihleri değiştirdi
Araç satışında eskiye dönüş
47 ilaç geri ödeme listesine alındı
8'i yenilikçi kanser ilacı
Kızını taciz edip şantaj yaptığını söylediği genci öldürdü
'Daha fazla kaldıramadım'
'Çözüm üretmeyen diyalogun itibarı yoktur'
Cicim ayları ne kadar sürer?
O görüşmeyi bu sözlerle savundu
"Bire birde bana 'abi' der"
Biden'den İsrail'e Refah uyarısı
'Silah göndermeyi durdururum'
Milsiz eğitim
Trabzonspor finale yükseldi
Beşiktaş ile kupa için mücadele edecek
Atanmayan öğretmenlere çağrı yaptı
'Saraçhane'ye bekliyoruz'

İlk hac kafilesi dualarla uğurlandı

Kutsal topraklara gidecek ilk hacı adayı kafilesi, Esenboğa Havalimanı'nda dualar ve gözyaşlarıyla uğurlandı. Kurada 14 yıl sonra ismi çıkan Haydar Arslantaş, duygularını tarif edecek kelimeler bulamadığını belirtti
09.05.2024 13:32:00 / Güncelleme: 09.05.2024 13:37:52
AA
İlk hac kafilesi dualarla uğurlandı
İlk hac kafilesi dualarla uğurlandı
Diyanet İşleri Başkanlığının organizasyonuyla kutsal topraklara gidecek ilk hacı adayı kafilesi, Esenboğa Havalimanı'nda dualar ve gözyaşlarıyla uğurlandı. Hac kafilesinin hareketi öncesinde Esenboğa Havalimanı Gidiş Terminali'nde düzenlenen törene, hacı adayları ve yakınları katıldı.

Hacı adayı Necla Yağız yaptığı açıklamada, 14 yıldır hacca gitmek için beklediğini, bugün yola çıktığı için büyük sevinç yaşadığını söyledi. Hazreti Muhammed ve sahabelerin yaşadığı yerleri ziyaret edeceklerini aktaran Yağız, "Çok heyecanlıyım, çok mutluyum. Herkesin gitmesini tavsiye ediyorum" dedi.

Kurada 14 yıl sonra ismi çıkan Haydar Arslantaş, duygularını tarif edecek kelimeler bulamadığını belirtti.

Yaklaşık 2,5 milyon kişi arasında kurada ismi çıktığı için duyduğu mutluluğu dile getiren Arslantaş, "İnşallah sağ salim gider geliriz. Şu an Gazze'de, Filistin'de ve dünyanın başka yerlerinde Müslüman kardeşlerimizin çektiği acılar inşallah hacıların dualarıyla son bulur." temennisinde bulundu.

Hacı adaylarından Meryem Ay, kutsal topraklara gideceği için çok heyecanlı ve meraklı olduğunu ifade ederek, "Şimdi hacca gidiyorum. Allah nasip etti. Allah hacı olarak dönmeyi nasip etsin" değerlendirmesini yaptı. Şerife Cesur, hacca gitme heyecanının, büyük bir mutluluk olduğunu ve bunu aktaracak kelime bulmakta zorlandığını söyledi.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan uğurlama törenin ardından ilk kafiledeki hacı adayları ve diyanet görevlileri, pasaport kontrolü ve işlemlerin tamamlanmasının ardından dualar ve gözyaşlarıyla uğurlandı.

Büyük tepkilere neden olan bu olayın zanlısı ne ceza alacak?

Antalya'nın Kaş ilçesinde Şaban T., köpek yüzünden çıktığı iddia edilen tartışmada Orhan S.'yi ayaklarından iple otomobilinin arkasına bağlayıp sürüklemiş bu olay büyük tepkilere neden olmuştu. Şimdi merak edilen, tutuklanan Şaban T.'nin nasıl bir ceza alacağı? Bu konuyla ilgili hukukçuların görüşünü aldık
09.05.2024 11:34:00
Mehmet Hakan Akkuş
Büyük tepkilere neden olan bu olayın zanlısı ne ceza alacak?
Büyük tepkilere neden olan bu olayın zanlısı ne ceza alacak?
Antalya'nın Kaş ilçesi, Ova Mahallesi'nde 8 Mayıs günü Şaban T. isimli şahıs, köpeğine zarar verdiği ve kendisine küfür ettiği iddiasıyla Orhan S. isimli kişinin evine giderek tartışmaya başladı. Tartışma kavgaya dönüşmüş ve Şaban T., Orhan S.'yi ellerinden ve ayaklarından bağlayarak 48 HG 669 plakalı aracının arkasına iple bağlamış ve yaklaşık 150 metre sürüklemişti.

Devriye gezen Kınık Jandarma Karakolu ekipleri, olayı fark edip müdahale etmiş ve Şaban T.'yi gözaltına almış. Orhan S., elleri ve ayakları çözülerek sağlık ekiplerine teslim edilmiş ve sağlık durumunun iyi olduğu bildirilmişti.

Bu olay, sosyal medyada yayılan cep telefonu kamerası görüntüleriyle büyük yankı uyandırmış ve toplumda ciddi bir infial oluşturdu.


Böyle bir suçun cezası nedir?


Antalya'da yaşanan ve Türkiye genelinde büyük tepkilere neden olan bu tür bir olay, Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında ciddi suçlar arasında yer alır. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un açıklamalarına göre, Antalya'nın Kaş ilçesinde gerçekleşen bu olayda, bir kişinin aracının arkasına bağlanarak sürüklenmesi sonucu adli soruşturma başlatılmış ve şüpheli sürücü tutuklanmıştı.

TCK'ya göre, bu tür bir eylem, kişinin hayatını, vücut bütünlüğünü ve sağlığını tehlikeye atan bir davranış olarak değerlendirilebilir ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "işkence" ve "yaralama" gibi suçlarla ilişkilendirilebilir. Bu suçların cezaları, suçun niteliğine ve ağırlığına göre değişiklik gösterir ve hapis cezası ile sonuçlanabilir.

Hukukçuların görüşleri genellikle, bu tür olayların sadece mağdur için değil, toplumun genel ahlak ve hukuk düzeni için de ciddi bir tehdit oluşturduğu yönündedir. Bu tür davranışlar, insan haklarına ve kişisel özgürlüklere yapılan saldırılar olarak kabul edilir ve genellikle hukukçular tarafından en ağır şekilde kınanır.

Bu olayın TCK çerçevesindeki cezai sonuçları, yargılama sürecinde belirlenecektir. Ancak, genel olarak, bu tür bir eylemin ciddi cezai yaptırımları olacağı ve kamuoyunun da bu tür olaylara karşı duyarlılığının arttığı gözlemlenmektedir.

Eyüpsultan'da okul müdürü İbrahim Oktugan'ı öldüren zanlı tutuklandı

Eyüpsultan'da okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürünü silahla vurup hayatını kaybetmesine neden olan Y.K. çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi.
08.05.2024 19:45:00
İhlas Haber Ajansı
Eyüpsultan'da okul müdürü İbrahim Oktugan'ı öldüren zanlı tutuklandı
Eyüpsultan'da okul müdürü İbrahim Oktugan'ı öldüren zanlı tutuklandı
Eyüpsultan'da 7 Mayıs'ta meydana gelen olayda iddiaya göre yabancı uyruklu öğrenci Y.K. (17), okuduğu özel liseden atılmasından sorumlu tuttuğu ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediği okul müdürü İbrahim Oktugan'ı odasında silahla vurarak ağır yaralamıştı. Hastaneye kaldırılan Oktugan hayatını kaybederken, olayın ardından yakalanan Y.K. gözaltına alınmıştı.

Tutuklandı

Emniyetteki işlemleri tamamlanan suça sürüklenen çocuk Y.K., Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edildi. Burada Savcılığa ifade veren Y.K., daha sonra çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe 'kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği belirtildi

Olaya ilişkin detaylar ise Savcılığın sevk yazısında ortaya çıktı. Sevk yazısında, öldürülen Oktugan ile suça sürüklenen çocuk Y.K. arasında okulda ilişiğin kesilmesi ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediğinin anlaşıldığı, 2023 Aralık ayında gerçekleşen olay sonrasında suça sürüklenen çocuğun ulaştığı ruhi sükûnete rağmen fiilini planladığı şekilde icra ettiği, böylece Y.K.'nın eğitimci Oktugan'ı silahla hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği ve hayatını kaybetmesine neden olduğu belirtildi.

"Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim''

Öte yandan suça sürüklenen çocuk Y.K.'nın Savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Y.K.'nın ifadesinde, ''2023'ün ilk döneminin ortalarında başka bir okuldan bu özel liseye kayıt oldum. Burada çeşitli sebeplerde hakkımda disiplin cezaları yazıldı, ben imzalamak istemedim. Aralık ayında sınıfımdayken disiplin cezalarından dolayı annemin geldiğini öğrendim. Müdür İbrahim Oktugan'ın odasına gittim, annemle oturuyorlardı. Anneme Arapça bir şeyler söylemek istediğim sırada müdür, ''Burası Türkiye, benim okulumda kimse bu şekilde başka dil konuşamaz' dedi. Aramızda sözlü bir tartışma yaşandı. Annemin üzerine yürümesi üzerine polisi de aradık, daha sonra okulu terk ettik ve olaydan sonra bir daha okula dönmedim. Bizden aldıkları parayı da geri vermediler. Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim'' dedi.

''Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu''

Olaydan 1 gün önce aynı okulda okuyan birini gördüğünü ve Aralık ayında yaşadığı olayın aklına geldiğini söyleyen Y.K. ifadesinin devamında, ''Tekrar sinir oldum. Müdürün hala okulda olup olmadığını sordum. Hala orada çalıştığını söyleyince 4 Mayıs günü 10 bin lira karşılığında aldığım tabanca ile okula gitmeye karar verdim. Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu. Kapıya geldiğimde selam verdim, bir anda kapı açıldı. Kimseye bir şey söylemeden hızlı bir şekilde müdürün odasına geçtim. Masada oturuyordu, beni görünce ayağa kalktı. Amacım ayaklarından vurmaktı ama bir anda kolunu havaya kaldırınca bana vuracağını düşünerek koluna doğru ateş ettim. 2 mermim vardı, ikisi de karnına geldi. Bana saldıracağını düşünerek ateş ettim. Sonrasında hızlıca odadan çıkıp geldiğim kapıya yöneldim ve silahı yere doğru tutarak 'peşimden gelmeyin' dedim. Kapıya koşup kapıyı zorladım, açılmayınca birinden açmasını rica ettim. Bir çocuk da kapıyı açtı. Benim amacım öldürmek değildi, dövmekti. Eve geçtim ve börek götürdüm. Üzerimi değiştirdim. Bir süre sonra da silahı ve telefonumu Alibeyköy Barajı'na attım'' ifadelerini kullandı.

İbrahim Oktugan'ın öldürülmesine meslektaşlarından tepki

Meslektaşları, okul müdürü İbrahim Oktugan'ın öldürülmesine okulda yaptıkları açıklamayla tepki gösterdi.
08.05.2024 17:38:00
İhlas Haber Ajansı
İbrahim Oktugan'ın öldürülmesine meslektaşlarından tepki
İbrahim Oktugan'ın öldürülmesine meslektaşlarından tepki
Eyüpsultan Alibeyköy'de bulunan Final Anadolu Lisesinde 5 ay önce okuldan atılan Iraklı öğrencisinin silahlı saldırısı sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılan okul müdürü İbrahim Oktugan hayatını kaybetmişti.

74 yaşındaki eğitimci İbrahim Oktugan'ın hayatını kaybetmesinin ardından çalıştığı okulda Eğitim-Bir-Sen İstanbul 2 No'lu Şube Başkanlığı basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın açıklamasında konuşan İstanbul 2 No'lu Şube Başkanı Mahmut Akay, "Eğitime ve eğitimciye saygıyı esas alan bir medeniyetin varisi olan ülkemizde geleceğimizi emanet ettiğimiz eğitimcilere yönelik saldırılar, tedbir alınmadığı için artarak devam etmektedir. Eğitim ve şiddeti aynı cümle içerisinde kullanmak bile bizi derinden yaralamaktadır. Şu bilinmelidir ki; eğitime ve öğretmene yapılan her kötülük geleceğimizin erozyonudur. Dünkü saldırıyı da kamu çalışanlarına yönelik bütün şiddet eylemlerini de kınıyor ve lanetliyoruz. Okullar yol geçen hanı değildir. Kaba kuvvetle problem çözülecek yerler değildir. Eğitimciler her fırsatta itilip katılacak insanlar değildir. Hukuk sistemimiz eğitimcileri ve bütün kamu çalışanlarını güvenceye alacak caydırıcı tedbirleri almalı, haklının, mağdurun, saldırıya uğrayanın yanında olmalı, 'Yaparım yanıma kar kalır' düşüncesini yıkmalı, saldırganlara gereken cezayı vermelidir" dedi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.