logo
04 MAYIS 2024

Devlet Bahçeli'den Mehmet Şimşek'e 'yerel halk' tepkisi: Müfsit zihniyet

"Türk milletini 'yerel halk' ifadesiyle değersizleştirmeye hizmet eden müfsit zihniyet, son günlerde maruz kaldığımız skandalların asal sorumlusudur."
22.04.2024 18:19:00
Haber Merkezi
Devlet Bahçeli'den Mehmet Şimşek'e 'yerel halk' tepkisi: Müfsit zihniyet
Devlet Bahçeli'den Mehmet Şimşek'e 'yerel halk' tepkisi: Müfsit zihniyet
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Diyarbakır ve Mardin'de, İstiklal Marşı okutulmadığı, belediyedeki Türk bayrağının kaldırıldığı ve Atatürk ile Erdoğan'a hakaret edildiği iddialarına sert tepki gösterdi.

"Vatanımızın bir bölümünde İstiklal Marşının söylenmesine direnen, Türk bayrağının asılmasını ve şehitlerimize saygı duruşunu reddeden, Aziz Atatürk ile Cumhurbaşkanımıza kaba ve yaralayıcı ifadeler kullanan bölücü alçaklar bu milletin evladı, Türkiye Cumhuriyeti'nin de mensubu olamazlar" diyen Bahçeli, "Türk bayrağını kabullenemeyen şerefsizlerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından derhal çıkarılması, mallarına-mülklerine el konulması, bunun yanında DEM Parti hakkında kapatma davasının açılarak bölücü milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, müfettiş görevlendirilmesiyle oyalanmaktan ve zamana oynamaktan vazgeçilmesi tarihe, ecdada, vatana ve millete namus borcudur" ifadelerini kullandı. Bahçeli, IMF'de yaptığı konuşmada Türkiye halkı için "yerel halk" ifadesini kullanan Ekonomi ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e de "Türk milletini 'yerel halk' ifadesiyle değersizleştirmeye hizmet eden müfsit* zihniyetin, son günlerde maruz kaldığımız skandalların asal sorumlusu olduğunu hiç kimse inkar edemeyecektir" sözleriyle tepki gösterdi.

MHP lideri Bahçeli'nin, partisinin sosyal medya hesabından paylaştığı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı mesajı şöyle:

"23 Nisan 1920 Cuma günü Ulus'taki tek katlı taş binada milli iradenin tecellisiyle beraber Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri atılmış, meşalesi yakılmıştır.

Kuran-ı Kerim tilavetleriyle, kesilen kurbanlarla, dudaklardan dökülen aminlerle, yüreklerden kopan dileklerle İlk Meclis tarih sahnesindeki yerini muazzam bir inançla almıştır.

Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mart 1920 tarihinde yayımladığı Genelge kapsamında seçimler yapılmış, seçilen mebuslar Meclis-i Mebusan'dan iltihak eden mebuslarla birlikte Ankara'da toplanmıştır.

Türk milleti makus talihini yenmek, tarihsel rotasını yenilemek amacıyla bizzat devreye girmiştir.

O tarihte tadilatı tamamlanmamış binada toplumun her kesiminden, ülkenin her yöresinden, her meslek grubundan, farklı farklı dünya görüşleri olsa bile ortak paydaları vatanseverlik olan mebuslar istiklal sevdasıyla bir araya gelmişlerdir.

Dünya üzerinde, zillet ve zulmete, işgal ve ihanete Meclisi'nin etrafında kenetlenip savaş açan ikinci bir millet o güne kadar ne duyulmuş ne de görülmüştür.

Nitekim Meclis'in kurulması milli kurtuluş fikrinin demokratik olarak teşkilatlanması, maşeri vicdanda kök salmasıdır.

İlk Meclis, imkânsızlığa karşı imanın adı, yıkıma karşı yükselişin ahlakı, zalimlere karşı milletin aklı haline gelerek; ordular kurup ordular yönetmiş, zaferden zafere koşarak vatanın harem-i ismetinden düşmanı söküp atmıştır.

Meclisimizin açılışı, milletler mücadelesinin acımasızca sürdüğü bir dönemde Türk milletinin;
√ Tam bir mutabakatla, milli kimlik, milli onur ve milli hedefte buluşmasının kaynağı,
√ Yıllardır süren kayıpların çöküntüsünü atarak güç ve moral depolamasının kararı,
√ Teslimiyet ve tavizlere son vererek derlenip toparlanmasının kararlılığı,
√ Silahla verilen bir mücadelede bile demokratik, hukuki ve toplumsal uzlaşmayla sağlanan milli meşruiyetin kalpgahıdır.

23 Nisan 1920 tarihi, elbette üç yıl sonra varlığını ve bağımsızlığını bütün dünyaya ilan edecek olan Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi ve hukuki alt yapısının hazırlandığı bir dönemin başlangıcıdır.

Bu yönüyle İlk Meclis Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu iradesidir.

Gerek Büyük Millet Meclisi'nin açılış şartları, gerekse müteakiben yaşanan hadiselerin tamamı; mukadderatımıza ve mukaddesatımıza el ve dil uzatmaya yeltenen, gücümüzü sınamaya kalkışan müstevlileri, hatta onların işbirlikçilerini nasıl bir akıbetin beklediğini göstermesi bakımından tarihi bir ibret ve ihtar levhasıdır.

Yedi düvelin başımıza üşüştüğü karanlık yıllarda Türk milleti varoluş haklarından, istiklal şerefinden, irade haysiyetinden asla ödün vermemiş, gazilik ve şehadet pahasına husumet cephesine meydan okumuştur.

İlk Meclis işte bu meydan okuyuşun cesaret, celadet, fazilet, hamiyet, feragat ve dirayet mefkûresi olarak teçhiz ve teşkil edilmiş halidir.

31 Mart seçimlerinden kısa süre sonra, DEM'lenmiş bazı belediye başkanlıklarında sahnelenen azgın tahrikler, Türkiye Cumhuriyeti'nin hükmü şahsiyetine yönelik hakaretamiz muamele ve haince tacizler geçmişten ders almayan muhasım tortularının dış bağlantılı sipariş eylemleridir.

Vatanımızın bir bölümünde İstiklal Marşının söylenmesine direnen, Türk bayrağının asılmasını ve şehitlerimize saygı duruşunu reddeden, Aziz Atatürk ile Cumhurbaşkanımıza kaba ve yaralayıcı ifadeler kullanan bölücü alçaklar bu milletin evladı, Türkiye Cumhuriyeti'nin de mensubu olamazlar.

Ülkemizi fiilen işgal altında gösterme provalarını hazmetmek mümkün değildir.

Türk milletini "yerel halk" ifadesiyle değersizleştirmeye hizmet eden müfsit zihniyetin, son günlerde maruz kaldığımız skandalların asal sorumlusu olduğunu hiç kimse inkar edemeyecektir.

Küresel Emperyalizmin tasallut ve telkini altında iç huzur ortamını zedelemek suretiyle faal halde bulunan terör sevicilere boyun eğmek, serpilen hıyaneti özgürlük ve demokrasi çerçevesinde normalleştirip yumuşatmak, bilinmelidir ki, milli felakete çanak tutmak, devlete ve millete kast etmektir.

Ay yıldızlı al bayrak bağımsızlığımızın simgesi, İstiklal Marşı hürriyet namusumuzun, birlik ve beraberlik hissiyatımızın manzum seslenişidir.

Bunlara kim karşı geliyorsa, bunlarla kimlerin sorunu varsa, mutlak surette hukukun amir hükümleri işletilerek hesaba çekilmelidir.

Gelişmeler karşısında aziz milletimiz infial halindedir.

Türk bayrağını kabullenemeyen şerefsizlerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından derhal çıkarılması, mallarına-mülklerine el konulması, bunun yanında DEM Parti hakkında kapatma davasının açılarak bölücü milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, müfettiş görevlendirilmesiyle oyalanmaktan ve zamana oynamaktan vazgeçilmesi tarihe, ecdada, vatana ve millete namus borcudur.

Türkiye Cumhuriyeti'ni sömürge ülkesi veya çadır devleti görenlerin taşıdıkları sorumluluk ne olursa olsun bedel ödemeleri hayat memat konusudur.

Sandık sonuçlarını, bekamızın ve bağımsızlığımızın önüne, hatta üstüne çıkarmaya gayret eden terör maşalarının ateşle oynadıklarını ikazla bildirmek tarihi bir vazifemizdir.

Bu nedenle, Millet Meclisimizin açılması ile başlayan sürecin manasını ayrıntıları ile bilmenin, devlet ve millet hayatımızda yeniden karşımıza çıkan tehditlerin doğru anlaşılmasında mühim bir tesiri olacağına inanıyorum.

Türkiye'yi Mondros ve Sevr şartlarına tekrar sürüklemeye çalışan terör piyonları bu hesap hatasının sonuçlarına en ağır şekilde katlanmak durumundadır.

En müşkül anlarda bile Türk milletine gücü yetmeyenlerin, bugün yeni metotlarla şanslarını bir kez daha denemeye kalkışmaları beyhude bir çabadır.

Tarihin acı ve tatlı hatıralarla kapanmış sayfalarını, son bulmayan intikam duygularıyla, asla hak etmediğimiz insanlık dışı iftiralarla yeniden açılmasına heveslenmek dikkat etmemiz gereken bir tehlike olarak karşımızdadır.

Türkiye'nin yükselişi, tıpkı 23 Nisan 1920'de tecelli eden şuurda anlamını bulduğu gibi; ayrışmayı değil birleşmeyi, dağılmayı değil buluşmayı, parçalanmayı değil kucaklaşmayı, farklılaşmayı değil bütünleşmeyi hedefleyen kolektif anlayışla mümkündür.

Dün olduğu gibi bugün de, kardeşliğimize musallat olan gelişmeler karşısında en önemli direnç gücümüz milli birlik ve dayanışma ruhumuzdur.

Meclis'i Gazi, varlığı Gazi, devleti Gazi olan bir milletin teröre ve hıyanete bulaşmış, dış düşmanlarla el ele vermiş siyasi bölücülere göz yumması düşünülemeyecektir.

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ve millet ise Türk'tür.

Hiçbir bölücü odağın, terörizme yardım ve yataklık yapan hiçbir menfur oluşumun, Mehmetlerimize kurşun sıkan hiçbir hain örgüt uzantısının, İstiklal Marşımıza ve Türk bayrağına düşmanlık besleyen hiçbir işgal artığının Gazi Meclis'te yeri olamaz, demokrasi adına söyleyecek tek bir sözleri dahi bulunamaz.

Dün en buhranlı anlarda, en ağır şartlarda bile demokrasinin erdeminden ayrılmayan Gazi Meclis'te her fikre cevaz vardır, ama ihanete, bölücülüğe, bölünmeye icazet yoktur, izin yoktur, fırsat yoktur, katiyen de olamayacaktır.

Bu tarihi ve milli kararlılığa herkesin riayeti samimi dileğimdir.

Cumhuriyetimizden üç yıl önce açılmış olan TBMM, nasıl ki yeni Türk devletinin doğuşunu müjdelemişse, pırıl pırıl çocuklarımız da ülkemizin onurlu ve yüksek geleceğini müjdelemektedir.
Milletimiz, bağrından yetişen yeni nesillerle varlığını sürdürecek, devletimiz genç kuşaklarla geleceğe umutla bakmaya devam edecektir.

Bu vesileyle sevgili çocuklarımızın ve bugünün kendilerine ithaf edildiği dünyadaki bütün çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyor, hepsinin gözlerinden öpüyorum.

Yüzyıllarca hüküm sürdüğümüz coğrafyalarda, varlığını feda ederek huzur içinde yatan meçhul kahramanların muhterem hatıralarını minnetle yâd ediyorum.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nde hayat ve vücut bulmamızı sağlayan kahraman şehitlerimizi, kutlu Meclis'i emanet eden büyük Atatürk'ü, ilk Meclis'in muhterem üyelerini, ebediyete irtihal etmiş tüm milletvekillerini rahmetle, hürmetle anıyorum.


Tahmin yürütmek de zor
Elektriğe ve doğal gaza katmerli zam yolda
Çin arabaları Togg'un da baş belası
Togg'dan Tesla'ya 18 kat fark
Zanaatkârlık altın devrini yaşıyor
Kaynakçının maaşı mühendisi ikiye katlıyor
Dost düşman tanımı yapamayan bir iktidar
Beşiktaş uzatmalarda kazandı
Galibiyet golünü 90+7'de Worral attı
Altılı Masa liderleri sesiz
Kritik görüşme için yorum yapılmadı
Erdoğan'la grüşme heyeti hakkında konuştu
'İsim tercihini ben yaptım'
'Bundan önceki süreçlerde bu tür adımlar atılmıyordu'
'CHP'yi ziyaret edeceğim'
İmamoğlu beklerken randevu Özel'e verildi
O randevu neden hala verilmedi?
Erdoğan-Özel görüşmesinden İmamoğlu rahatsız mı oldu?
'Özgür Özel bir adım öne çıktı'
İsrail Gazze'de tarım arazilerini önce yok ediyor
Sonra askeri üsse dönüştürüyor
İsrail Refah'a hava saldırısı düzenledi
Yine çocukları katletti
Bakan Şimşek enflasyon verilerini değerlendirdi
"Beklentiler doğrultusunda gerçekleşti"
Genç kadın bıçak zoruyla taksiye bindirip kaçırdı
'Döveceksin biliyorum, yalvarırım bırak'
Tahmin yürütmek de zor
Elektriğe ve doğal gaza katmerli zam yolda
Çin arabaları Togg'un da baş belası
Togg'dan Tesla'ya 18 kat fark
Zanaatkârlık altın devrini yaşıyor
Kaynakçının maaşı mühendisi ikiye katlıyor
Dost düşman tanımı yapamayan bir iktidar
Beşiktaş uzatmalarda kazandı
Galibiyet golünü 90+7'de Worral attı
Altılı Masa liderleri sesiz
Kritik görüşme için yorum yapılmadı
Erdoğan'la grüşme heyeti hakkında konuştu
'İsim tercihini ben yaptım'
'Bundan önceki süreçlerde bu tür adımlar atılmıyordu'
'CHP'yi ziyaret edeceğim'
İmamoğlu beklerken randevu Özel'e verildi
O randevu neden hala verilmedi?
Erdoğan-Özel görüşmesinden İmamoğlu rahatsız mı oldu?
'Özgür Özel bir adım öne çıktı'
İsrail Gazze'de tarım arazilerini önce yok ediyor
Sonra askeri üsse dönüştürüyor
İsrail Refah'a hava saldırısı düzenledi
Yine çocukları katletti
Bakan Şimşek enflasyon verilerini değerlendirdi
"Beklentiler doğrultusunda gerçekleşti"
Genç kadın bıçak zoruyla taksiye bindirip kaçırdı
'Döveceksin biliyorum, yalvarırım bırak'

Son bir yılda elektriğe sadece yüzde 2.4 zam yapılmış

Ekonomist Mustafa Sönmez, "TÜFE Nisanda yıllık yüzde 70 artarken, elektrikte artış yüzde 2.4'te tutulmuş. Seçim jesti yapılan doğal gazın yıllık azalışı yüzde 11'in üstünde. Benzin ve motorinde artış ise sırasıyla yüzde 98 ve yüzde 102! Elektrik ve doğal gazda biriken zam stresi korkunç" dedi.
04.05.2024 00:40:00
HASAN PARLAK
 Son bir yılda elektriğe sadece yüzde 2.4 zam yapılmış
 Son bir yılda elektriğe sadece yüzde 2.4 zam yapılmış

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Nisanda aylık bazda yüzde 3.18, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yüzde 3.60 artış gösterdi. Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 69.80, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 55.66 olarak gerçekleşti. Nisan 2024'te Nisan 2023'e göre en az artış gösteren ana grup yüzde 51.20 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 103.86 ile eğitim oldu. Lokanta ve oteller, yüzde 95.2 ile eğitimi izledi. Her iki grup da hizmet sektöründe yer alıyor ve ithal girdi oranı da düşük! Ulaştırma ise yüzde 80.39 artışla 3. sırada yer aldı.

Birçok ekonomist, Nisan ayı enflasyon verileri sonucunda gelecek aylarda farklı kalemlere gelebilecek muhtemel zamlarla ilgili endişelerini dile getirdi. Ekonomist Mustafa Sönmez, X hesabında, "TÜFE yıllık yüzde 70 artarken, elektrikte artış yüzde 2.4'te tutulmuş. Seçim jesti yapılan doğal gazın yıllık azalışı yüzde 11'in üstünde. Benzin ve motorinde artış ise sırasıyla yüzde 98 ve yüzde 102! Elektrik ve doğal gazda biriken zam stresi korkunç" diye yazdı. Merkez Bankası eski Başekonomisti Hakan Kara ise elektriğe ciddi zammın kapıda olduğunu, muhtemelen Temmuz-Ağustos aylarında yapılabileceğini söyledi. Kara, "Kemer sıkma dönemi asıl şimdi başlıyor" diye yazdı.

Ustaların maaşı mühendislerden yüksek

 
Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED) Başkan Yardımcısı, Gemi Yat ve Hizmetleri İhracatçılar Birliği(GYHİB) Yönetim Kurulu Üyesi Cem Hüroğlu, "Şu anda gemi ve yat endüstrisinde başlangıç pozisyonu için bir mühendisin aldığı maaş 50 bin TL’den başlıyor. Usta maaşları 60-70 bin TL’den başlarken, iyi bir kaynakçının maaşı ise 100 bin TL’yi geçiyor" dedi.
04.05.2024 00:04:00
AHMET TURAN YİĞİT
 Ustaların maaşı mühendislerden yüksek
 Ustaların maaşı mühendislerden yüksek

MAST - İzmir Boat Show Tekne, Tekne Ekipmanları ve Deniz Aksesuarları Fuarı, 1 Mayıs'ta ikinci kez kapılarını açtı. Fuar 5 Mayıs Pazar günü akşam saatlerine kadar ziyaret edilebilecek. ED Fuarcılık ile İZFAŞ tarafından ikinci kez düzenlenen fuarda bilinen tekne markaları, sektörün en büyük yerli üretici tekne, ekipman ve aksesuar firmaları bir araya geldi. Geçen yıl Almanya'dan Körfez ülkelerine, İtalya'dan Macaristan'a kadar birçok ülkeden ve Türkiye'nin dört bir yanından yerli-yabancı olmak üzere toplam 20 bin 540 kişinin ziyaret ettiği fuarı, bu yıl 30 binden fazla kişinin gezmesi beklenirken, fuar alanı da geçen yıla göre metrekare bazında yüzde 50 büyüdü. 50 bin metrekarelik alanda düzenlenen fuarda farklı büyüklüklerde 300'e yakın tekne sergileniyor.

Ucuzu da var, pahalısı da

Fuarın destekçileri arasında Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR), Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED) ile İzmir Tekne İmalatçıları ve Tedarikçileri Dayanışma Derneği (TEKİMDER) de yer alıyor. ED Fuarcılık Kurucu Ortağı Dilek Soydan, fuarda boyları 3 metreden 16 metreye kadar değişen motoryat, yelkenli, trawler, sürat tekneleri, son teknoloji botlar, ekipman ve aksesuarların sergilendiğini belirterek, İzmir'de ikinci kez düzenlenen fuarın Türkiye'de karada düzenlenen en büyük ikinci fuar olduğunu ve İstanbul'dan sonra fuara ev sahipliği yapabilecek en büyük limanın da İzmir olabileceğini dile getirdi. İzmir'in lokasyonunun stratejik olarak tekne ve yat sektörü için çok kıymetli olduğunu kaydeden Dilek Soydan, geçen yıl düzenlenen fuarda toplam değeri 500 milyon TL'yi bulan 250 teknenin görücüye çıktığını hatırlattı. İzmir'in tekne ve yat üretiminde de güçlü şehirler arasında yer aldığını kaydeden ED Fuarcılık Kurucu Ortağı Emel Yılmaz da, "Geçen yıl fuara katılan firmalarda yerli ve yabancı oranları yarı yarıyaydı. Bu yıl da oranın benzer seviyelerde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak önceki yıla göre yerli üreticilerin sayısının arttığını gözlemliyoruz. Bu durum üretim tarafında başarılı olduğumuzun da bir göstergesi." dedi.  Türkiye'nin şu anda üretimde dünyada ilk 3 ülke arasında yer aldığının altını çizen Emel Yılmaz, "Üretim tarafında çok ciddi bir iş gücüne sahibiz. Kaliteli üretim yapan üreticilerimiz, dünyanın birçok noktasından talep görüyor. Fuarlarda da bu talebi net bir şekilde görüyoruz. Düzenlediğimiz fuarlar sayesinde çok ciddi ticaret hacmi yaratılıyor" ifadelerini kullandı. Teknelerden ve yatlardan KDV ve harç masrafları dışında ekstra bir vergi alınmıyor. Bu durum tekne sahipliğini kolaylaştırıyor ancak marina ve bakım masrafları en büyük sorun!

Kalifiye eleman maaşları uçtu

YATED Başkan Yardımcısı, Gemi Yat ve Hizmetleri İhracatçılar Birliği(GYHİB) Yönetim Kurulu Üyesi Cem Hüroğlu da ikincisi düzenlenen fuarın sektöre ve şehre çok büyük katkı sunduğuna dikkat çekti. Son yıllarda tekne ve ekipmanlarına talebin arttığını vurgulayan Cem Hüroğlu, "Bu ilgi sektör adına çok büyük bir itici güç oldu. Her ne kadar 2024 biraz ekonomik anlamda zor başlasa da hala tekneye ve ekipmana ilgi büyük. Her bütçeye uygun tekne bulmak da mümkün. Tekne fiyatları, boyları ve özelliklerine göre değişiklik gösteriyor. Ancak hala tekne bağlama yerleri (marina) konusunda problemler var. Marina fiyatları yükselmeye devam ediyor. Bu sorun ancak yeni yapılacak marina yatırımları ile çözülebilir. Diğer taraftan gemi, yat ve tekne üretimi tarafında kalifiye eleman bulma problemi de yaşanıyor. YATED ve ihracatçı birliği olarak kalifiye eleman sorununun çözümü için girişimlerimiz sürüyor. Lise ve üniversitelerde sektörümüz adına özel bölümler açılmalı ve müfredat ona göre oluşturulmalı. Şu anda başlangıç pozisyonu için bir mühendisin aldığı maaş 50 bin TL'den başlıyor. Usta maaşları 60-70 bin TL'den başlarken, iyi bir kaynakçının maaşı ise 100 bin TL'yi geçiyor. Sektör olarak ciddi bir istihdam oluşturuyoruz. Sadece Yalova ve Tuzla'da bu sektörde çalışan 70 bin kişi var. Tüm Türkiye'de istihdam edilen kişi sayısının 100 bini bulduğunu söyleyebiliriz" diye konuştu.

Tekneler karaya park ediliyor!

TEKİMDER Başkanı Hüseyin Akduman da sektörde maliyetlerin aşırı yükseldiğine işaret ederek, "Maliyetlerimizin arttığı kadar fiyatlarımızı yükseltemedik. Çünkü, fiyatı artırırsak yurt dışındaki rakiplerimizle mücadele edemeyiz. Yani sektörümüzde bazı sektörlerde iddia edilen gibi bir rant ortamı yok" dedi. Türkiye'de tekne ve yat üretiminin her geçen gün daha da iyi noktalara ulaştığını belirten Akduman, "1984'te İzmir fuarında açık alanda tekne fuarı yapardık. O zaman Türkiye'de 10-15 tane tekne üreticisi vardı. O günden bu yana sadece İzmir'de tekne üreticisi sayısı 50'ye ulaştı. Artan üretici sayısı ile tekneler daha ulaşılabilir fiyatlara çekildi. Şu anda 4.55 metre boyundaki bir tekneyi, 35 bin TL'ye alabiliyorsunuz. Her talebe göre üretim yapılabiliyor. Bu da üreticimizin gücünü gösteriyor. 12-15 metre arasındaki teknelerin fiyatları ise 350 bin Euro ile 600 bin Euro arasında değişiyor. Ancak tüketiciler şu anda arabalarının arkasına bağlayıp çekebilecekleri tekneleri çok daha fazla tercih edebiliyor. Çünkü denizde bağlayacak yer bulamıyorlar. Bulsalar da fiyatlar çok yüksek oluyor. O yüzden teknelerini karaya park ediyorlar" dedi.

İstanbul'da trafik yoğunluğu yüzde 80'e ulaştı

İstanbul'da haftanın son günü yağışın da etkisiyle trafik yoğunluğu yüzde 80'e ulaştı.
03.05.2024 17:33:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul'da trafik yoğunluğu yüzde 80'e ulaştı
İstanbul'da trafik yoğunluğu yüzde 80'e ulaştı
İstanbul'da, öğleden sonra yağış etkili oldu. Aralıklarla yağış etkisini sürdürürken, trafik akışını olumsuz etkiledi.

Büyükçekmece yönü E-5 kara yolunda trafik yoğunluğu görüldü.

Yoğunluğun görüldüğü noktalardan biri de Küçükçekmece E-5 olurken, trafik zaman zaman durma noktasına geldi.

Saat 17.00 itibariyle İBB verilerine göre trafik yoğunluğu yüzde 80 olarak ölçüldü.

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan 'makam aracı' haberine yalanlama

Diyanet İşleri Başkanlığı, 'Diyanet Başkanı Erbaş'ın bir makam aracı da Suudi Arabistan'da çıktı' başlıklı haberin gerçeği yansıtmadığını belirterek, 'Gazete hakkında hukuki yollara başvurulmuştur' açıklamasını yaptı.
03.05.2024 17:08:00
İhlas Haber Ajansı
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan 'makam aracı' haberine yalanlama
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan 'makam aracı' haberine yalanlama
Diyanet İşleri Bakanlığı, bir gazetede yer alan 'Diyanet Başkanı Erbaş'ın bir makam aracı da Suudi Arabistan'da çıktı' başlıklı habere ilişkin açıklama yaptı.

Haberin gerçeği yansıtmadığı belirtilen açıklamada, 'Bugün Sözcü Gazetesi'nde 'Diyanet Başkanı Erbaş'ın bir makam aracı da Suudi Arabistan'da çıktı' başlığıyla verilen haber gerçeği yansıtmamaktadır. Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş'ın Suudi Arabistan'da haberde bahsi geçen marka ve modelde bir makam aracı olmadığı gibi herhangi bir makam aracı da yoktur. Söz konusu gazete hakkında yalan ve iftira içerikli haberle ilgili hukuki yollara başvurulmuştur' ifadelerine yer verildi.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.