logo
26 NİSAN 2024

Ehl-i Beyti sevmek ibadettir

11.08.2008 00:00:00
"Sizin en hayırlınız benden sonra Ehli Beytime en hayırlı davrananızdır" hadisini hatırlatan Prof. Baş, "Şimdi, kim bizden daha hayırlı veya değil, nasıl anlayacağız... "Sizin en hayırlınız benden sonra Ehli Beytime en hayırlı davrananızdır" hadisini hatırlatan Prof. Baş, "Şimdi, kim bizden daha hayırlı veya değil, nasıl anlayacağız. Ölçü ne olacak? Ölçü; Ehl-i Beyte muhabbet ve hizmettir. Kim fazla yapıyorsa ölçü odur"Yeni Mesaj:  Malum, üç ayların ikincisini idrak etmiş durumdayız. Hadislerde, Recep ayı Cenab-ı Hakk'ın ayı, Şaban ayı Peygamber Efendimizin ayı olarak ifade ediliyor. Peygamberimizin (SAV) ayı olarak ifade edilen ayın içindeyiz. Bununla alakalı bir soru yöneltmek istiyorum. Geçmişte Peygamberimizin (SAV) Ehl-i Beytini dışarıda bırakan bazı sapkın din anlayışlarının ortaya çıktığını görüyoruz. Bu görüşte olan insanların bugün peygambersiz bir dini insanlara yutturmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu ayın da özelliğinden yola çıkarak, özellikle dinde Ehli Beytin yeri nedir? Prof. Dr. Haydar Baş: Evvela, başta açış yaparak izah etmeye çalıştığınız konuyu ben biraz daha açmak istiyorum. 1700'lü yıllardan itibaren vesile konusunu, "İslam'da yoktur" şeklinde gündem ederek, İngilizlerin yaptığı çalışmayla, İslam aleminde korkunç bir fitne uyandırıldı. Bu fitnenin akabinde, bütün vesile kurumları, vesile ile ilgili ne hatırınıza geliyorsa yakıldı, yıkıldı, devreden çıkartıldı. Ben bunun teferruatına girmiyorum, inşallah bunu başka bir zamanda da ele alırız. Şimdi iş böyle başladı. Tevessülün İslam'da olmadığından başlayarak. Mesela bir takvim gördüm, takvimde "Lailahe illalah" var, "Muhammedürrasulullah" yok. Kim bunlar? Bunlar Türkiye'de, Avrupa'da, dünyada... İslam'ın güya bayraktarlığını yapan adamlar. Yani demek adamlar, önce salih ve saliha kulları devreden çıkartarak, en sonunda Peygambere (SAV) sırayı getirdiler, makasla kesip attılar. Ve hatırlarsanız, Peygamber Aleyhisselam Efendimizin de direkt şahsından işe başlamadılar. Mübarek hadislerinden, sünnetlerinden yola çıktılar. Şimdi gelinen nokta, Peygamberin de inkarıdır. Buraya gelirken de Ehli Beyti çok hafife aldılar. Yani tabiri caizse, hani bir söz vardır, adamdan bile saymadılar. Kendilerine göre yorumlar yaptılar, İslam dışı bir takım yollara saptılar ve sapkınlığın içine girdiler. Kur'an ve hadisler Ehl-i Beyti övüyorGörünüşte, şekil olarak sen onlara Müslüman desen de, hakikatte içleri boşalmış, hakikatle alakası olmayan varlıklar haline gelmişlerdir.Şimdi bu kadar kesin ve net niye konuşuyorum? Bakınız bu konuda, Ehli Beyt konusunda Cenab-ı Peygamber Efendimizin mübarek hadisleri ve Cenab-ı Hakk'ın da ayetleri vardır. Bize özellikle Allah'ın sevgilisi ve Allah tembih ediyor. Ehli Beytini tembih ediyor, Ehli Beytini anlatıyor. Mesela bir kaç tane hadis aktaralım:Peygamber (SAV) Efendimiz buyuruyor ki:"Allah'a yemin ederim ki, Ehli Beytimi, Allah için ve Bana olan yakınlıklarından dolayı sevmediği takdirde bir kimsenin kalbine iman girmez."Sahih hadis. Yani "Benim Ehli Beytimi sevmeyenin kalbinde iman yoktur" diyor. İşin açıkçası bu. Bunun dışındaki yorumların hepsi batıldır.İki. "İçinde Bana ve Ehli Beytime salat getirilmeyen namaz makbul değildir."Namaz kılıyorsun, eğer Cenab-ı Peygamber Efendimize ve Ehli Beytine salat getirmediysen o namaz namaz değildir. Tahiyyatı okuyalım... Hem Ehli Beytine hem de şahsına şahitlik ediyoruz. Nerede? Namazın içinde. Allahümme salli ve barik dualarında... Taa Hz. İbrahim'e (AS) kadar uzanıyoruz.Ne diyor Cenab-ı Peygamber Efendimiz, işte namaz için bunu söylüyor.  Şimdi bazı aklı evveller, "Allah'la kul arasına kimse girebilir mi?" diyorlar. Allah'ın Peygamberi Allah'la kulu arasına kimi koyuyor? Ehli Beytini koyuyor, zatını koyuyor, ben koymuyorum ki. "Bunu koymazsan bu Allah'a ulaşmaz" diyor. Olayın iç yüzü bu. Yine Peygamber (SAV) Efendimiz veda hutbesinde, "Size iki emanet bırakıyorum, birincisi Allah'ın kitabı Kur'an, ikincisi Ehli Beytimdir. Ehli Beytim hakkında Allah'tan korkmanızı hatırlatırım" buyuruyor.Cenab-ı Peygamberin hayatı bizim için ayettir. Sünnet Kur'an'ın açılış tarzıdır. Yani Kur'an'ın bir tilavet edileni var, iki, yaşanan, tilavet edilmeyeni var. İşte Rasulüllah'ın (SAV) hayatı tilavet edilmeyen ve yaşanan Kur'an'dır."Sünnet anlaşılmadan, Kur'an anlaşılmaz"Şimdi o sünnet olmasa bu Kur'an anlaşılmaz. O zaman senin Kuranın benim Kuranım olur. Ondan da hiçbir şey olmaz. Diyorlar ya, ben açarım, bakarım... Sohbet ediyor beyefendiler, o ona soruyor, o cevap veriyor, diğeri soruyor, o cevap veriyor... Bunların aralarındaki üçüncü şahıs şeytandır. Aldı bunların başını ahıra bağladı. Bunlardan hiçbir şey olmaz.Kim olacak Allah'la kul arasında? Hz. Muhammed (SAV) ve O'nun Ehli Beyti. Bunu ben söylemiyorum, hadis söylüyor: "İçinde Bana ve Ehli Beytime salat getirilmeyen namaz makbul değildir."Allah'la kul arasına kim girecekmiş, şu kafaya bak yahu. Bizi okuyanlar iyi anlasınlar, bir daha böyle saçmasapan safsatalara, batıllara saplanmasınlar. Vasıtanın en büyüğü Peygamber (SAV), ondan sonra da O'nun yarenleridir, Ehli Beytidir, Ehli Beytini seveni, sevenleridir."Beni Allah'ı sevdiğiniz için, Ehli Beytimi de beni sevdiğiniz için sevin."Çok net. Bunun hiç te'vili, tefsiri yok. "Sizin en hayırlınız benden sonra Ehli Beytime en hayırlı davrananızdır."Şimdi, kim bizden daha hayırlı veya değil? Ölçün ne olacak? Ehli Beyte hizmet. Kim fazla yapıyorsa ölçü o. Sen yaptın sen, ben yaptım ben. Birbirimizden kopya nasıl çekeceğiz? Ehli Beyte hizmet etme bakımından çekeceğiz. "Yahu filan adam yapıyor, biz de bunun gibi yapalım" diyeceğiz. O yönde kopya helal. "Ya Rabbi, Hasan ve Hüseyin'i ben seviyorum, sen de sev. Onları sevenleri de sev."Demek Hasan, Hüseyin öyle sıradan Hasan Hüseyin değil. Bak bende bir çok Hasan Hüseyin var. Niye koydum? Çünkü ben Hasan ve Hüseyin'i seviyorum. Babam Hasan, amcam Hüseyin, benim oğlumun birisi Hasan, birisi Hüseyin... Bir sürü Hasan Hüseyin. Niye? Hasan ve Hüseyin'i sevdiğim için. Demek ki Cenab-ı Peygamber (SAV) bunu istiyor. Bu kadar büyük servet olur mu? İbadetin en güzellerinden. Bak, oğlum içeriye girdi, ismi Hamza. Hem de Ahmet Hamza. Hamza kim? Peygamber (SAV) Efendimizin amcası. Şimdi burada bir iki tane ayet var, onları da okuduktan sonra toparlayabiliriz.Deryayı Ehadiyete açılan kapılar"De ki: Ben peygamberliğime ve risaletime karşılık sizden Ehli Beytime saygı ve sevgi dışında hiçbir şey istemiyorum." (Şura: 23)Ne istiyor Peygamber(SAV)? Saygı, sevgi. Kimden? Bizden. Kime? Ehli Beytine.Peki, var mı, toplumda böyle bir şey kadı mı? Ayıktırmak lazım toplumu."Ey Ehlibeyt! Allah sizden kiri, günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister" (Ahzab: 13)Allah onları tertemiz yapıyor. Kimmiş onlar? Ehli Beyt. Aslında Ehli Beyt hakkında Ramazan'da bir röportaj yapmanızı tavsiye ediyorum. Bu konuda söz sahibi, ilim sahibi, hal sahibi büyüklerimizi bulup bizi de istifa ettirmenizi istiyorum. Getirin konuşturun, biz de okuyalım, istifade edelim. Bunlar Deryayı Ehadiyyete giden kapılar. Ne diyor Cenab-ı Peygamber Efendimiz "Ben ilmin şehriyim, Ali kapısı". İşte o kapıdan içeriye girdin mi, Ali (KV) kapısından Muhammed'e (SAV) gidersin, Muhammed kapısından da Deryayı Ehadiyyete, Allah'a gidersin. Bu işin kanunu, yolu budur. Yeni Mesaj: Yine bu konunun devamı olarak, siz bütün konuşmalarınızda yıllardan beri, birlik ve beraberlikten bahsediyorsunuz. Ama bu birlik ve beraberliği soyut bir kavram olarak da bırakmıyorsunuz, bunu somut bir zemin üzerine de oturtuyorsunuz. Bu birlik ve beraberlik nasıl olacak, hangi temeller üzerinde olacak, hangi fikirler etrafında olacak, bunları da ortaya koyuyorsunuz. Olayın bu somut tarafını sormak istiyorum. Birlik ve beraberlik nasıl sağlanır, nasıl oluşur?Prof. Dr. Haydar Baş: Birlik ve beraberlik esasen toplumumuzun ilk meselesidir. Birlik beraberlik olmadan da bu ülkede dirliğin olması mümkün değildir. Ama şimdi bir olacağız derken Soros'un arkasında bir olunmaz. Bizi haç unsurlarına taşıyanların arkasında bir olunmaz. Vatikan'a taşıyanlarla bir olunmaz. Bu milletin kültürüyle, medeniyetiyle, siyasetiyle, örfüyle, adetiyle, geleneğiyle, maneviyatıyla bir ve beraber olanlarla bir olacağız ki, milletle paralel olalım, birleşelim ve hakikaten hem maddede hem manada herkesin hayret ettiği neticeleri elde edelim. Bir olalım derken, ülkeyi parçalamak isteyenlerle bir olunmaz, devleti yıkmak isteyenlerle bir olunmaz, dini tahrif edenlerle bir olunmaz, "Peygambere lüzum yoktur, devre dışında kalmıştır, bu devir o dönem midir?" diyenlerle beraber olunmaz. Daha fazla izah etmeme bilmem gerek var mı?Evet, bir olacağız, neyle? Medeniyetimizle, kültürümüzle, siyasetimizle, örfümüzle, adetimizle, maneviyatımızla bir olanlarla bir olacağız.Eskilerin bir sözü vardır, "bizi adam edenlerle, adam gibi adam edenlerle" beraber olacağız ki bu birlikteliğin kıymeti olsun. Yoksa önüne koydun şeytanı, bir oldun nereye gidiyorsun? Onunla bir olunmaz. Ayette ne diyor Cenab-ı Hak? "Ya Rabbi, delalete sapanların, sapık olanların yolundan bizi eyleme, oradan bizi muhafaza eyle. Dosdoğru yola ilet"O şekilde bir olduk mu, hiç merak etmeyin. Tabii, kim ordadır, kim değildir zaten hepsi bellidir. Bir olacağız, beraber olacağız ve inşallah bu güzel üç ayları da layık olduğu veçhile ihya edeceğiz diyerek saygılarımızı, sevgilerimizi, hürmetlerimizi arz ediyoruz.
Hande Fırat sergisi bakanlık desteği ile açıldı
Kabine toplantısı gibi sergi açılışı
14 bin koşucu finişi görecek
Katılımda rekor geldi, şimdi sıra derecelerde!
İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu?
Ekonomiyi soğutmaya devam
IMF'siz IMF programı uygulanacak
Beyaz Saray'dan Erdoğan ziyareti sorusuna yanıt
'Takvime alınmış bir program yok'
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Hande Fırat sergisi bakanlık desteği ile açıldı
Kabine toplantısı gibi sergi açılışı
14 bin koşucu finişi görecek
Katılımda rekor geldi, şimdi sıra derecelerde!
İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu?
Ekonomiyi soğutmaya devam
IMF'siz IMF programı uygulanacak
Beyaz Saray'dan Erdoğan ziyareti sorusuna yanıt
'Takvime alınmış bir program yok'
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı

36 bin sözleşmeli sağlık personeli kararı Resmi Gazete'de

Yıl sonuna kadar 36 bin sözleşmeli sağlık personeli istihdam edilmesi hakkında karar Resmi Gazete'de yayımlandı.
26.04.2024 06:54:00
İhlas Haber Ajansı
36 bin sözleşmeli sağlık personeli kararı Resmi Gazete'de
36 bin sözleşmeli sağlık personeli kararı Resmi Gazete'de
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre; eleman temininde güçlük çekilen yerlerde ve hizmet dallarında sağlık hizmetlerinin etkili ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi amacıyla 36 bin sözleşmeli sağlık personeli istihdam edilecek.

Karar ile birlikte 2024 yılı sonuna kadar 1 diyetisyen, 9 ebe, 2 hemşire, 25 sağlık memuru, 1 sağlık teknikeri, 3 bin 498 tabip ve 32 bin 464 uzman tabip olmak üzere toplamda 36 bin sözleşmeli sağlık personeli alınacak.

İstanbul'da çocuklar güven içinde spor yapacak

 
 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul, düzenlediği etkinliklerle bu hafta 23 Nisan’da çocukların mutluluğuna ortak olurken, Türkiye’de bir ilk olan Çocuk Korumu Programı’nı da güncelleyerek yayınladı. Program politika, rehber ve yönergelerden oluşuyor.
26.04.2024 00:46:00
HASAN PARLAK
İstanbul'da çocuklar güven içinde spor yapacak
İstanbul'da çocuklar güven içinde spor yapacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştirakı Spor İstanbul'un yayınlanan 2024 Çocuk Koruma Programı çerçevesindeki çalışmalar, uygulama rehberinin oluşturulması ve Çocuk Koruma Kurulu'nun kurulmasıyla daha güçlü bir yapıya kavuştu. "Güvenli Spor Hattı" üzerinde çocuklar hakkında bilgi toplayacak kurum içi iletişim ağının oluşturulmasında yazılımsal çalışmalar da sürüyor. Hat üzerinden elde edilecek bilgiler çocuk koruma kurulu tarafından değerlendirilecek. Bu bilgiler ortak bir havuzda toplanıp prosedürlere dönüştürülerek, yeniden sahaya aktarılacak.
10 kişinin yer alacağı Çocuk Koruma Kurulu, tesisler, akademi, hukuk, insan kaynakları ve bilgi teknolojileri departmanlarının uzman kadrolarının bilgi birikimlerini, güvenli spor çatısı altında çocukları korumak için birleştiriyor.

İstismara geçit yok

İBB Spor İstanbul Genel Müdürü İ. Renay Onur'un en önem verdiği çalışmalardan olan Çocuk Koruma Politikası, İstanbul Barosu ile işbirliği içinde yürütülüyor. Koruma programı, genel olarak her türlü fiziksel ve ruhsal istismarın önüne geçmeyi amaçlıyor. Program çerçevesinde spor yapan çocuktan eğitmen ve ebeveyne kadar, tüm tarafların hak ve sorumlulukları da ortaya konuluyor. 

Eğitmenler de eğitiliyor!

Çocuk Koruma Politikası'nın bazı önemli noktaları şöyle:
• İşe yeni başlayan her eğitmene çocuk koruma konusunda zorunlu eğitim veriliyor.
• Tüm işe alım sınavlarında, performans değerlendirmeile  oryantasyon sınavlarında çocuk koruma ve spor pedagojisi konularından sorular soruluyor.
• Oryantasyon kapsamında eğitmenler için 20 soruluk sınav hazırlanıyor.
• Yöneticiler için yapılan yükseltme sınavlarında çocuk koruma prosedürleri ve örnek vakalar hakkında sorular yöneltiliyor.
• Sahada çocuklar özelinde karşılaşılabilecek risk değerlendirme tabloları oluşturuluyor.
• Eğitim nişanları oluşturulurken, fair-play kapsamında spor kültürünü yaygınlaştırıcı çalışmalar da yürütülüyor.

Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun siyasi yasak ve 3 yıldan 7 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı dava ertelendi.Bir sonraki duruşma 31 Mayıs'ta görülecek.
25.04.2024 19:47:00
Anadolu Ajansı
Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi
Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde, şartları oluşmayan bir firmaya ihale verdiği iddiasına ilişkin "ihaleye fesat karıştırma" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.

Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan 7 sanığın avukatları ile davaya müdahil olan İçişleri Bakanlığının avukatı katıldı. Duruşmayı CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile bazı partililer takip etti.

Hakim, sanık Ekrem İmamoğlu'nun celse arasında ifade verdiğini ve Sayıştay denetçileri tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun da dava dosyasına geldiğini belirtti.

İmamoğlu: Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum

İmamoğlu'nun celse arasında, "Orada görev yapan arkadaşlarımın görev dönemi boyunca hassas ve titiz davranışlarının şahidiyim. Bahsi geçen olaylara hakim olmam mümkün değildir ancak o dönem görev yapan arkadaşlarıma güvendiğimi beyan etmek isterim. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum. Herhangi bir talimatım olmamıştır. Beraatımı talep ederim." şeklinde ifade verdiği öğrenildi.

Duruşmada beyanda bulunan İçişleri Bakanlığı avukatı Ahmet Özten raporun kendilerine ulaşmadığını söyledi.

Sanıklardan bazılarının avukatı Mehmet Gencerler, dosyaya sundukları beyanlarını tekrar ettiklerini belirterek, davada mütalaa hazırlanması için dosyanın duruşma savcısına gönderilmesini istedi.

İmamoğlu'nun avukatı Nusret Yılmaz, bilirkişi heyetinin raporunda hukuka aykırılık olmadığına yönelik tespitlere katıldıklarını anlatarak, "Müvekkilin savunması ve bilirkişi raporu alınmıştır. Müvekkilin başkanlığı döneminde bazı ihalelerde usulsüzlük iddiası vardır. Bilirkişi raporuna dahi ihtiyaç duyulmaksızın adı geçen fiillerle bağı olmadığı sabittir. Müvekkilin beraatını talep ederiz." dedi.

İmamoğlu'nun diğer avukatı Kemal Polatda İçişleri Bakanlığının, İmamoğlu'nun görevi kötüye kullanma kapsamında görevinin gereğini yerine getirmediği iddiasıyla yaptığı suç duyurusunu Danıştay'ın kaldırdığını ifade ederek, Danıştay'ın kaldırdığı soruşturma neticesinde yeniden yargılama yapılmasının mümkün olmadığını savundu.

Duruşma savcısı ise bilirkişi raporunda sözleşmenin değişmezliği ilkesinin görmezden gelindiğini ve raporda 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'yla ilgili hiçbir değerlendirme yapmadan, belediye ve firmayla yapılan ek sözleşmeyi hukuki göstermeye yönelik tespitlerde bulunulduğunun değerlendirildiğini kaydetti.

Bilirkişi raporunda eksiklikler olduğunu bildiren savcı, "Bilirkişi raporunun Bilirkişilik Yönetmeliğine aykırı olarak mahkemenin yerine geçerek, yargılama yaparcasına sanıklar hakkında yorum yaptığı, bu haliyle raporun tarafsızlığından söz edilemeyeceğine" dair değerlendirmede bulunarak, yeni bir rapor alınmasını talep etti.

Duruşmada sanıkların avukatları, savcılığın itirazına katılmadığını belirterek, yeni rapor alınması talebinin reddini istedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme, İçişleri Bakanlığı avukatına bilirkişi raporunun gönderilmesi ve buna karşın beyanda bulunması için süre verilmesini kararlaştırdı.

Mahkeme, savcılığın bilirkişi raporuna itirazının, İçişleri Bakanlığı avukatının da gelecek celse rapora karşı beyanının alınmasının ardından değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 31 Mayıs'a erteledi.

Duruşmanın ardından CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Kemal Polat adliye önünde açıklama yaptı.

İddianameden neyle suçlanıyorlar?

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, ihbar eden olarak İçişleri Bakanlığı, sanık olarak ise Ekrem İmamoğlu ile Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam yer alıyor.

İddianamede, 29 Aralık 2015'te "Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi" ihalesi sırasında, İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu, diğer sanıkların ise belediyede müdür ve personel olarak görev yaptıkları anlatılıyor.

Beylikdüzü Belediye Başkanlığınca yapılan söz konusu ihalede, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri değerlendirilen iddianamede, "Sanıklar, ihale alıcısı bir firma lehine ancak kamu zararına neden olacak şekilde, ihaleye katılma yeterliliğine veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak ve teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı halde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak eylemlerinde bulunarak kamu kurumu statüsünü haiz Beylikdüzü Belediye Başkanlığının 250 bin 86 lira fazladan para ödemesine ve neticede 250 bin 86 lira tutarında kamu zararına neden olarak üzerlerine atılı 'ihaleye fesat karıştırma' suçunu işledikleri anlaşılmıştır." deniliyor.

İddianamede, sanıklar Ekrem İmamoğlu, Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam hakkında "ihaleye fesat karıştırma" suçundan üçer yıldan yedişer yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 25. turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
25.04.2024 14:23:00
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla sona erdi.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için yapılan seçimin ilk 24 turunda hiçbir adayın 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması nedeniyle bugün 25. tur oylaması yapıldı.

24. turda en fazla oyu alan 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ve 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk'ün katılabildiği oylamada, Kerkez 136, Şentürk ise 131 oy aldı. Seçime katılım 322 olarak kayıtlara geçerken, 13 boş oy kullanıldı, 42 oy da geçersiz sayıldı.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 26. tur oylamayla devam edilecek. Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.