logo
09 MAYIS 2024

Enkaz altında 1 yaşındaki kızının susuzluğunu tükürüğüyle giderdi

Kahramanmaraş merkezli depremlere Adıyaman'da yakalanan ve enkaz altında 3 gün boyunca 1 yaşındaki kızı Ada ile kalan 33 yaşındaki depremzede Esra Alagöz, kızı Ada'yı hayatta tutabilmek için 3 gün boyunca kızının su ihtiyacını tükürüğüyle giderdi
15.04.2023 12:02:00
Enkaz altında 1 yaşındaki kızının susuzluğunu tükürüğüyle giderdi
Enkaz altında 1 yaşındaki kızının susuzluğunu tükürüğüyle giderdi
Kahramanmaraş merkezli depremlere Adıyaman'da yakalanan ve enkaz altında 3 gün boyunca 1 yaşındaki kızı Ada ile kalan 33 yaşındaki depremzede Esra Alagöz, kızı Ada'yı hayatta tutabilmek için 3 gün boyunca kızının su ihtiyacını tükürüğüyle giderdi.

Depremzede Esra Alagöz, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlere 1 yaşındaki kızı Ada Alagöz, 8 yaşındaki kızı Güneş Yaren Alagöz ve eşi Gazi Alagöz'le beraber Adıyaman'da yakalandı. Depreme 1 yaşındaki kızı Ada'yı emzirirken yakalanan Alagöz ile ailesi, 20 saniyede tuzla buz olan evinde enkaz altında kaldı.

Enkaz altında eşinin ve 8 yaşındaki kızının hayatını kaybettiğini fark eden Alagöz, 1 yaşındaki kızını hayatta tutabilmek için enkaz altında kaldıkları süre boyunca tükürüğüyle kızının susuzluğunu giderdi. Depremin meydana gelmesinden 3 gün sonra sesini arama kurtarma faaliyetleri yürüten ekibe son anda duyurabilen Alagöz, kendisinin ve kızı Ada'nın kurtarılmasının ardından hastaneye sevk edildi. 'Asrın Felaketi' olarak adlandırılan depremde kızının ve eşinin yanı sıra babası Ramazan Siner'i de kaybeden ve iyileşebilmek için onlarca operasyon geçirmek zorunda kalan Alagöz, deprem anını, enkaz altında 1 yaşındaki kızıyla hayatta kalma mücadelelerini, kurtarılma anını ve tedavi sürecini İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı.

'20 saniyede ev tuzla buz oldu'

Depreme yakalandıkları esnada kızı Ada'yı emzirdiğini ifade eden Alagöz, 'Kaşla göz arasında derler ya o şekilde her şey birden oldu. Çocuk elimdeydi, 8 yaşında da bir kızım vardı. Ben ufak çocuk elimdeyken onu aldım ve kaçmaya çalıştım. Babasına da '8 yaşındaki çocuğu al, kaçalım' dedim. Kaçmak için dış kapıyı açtım. Zaten 20 saniyede ev tuzla buz oldu. Eşim, ben ve küçük çocuğumla beraber kapının girişinde yakalandık.

Eşim direkt vefat etti. Diğer kızım da yatak odasında yataktaydı. Ondan haberim yoktu ama onun da öldüğünü anladım. Çünkü sesi hiç çıkmıyordu. Sonra Ada kucağımdaydı, nefesi teklemeye başladı. Daha sonra ne yapabilirim diye düşünürken belki kendine gelir diye Ada'nın sırtına vurdum. Tozdan dolayı Ada'yı öksürük tuttu ve daha sonra nefesi düzelmeye başladı. Bayağı kötü bir durum yaşadım' diye konuştu.

'Bağırıyordum ama beni duymadıklarını da anlıyordum'

Enkaz altında kızı Ada ile birlikte 3 gün kurtarılmayı beklediğini dile getiren Alagöz, 'Üzerimde tavanlar çoktu. Aslında sesimi duyurabilme imkanım da yoktu. Eşim üzerimdeydi. Başım ters dönüktü ve eşimin kalçası kafamın üzerindeydi. Bağırıyordum ama beni duymadıklarını da anlıyordum aslında. Elime sopa geliyordu, kapının kırık sopaları oluyordu. Onları alıyordum ve belki duyarlar diye yukarıya vuruyordum.

Sesimi duyurmaya çalıştım ama onlar da tam yerimi bilmedikleri için uzaktan sesleniyorlardı. En son tam tepemde bağırdılar. Onlar bağırınca ben de son gücümü kullanarak eşimi ittim, kafamı bir şekilde oradan kurtardım ve bağırmaya başladım. Bana geliş yönleri de çok tersti. Yön yoktu, girebilecekleri alan yoktu. Ama onlar da bir şekilde yön bulup beni küçük bir alandan çıkardılar' şeklinde konuştu.

'Her ağladığında, her 'anne' dediğinde kendisine tükürüğümü veriyordum'

Alagöz, enkaz altında kaldıkları süre boyunca hiç yemek yiyemediğini ve su içemediğini vurgulayarak, 'Kafama çok darbe almıştım. Ağzımdan, burnumdan ve gözlerimden kan geliyordu. Sırf Ada için hayata tutunmaya çalıştım. 3 gün boyunca hiç uyumadım. Çünkü uyusaydım bir şekilde öleceğimi biliyordum. Açıkçası Ada beni tutuyordu. Ada'ya da susar diye tükürüğümü veriyordum. 3 gün boyunca Ada her ağladığında yetiştiremiyordum kendimi. Her ağladığında, her 'anne' dediğinde kendisine tükürüğümü veriyordum. O şekilde hem onu hem hayatta tuttum hem kendim hayata tutundum' ifadelerini kullandı.

'Allah'ın izni ile ameliyat sonrası parmaklarımın çalışmasını temenni ediyorum'

Deprem sonrası eşinin vücudunun kolunun üzerinde kaldığını, bu sebepten dolayı kolunda "kangren" olma riski oluştuğunu ve enkaz altından çıkarıldıktan sonra ilk olarak Adıyaman'da tedavi gördüğünü belirten Alagöz, sözlerine şöyle devam etti:

'Oradan Şanlıurfa'ya yönlendirdiler, 3 gün orada kaldım daha sonra ise Ankara'ya getirildim. Benim kolumda kangren olma ihtimali vardı. Doktorumuz sağ olsun 2 ay boyunca uğraştı. Yoğun ameliyatlar geçirdik. Ondan sonra kolum bir şekilde düzelmeye başladı. Şu an kolum var çok şükür. Parmaklarım oynamıyor ama 3 ay sonra bir ameliyat geçireceğim. Allah'ın izni ile de o ameliyat sonrası parmaklarımın çalışmasını temenni ediyorum.'

'Kızımla eşimin acısını yaşayamadan kendi canımın derdine düştüm'

Tedavi süreci boyunca hem psikolojik olarak hem de fiziki olarak çok yoğun süreç geçirdiğini söyleyen Alagöz, 'Kızımla eşimin acısını yaşayamadan kendi canımın derdine düştüm. Artık tek amacım Ada'ya bir şeyler yapabilmek, onun için çaba sarf etmek. Zaten toparlanma sürecim de onun için hızlı oldu. Ben bir şeyi yaparken yatağa yatmıyordum, sadece Ada'ya ulaşabilmek için hırs ediyordum. Acı çekiyordum ama hırs ediyordum. O şekilde o operasyonları atlatıyordum. Acı çekiyordum ama benim kızım var ve yapmak zorundayım' dedi.
Büyük sahtekarlığa tepki gösterdi
Kürsüde tulumlu eylem
'Konut alana değil gerçek yatırım yapana verilmeli'
ASO Başkanından vatandaşlık önerisi
Kutsal topraklara yolculuk başladı
İlk hac kafilesi dualarla uğurlandı
İmamoğlu kapıyı göstermişti, Özel ziyaret etti
'Başkanımızın her anlamda arkasındayız'
İsrail Maliye Bakanı'ndan küstah çağrı
"Refah kenti tamamen işgal edilsin"
BM: Filistinliler yeni bir göçe maruz kaldı
80 bin kişi Refah'ı terk etti
'Enflasyon mayıs ayında zirveyi görecek'
TCMB enflasyon tahminini yükseltti
İlan sitelerinin ücretleri tercihleri değiştirdi
Araç satışında eskiye dönüş
47 ilaç geri ödeme listesine alındı
8'i yenilikçi kanser ilacı
Kızını taciz edip şantaj yaptığını söylediği genci öldürdü
'Daha fazla kaldıramadım'
'Çözüm üretmeyen diyalogun itibarı yoktur'
Cicim ayları ne kadar sürer?
O görüşmeyi bu sözlerle savundu
"Bire birde bana 'abi' der"
Biden'den İsrail'e Refah uyarısı
'Silah göndermeyi durdururum'
Milsiz eğitim
Trabzonspor finale yükseldi
Beşiktaş ile kupa için mücadele edecek
Büyük sahtekarlığa tepki gösterdi
Kürsüde tulumlu eylem
'Konut alana değil gerçek yatırım yapana verilmeli'
ASO Başkanından vatandaşlık önerisi
Kutsal topraklara yolculuk başladı
İlk hac kafilesi dualarla uğurlandı
İmamoğlu kapıyı göstermişti, Özel ziyaret etti
'Başkanımızın her anlamda arkasındayız'
İsrail Maliye Bakanı'ndan küstah çağrı
"Refah kenti tamamen işgal edilsin"
BM: Filistinliler yeni bir göçe maruz kaldı
80 bin kişi Refah'ı terk etti
'Enflasyon mayıs ayında zirveyi görecek'
TCMB enflasyon tahminini yükseltti
İlan sitelerinin ücretleri tercihleri değiştirdi
Araç satışında eskiye dönüş
47 ilaç geri ödeme listesine alındı
8'i yenilikçi kanser ilacı
Kızını taciz edip şantaj yaptığını söylediği genci öldürdü
'Daha fazla kaldıramadım'
'Çözüm üretmeyen diyalogun itibarı yoktur'
Cicim ayları ne kadar sürer?
O görüşmeyi bu sözlerle savundu
"Bire birde bana 'abi' der"
Biden'den İsrail'e Refah uyarısı
'Silah göndermeyi durdururum'
Milsiz eğitim
Trabzonspor finale yükseldi
Beşiktaş ile kupa için mücadele edecek

Büyük tepkilere neden olan bu olayın zanlısı ne ceza alacak?

Antalya'nın Kaş ilçesinde Şaban T., köpek yüzünden çıktığı iddia edilen tartışmada Orhan S.'yi ayaklarından iple otomobilinin arkasına bağlayıp sürüklemiş bu olay büyük tepkilere neden olmuştu. Şimdi merak edilen, tutuklanan Şaban T.'nin nasıl bir ceza alacağı? Bu konuyla ilgili hukukçuların görüşünü aldık
09.05.2024 11:34:00
Mehmet Hakan Akkuş
Büyük tepkilere neden olan bu olayın zanlısı ne ceza alacak?
Büyük tepkilere neden olan bu olayın zanlısı ne ceza alacak?
Antalya'nın Kaş ilçesi, Ova Mahallesi'nde 8 Mayıs günü Şaban T. isimli şahıs, köpeğine zarar verdiği ve kendisine küfür ettiği iddiasıyla Orhan S. isimli kişinin evine giderek tartışmaya başladı. Tartışma kavgaya dönüşmüş ve Şaban T., Orhan S.'yi ellerinden ve ayaklarından bağlayarak 48 HG 669 plakalı aracının arkasına iple bağlamış ve yaklaşık 150 metre sürüklemişti.

Devriye gezen Kınık Jandarma Karakolu ekipleri, olayı fark edip müdahale etmiş ve Şaban T.'yi gözaltına almış. Orhan S., elleri ve ayakları çözülerek sağlık ekiplerine teslim edilmiş ve sağlık durumunun iyi olduğu bildirilmişti.

Bu olay, sosyal medyada yayılan cep telefonu kamerası görüntüleriyle büyük yankı uyandırmış ve toplumda ciddi bir infial oluşturdu.


Böyle bir suçun cezası nedir?


Antalya'da yaşanan ve Türkiye genelinde büyük tepkilere neden olan bu tür bir olay, Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında ciddi suçlar arasında yer alır. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un açıklamalarına göre, Antalya'nın Kaş ilçesinde gerçekleşen bu olayda, bir kişinin aracının arkasına bağlanarak sürüklenmesi sonucu adli soruşturma başlatılmış ve şüpheli sürücü tutuklanmıştı.

TCK'ya göre, bu tür bir eylem, kişinin hayatını, vücut bütünlüğünü ve sağlığını tehlikeye atan bir davranış olarak değerlendirilebilir ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "işkence" ve "yaralama" gibi suçlarla ilişkilendirilebilir. Bu suçların cezaları, suçun niteliğine ve ağırlığına göre değişiklik gösterir ve hapis cezası ile sonuçlanabilir.

Hukukçuların görüşleri genellikle, bu tür olayların sadece mağdur için değil, toplumun genel ahlak ve hukuk düzeni için de ciddi bir tehdit oluşturduğu yönündedir. Bu tür davranışlar, insan haklarına ve kişisel özgürlüklere yapılan saldırılar olarak kabul edilir ve genellikle hukukçular tarafından en ağır şekilde kınanır.

Bu olayın TCK çerçevesindeki cezai sonuçları, yargılama sürecinde belirlenecektir. Ancak, genel olarak, bu tür bir eylemin ciddi cezai yaptırımları olacağı ve kamuoyunun da bu tür olaylara karşı duyarlılığının arttığı gözlemlenmektedir.

Gabar ve Cudi dağı bölgesine 15 gün giriş yasak

Şırnak Valiliği, Gabar ve Cudi dağı bölgesinin 15 gün süreyle 'geçici özel güvenlik bölgesi' ilan edildiğini, girişlerin yasaklandığını duyurdu
09.05.2024 10:39:00
İhlas Haber Ajansı
Gabar ve Cudi dağı bölgesine 15 gün giriş yasak
Gabar ve Cudi dağı bölgesine 15 gün giriş yasak
Şırnak Valiliği, Gabar ve Cudi dağı bölgesinin 15 gün süreyle 'geçici özel güvenlik bölgesi' ilan edildiğini, girişlerin yasaklandığını duyurdu.

Valilikten yapılan açıklamada, 'İlimiz mülki sınırları içerisinde yer alan; milli güvenliğin sağlanması, kamu düzeni ve güvenliğinin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, temel hak ve özgürlükler ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin ve genel asayişin korunması, şiddet olaylarının meydana gelmesinin önlenmesi ve yaşanabilecek her türlü olumsuz bir durumun önüne geçilebilmesi amacıyla, 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11'inci maddesi ile 2565 Sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'nun 32/A maddesine istinaden; Şırnak il merkez ilçe ve Güçlükonak ilçesi sınırlarında bulunan Gabar Dağı bölgesi ile merkez ilçe, Silopi ve Cizre ilçeleri sınırlarında bulunan Cudi Dağı Bölgesinde, bahse konu bölgelere gidebileceği değerlendirilen vatandaşların, mezkûr bölgelerdeki yasadışı unsurlardan ve bunlara yönelik alınacak tedbirlerden zarar görmemeleri açısından 10 Mayıs (Dâhil) 2024 - 24 Mayıs (Dâhil) 2024 tarihleri arasında (15) on beş gün süreyle 'Geçici Özel Güvenlik Bölgesi' ilan edilmiştir. Bahse konu bölgelere, vatandaşlarımızın can ve mal güvenlikleri bakımından girmeleri yasaklanmıştır' denildi.

Eyüpsultan'da okul müdürü İbrahim Oktugan'ı öldüren zanlı tutuklandı

Eyüpsultan'da okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürünü silahla vurup hayatını kaybetmesine neden olan Y.K. çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi.
08.05.2024 19:45:00
İhlas Haber Ajansı
Eyüpsultan'da okul müdürü İbrahim Oktugan'ı öldüren zanlı tutuklandı
Eyüpsultan'da okul müdürü İbrahim Oktugan'ı öldüren zanlı tutuklandı
Eyüpsultan'da 7 Mayıs'ta meydana gelen olayda iddiaya göre yabancı uyruklu öğrenci Y.K. (17), okuduğu özel liseden atılmasından sorumlu tuttuğu ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediği okul müdürü İbrahim Oktugan'ı odasında silahla vurarak ağır yaralamıştı. Hastaneye kaldırılan Oktugan hayatını kaybederken, olayın ardından yakalanan Y.K. gözaltına alınmıştı.

Tutuklandı

Emniyetteki işlemleri tamamlanan suça sürüklenen çocuk Y.K., Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edildi. Burada Savcılığa ifade veren Y.K., daha sonra çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe 'kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği belirtildi

Olaya ilişkin detaylar ise Savcılığın sevk yazısında ortaya çıktı. Sevk yazısında, öldürülen Oktugan ile suça sürüklenen çocuk Y.K. arasında okulda ilişiğin kesilmesi ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediğinin anlaşıldığı, 2023 Aralık ayında gerçekleşen olay sonrasında suça sürüklenen çocuğun ulaştığı ruhi sükûnete rağmen fiilini planladığı şekilde icra ettiği, böylece Y.K.'nın eğitimci Oktugan'ı silahla hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği ve hayatını kaybetmesine neden olduğu belirtildi.

"Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim''

Öte yandan suça sürüklenen çocuk Y.K.'nın Savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Y.K.'nın ifadesinde, ''2023'ün ilk döneminin ortalarında başka bir okuldan bu özel liseye kayıt oldum. Burada çeşitli sebeplerde hakkımda disiplin cezaları yazıldı, ben imzalamak istemedim. Aralık ayında sınıfımdayken disiplin cezalarından dolayı annemin geldiğini öğrendim. Müdür İbrahim Oktugan'ın odasına gittim, annemle oturuyorlardı. Anneme Arapça bir şeyler söylemek istediğim sırada müdür, ''Burası Türkiye, benim okulumda kimse bu şekilde başka dil konuşamaz' dedi. Aramızda sözlü bir tartışma yaşandı. Annemin üzerine yürümesi üzerine polisi de aradık, daha sonra okulu terk ettik ve olaydan sonra bir daha okula dönmedim. Bizden aldıkları parayı da geri vermediler. Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim'' dedi.

''Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu''

Olaydan 1 gün önce aynı okulda okuyan birini gördüğünü ve Aralık ayında yaşadığı olayın aklına geldiğini söyleyen Y.K. ifadesinin devamında, ''Tekrar sinir oldum. Müdürün hala okulda olup olmadığını sordum. Hala orada çalıştığını söyleyince 4 Mayıs günü 10 bin lira karşılığında aldığım tabanca ile okula gitmeye karar verdim. Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu. Kapıya geldiğimde selam verdim, bir anda kapı açıldı. Kimseye bir şey söylemeden hızlı bir şekilde müdürün odasına geçtim. Masada oturuyordu, beni görünce ayağa kalktı. Amacım ayaklarından vurmaktı ama bir anda kolunu havaya kaldırınca bana vuracağını düşünerek koluna doğru ateş ettim. 2 mermim vardı, ikisi de karnına geldi. Bana saldıracağını düşünerek ateş ettim. Sonrasında hızlıca odadan çıkıp geldiğim kapıya yöneldim ve silahı yere doğru tutarak 'peşimden gelmeyin' dedim. Kapıya koşup kapıyı zorladım, açılmayınca birinden açmasını rica ettim. Bir çocuk da kapıyı açtı. Benim amacım öldürmek değildi, dövmekti. Eve geçtim ve börek götürdüm. Üzerimi değiştirdim. Bir süre sonra da silahı ve telefonumu Alibeyköy Barajı'na attım'' ifadelerini kullandı.

Öldürülen okul müdürü İbrahim Oktugan son yolculuğuna uğurlandı

Eyüpsultan'da öğrencisinin silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden okul müdürü İbrahim Oktugan, son yolculuğuna uğurlandı. Cenazede Oktugan'nın eşi ve öğrencileri gözyaşlarına boğuldu.
08.05.2024 18:01:00
İhlas Haber Ajansı
Öldürülen okul müdürü İbrahim Oktugan son yolculuğuna uğurlandı
Öldürülen okul müdürü İbrahim Oktugan son yolculuğuna uğurlandı
Eyüpsultan'da okuldan atılan öğrencisinin silahlı saldırısı sonucu hayatını kaybeden okul müdürü İbrahim Oktugan için cenaze töreni düzenlendi.

Eyüpsultan Camii'nde düzenlenen cenaze törenine Milli Eğitim Bakanı Yardımcısı Nazif Yılmaz, Eyüpsultan Belediye Başkanı Mithat Bülent Özmen, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, İbrahim Oktugan'ın eşi Fatma Oktugan, oğlu Görkem Oktugan, öğretmenler ve öğrencileri katıldı. Cenazede Oktugan'ın eşi Fatma Oktugan ve öğrencileri gözyaşlarına boğuldu. Kılınan namazın ardından helallik alındı.

İbrahim Oktugan, Eyüpsultan Mezarlığı'na defnedildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.