İkiyüzlüler toplantısı bitti mi?

Geçtiğimiz hafta İstanbul'da 'Dünya İnsani Zirvesi' toplanmış. Toplantının mahiyetini Muhterem Hocam Prof. Dr. Haydar Baş, 25 Mayıs tarihli yazısının başlığında özetledi; "İNSANİ Mİ"?
Sayın Baş'ın değerlendirmesini aktarmadan önce zirvenin detayları ülkemizin, dünya ekseninde nasıl kenara itildiğinin bir ispatı oldu. 
Düşünsenize! Yetkililer zirveye 130 ülkenin katılacağını açıklıyor ama İstanbul'a çoğu müsteşar düzeyinde 60 ülkeden temsilci geliyor. 70 ülke ise geleceğim, dedikten sonra gelmekten vazgeçiyor.
Neden acaba? Son anda katılmaktan vazgeçen ülkeler, küresel misyon üstlendiklerini iddia eden yöneticilerimizin, ülkemizdeki icraatlarını insani bulmuyorlar mı? Dünyanın hemen her ülkesini ziyaret eden bir cumhurbaşkanına sahipken neden bu ülkeler böylesi bir toplantıya katılmıyor?  
Bu zirveye ve katılanlara gelince (!) hangi insanlıktan, hangi zirveden bahsediyorlar, diye sorarsak, cevabı Sayın Baş, 'İnsani mi' başlıklı yazısından öğrenebiliriz. 
Sayın Baş, şöyle diyordu; "İnsani bir zirvede, insan haklarını hiçe sayanlar, hatta insanın en temel hakkı olan yaşam hakkını elinden alanlar sahne alıyor ne yazık ki?
Ve kimse de, 'konuştuklarınızın sebebi sizsiniz,' diyemiyor, demiyor. Son 10 yıllık karneye bakılsa, evrensel beyannamelere veya insan hakları bildirilerine rağmen esasen insanlıktan ne kadar uzaklaşıldığı görülecektir." Diyen Sayın Baş, Ortadoğu Coğrafyası ve dünya genelinde ezilen, katliama tabi tutulan, yurtlarından edilen, kaynakları sömürülen insanların tablosunu anlattıktan sonra yıllardır cevaplanmayan soruyu bir kez daha soruyor;
"193 üyesi olan BM bunların hangisine gerçek manada dur demiştir?" 
Ortadoğu'daki vahşeti anlatan Sayın Baş, yine senelerdir gerçekle yüzleşmekten kaçanların önüne gerçeği koydu; "Savaşların müsebbibi olanlar, savaşların yıkıcı etkilerinden bahsettiler zirvede. Siz hem her şeyin sebebi olacaksınız, hem de olanı eleştirmek için bir araya geleceksiniz!
Samimiyetten, şefkatten, merhametten, liderlikten uzak ama sömürücü kapitalizmin doğasına uygun bir yaklaşım?" 
Bu zirvenin bir başka boyutu ise Türkiye'nin, adeta 'bize, neden para vermiyorsunuz' serzenişiydi.
AP toplantısına eski başbakan Davutoğlu giderken, 'İnşallah para ile döner" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sefer kendisi kürsüden, 'biz, Suriyelilere şu kadar para harcadık, neden yardım etmiyorsunuz' mealinde serzenişinde bulundu. 
Zirvedeki uluslar arası dilenciliği, yardım, insanlık söylemlerinin, ülkemizi ilgilendiren boyutunu, milletimizin yaşadığı gerçek ile yüzleştirende yine Prof. Dr. Haydar Baş oldu.   
Sayın Baş; "2014 yılına ait küresel yardım raporuna göre Türkiye, 1,6 milyar dolar insani yardım yapmıştır.
2015 resmi rakamlarına göre bütçe açığı 22,6 milyar TL olan ülkemiz, asgari ücretliye bir lira zammı düşünürken yani kendi insanına veremezken, hangi insana, insani yardım yapmaktadır?      
Adı uluslararası terör örgütleriyle anılan ülkemiz inanın, insani yardıma ve saygınlığa herkesten daha muhtaçtır." 
Evet, ülkemiz siyasetçileri hem içerde, hem dışarıda, hem maddi, hem manevi şov yapıyorlar. Kibir gösterilerinde bulunuyorlar. Oysa 'sultan' çıplak. Çıplağı alkışlayan millette çıplak.  
* * *
Tabi medyaya bakarsan bu zirvede dünyaya insanlık dersi vermişiz, havasına kapılırsınız. Oysa 'bizi kıskanın batılı' bir gazeteci (Ian Birrell) gazetesinde (Independent) yazdığı yazının başlığı bile zirveyi özetliyordu; "Dünya İnsani Zirvesi mi, ikiyüzlüler toplantısı mı?"
Ian Birrell zirveyi şöyle anlatıyor; "? Zengin Arap ülkeleri neden Suriyeli mülteci almıyor? Dünya İnsani Zirvesi başladı
Cesur konuşmalar yapılacak, sırtlar sıvazlanacak ve artık bir klasik haline gelen daha fazla mali kaynak sözleri verilecek?
Afrika'da BM barış gücü askerleri tecavüz ve çocuk istismarı olaylarına karıştı.
Ama bugün konuşacak olan Ban Ki-moon tutkulu bir biçimde daha iyi bir dünya çağrıları yapacak.
BM Genel Sekreteri'ne Yemen'i bombalayan Suudilere silah satan ABD ve İngiltere'nin üst düzey siyasileri eşlik edecek.
Avrupalılarsa bir yandan lideri soykırımla suçlanan Sudan gibi ülkelerle gizli anlaşmalar yaparken, zirvede mültecilere yardımdan bahsedecek.
Öte yandan AB'nin Türkiye'yle yaptığı göç anlaşması hâlâ birçok grup tarafından insan hakları ihlâli olarak görülüyor?
İnsani yardım ekonomisine her yıl 155 milyar dolar pompalanıyor. Bu paranın büyük kısmınıysa sektörün büyük oyuncuları kapıyor?
İnsani yardım alanında faaliyet gösterenler aşırı kibirli, kimseye hesap vermeyen, kendi kendisini yücelten bir ruh hali içerisinde. O yüzden bugün biraz daha tepeden bakan yalanlara hazırlıklı olun."
İnsanlığınız batsın emi!