Sıra yine Saddam'a gelmişti. Saddam misyonu gereği saldırgan cüretkar davranacak, ABD'ye meydan okuyacak, ABD ise onun kulağını
çekecekti.
Gerekçe yoksa bir senaryoyla gerekçe ortaya çıkarılır ve gereken yapılır. Hep aynı taktik.
Şunu ifade etmekte fayda görüyorum. Körfez Savaşı sırasında ABD Türkiye'nin de desteğini istemişti. Hatırlarsanız dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal "bir verip, üç alacağız" ifadeleriyle vermek istediği destek, Başbakan Yıldırım Akbulut'un yönetimindeki meclisten geri dönmüştü. Hatta o dönemlerde Prof. Dr. Haydar Baş, "Cumhurbaşkanının ifade ettiği gibi bir koyup üç alamayacağımızı, bu savaşın bize çok büyük zarar getireceğini ve hatta oyunun Türkiye üzerine oynandığını" ifade etmişti.
Ortadoğu'ya müdahaleyi "Crusade" yani haçlı seferi olarak gören W. Bush başkan olunca "Tanrıyı Mesih'i göndermeye zorlamak" inancına sahip olduğundan Ortadoğu sürecini hızlandırdı. Müdahalenin başarılı olması için dünya kamuoyu ve özellikle de Türkiye'nin desteği çok önemliydi.
2000'li yıllarda Cengiz Çandar'ın bir gazete makalesinde bahsettiği şu ifadeler bu noktada tam yerine oturuyordu. "ABD Irak ve Kıbrıs mevzuunda mevcut koalisyondan yeterli desteği alamadı. Bu sebeple yapılan ilk seçimde bu politikalara destek verecek ve güçlü bir şekilde gelecek bir hükümete ihtiyaç duymaktadır."
Gerçekten de 3 Kasım seçimlerinde "ABD bizim doğal müttefikimizdir" , "Biz IMF'nin isteklerini kamçısız yerine getireceğiz" , "Kıbrıs sırtımızda kamburdur", "BOP projesini destekliyoruz, hatta BOP projesinde merkez Diyarbakır olabilir" gibi söylemleri kullanan AKP iktidarı ABD'li danışmanlar ve el altından gönderilen yardımlarla beraber iktidara getirildi.
ABD'nin Irak'a bombalar yağdıran uçaklarının yakıtları Türk havaalanlarında dolduruldu ve bakımları yapıldı. İşgalin tam manasıyla yapılması için Irak'ın kuzeyi çok önemliydi. Çünkü güney tam bir bataklıktı ve direniş oldukça fazlaydı. Iraklı direnişçilerin dört bir taraftan kıskaca alınması gerekmekteydi. ABD güdümlü AKP iktidarı öncelikle resmi yollardan ABD askerlerinin ve Hummer jiplerinin Türkiye topraklarından Irak'a geçişini sağlayacak tezkereyi çıkarmaya uğraştılar, ama vekiller buna müsaade etmedi. İktidara gelişin ana sebeplerinden biri olan bu geçişi ve desteği el altından yapmayı planladılar ve AKP yetkilileri tamamen kendi inisiyatiflerini kullanarak tezkere kabul edilmemesine rağmen, yani bu milletin iradesini çiğneyerek, bu jipleri ve içi asker dolu olan kamyonları Irak'a geçirdi. Yine ABD güdümlü medyamız olayı geçiştirdi ve kamuoyundan bu olayı gizlediler.
çekecekti.
Gerekçe yoksa bir senaryoyla gerekçe ortaya çıkarılır ve gereken yapılır. Hep aynı taktik.
Şunu ifade etmekte fayda görüyorum. Körfez Savaşı sırasında ABD Türkiye'nin de desteğini istemişti. Hatırlarsanız dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal "bir verip, üç alacağız" ifadeleriyle vermek istediği destek, Başbakan Yıldırım Akbulut'un yönetimindeki meclisten geri dönmüştü. Hatta o dönemlerde Prof. Dr. Haydar Baş, "Cumhurbaşkanının ifade ettiği gibi bir koyup üç alamayacağımızı, bu savaşın bize çok büyük zarar getireceğini ve hatta oyunun Türkiye üzerine oynandığını" ifade etmişti.
Ortadoğu'ya müdahaleyi "Crusade" yani haçlı seferi olarak gören W. Bush başkan olunca "Tanrıyı Mesih'i göndermeye zorlamak" inancına sahip olduğundan Ortadoğu sürecini hızlandırdı. Müdahalenin başarılı olması için dünya kamuoyu ve özellikle de Türkiye'nin desteği çok önemliydi.
2000'li yıllarda Cengiz Çandar'ın bir gazete makalesinde bahsettiği şu ifadeler bu noktada tam yerine oturuyordu. "ABD Irak ve Kıbrıs mevzuunda mevcut koalisyondan yeterli desteği alamadı. Bu sebeple yapılan ilk seçimde bu politikalara destek verecek ve güçlü bir şekilde gelecek bir hükümete ihtiyaç duymaktadır."
Gerçekten de 3 Kasım seçimlerinde "ABD bizim doğal müttefikimizdir" , "Biz IMF'nin isteklerini kamçısız yerine getireceğiz" , "Kıbrıs sırtımızda kamburdur", "BOP projesini destekliyoruz, hatta BOP projesinde merkez Diyarbakır olabilir" gibi söylemleri kullanan AKP iktidarı ABD'li danışmanlar ve el altından gönderilen yardımlarla beraber iktidara getirildi.
ABD'nin Irak'a bombalar yağdıran uçaklarının yakıtları Türk havaalanlarında dolduruldu ve bakımları yapıldı. İşgalin tam manasıyla yapılması için Irak'ın kuzeyi çok önemliydi. Çünkü güney tam bir bataklıktı ve direniş oldukça fazlaydı. Iraklı direnişçilerin dört bir taraftan kıskaca alınması gerekmekteydi. ABD güdümlü AKP iktidarı öncelikle resmi yollardan ABD askerlerinin ve Hummer jiplerinin Türkiye topraklarından Irak'a geçişini sağlayacak tezkereyi çıkarmaya uğraştılar, ama vekiller buna müsaade etmedi. İktidara gelişin ana sebeplerinden biri olan bu geçişi ve desteği el altından yapmayı planladılar ve AKP yetkilileri tamamen kendi inisiyatiflerini kullanarak tezkere kabul edilmemesine rağmen, yani bu milletin iradesini çiğneyerek, bu jipleri ve içi asker dolu olan kamyonları Irak'a geçirdi. Yine ABD güdümlü medyamız olayı geçiştirdi ve kamuoyundan bu olayı gizlediler.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024