logo
17 HAZİRAN 2025

“Taburcu”nun hikayesi

17.10.2018 00:00:00

Meltem TV'deki Cuma günü akşamlarının vazgeçilmez programı Mahalle Kahvesi'nde her bir kavramdan adeta medeniyetimizi içimizde yeniden inşa eden, değerlerimizi bizlere idrak ettiren kıymetli Okan Egesel ve Eyüp Kabil kardeşlerimin müsaadeleriyle bugün "taburcu olmak" deyimine değineyim…


Kültürümüzde abideleşmiş sayısız kavram var...


Koskoca hatıraları olan deyimlerimiz, nice öyküleri olan kavramlarımız, acı-tatlı hikayeleri olan ağıtlar-türkülerimiz var.


Kavramlarımız tarihimizdir, gönül medeniyetimizdir bu bakımdan.


O kadar çok ki saymakla bitmez: 


Saçını süpürge etmek, Ateş pahası, Ateş almaya mı geldin, Dingo'nun ahırı, Meteliğe kurşun atmak, Etekleri zil çalmak, Ocağına incir dikmek, Ağzınla kuş tutsan nafile, Hapı yutmak, Keçileri kaçırmak, Lafla peynir gemisi yürümez, Atı alan Üsküdar'ı geçti, Üsküdar'da sabah oldu, Dananın kuyruğu koptu, Buyurun cenaze namazına, Pabucu dama atılmak, Altından Çapanoğlu çıkmak, Kabak tadı vermek, Halep ordaysa arşın burda, Yazımı kışa çevirdin Leylam, Hastane önünde İncir ağacı, Kara tren gecikir belki hiç gelmez, Kırmızı gül demet demet, Çarşamba'yı sel aldı, Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar, Çökertme'den çıktım (da Halil'im aman) başım selâmet, Bitlis'te beş minare, Hey onbeşli onbeşli, Çanakkale içinde vurdular beni…


Taburcu olmak da bunlardan biri…


Askeri bir kavram, nasıl bu kadar tıp ile örtüşebilir?!


Türk milletinden başka bir millette, kültürümüzden başka bir kültürde yoktur "taburcu olmak" deyimi… Çünkü Türk milletinden gayrı hiçbir milletin, Gazi M. Kemal Atatürk önderliğinde bir Kurtuluş savaşı ve Çanakkale mahşeri yoktur da ondan.


"Taburcu"luğun hikâyesini özetleyip dimağımı yeşerten Dr. Abidin Bağcı kardeşime gönülden teşekkür ediyorum.


Hafızanızı tazeleyin, lütfen…


Dünya âlemin başımıza üşüştüğü bir asır öncesinde Çanakkale cepheleri, sanki bir ölüm değirmeni gibiydi… Bu vatanın genç-ihtiyar, kadın-erkek evlatlarını topyekûn öğütüyordu adeta.


Çanakkale ve İstiklal Savaşı'na katılan çok sayıda çocuk vatan savunmasında kahramanca can feda etti. Öyle ki bütün öğrencileri şehit düşen Galatasaray, Konya ve İzmir liseleri 1915'te tek bir mezun veremedi.


Trabzon Lisesi, Çanakkale Savaşı'nda 3 dönem mezun vermedi. Bütün öğrencileri şehit oldu, yoklama defterine "Geri dönmediler" diye yazıldı.


Bugünkü İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi eski adıyla Darul Fünun 1. Sınıftaki 2 bin 500 tıbbiyeli, Çanakkale destanında okullarını bırakarak cepheye koştu. İki tümen hâlinde Gelibolu'ya gelen gençler, bir Anzak baskını neticesinde şehit düştüler. Bu yüzden sonraki yıl açılışta siyaha boyanan Darul Fünun Tıp Fakültesi, 1921 yılında hiç mezun veremedi.


1315 doğumlular (yani 1897-1898 doğumlular), henüz 18 yaşını bile doldurmayan civanlar, gonca güller cephelerde can feda ettiler, hey onbeşli onbeşli ağıtları öyle yakıldı.


Yerin-göğün ölüm kustuğu bu Çanakkale mahşeri günlerinde Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane, tabiblerini, hocalarını, öğrencilerini cepheye yolluyor, eğitime ara vermek zorunda kalıyor, binası ise tamamen hastaneye dönüşüyordu. 


Sadece cephede savaşmakla kalmıyor, savaş olmadığında ya da geri hatlarda kalındığında, kıdemsiz tıbbiyeliler, direnişte bizzat çalışıyorlardı. 


İzmir'in işgalinin üç gün sonrası, 18 Mayıs 1919'da, okulda hararetli, hüzünlü konuşmaların yapıldığı, hemen direniş gruplarının örgütlendiği bilinir.


O günlerde gerçek kurumsal düzeyde tek hastane vardır. 


Ülkenin her yanındaki cephelerde tüm hekimler subaydır, askerdir. Yaralılar iyileştiriliyor, komutan hastalarını, askerlerini dolaşıyor… Hastanede, kışlada, revirde, cephede çadırda, savaşta!


Tabip subay, iyileşenleri, tekrar silah tutabilecekleri savaşa, taburuna yolluyor, ''taburcu'' ediyor.


Taburcu olan vatan evladı derhal taburuna ulaşıyor, Fransız çakmaklı dolma tüfeğini kaparak komutanına, Gazi M. Kemal Atatürk'üne, onun gösterdiği hedefe, şehadete koşuyor. 


Bu mübarek taburcularımızın ruhları şâd olsun, mekanları cennet, yaranları ise Allah'ın aslanı İmam Ali ve Ehlibeyt… Onların himmet ve şefaatlerine bizleri de nail kılsın Mevlam.


Türk milletinden gayrı hiçbir milletin hastanesinde, hastalar iyileştiklerinde ''taburuna yollanmaz, taburcu'' edilmez.


Bu yüzden Türk milletinin hastane ve tıp dünyasından gayrı hiçbir millette, tedavi olmuş hasta evine uğurlanırken "taburcu oldu" denmez.


Böyle bir millet ancak işte bu taburcu ruhuyla, bu şehadet aşkıyla, Ehlibeyt nefesiyle, devletine, milletine, vatanına, dinineve Gazi'sine olan sadakatiyle ayakta kalabilir. 


Aksi halde taburcu olmak ölümden beterdir.

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
Dubai çikolatasının içinden plastik parçalar çıktı
Küçük çocuk ölümden döndü
İsrail, İran'a saldırısının sonuçlarını yaşıyor
24 bina ağır hasarlı, 2 bin 775 kişi tahliye
ABD Orta Doğu'ya askeri yığınak yapacak
G7'de ortak açıklamada anlaşmazlık
Trump ulusal güvenlik ekibini acil topluyor
G7 zirvesinden erken ayrılmıştı
İsrail yaşadığı gerçekleri gizleme gayretinde
Hayfa'daki televizyon ekiplerine baskın
Dev elektrik santrali devre dışı
İran, İsrail'in şah damarını kesti
ABD masadan çekildi
Rusya-ABD hattı koptu
Selçuk Bayraktar, İsrail’e silah sağlayan şirkete ortak oldu
Fransa'daki fuarda İsrailli stantlara siyah branda çekildi
Bedelli askerlikte büyük kırılma
Temmuz'da fiyat roket gibi yükseliyor mu?
ABD reddetmişti
Netahyahu, Hamaney'i öldürmek istiyor
İsrail, İran devlet televizyonunu vurdu
Canlı yayında kadın spikerin panik anları
Akaryakıta bir zam daha
Litre fiyatı 48 TL'yi aştı
'1.50 boyumla bu insanları kandırmışım'
Seçil Erzan davasında ara karar
Ferdi Zeyrek'in yerine seçim
Besim Dutlulu yeni başkan oldu
İranlılar, Suriyelilerin yaptığını yapmadı
İran-İsrail savaşının 4'üncü gününde İranlılar, ülkelerine dönüyor
Dubai çikolatasının içinden plastik parçalar çıktı
Küçük çocuk ölümden döndü
İsrail, İran'a saldırısının sonuçlarını yaşıyor
24 bina ağır hasarlı, 2 bin 775 kişi tahliye
ABD Orta Doğu'ya askeri yığınak yapacak
G7'de ortak açıklamada anlaşmazlık
Trump ulusal güvenlik ekibini acil topluyor
G7 zirvesinden erken ayrılmıştı
İsrail yaşadığı gerçekleri gizleme gayretinde
Hayfa'daki televizyon ekiplerine baskın
Dev elektrik santrali devre dışı
İran, İsrail'in şah damarını kesti
ABD masadan çekildi
Rusya-ABD hattı koptu
Selçuk Bayraktar, İsrail’e silah sağlayan şirkete ortak oldu
Fransa'daki fuarda İsrailli stantlara siyah branda çekildi
Bedelli askerlikte büyük kırılma
Temmuz'da fiyat roket gibi yükseliyor mu?
ABD reddetmişti
Netahyahu, Hamaney'i öldürmek istiyor
İsrail, İran devlet televizyonunu vurdu
Canlı yayında kadın spikerin panik anları
Akaryakıta bir zam daha
Litre fiyatı 48 TL'yi aştı
'1.50 boyumla bu insanları kandırmışım'
Seçil Erzan davasında ara karar
Ferdi Zeyrek'in yerine seçim
Besim Dutlulu yeni başkan oldu
İranlılar, Suriyelilerin yaptığını yapmadı
İran-İsrail savaşının 4'üncü gününde İranlılar, ülkelerine dönüyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.