Uydurma hadisler ve İmam Cevad’ın yorumları
'Benim adıma yalan uyduranlar çoğalmıştır ve Benden sonra da çoğalacaktır. Bilerek bir sözü yalan yere Bana isnat eden kimse, Cehennem'deki yerini şimdiden hazırlasın!
01.05.2024 16:45:00 / Güncelleme: 01.05.2024 20:05:34
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Rivâyet edilir ki: Halife Me'mun, kızı Ümmü'l-Fazl'ı İmam Cevad'la (a.s.) evlendirdikten sonra yanında Ebû Ca'fer el-Cevad (a.s.) Yahya b. Eksem ve kalabalık bir topluluğun da bulunduğu bir topluluğa katıldı.
Yahya b. Eksem dedi ki: "Ey Resûlullah'ın oğlu! Cebrail (a.s.), Resûlullah'a indi ve dedi ki: 'Ya Muhammed! Yüce Allah Sana selam söylüyor ve diyor ki: Ebûbekir'e sor, acaba o da Benden râzı mıdır? Ben ondan râzıyım' rivâyeti hakkında ne dersin?"
Ebû Ca'fer (a.s.) şöyle dedi: "Ebûbekir'in faziletini inkar edecek değilim. Ama bu rivâyeti aktaran kimse, Resûlullah'ın (s.a.a.) Veda Haccı'nda söylediği şu hadisi göz önünde bulundurmalıdır:
'Benim adıma yalan uyduranlar çoğalmıştır ve Benden sonra da çoğalacaktır. Bilerek bir sözü yalan yere Bana isnat eden kimse, Cehennem'deki yerini şimdiden hazırlasın!
Benden size bir hadis ulaştırıldığı zaman, onu Allah'ın Kitabı'na ve Benim Sünnet'ime götürün. Allah'ın Kitabı'na ve Benim Sünnet'ime uyanı alın. Allah'ın Kitabı'na ve Benim Sünnet'ime muhalif olanı terk edin.'
Bu rivâyet Allah'ın Kitabı'na uymuyor. Yüce Allah şöyle buyuruyor: 'And olsun, insanı Biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve Biz, ona şah damarından daha yakınız.'
Böyle iken Yüce Allah, Ebû Bekir'in kendisinden râzı olduğunu bilmeyecek! İçinde sakladığı düşünceyi öğrenmek isteyecek! Böyle bir şey aklen imkansızdır."
Sonra Yahya b. Eksem şöyle dedi: "Yine, 'Ebû Bekir ve Ömer'in göklerdeki örnekleri Cebrail ve Mikail'dir' diye rivâyet edilmiştir."
İmam (a.s.) buyurdu ki: "Bunu da kuşkuyla karşılamak gerekir. Çünkü Cebrail ve Mikail, Allah'ın kendisine yakınlaştırılmış melekleridirler ve hiçbir zaman O'na karşı gelmezler. Bir ân bile O'na itaatten ayrılmazlar.
Ama Ebû Bekir ve Ömer uzun süre yüce Allah'a ortak koşmuş ve sonra Müslüman olmuşlar. Ömürlerinin çoğu Allah'a şirk koşmakla geçmiştir. Dolayısıyla o iki meleğe benzemeleri imkânsızdır."
Yahya b. Eksem dedi ki: "Bir de şöyle rivâyet vardır: 'Ebû Bekir ve Ömer Cennet yaşlılarının efendileridirler.' Buna ne dersin?"
Buyurdu ki: "Bu rivâyetin de gerçek olması imkânsızdır. Çünkü Cennet ehlinin tamamı genç olacaktır. Aralarında yaşlılar olmayacaktır. Bu rivâyeti Emevîler, Resûlullah'ın (s.a.a.), 'Hasan ve Hüseyin, Cennet gençlerinin efendileridir' şeklindeki hadisine karşı uydurmuşlardır."
Yahya b. Eksem şöyle dedi: "Ömer b. Hattab'ın, Cennet ehlinin kandili olduğu rivâyet edilmiştir."
İmam Muhammed Cevad (a.s.) buyurdu ki: "Bu da imkânsızdır. Çünkü Cennet'te, Allah'ın, kendisine yakınlaştırılmış melekleri, Âdem (a.s.), Muhammed (s.a.a.) ve bütün nebilerle resûller vardır.
Şimdi bunların nurları ışık vermeyecek de Ömer'in nuru mu onlara ışık verecek?!"
Yahya b. Eksem dedi ki: "Rivâyete göre, sekinet (iç huzur) Ömer'in dili üzere konuşur."
İmam buyurdu ki: "Ben, Ömer'in faziletini inkâr edecek değilim ama Ebû Bekir Ömer'den daha üstündür. (Dolayısıyla sekinetin Ebû Bekir'in dili üzere konuşması gerekir). Ebû Bekir de -minberin üzerinde- şöyle demiştir: Benim bir Şeytan'ım var, bana hâkim oluyor. Eğer sapmaya meyledersem, beni doğrultun."
Yahya dedi ki: "Peygamberimizin (s.a.a.), 'Eğer Ben peygamber olarak gönderilmeseydim, Ömer gönderilecekti' dediği rivâyet edilmiştir."
İmam (a.s.) buyurdu ki: "Allah'ın Kitabı, bu hadisten daha doğrusunu söylüyor. Allah, Kitab'ında buyuruyor ki. 'Hani Biz peygamberlerden söz almıştık; Senden, Nuh'tan...'
Demek ki Allah, peygamberlerden söz almıştır. Allah'ın sözünü değiştirmesi mümkün müdür?
Hiçbir peygamber hayatın hiçbir döneminde Allah'a ortak koşmuş değildir. Böyle iken, bir dönem şirk koşan ve ömrünün çoğu Allah'a şirk koşmakla geçen bir adamın peygamber olarak gönderilmesi ihtimalinden nasıl söz edilir?
Kaldı ki Resûlullah (s.a.a.), 'Âdem, ruh ve beden arası bir şey iken ben peygamberdim' buyurmuştur."
Yahya b. Eksem dedi ki: "Bir de Peygamber Efendimizin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ne zaman vahyin gelmesi gecikmişse hep Hattab sülalesine inmiştir diye sanmışımdır."
İmam (a.s.) dedi ki: "Bu da imkânsızıdır. Çünkü Peygamber'in (s.a.a.) kendi peygamberliğinden şüphelenmesi câiz değildir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: 'Allah meleklerden de elçiler seçer, insanlardan da.'
Böyle iken yüce Allah'ın peygamber olarak seçtiği birinden peygamberliği alıp ömrünün bir döneminde kendisine şirk koşan birine vermesi mümkün olabilir mi?"
Yahya b. Eksem dedi ki: "Rivâyet edilir ki; Peygamberimiz (s.a.a.), 'Eğer azap inse, Ömer'den başka kimse kurtulmaz' demiştir."
İmam Cevad buyurdu ki: "Bu da imkânsızdır. Çünkü yüce Allah şöyle buyurmuştur: 'Halbuki Sen onların içinde iken Allah, onlara azap edecek değildir. Ve onlar mağfiret dilerken de Allah onlara azap edecek değildir.'
Burada Yüce Allah, Resûlullah (s.a.a.) aralarında bulunduğu ve istiğfar ettikleri sürece kimseye azap etmeyeceğini bildirmektedir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Taki eserinden)
Yahya b. Eksem dedi ki: "Ey Resûlullah'ın oğlu! Cebrail (a.s.), Resûlullah'a indi ve dedi ki: 'Ya Muhammed! Yüce Allah Sana selam söylüyor ve diyor ki: Ebûbekir'e sor, acaba o da Benden râzı mıdır? Ben ondan râzıyım' rivâyeti hakkında ne dersin?"
Ebû Ca'fer (a.s.) şöyle dedi: "Ebûbekir'in faziletini inkar edecek değilim. Ama bu rivâyeti aktaran kimse, Resûlullah'ın (s.a.a.) Veda Haccı'nda söylediği şu hadisi göz önünde bulundurmalıdır:
'Benim adıma yalan uyduranlar çoğalmıştır ve Benden sonra da çoğalacaktır. Bilerek bir sözü yalan yere Bana isnat eden kimse, Cehennem'deki yerini şimdiden hazırlasın!
Benden size bir hadis ulaştırıldığı zaman, onu Allah'ın Kitabı'na ve Benim Sünnet'ime götürün. Allah'ın Kitabı'na ve Benim Sünnet'ime uyanı alın. Allah'ın Kitabı'na ve Benim Sünnet'ime muhalif olanı terk edin.'
Bu rivâyet Allah'ın Kitabı'na uymuyor. Yüce Allah şöyle buyuruyor: 'And olsun, insanı Biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve Biz, ona şah damarından daha yakınız.'
Böyle iken Yüce Allah, Ebû Bekir'in kendisinden râzı olduğunu bilmeyecek! İçinde sakladığı düşünceyi öğrenmek isteyecek! Böyle bir şey aklen imkansızdır."
Sonra Yahya b. Eksem şöyle dedi: "Yine, 'Ebû Bekir ve Ömer'in göklerdeki örnekleri Cebrail ve Mikail'dir' diye rivâyet edilmiştir."
İmam (a.s.) buyurdu ki: "Bunu da kuşkuyla karşılamak gerekir. Çünkü Cebrail ve Mikail, Allah'ın kendisine yakınlaştırılmış melekleridirler ve hiçbir zaman O'na karşı gelmezler. Bir ân bile O'na itaatten ayrılmazlar.
Ama Ebû Bekir ve Ömer uzun süre yüce Allah'a ortak koşmuş ve sonra Müslüman olmuşlar. Ömürlerinin çoğu Allah'a şirk koşmakla geçmiştir. Dolayısıyla o iki meleğe benzemeleri imkânsızdır."
Yahya b. Eksem dedi ki: "Bir de şöyle rivâyet vardır: 'Ebû Bekir ve Ömer Cennet yaşlılarının efendileridirler.' Buna ne dersin?"
Buyurdu ki: "Bu rivâyetin de gerçek olması imkânsızdır. Çünkü Cennet ehlinin tamamı genç olacaktır. Aralarında yaşlılar olmayacaktır. Bu rivâyeti Emevîler, Resûlullah'ın (s.a.a.), 'Hasan ve Hüseyin, Cennet gençlerinin efendileridir' şeklindeki hadisine karşı uydurmuşlardır."
Yahya b. Eksem şöyle dedi: "Ömer b. Hattab'ın, Cennet ehlinin kandili olduğu rivâyet edilmiştir."
İmam Muhammed Cevad (a.s.) buyurdu ki: "Bu da imkânsızdır. Çünkü Cennet'te, Allah'ın, kendisine yakınlaştırılmış melekleri, Âdem (a.s.), Muhammed (s.a.a.) ve bütün nebilerle resûller vardır.
Şimdi bunların nurları ışık vermeyecek de Ömer'in nuru mu onlara ışık verecek?!"
Yahya b. Eksem dedi ki: "Rivâyete göre, sekinet (iç huzur) Ömer'in dili üzere konuşur."
İmam buyurdu ki: "Ben, Ömer'in faziletini inkâr edecek değilim ama Ebû Bekir Ömer'den daha üstündür. (Dolayısıyla sekinetin Ebû Bekir'in dili üzere konuşması gerekir). Ebû Bekir de -minberin üzerinde- şöyle demiştir: Benim bir Şeytan'ım var, bana hâkim oluyor. Eğer sapmaya meyledersem, beni doğrultun."
Yahya dedi ki: "Peygamberimizin (s.a.a.), 'Eğer Ben peygamber olarak gönderilmeseydim, Ömer gönderilecekti' dediği rivâyet edilmiştir."
İmam (a.s.) buyurdu ki: "Allah'ın Kitabı, bu hadisten daha doğrusunu söylüyor. Allah, Kitab'ında buyuruyor ki. 'Hani Biz peygamberlerden söz almıştık; Senden, Nuh'tan...'
Demek ki Allah, peygamberlerden söz almıştır. Allah'ın sözünü değiştirmesi mümkün müdür?
Hiçbir peygamber hayatın hiçbir döneminde Allah'a ortak koşmuş değildir. Böyle iken, bir dönem şirk koşan ve ömrünün çoğu Allah'a şirk koşmakla geçen bir adamın peygamber olarak gönderilmesi ihtimalinden nasıl söz edilir?
Kaldı ki Resûlullah (s.a.a.), 'Âdem, ruh ve beden arası bir şey iken ben peygamberdim' buyurmuştur."
Yahya b. Eksem dedi ki: "Bir de Peygamber Efendimizin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ne zaman vahyin gelmesi gecikmişse hep Hattab sülalesine inmiştir diye sanmışımdır."
İmam (a.s.) dedi ki: "Bu da imkânsızıdır. Çünkü Peygamber'in (s.a.a.) kendi peygamberliğinden şüphelenmesi câiz değildir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: 'Allah meleklerden de elçiler seçer, insanlardan da.'
Böyle iken yüce Allah'ın peygamber olarak seçtiği birinden peygamberliği alıp ömrünün bir döneminde kendisine şirk koşan birine vermesi mümkün olabilir mi?"
Yahya b. Eksem dedi ki: "Rivâyet edilir ki; Peygamberimiz (s.a.a.), 'Eğer azap inse, Ömer'den başka kimse kurtulmaz' demiştir."
İmam Cevad buyurdu ki: "Bu da imkânsızdır. Çünkü yüce Allah şöyle buyurmuştur: 'Halbuki Sen onların içinde iken Allah, onlara azap edecek değildir. Ve onlar mağfiret dilerken de Allah onlara azap edecek değildir.'
Burada Yüce Allah, Resûlullah (s.a.a.) aralarında bulunduğu ve istiğfar ettikleri sürece kimseye azap etmeyeceğini bildirmektedir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Taki eserinden)