AB güvenlikte de sınıfta kaldı
Para birliğini oluşturamayan, ekonomik krize düşmüş üyelerine çare bulamayan, sığınmacı krizinin üstesinden gelemeyen, işsizliğe çözüm üretemeyen AB, Brüksel'deki intihar eylemleri sonrasında güvenlikte de sınıfta kaldı
27.03.2016 00:00:00
RECEP BAHAR/ANALİZ
Türkiye'nin içine dahil olmak uğruna yüz binlerce sığınmacıyı geri kabul etmek için anlaştığı Avrupa Birliği (AB) her alanda tel tel dökülüyor. 28 üyeli AB, en iddialı olduğu, kuruluş amacını da teşkil eden ekonomik konularda bile birlik olabilmiş değil. Zira çok sayıda AB üyesi ülke, gerekli kriterleri sağlamasına rağmen tek para birimi Euro'ya dahil olmaya yanaşmıyor. Bu ülkeler İngiltere, İrlanda, İsveç ve Danimarka... Bunun yanı sıra Polonya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Hırvatistan ise Euro'ya girebilmek için gerekli kriterleri yerine getirmekten oldukça uzak. Bu da para konusunda bile AB'nin birlik olamadığını gözler önüne seriyor.
Serbest dolaşımda da sıkıntı büyük
AB'nin iddialı olduğu bir başka alan ise 'serbest dolaşım'... Ancak İngiltere ve İrlanda, baştan itibaren buna karşı çıktı. Nitekim Diplomatik, Yeşil ve Gri pasaport hamili Türk vatandaşları; İngiltere ve İrlanda dışındaki tüm Avrupa ülkelerine vizesiz giriş yapabilirken, söz konusu iki ülkeye seyahatlerinde vize almak zorunda. Serbest dolaşımı herhangi bir kontrole tabi olmadan bir AB ülkesinden bir başka AB ülkesine geçişi öngörüyor. Ancak sığınmacı krizi sonrasında aralarında Fransa, Almanya, Danimarka, İsveç, Avusturya'nın da yer aldığı çok sayıda AB ülkesi sınırda kontrollere başladı. Bu durum "Schengen Anlaşması tarih mi oluyor" tartışmalarını alevlendirdi.
Güvenlik de alarm veriyor
Brüksel'de 22 Mart'ta yaşanan çifte intihar eylemi, Avrupa Birliği'nin güvenlik alanında da çöktüğünü gözler önüne seriyor. Zaten AB, 3 ana esasından birini teşkil eden 'ortak güvenlik ve dış politika' konusunda bugüne kadar somut adım atamamıştı. Brüksel saldırıları sonrasında Almanya, İtalya ve Fransa hükümetleri, terörizm tehdidine karşı küresel cevap verilmesini talep etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ise, Avrupa çapında terörizmle mücadele etmek için 'güvenlik birliği' oluşturulması çağrısında bulundu. 24 Mart'taki AB Adalet ve İçişleri Konseyi toplantısında terörizmle mücadele edebilmek için üye ülkelerin bilgi paylaşımı ihtiyacının önemine işaret edildi. Ancak uzmanlar AB'nin ortak bir güvenlik ağı kurmaktan oldukça uzak olduğunu dile getiriyor.
Buna gerekçe olarak da Birliğin 28 üyesinin terörizmle ve uluslararası suçla mücadelede farklı maddi olanakları, bilgi düzeyi ve öncelikleri olması gösteriliyor. Fransa, İngiltere ve Almanya gibi büyük ülkelerin terörizm ve suçla mücadelede yeterli altyapısı, istihbarat ve yetişmiş insan kaynağı varken; küçük ülkelerin böyle olanakları bulunmuyor. Dahası ekonomik kriz içinde bulunan Yunanistan, İspanya, Portekiz bütçe açıklarıyla didişmek zorunda... AB sınırlarında yer alan bu ülkelerin AB güvenliğine katkı sağlayabilecek yeterli maddi olanakları bulunmuyor.
Türkiye'nin içine dahil olmak uğruna yüz binlerce sığınmacıyı geri kabul etmek için anlaştığı Avrupa Birliği (AB) her alanda tel tel dökülüyor. 28 üyeli AB, en iddialı olduğu, kuruluş amacını da teşkil eden ekonomik konularda bile birlik olabilmiş değil. Zira çok sayıda AB üyesi ülke, gerekli kriterleri sağlamasına rağmen tek para birimi Euro'ya dahil olmaya yanaşmıyor. Bu ülkeler İngiltere, İrlanda, İsveç ve Danimarka... Bunun yanı sıra Polonya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Hırvatistan ise Euro'ya girebilmek için gerekli kriterleri yerine getirmekten oldukça uzak. Bu da para konusunda bile AB'nin birlik olamadığını gözler önüne seriyor.
Serbest dolaşımda da sıkıntı büyük
AB'nin iddialı olduğu bir başka alan ise 'serbest dolaşım'... Ancak İngiltere ve İrlanda, baştan itibaren buna karşı çıktı. Nitekim Diplomatik, Yeşil ve Gri pasaport hamili Türk vatandaşları; İngiltere ve İrlanda dışındaki tüm Avrupa ülkelerine vizesiz giriş yapabilirken, söz konusu iki ülkeye seyahatlerinde vize almak zorunda. Serbest dolaşımı herhangi bir kontrole tabi olmadan bir AB ülkesinden bir başka AB ülkesine geçişi öngörüyor. Ancak sığınmacı krizi sonrasında aralarında Fransa, Almanya, Danimarka, İsveç, Avusturya'nın da yer aldığı çok sayıda AB ülkesi sınırda kontrollere başladı. Bu durum "Schengen Anlaşması tarih mi oluyor" tartışmalarını alevlendirdi.
Güvenlik de alarm veriyor
Brüksel'de 22 Mart'ta yaşanan çifte intihar eylemi, Avrupa Birliği'nin güvenlik alanında da çöktüğünü gözler önüne seriyor. Zaten AB, 3 ana esasından birini teşkil eden 'ortak güvenlik ve dış politika' konusunda bugüne kadar somut adım atamamıştı. Brüksel saldırıları sonrasında Almanya, İtalya ve Fransa hükümetleri, terörizm tehdidine karşı küresel cevap verilmesini talep etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ise, Avrupa çapında terörizmle mücadele etmek için 'güvenlik birliği' oluşturulması çağrısında bulundu. 24 Mart'taki AB Adalet ve İçişleri Konseyi toplantısında terörizmle mücadele edebilmek için üye ülkelerin bilgi paylaşımı ihtiyacının önemine işaret edildi. Ancak uzmanlar AB'nin ortak bir güvenlik ağı kurmaktan oldukça uzak olduğunu dile getiriyor.
Buna gerekçe olarak da Birliğin 28 üyesinin terörizmle ve uluslararası suçla mücadelede farklı maddi olanakları, bilgi düzeyi ve öncelikleri olması gösteriliyor. Fransa, İngiltere ve Almanya gibi büyük ülkelerin terörizm ve suçla mücadelede yeterli altyapısı, istihbarat ve yetişmiş insan kaynağı varken; küçük ülkelerin böyle olanakları bulunmuyor. Dahası ekonomik kriz içinde bulunan Yunanistan, İspanya, Portekiz bütçe açıklarıyla didişmek zorunda... AB sınırlarında yer alan bu ülkelerin AB güvenliğine katkı sağlayabilecek yeterli maddi olanakları bulunmuyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.