3 Kasım 2002'de iktidara geldiler. 3 yıl bizden bir şey beklemeyin, dediler. 3 yıl geçti. Çıraklık dönemimiz, dediler. Ardından kalfalık dönemini başlattılar.
Sonra terfi alıp 'ustalık dönemine' geçiş yaptılar. Geldiğimiz nokta ortada: Karnı tok olanlar, fakirlere sabrı tavsiye ediyor. İtiraz edenleri 'şükürsüzlükle' suçluyor.
Oysa çıraklık, kalfalık, ustalık dönemlerinde Merhum Prof. Dr. Haydar Baş, mevzu ekonomi, diyordu. Niçin? İnsanımız için, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti için.
MHP'nin de ortak olduğu hükümetten, o hükümetin düştüğü acziyetinden ötürü AKP'de mevzunun ekonomi olduğunu anlamıştı. Ama gördük ki, onu da yanlış anlamış.
Bugün Hüseyin Baş liderliğindeki Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Türkiye genelinde 'Mevzu Ekonomi: Çözüm Milli Ekonomi Modeli' toplantıları başlattı. İlki İstanbul'da gerçekleştirilen toplantıyı takip ettim.
BTP lideri Hüseyin Baş ve kurmayları adeta 'hükümet mevzuyu anladı ama onu da yanlış anladı' diyordu.
2002 yılında bu tarafa tarımda, enerjide, madencilikte, sanayide özelleştirme adı altında yaşanılan talanı rakamlarla ortaya koydular.
Bu devletin ve milletin merkez otoritesi olan Atatürk'ün ekonomi politikalarını anlattılar ve bu yaşanılan ekonomik krizden nasıl çıkılacağını, krizin nasıl çözüleceğini Milli Ekonomi Modeli ekseninde yeni okuma-yazma öğrenen bir çocuğun anlayabileceği bir dil ile anlattılar.
Ama ülkemiz iktidarında da, muhalefetinde de anlayamama, kavrayamama sorunu var. Bu yaştan sonrada bu sorunu aşabileceklerini sanmıyorum.
Daha dün yaşanılan bir haberi aktarayım. Tedavüldeki madeni paraları hurda fiyatına satan kişiler, 'Türk Lirasını koruma kanununa muhalefetten' tutuklandılar.
Hani para namustu, hani para bayrak gibi sancak gibi kutsaldı! (ki namustur da, kutsaldır da). Bizzat Bakan Nebati, 'artık TL değer kaybetmez. Çünkü dip yaptı' demedi mi?
Evet, tam bağımsız bir devlet için huzurlu bir toplum için mevzumuz Erdoğan'ın günlük CHP açıklamaları, CHP'nin verdiği cevaplar veya MHP'nin, HDP üzerinden siyaset ile varlığını sürdürme gayreti vs. değildir.
Mesele de, mevzuda ekonomidir.
Ama dediğim gibi iktidar bu mevzuyu anladı ama kendilerinin kudreti ve huzuru şeklinde anladılar.
AKP'nin elit kadrosuna, 2002'den bu tarafa vekil, belediye, il, ilçe başkanı olanlara veya aday adaylarına bir bakın!
Bildik tabir ile 'dün bir yüzüğü olanlar' bugün adeta zincir mücevher mağazaları açmış vaziyette.
Her sektörde, her ihalede, her işletmede, her özelleştirmede patenti belli isimler var. Çok maaş mevzusunu, huzur haklarını, malum vakıfları biliyorsunuz zaten.
Hepsini geçin arkadaşlar! Hani şu kadim dost ABD arada yaptırım, mal varlıklarını dondurma kararları alıyor ya!
Milletin önünde 'Ey ABD' çekenler, bu kararlar alındığında çıkıp, 'Ey ABD, benim ABD'deki mal varlığımı dondurmuşsun. Sen kimsin? 10 bin dolar için sana minnet mi edeceğim' dediğini duydunuz mu?
Eğer mevzunun kendileri için değil de devlet ve millet için olduğunu anlasalardı ne olurdu biliyor musunuz?
Trump'ın o alçak mektubunu sessizce çekmeceye koymak zorunda kalmazlardı.
Putin'in kapısında beklemek zorunda da kalmazlardı.
Birleşik Arap Emirliklerine el uzatmak zorunda da kalmazlardı.
Prens Selam ile o pozu vermek zorunda da kalmazlardı.
İsrail ile yeniden kucaklaşmak zorunda da kalmazlardı.
Çünkü siyasi bağımsızlık iddiamızı ekonomik bağımsızlığımızla ispat etmiş olurduk.
Aynen dünkü gibi. Dün Atatürk ne diyordu: "Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz ve sürekli olamaz."
Atatürk bunu başardı. İşte bugün BTP Lideri Hüseyin Baş, 'Biraz da gerçek gündemi konuşalım… Mevzu Ekonomi' adımını atarak tam bağımsız günlerin meşalesini de yaktı. Başaracaktır da…