Birkaç gün önceydi.
Kadim dostlarımızdan Dr. Selami Doğan Bey'in eşi Vijdan Hanım cep telefonumdan aradı.
Sevinçli bir ses tonuyla "Hüseyin Bey, Almanya'dan 9 kişilik bir kafile grubu Eskişehir'e geliyor. İçlerinde Alman vatandaşları da var. Cumhuriyetimiz 100. yıl anısına Selanik-Anıtkabir arasında bisiklet turu düzenliyorlar. 12 Ekim'den beri yollardalar. Eskişehir'e gelince bize de uğrayacaklar sizin de bize gelmenizi istiyoruz. Eskişehir'de bir iki gün kalıp devam edecekler. Sizinle tanıştırmak istiyoruz…" diyerek kapattık telefonu.
İçimde tarif edemediğim değişik bir duygu kulaklarımdan bedenime yayılmaya başladı!
Biraz da şaşkın biçimde.
Şaşkınlığım Almanların bu tura katılmasıydı.
İçimden bir ses: "Elin Almanı Cumhuriyetimizin 100. yılında yaklaşık 1200 Km. yolu bisikletiyle kat edip Anıtkabir'e gidiyor."
Helal olsun!
Zihnimde cümleler peş peşe devam etti: "Ne büyük lidersin ki Atam! 100 yıl sonra Almanlar bile sana bisikletleriyle geliyor" demekten kendimi alamadım bir süre.
Akşam saatleriydi…
Vijdan Hanım mesaj göndererek misafirlerinin geldiğini haber verdi.
Saat 20.00 sularında merak içerisinde Selami Bey'in evine vardım.
Salona girdiğimde Alman misafirler "biz buradayız" alametifarikasıyla hemen kendini belli ediyordu.
Ortam kalabalık olunca bazen Almanca bazen Türkçe kelimeler havada çarpışıyordu.
Ama herkes halinden memnundu.
Selami Bey kafileyi birkaç dakikada tanıttı.
Gelen misafirler Köln şehrinde faaliyette bulunan Türk Alman Dostluk Derneğinin üyeleri olduğunu öğrendim.
Zaman ilerledikçe 9 kişilik kafilenin 5'i Türk'tü.
Onlarla sohbet ettikçe anladım ki hepsinin kaderi; ailelerinin belki yarım asırdan önce Anadolu'dan Almanya'ya gidip gurbet elleri kendine vatan etmiş ailelerin evlatları…
1964 yıllarında Samsun'dan, Ankara'dan, Sivas'tan Antalya'dan gitmişlerdi yaban ellerine.
Beni en çok etkileyen içlerindeki "Cumhuriyet ve Atatürk" sevgisinin, Cumhuriyetimizin 100. yılında ete kemiğe bürünerek onları harekete geçirmiş olması.
Böylesi zor ve meşakkatli bir o kadar da anlamlı etkinliğe birkaç yıl önce karar verdiklerini anlattılar.
Son 6 aydır antrenman yaparak da bugüne hazırlanmışlar.
Ortalama yaşları ise 60.
1200 Km. yolu bu yaşta bisikletle kat etmek pedal çevirmek her babayiğidin harcı değil.
Haftalar süren bu mücadelenin sonunda tek hedefleri var; dağları-tepeleri aşıp Anıtkabir'e varmak.
Sohbetimiz gece boyu devam etti.
Hepsinin gözlerinde umut ve heyecan vardı.
Bir an önce Anıtkabir'e Atatürk'e kavuşmayı çok istiyorlardı.
Sohbetimizin bir bölümünde "neden böyle bir işe kalkıştınız?" diye ortaya bir soru sordum.
Köln Türk Alman Dostluk Derneği Başkanı Engin Sakal, yolculuğun, Cumhuriyet'in korunması için başlatılmış bir girişim olduğunu ve dünyaya mesaj vermek istediklerini söyledi.
Başkan Sakal, Türkiye'de Cumhuriyet'in kuruluş döneminde Avrupa'nın birçok ülkesinde diktatörlüklerin olduğunu ve azınlıkların baskı altında tutulduğunu hatırlatarak cumhuriyeti muhafaza etmenin önemine dikkati çekti.
Şu sözleri anlamlıydı: "Her şeyden önce Atatürk'ün önderliğinde ve onun silah arkadaşları tarafından kurulan bir devletten bahsediyoruz. Eğer o devlet olmasaydı biz bugün burada olamazdık. Bunun bilincine varmamız lazım. Hükümetler gelir gider ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet kalacaktır" diye ekledi.
Sonra 76 yaşında kafileye katılan Uyum Meclisleri Başkanı Tayfun Keltek naif ses tonuyla söze girdi:
"Atatürk'ün büyüklüğünü yurt dışında İngilizce ve Almanca kitaplardan öğrendim. Ne kadar çok şey öğrendiysem Atatürk'e bağlılığım o kadar arttı. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük dehası olduğuna inanıyorum. Time Dergisi de birkaç kez Atatürk'e kapağında yer verdi. Böyle bir insana sahip çıkmamak bana göre aptallıktır" ifadelerini kullandı.
Son olarak da Engin Bey'in eşi olan Alman Heidi Atatürk'ün, halkların birlikte ve barış içinde yaşaması için çaba gösteren çok önemli bir devlet adamı olduğunu söyleyerek eşini bu turda yalnız bırakmak istemediğini belirtti.
* * *
Gecenin ilerleyen saatlerine kadar Selami Doğan Bey'in evinde ikramlar eşliğinde zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık.
Ertesi günü Eskişehir Avrupa Platformu Başkanı Sebahattin Tetik Bey'in koordine etmesiyle bir takım geziler ve ziyaretler yapıldı.
Eskişehir'i bir parça tanıtmaktı amacımız.
Öylede oldu…
Sonraki gün Eskişehir'den mutlu şekilde bisikletlerine binerek Anıtkabir'e doğru yola koyuldular…
Teşekkürler Selami-Vijdan Doğan çiftine.
Cumhuriyetimizin 100. yılında böylesi anlamlı buluşmalara vesile oldukları için.
Bir kez daha anladım ki Cumhuriyet'i hakkıyla kutlayabilmek için öncelikle o halkın; Cumhuriyet'in ruhunu, kazancını, değerini fark etmiş olması lazım.
Bunu Almanlar fark etti de içimizdeki bazı aymazlar hala anlamadı maalesef! Nato kafa nato mermer olanların anlamasını da beklemiyoruz zaten.
Fark edenlere binlerce kez selam olsun… Cumhuriyetin değerini ve kıymetini bilenlerin bayramı kutlu olsun.
- Bir anketin düşündürdükleri / 26.03.2024
- Ramazanın getirdiği bir demet güzellikler / 12.03.2024
- 106. yıl sonra Eskişehir’de… / 27.02.2024
- Emekliler kervanının yeni üyesi / 20.02.2024
- Perşembe akşamı izlenimlerim! / 13.02.2024
- Yerel seçimler üzerine / 07.02.2024
- Bu bizim insanlık namına görevimiz! / 30.01.2024
- Bir nefes sıhhat / 23.01.2024
- Üç cilt çıkan kitaplarımın öyküsü / 16.01.2024