logo
12 MAYIS 2024

Cumhuriyetin ilk isyanlarını kimler çıkardı?

İsyanların tamamı İngiliz etkisindeki Nakşilerin çıkardığı, kurtuluş hareketini baltalamayı amaçlayan bilinçli isyanlardır
30.06.2021 00:10:00
Cumhuriyetin ilk isyanlarını kimler çıkardı?
Cumhuriyetin ilk isyanlarını kimler çıkardı?
Kurtuluş Savaşı döneminde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında çıkan ve isyancı şeyhlerin öldürüldüğü bazı isyanlar Mustafa Kemal'e dinsiz denilmesine bahane edilmiştir.
 
Ancak, sabittir ki; bu isyanların tamamı İngiliz etkisindeki Nakşilerin çıkardığı, kurtuluş hareketini baltalamayı amaçlayan bilinçli isyanlardır.
 
Mesela Konya'da bir Nakşibendi şeyhi olan ve Konya halkı üzerinde derin tesiri bulunan Zeynelabidin Hoca örneği…
 
"Zeynelabidin Hoca, Kuvva-yi Milliye aleyhine aleni cephe almıştır. Millî Mücadele yılları boyunca bilhassa İngilizler ve Saray'la yakın bir ilişki içerisinde olan Zeynelabidin Hoca gerek Padişah Vahideddin'in ve gerekse muhaliflerin bir numaralı gözdesi durumuna gelmişti. Ona bütün Gonneyi tek hamağının ucunda çeviren adam gözüyle bakılıyordu."
 
Nakşibendi şeyhleri Koçgiri isyanına, Menemen isyanına, Şeyh Sait isyanına destek gösterilmektedir.
 
Musul ve Kerkük konusunda İngilizlerle yapılan görüşmeler sırasında patlak veren Şeyh Sait isyanı, Musul ve Kerkük'ün elimizden çıkmasına sebep olmuştur.
 
Bruinessen, "Nakşibendi ağı olmasaydı bunca savaşçıyı harekete geçiremeyecekti; bu insanlar, onun kutsal bir kişi olduğuna inanmasalar, bu derece fanatikçe savaşmayacaklardı" itirafında bulunmuştur.
 
O'na bu gelişmeler karşısında takındığı tavır nedeniyle dinsiz diyenler, Nakşilerin Kurtuluş Savaşı ve sonrasında İngilizlerle yaptıkları işbirliğini iyi incelemeliler.
 
"Atatürk'ün Nutuk'ta yazdığına göre, Nakşi şeyhi Şeyh Taha Nehri'nin torunu Seyyid Abdülkadir, Kürt Teali Cemiyeti'nin başkanıydı. Koçgiri isyanının elebaşı idi ve idam edildi.
 
Vatan haini Şeyh Sait ve 46 yoldaşı, 28 Haziran 1925'te Diyarbakır'da asıldılar.
 

 
Menemen isyanının elebaşı Şeyh Muhammed Esat Erbili'nin dedesi Şeyh Hidayetullah da Şeyh Halid-i Bağdadi'nin halifelerindendi.
 
İstiklal Harbi esnasında İngilizler tarafından kışkırtılarak Delibaş Mehmet isyanını çıkartan Konyalı Zeynelabidin ve kardeşi de Nakşibendi idi."
 
Musul meselesinin halledilmesine çalışıldığı bir dönemde Kürt aşiretler, İngilizlerin desteği ile Nakşi şeyhi Sait önderliğinde ayaklanırlar.
 
13 Şubat 1925 tarihinde 350 atlı ile ilçe merkezine doğru yola koyulan isyancılar, Diyarbakır'a saldırırlar. Nisan'ın ikinci haftasından itibaren Türk ordusu duruma hakim olur.
 
"Din elden gidiyor" denilerek isyana girişenler, ayaklanmaya dahil olmayan Kürt aşiretlerine, "melun" veya "Türk" denmesi; Şeyh Sait'e ait belgelerin üzerinde "Kürdistan reisi" veya "hükûmeti" şeklinde imzalar bulunması, kullanılan silahların ve askerî malzemenin yabancı olması, olaylardaki İngiliz kışkırtmasına delildir.
 
Neticede isyan bastırılır, 29 Haziran 1925'de 47 asi idam edilir. Mustafa Kemal 1920 senesinde Hakimiyet-i Milliye gazetesinde uzun bir yazı kaleme alır ve özetle şöyle der; "… İstanbul'u, Müslümanları müşterek ve hür bir beldesi, hilafetin ve İslam bağımsızlığının bir bayrağı diye elde etmek istediler.
 
Türkleri, İslam'ın bağımsızlığı için son dövüşen, yeni düşünceli ve İngilizlerin melanetini öğrenmiş bir millet diye imha etmek istiyorlar.
 
Fakat bunun Müslüman dünyasına fena tesiri olacağını bildiklerinden, bunu güya, İslamiyet'i müdafaa eder gibi görünerek yapmak istiyorlar.
 
Bunun için bir defa halifeyi ellerine almak, onu milletinden ayırmak vasıtalarını bulmak lazımdı.
 
İstanbul'u, Anadolu'dan ayırdıktan sonra, Anadolu'yu da birbirine katmak için kendi fikirlerinde bir kabine getirdiler.
 
(…) Halifemizi ellerine aldıktan sonra memleketimizdeki Müslümanların silahlarını tamamen ellerinden alacaklar, ticaret ve iktisadî işlerde Müslümanlara baskı yapıp malum vasıtalarıyla Müslümanları fakir ve aciz bir hale koyacaklar…
 
Milletin ve İslam'ın namus ve haysiyeti ile hayat hakkı için haykıran Türkiye Müslümanlarını böylece yok edebilirse, Hindistan'a dönüp diyecek ki: 'İşte halife elimizde, bağımsızlık davasında olan bu Türkiyeliler birbirlerini parçaladılar. Barış ve sükun tesisi için İngiltere gelip bu memleketi işgal etmeye mecbur oldu. İslam için bağımsızlık bitmiştir ve İslam İngiltere'nin boyunduruğu altına girmiştir."
 
Söyler misiniz, her satırında İslam'ın savunucusu olan bu asker, nasıl dinsiz olabilir? (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eseri sh. 547-555)  H: Akın Aydın
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
Muhalefet temkinli, iktidar sessiz
Siyasete girdiğine pişman olmuş
'Hayatımın en büyük hatasıydı'
Gazze’de güvenli nokta kalmadı
Katliam 219'uncu gününde
Annelerin gündemi ekonomik sorunlar
Çalışmayan anneler daha mutlu
Üretici de tüketici de zararda
Patates depoda 4 lira markette 20 lira
Uyarıları dinlemeden denize girdiler
Tatilciler son anda kurtarıldı
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Anneler gününde anne cinneti
9 yaşındaki çocuğunu öldürdü
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor
'10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum'
Acılı annenin buruk günü
Bugün Anneler Günü
Anneler Günü'nüz kutlu olsun
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
Muhalefet temkinli, iktidar sessiz
Siyasete girdiğine pişman olmuş
'Hayatımın en büyük hatasıydı'
Gazze’de güvenli nokta kalmadı
Katliam 219'uncu gününde
Annelerin gündemi ekonomik sorunlar
Çalışmayan anneler daha mutlu
Üretici de tüketici de zararda
Patates depoda 4 lira markette 20 lira
Uyarıları dinlemeden denize girdiler
Tatilciler son anda kurtarıldı
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Anneler gününde anne cinneti
9 yaşındaki çocuğunu öldürdü
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor
'10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum'
Acılı annenin buruk günü
Bugün Anneler Günü
Anneler Günü'nüz kutlu olsun

'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?

Meclis'ten geçmesi halinde Anayasa Mahkemesi iptal kararı verir mi?
12.05.2024 18:17:00 / Güncelleme: 12.05.2024 18:46:28
Atakan Akbal
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
AKP'ye yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesi, yasama yılı bitmeden Meclis'e gelecek olan 9. Yargı Paketi'nde yeni tip casusluk suçları hakkında düzenlemelerin yer alacağını duyurdu.

Haberde, "Türkiye lehine gibi görünüp, aleyhte propaganda yaparak kamuoyu oluşturan etki ajanlarına mercek tutulacak" ifadelerine yer verildi. Ülkenin ekonomik, toplumsal ve kamu düzenini bozanların "etki ajanı" kapsamında değerlendirileceği ve bu kapsama giren suçlar için cezai müeyyidelerin uygulanacağı aktarıldı.

İktidar sessiz, muhalefet temkinli

Yeni Şafak'ın haberine iktidar kanadından bir yalanlama gelmezken, muhalefet ise böyle bir düzenlemenin tehlikesine dikkat çekiyor.

AK Parti iktidarının muhalif kesimleri susturmak için yeni bir yasal düzenleme peşinde olduğunu düşünen muhalefet, sesini yükseltmek için tasarının Meclis'e gelmesini bekliyor. Dezenformasyon Yasası'nda olduğu gibi gazetecileri ve toplumsal muhalefeti susturmak gibi bir amaç sezdiklerini dile getiren muhalefet temsilcileri, böyle bir düzenlemenin Meclis'ten geçmemesi için ellerinden geleni yapacaklarını, Meclis'ten geçmesi halinde de Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaklarını söylüyorlar.

Amaç ne?

Etki Ajanı suçlamasının yeni bir baskı aracına dönüşme riski olduğunu belirten Hukukçu Tuba Torun, "Bu ifade benim hiç hukuki literatürde duymadığım bir ifade. Her yöne çekilebilecek bir ifade" dedi.

Türk Ceza Kanunu'nun 328, 329 ve 339'uncu maddelerinin casusluk faaliyetleri ile ilgili yeterli düzenlemeye sahip olduğunu ifade eden Torun, "Peki böyle bir düzenlemeye neden ihtiyaç duyuluyor? Bu kadar muallak bir kavramın ceza kanununa girmesi oldukça tehlikeli" dedi.


İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 82.93 oldu

İstanbul'a su sağlayan barajlardaki doluluk oranı bugün itibarıyla ortalama yüzde 82,93 olarak ölçüldü

 


12.05.2024 15:05:00 / Güncelleme: 12.05.2024 15:10:08
AA
İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 82.93 oldu
İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 82.93 oldu

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, kente su sağlayan ve azami 868 milyon 683 bin metreküp biriktirme hacmine sahip baraj ve göletlerdeki su miktarı 720 milyon 36 bin metreküp olarak kaydedildi.

Su miktarı Ömerli'de yüzde 93,05, Darlık'ta yüzde 81,61, Elmalı'da yüzde 87,21, Terkos'ta yüzde 91,68, Alibey'de yüzde 59,44, Büyükçekmece'de yüzde 77,53, Sazlıdere'de yüzde 62,53, Istrancalar'da yüzde 55,92, Kazandere'de yüzde 82,62, Papuçdere'de ise yüzde 80,96 olarak ölçüldü.

Melen ve Yeşilçay'dan bu yıl 235,25 milyon metreküp su alındı.

İçme suyu arıtma tesislerinden bu yıl kente verilen su miktarı 393 milyon 29 bin metreküp olarak hesaplanırken, dün İstanbul'a verilen su miktarı ise 3 milyon 3 bin metreküp olarak kayıtlara geçti.

Son 10 yılın doluluk oranları

İSKİ istatistiklerine göre, 12 Mayıs tarihli baraj doluluk oranları
2014'te yüzde 30,26,
2015'te yüzde 94,72,
2016'de yüzde 82,29,
2017'de yüzde 85,54,
2018'de yüzde 88,22,
2019'da yüzde 89,73,
2020'de yüzde 69,15,
2021'de yüzde 77,73,
2022'de yüzde 85,73,
2023'te yüzde 49,42,
bugünkü oran yüzde 82,93 olarak kayıtlara geçti.

Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor

Sınır güvenliği, bir devletin egemenliğinin en temel göstergelerinden biridir
12.05.2024 12:18:00
Hasan Parlak
Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor
Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor
Sınır güvenliği, bir devletin egemenliğinin en temel göstergelerinden biridir. Sınır güvenliği, bir ülkenin toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve halkının güvenliğini koruma açısından hayati öneme sahiptir.

Ulusal güvenliğin sağlanması, ekonomik istikrarın korunması ve toplumsal huzurun devamı için kritik bir öneme sahiptir.

Küreselleşen dünyada, sınırların korunması daha da zorlaşmakta ve devletler bu meydan okumaya karşı yeni tedbirler geliştirmek zorunda kalmaktadır.

Sınırlar, yalnızca coğrafi çizgiler değil, aynı zamanda kültürel, ekonomik ve siyasi etkileşimlerin merkezidir. Sınır güvenliği, kaçakçılık, yasa dışı göç, terörizm gibi tehditlere karşı koruma sağlar ve ulusal güvenlik için stratejik bir rol oynar.

Alınacak Tedbirler

Fiziki Güvenlik Önlemleri: Sınır hattı boyunca duvarlar, çitler ve gözetleme kuleleri gibi fiziki engellerin inşası.

Teknolojik Yatırımlar: İleri gözetleme teknolojileri, dronlar, termal kameralar ve hareket dedektörleri gibi teknolojik araçların kullanımı.

Eğitim ve İstihbarat: Sınır güvenlik personelinin eğitimi ve istihbarat kapasitesinin artırılması.

Uluslararası İş Birliği: Komşu ülkelerle iş birliği ve koordinasyon içinde çalışarak sınır güvenliğini artırmak.

Hukuki Düzenlemeler: Sınır ihlallerine karşı caydırıcı yasal düzenlemelerin yapılması ve uygulanması.

Entegre Sınır Yönetimi: Sınır yönetiminde kurumlar arası ve uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi.

Sınır güvenliği, devletlerin bekası için kritik bir öneme sahiptir. Çeşitli tehditlere karşı etkili bir koruma sağlamak için fiziki, teknolojik, eğitim ve hukuki tedbirlerin yanı sıra, uluslararası iş birliği ve entegre sınır yönetimi yaklaşımları da büyük önem taşır.

Bu tedbirler, sınırların ve devletlerin güvenliğini sağlarken, aynı zamanda insan, sermaye ve malların yasal serbest geçişlerini kolaylaştırarak refah ve ekonomiye katkı sağlar.

Sedyeden kalktı, doktora saldırdı

İstanbul'da motosiklet kazasında yaralanan genç, kendisine koridorda sedyenin üstünde müdahale etmek isteyen doktora saldırdı. Sedyenin üzerine çıkarak doktora tekme atan ve hastaneyi birbirine katan saldırgan gözaltına alındı. O anlar kameralara yansıdı
12.05.2024 12:02:00
İhlas Haber Ajansı
Sedyeden kalktı, doktora saldırdı
Sedyeden kalktı, doktora saldırdı
İstanbul'da motosiklet kazasında yaralanan genç, kendisine koridorda sedyenin üstünde müdahale etmek isteyen doktora saldırdı. Sedyenin üzerine çıkarak doktora tekme atan ve hastaneyi birbirine katan saldırgan gözaltına alındı. O anlar kameralara yansıdı.

Olay, önceki gün saat 16.00 sıralarında Şişli Okmeydanı Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Hastanesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Eyüpsultan Topçular Mahallesi'nde motosiklet kazası geçiren Enes Mehmet Özkul ve akrabası B.Ö. ambulansla hastaneye kaldırıldı.

Genç acil serviste sedyenin üstünde beklediği esnada acil serviste görevli doktor Orkun Işık müdahale etmek istedi. Ancak hasta yakınları ile doktor arasında "koridorda sedye üzerinde müdahale" nedeniyle tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine sedye üzerinde ayağa kalkan Enes Mehmet Özkul, doktora saldırdı. Güvenliğin araya gitmesiyle kavga sonlandırıldı. Polis ekipleri şahsa saldıran genci ve akrabasını gözaltına aldı. Adliyeye sevk edilen iki şahıs adli kontrolle serbest kaldı.

Yaralı gencin sedyede ayağa kalkın doktora saldırdığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.