Dink'in "arka plan katilleri" kendilerini ele veriyorlar

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni "Hrant Dink, siyasi bir cinayet"e kurban gitti. Ailesine, yakınlarına ve mesai arkadaşlarına başsağlığı diliyorum. Bu hunharca saldırı, uzun müddet konuşulacak? Gazetemizdeki dünkü makalesinde Abdullah Kibarlı, olay sonrası bazı yetkili ağızların ve kimi medyanın sunumlarındaki çelişkilere dikkat çekti? Bu ipuçları ve çelişkilerle, Dink'in "arka plan katilleri"nin kimler olduğunu adeta gösterdi. Hunharca cinayetin "dahilî ve haricî" bazı akıl hocaları ve kimi arka plan mühendisleri, yorumlarındaki ipuçlarıyla, sergiledikleri çelişkilerle ve "Dink'in ölümünden elde etmek istedikleri" hasılat ile kendilerini ele veriyorlar.Herkes bilir ki, bu tip siyasi cinayetlerde "elde edilmek istenen bir maksada matuf"tur. Katil ve katil zanlıları, senaryoda figürandır. Asl olan ise katil zanlılarının figürlerinden ve işlenen hunharca cinayetten beslenmek isteyenlerdir. Dolayısıyla "cinayeti üstlenen"in veya katil zanlılarının kimler olduğundan ziyade; "hunharca işlenmiş böylesi bir cinayet "ten kimler beslenmek istemektedirler, kimler "ölüden medet ummaktadır"lar, kimler "Dink'in ölümünden politik veya jeo-politik pirim devşirmek" istemektedirler? Asıl bunları görmek lazım, bunları keşfetmek lazımdır.Bu bağlamda cinayetin gerçek faillerini, "Dink'in sımsıcak bedeni henüz yerden kaldırılmadan" ekranlara tüneyip "hedefledikleri hedefleri ima ve işaret eden" politik ve medyatik kimi ekran baykuşlarının gölgelerinde aramak lazım gelir. Aksi takdirde, papaz cinayetinde olduğu gibi olay, ya "birkaç tetikçi çocuğun" sırtında kalır, ya da fail-i meçhuller galerisindeki yerini alır.O halde, cinayeti aydınlatacak düğüm noktası, "Dink cinayeti"nden kimlerin beslenmeye çalıştığıdır?Bir başka gerçek daha var? Bu yüce milletin, kültüründe ve tarihinin hiçbir döneminde "kalleşçe" bir öldürme olayına rastlanmaz.  Ancak Amerika ve Batı'nın tarihine ve bugününe baktığımız zaman, kalleşliklerle, katliamlarla, sömürülerle, arkadan vurmalarla doludur. Nitekim işgal altındaki Irak'ın 700 bin insanın hunharca katliamı bunun en açık örneğidir. Yıllarca kendi senaryolarında "kullandıkları" Saddam'ın, bayram seyran denmeden idam edilmesi ortadadır.Şayet Dink cinayetinin "arka plandaki asıl faillerin ve cinayet masasının başındaki mühendislerin" gerçekten keşfedilmesi isteniyorsa; onlar "vahşi Batı ve vahşi BOP"un kapsama alanında aranmalıdır, BOP'un uygulayıcıları ve bölgemizdeki taşeronları arasında aranmalıdır? Bu kalleşçe cinayet, vahşi Batı ve BOP kültürünün beslemelerinin mahsulüdür; Türk milletinin kültür ve medeniyetinin değil...Dink'in bedeni henüz yerden kaldırılmadan ekranlara tüneyip; "Bu cinayet milliyetçilerin işi, mukaddesatçıların işi, vatan satılıyor diyenlerin işi, misyonerlik karşıtı söylemcilerin işi; o halde bunlar derhal derdest edilmeli, bunların vatana-millete ve devlete sahip çıkmalarına son verilmeli?" diye çıkış yapmak suretiyle "Dink'in ölüsünü birilerinin sırtına yıkmak isteyen"ler, hakikatte kendilerini ele veriyorlar. Dink cinayetinden politik, jeo-politik ve teo-politik yağ çıkartmaya çalışanlar, kendi foyalarını ortaya koyuyorlar? Yani, bu cinayet, Dink'in ölüsünden "kendileri için güya bir şeyler devşirmeye kalkışan" ABD, AB, Vatikan ve Ermeni diasporasının ve onların "Türkiyeli taşeronları"nın "ortaklaşa" eseridir? Ülkemize ve coğrafyamıza göz dikmiş küresel odakların sözcüsü kimi Türkiyeli politikacı ve medya baykuşları, hiiiç, kafalarını sağa-sola çevirip durmasınlar; aynanın ve Dink'in tabutunun karşısına geçip kendilerini ve eserlerini seyretsinler.Bu iş "ulus devlet tehdit altında", vatan satılıyor, millet bölünüyor, diye feryat edenlerin işidir bühtanını ekranlardan ve gazete köşelerinden servis kimi "devlet koltuğu edinmiş kimi erkan", açıkça soruyorum, acaba MİT'i mi itham ediyorlar? Çünkü, henüz önceki hafta, MİT Müsteşarı, "ulus devlet tehdit altında" diye çıkış yapmıştı? Bu kadarına da pes doğrusu?Böylesi "hunharca cinayetler"den istenen hasılat elde edilebilir mi; el-cevap, hayır? Hiç kimse, "vatanın ecnebilere satıldığı gerçeği"nin milletimiz tarafından anlaşılmasını, "hunharca cinayetler" ile, engelleyemez. Çünkü Türkiye'nin toprakları satılıyor, milletimiz 36 etnik parçaya bölünmeye çalışılıyor; artık milletimiz de bunu biliyor. Milletimiz AB'ye ve AB'cilere, IMF'ye ve IMF'cilere, işgalcilere ve onların Türkiyeli stratejik ortaklarına "hayır" demeye karar vermiştir.Hiç kimse, "ulus devletin tehdit altında olduğunun ve Lozan'ın rafa kaldırıldığının milletimiz tarafından öğrenilmesi"nin önüne, "hunharca cinayetler" ile geçemez. Çünkü MİT Müsteşarı bile en üst ağızdan bunu haykırıyor; artık milletimiz de bunu biliyor.Şimdi anladınız mı; Dink'in gerçek arka "plan katil"leri kimmiş, hunharca cinayetlerindeki hesaplar neymiş?Dink cinayetinin arka plandaki katilleri; işgalci ABD karşısında, bölücü AB önünde, yayılmacı İsrail ve sömürücü IMF karşısında Türk milletinin onurlu duruşunu "Dink cinayeti"nin balçığıyla sıvayarak; onun vatanına, milletine, yer altı ve yerüstü kaynaklarına, medeniyetine ve bağımsızlığına sahip çıkmasını hazm edemeyen harici ve dahili bedhahlardır. Dink cinayetinin "arka plandaki katil"leri; emellerini "müstevli"lerin, AB'nin, ABD'nin, İsrail'in, IMF'nin ve Vatikan'ın politik, jeo-politik ve teo-politik emelleriyle tevhid edenlerdir? "Canavarla parçalar gelip seninle hüngür hüngür ağlar" türünden vaziyetle kimi ekranlardan yırtınanlardır katil zanlısının arkasındaki eller.