Neresinden başlasam sapı elimde kalacakmış gibi geliyor. Ofer meselesi, hükümetin şimdiye kadar bazen ustalıkla bazen acemice saklamaya çalıştığı, kendilerine biçilen asıl misyonun, takiyyeyi takiyye metoduyla bile artık saklanamayacağının dönüm noktası olacak. Halkın gönlünde zaten bitmiş Tayyip efsanesinin çöküşünün kamuoyunun ortak vicdanında alenileşmesi de diyebiliriz buna. Olayın içeriğinin, şeffaflık adına bir yüz karası olmasını bir kenara bıraksak bile, yüzde 34 oyla iktidar koltuğuna oturtulan bir başbakanın, dört kez görüştüğü tespit edilmiş bir yahudi sermaye grubuyla görüştüğünü önce inkar etmesi daha sonra bir kez görüştüm demesi, başka bir ülkede belki de istifa nedenidir. Başbakan her fırsatta en çok parayı veren ihaleyi kazanır diyor ama uygulama, yangından mal kaçırır gibi yapılıyor. % 14'ü Ofer Grubu'na satılan Tüpraş Hisseleri'nin satış sürecinin, satış kararının alınmasından itibaren 3 günde tamamlanması, zaman verilse bu konuda hazırlık yapabilecek, belki daha fazla ödeyebilecek bir çok şirkete haksızlık değil mi? Düşünün, bir sermaye grubu 2002'den beri bu satış için başbakan ile kulis yapıyor, başka kimsenin haberi yok. Bu grup 3 yılda gerekli hazırlığı yapıyor ve 1 Mart 2005 sabahı saat 02:00 da bakanla yapılan görüşme sonrası bakan satış talimatını veriyor. Satış 3 gün içinde gerçekleşiyor. Yangından mal bile bu kadar hızlı kaçırılamaz. Başbakan Erdoğan, ben her yerde iş adamlarıyla görüşürüm, ülkeme yatırım için davet ederim, bu bizim vazifemiz diyerek kendini savuna dursun, bunun bir yatırım daveti değil, eldeki mal tanıdığa gitsin operasyonu olduğu aşikar. Aşikar olan bir başka şey de, bu iktidarın "tanıdık, dost" derken, sürekli cesaret ödülleri aldıkları yahudi lobilerini ve sermayesini kastettiği. Bu konuda toplumdaki çelişki katsayısı sıfır, yani herkes hemfikir. Tabi cesaret ödülü verecekler, binlerce yıllık gelenekleri batı lehine millet aleyhine korkusuzca halleden, ekonomisini hızla uçuruma, kültürünü protestan limanına taşıyan bir iktidara bu kadar ödül az bile.Aynı grubun Galataport ihalesini de oldu bittiyle sonuçlandırması yüzünden çıktı bu çıngar. Türkiye'nin en büyük holdingi olan Koç Holding'in sahibi Rahmi Koç, Galataport satışının bu şartlarda yapılacağını bilmediğini, aksi taktirde cebinden verip bu ihaleyi kazanacağını söyledi. Nasıl olur da, birilerine şartları önceden bilip buna göre hazırlık yapma imkanı tanınırken, diğerleri eksiz yada yanlış bigilendirilebiliyor. Hükümet, bu satışlardan elde edilen gelir faiz kuyusuna dökülüyor, her yıl bütçeye önemli katkılar yapan bu kuruluşları üç yıllık karı fiyatına satmayın, gelecek yıl ne satacaksınız şeklindeki eleştirilere yanıt verirken tutunduğu tek dal satışların güya bütçeye katkı yaptığı, tüccar bir zihniyetle en fazla parayı verene bu satışların yapıldığıydı. İşte Ofer olayı özelleştirme için bu sebeple bir milattır. Adil olmayan şartlarda yapılan ihalelerde en yüksek fiyatın ortaya çıkmayacağı malumdur. Öyleyse bu ihalelerin niçin yapıldığı sorusu hale havadadır.Türk Milleti özelleştirme ihaleleri pazarlıklarının ülkemizde yapıldığını sanıyordu. Provanın daha önce Davos'ta, Brüksel'de, Washington'da yapıldığını nereden bilsin. Nereden bilsin Sammy Ofer'in mektubunda Başbakan Erdoğan'a methiyeler dizip, "icraatlarınız bizi her geçen gün daha da heveslendiriyor" dediğini. Nereden bilsin?
Serdar Peker / diğer yazıları
- Domuz jeltini / 09.07.2012
- Dış ticaret ve futbol endüstrisi / 20.06.2012
- Tüketim kabiliyeti / 03.06.2012
- 21. yüzyıl ve paranın hürriyeti / 25.04.2012
- 21. yüzyıl ve paranın işlevi / 12.04.2012
- Belirleyici olan kabullerdir / 06.03.2012
- MEM presi altında kapitalizm / 18.02.2012
- Ekonomide belirlilik / 23.04.2010
- Reel faiz gerçekten reel mi? / 19.10.2007
- Dolardan Kaçışın Akıbeti / 04.10.2007
- Dış ticaret ve futbol endüstrisi / 20.06.2012
- Tüketim kabiliyeti / 03.06.2012
- 21. yüzyıl ve paranın hürriyeti / 25.04.2012
- 21. yüzyıl ve paranın işlevi / 12.04.2012
- Belirleyici olan kabullerdir / 06.03.2012
- MEM presi altında kapitalizm / 18.02.2012
- Ekonomide belirlilik / 23.04.2010
- Reel faiz gerçekten reel mi? / 19.10.2007
- Dolardan Kaçışın Akıbeti / 04.10.2007