Allah dostlarını pek seven irfan sahibi bir ihtiyar, birgün Hocasını ziyârete gider. Ancak erenler huzuruna girer girmez düşüp bayılır... Onu içeriye buyur edip huzura iletecek olanlar da telaşla üzerine su döküp ayılmasını temin ettikten sonra:- Hemen bir doktor çağıralım.Dediklerinde ihtiyar, bitkin bir hâlde şöyle müdâhale etti:- Yok oğlum! Doktor filân çağırmayın; hâlimin maddî bir hastalıkla alâkası yok! Topkapı'dan Erenköy'e gelene kadar yollarda rastladığım isyân ehli ve isyân yerlerindeki kasvet tesir etti ve bu tertemiz kapıdan girip içerideki maneviyata nâil olunca da gönlüm o tesirlere dayanamadı. Buradaki mânevî iklîmin bereketi ve erenler himmetiyle birazdan hiçbir şeyim kalmaz.HikmetlerHâsılı, gâfillerden nasıl menfî tesirler zuhûr edip kalbi daraltıyorsa, sâlihlerden de müsbet ve feyizli tesirler hâsıl olup gönlü ferahlatmaktadır. Bu bakımdan gönül erbâbı, hâllerini muhâfaza için mümkün olduğu kadar gâfillerden uzak, sâlihlere yakın olmalıdır. Bu meyanda Hazret-i Dâvûd, Cenâb-ı Hakk'a zaman zaman şöyle ilticâ eylerdi:- Allâh'ım, beni gâfillerin meclisine yönelmiş görürsen, daha oraya varmadan ayaklarımı kır ki, onların yanına gidemeyeyim. Böyle yapman, benim için büyük bir lütuf olur...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.