Eylem Tok ve oğlu hakkında kırmızı bülten çıkarıldı
Eyüpsultan'da trafik kazası sonucu Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturmada yurt dışına kaçan yazar Eylem Tok ile 17 yaşındaki oğlu hakkında kırmızı bülten çıkarıldı.
23.05.2024 10:24:00 / Güncelleme: 23.05.2024 10:41:14
İhlas Haber Ajansı
Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C.'nin karıştığı trafik kazası sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybetmesine ve anne oğulun ABD'ye kaçmasına ilişkin soruşturma sürüyor.
Kırmızı bülten kararı
Soruşturma çerçevesinde 7 Mart tarihinde anne ile oğlu hakkında kırmızı bülten çıkarılması talep edilmişti. Buna ilişkin hazırlanan formlar düzenlenerek Adalet Bakanlığı'na gönderilmişti. Taleplerin değerlendirilmesinin ardından şüpheli Tok ile oğlu hakkında kırmızı bülten çıkarıldı.
Olayın geçmişi
Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de iddiaya göre yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C., saat 23.50 sıralarında 34 EEG 06 plakalı araçla seyir halindeyken yol kenarında arıza nedeniyle park halinde bulunan 3 adet ATV tipi araca çarpmış, kaza sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Acı hayatını kaybederken orada bulunan diğer kişiler yaralanmıştı.
Kazanın ardından polis ekiplerinden önce olay yerine gelen anne Eylem Tok, oğlu T.C.'yi olay yerinden kaçırmış, ekiplerce yapılan incelemeler sonucunda anne ile oğlunun ertesi gün saat 03.50 sıralarında İstanbul Havalimanı'ndan Mısır'a çıkış yaptıkları tespit edilmişti.
Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde ise aynı gün şüpheli Eylem Tok hakkında 'suçluyu kayırma' suçundan, şüpheli T.C. hakkında 'bir kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak' suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılırken, kırmızı bülten çıkarılması da talep edilmişti. Soruşturma çerçevesinde daha sonra şüphelilerin ABD'ye kaçtıkları ortaya çıkmıştı ve iade talebinde bulunulduğu da öğrenilmişti.
Ayrıca baba Bülent Cihantimur'a 'yurt dışına çıkış yasağı' ve 'imza atma' şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmıştı.
Nefret dilinin psikolojik etkileri
Nefret dili, bireylerin veya grupların ırk, cinsiyet, yaş, ulus, din, cinsel yönelim, dil, politik görüş, sosyoekonomik statü, fiziksel veya zihinsel yetenekler gibi özelliklerine dayanarak onlara karşı kullanılan aşağılayıcı, dışlayıcı ve düşmanca ifadeler bütünüdür
23.05.2024 10:00:00
Hasan Parlak
Nefret dili, bireylerin veya grupların ırk, cinsiyet, yaş, ulus, din, cinsel yönelim, dil, politik görüş, sosyoekonomik statü, fiziksel veya zihinsel yetenekler gibi özelliklerine dayanarak onlara karşı kullanılan aşağılayıcı, dışlayıcı ve düşmanca ifadeler bütünüdür.
Bu tür bir dil, genellikle öfke, iğrenme ve düşmanlık duygularını içerir ve hedef alınan kişi veya gruplara karşı şiddeti teşvik edebilir veya onları küçümseyebilir.
Nefret dili, sadece sözlü veya yazılı iletişimde değil, görsel ve işitsel medyada da kendini gösterebilir. Bu dilin kullanımı, toplumsal ayrışmayı ve kutuplaşmayı derinleştirebilir, bireylerin ve grupların temel insan haklarına zarar verebilir ve toplumun genel huzurunu bozabilir. Nefret dilinin önlenmesi, toplumsal barış ve uyumun korunması için kritik öneme sahiptir.
Nefret dilinin psikolojik etkileri oldukça geniş bir yelpazeye sahip olup, bireylerin duygusal ve zihinsel sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. İşte nefret dilinin bazı psikolojik etkileri:
Depresyon ve anksiyete: Nefret dolu söylemler, bireylerde depresyon ve anksiyete bozuklukları riskini artırabilir.
Düşük özsaygı: Sürekli olarak negatif ve aşağılayıcı ifadelere maruz kalmak, bireylerin özsaygısını zedeleyebilir.
Sosyal izolasyon: Nefret söylemi, kişilerin sosyal çevreleriyle ilişkilerini olumsuz etkileyebilir ve sosyal izolasyona yol açabilir.
Bağımlılık: Bazı bireyler, nefret söylemiyle başa çıkmak için alkol, madde kötüye kullanımı gibi zararlı bağımlılıklara yönelebilir.
Fiziksel sağlık sorunları: Kronik stres ve duygusal zorluklar, yüksek tansiyon, sindirim sorunları ve bağışıklık sistemi sorunları gibi fiziksel sağlık sorunlarına yol açabilir.
Öfke ve şiddet: Nefret söylemi, öfke ve şiddet eğilimlerini artırabilir, bu da bireylerin sosyal ilişkilerine ve toplumun genel huzuruna zarar verebilir.
Bu etkiler, nefret dilinin sadece bireysel düzeyde değil, toplumsal düzeyde de ciddi sonuçlar doğurabileceğini göstermektedir. Bu nedenle, nefret söyleminin önlenmesi ve bireylerin bu tür olumsuz etkilerden korunması için toplumsal ve bireysel düzeyde önlemler alınması önemlidir.
Nefret dilini önlemek için toplumsal ve bireysel düzeyde atılması gereken adımlar
Eğitim ve farkındalık: Nefret dilinin zararları konusunda toplumun her kesiminde farkındalık yaratmak için eğitim programları düzenlenmelidir.
Empati geliştirme: Farklı kültürler, inançlar ve yaşam tarzlarına karşı empati ve anlayış geliştirmek, nefret dilinin önlenmesinde önemli bir adımdır.
Yasal düzenlemeler: Nefret söylemini kullananlara karşı yasal yaptırımların uygulanması ve bu tür davranışların caydırıcı olması sağlanmalıdır.
Medya sorumluluğu: Medya kuruluşlarının sorumlu yayıncılık yapması ve nefret dilini körükleyen içeriklerden kaçınması gerekmektedir.
Sivil toplum inisiyatifleri: Sivil toplum kuruluşlarının nefret diline karşı kampanyalar düzenlemesi ve bu konuda toplumsal duyarlılığı artırmaya yönelik çalışmalar yapması önemlidir.
Bireysel farkındalık: Bireylerin kendi dil kullanımlarına dikkat etmeleri ve nefret söylemi içeren ifadelerden kaçınmaları gerekmektedir.
Sosyal medya filtreleri: Sosyal medya platformlarının nefret söylemini filtreleyecek ve engelleyecek teknolojileri geliştirmesi ve uygulaması önem taşımaktadır.
Toplumsal diyalog: Farklı görüş ve inançlara sahip kişiler arasında diyalog ve iletişim kanallarının açık tutulması, nefret dilinin azaltılmasına katkı sağlayabilir.
Bu adımlar, nefret dilinin önlenmesine yönelik etkili bir strateji oluşturabilir ve toplumda daha sağlıklı bir iletişim kültürünün teşvik edilmesine yardımcı olabilir.
Fabrikadaki patlamanın boyutu gün ağarınca ortaya çıktı
Kahramanmaraş'ta bir boya fabrikasının kazan dairesinde meydana gelen patlamanın boyutu gün ağarınca ortaya çıktı. Patlayan kazan ve çevresini kopmuş demir parçaları sardı.
23.05.2024 08:51:00 / Güncelleme: 23.05.2024 08:55:03
İhlas Haber Ajansı
Olay, Dulkadiroğlu ilçesi Karacasu Kırım Mahallesi'ndeki Canka kumaş ve boya fabrikasında meydana geldi.
Fabrikanın kazan dairesinde henüz belirlenemeyen bir nedenle meydana gelen patlama geniş bir alanda süpersonik ses etkisi yaptı.
Deprem etkisi oluşturan ses sonrası binlerce kişi sokaklara çıktı. İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri yaralıları enkazdan kurtarıp sağlık ekiplerine teslim etti.
Hastaneye kaldırılan işçilerin sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.
Patlamanın boyutu ise gün ağarınca ortay açıktı. Kazan dairesinde meydana gelen patlama sonrası kopan demir parçalarının etrafa saçıldığı görüldü.
Patlamayı duyduğunu ifade eden Kasım Yaşar, 'Haberleri izliyordum, ses gelince geldik baktık. Deprem zannettik. Buraya geldiğimizde kazanın patladığını ve 3 kişinin yaralandığını öğrendik' dedi.
Fabrikada kazan patladı, 3 işçi yaralandı
Kahramanmaraş'ta bir boya fabrikasının kazan dairesinde meydana gelen patlamada 3 işçi yaralandı. Deprem etkisi oluşturan patlama geniş bir alanda duyuldu.
23.05.2024 01:40:00 / Güncelleme: 23.05.2024 06:46:16
İhlas Haber Ajansı
Olay, Dulkadiroğlu ilçesi Karacasu Kırım Mahallesi'ndeki Can-ka kumaş ve boya fabrikasında meydana geldi.
Fabrikanın kazan dairesinde henüz belirlenemeyen bir nedenle patlama yaşandı. Patlama çevrede adeta deprem etkisi oluşturdu.
Patlama yaşanan alanın çevresindeki konutlar ve konteyner kentlerdeki vatandaşlar gürültünün sesi ile sokaklara çıktı.
İhbar üzerine olay yerine ilk gelen ekip itfaiye oldu. Can pazarının yaşandığı alanda işçileri tek tek kurtaran itfaiye ekipleri sağlık ekiplerine teslim etti.
Necip Fazıl Şehir Hastanesi'ne kaldırılan işçilerin sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.
Öte yandan sesi duyan çevredeki vatandaşlar ise fabrika etrafında toplandı.
3 kişinin yaralandığı olayda arama çalışmaları tamamlandı.
Polis ekipleri olay sonrası inceleme başlattı.