logo
23 MAYIS 2024

Deprem uzmanı uyardı: 'Şırnak, deprem bölgesinde'

Şırnak Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Behram Uğur; Adıyaman, Bitlis ve Hakkari arasında bulunan yerleşim yerlerinin deprem bölgesinde olduğunu, Şırnak'ın diri fay hattı üzerinde olduğuna dikkat çekti
12.05.2024 12:03:00
İhlas Haber Ajansı
Deprem uzmanı uyardı: 'Şırnak, deprem bölgesinde'
Deprem uzmanı uyardı: 'Şırnak, deprem bölgesinde'
Şırnak Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Behram Uğur; Adıyaman, Bitlis ve Hakkari arasında bulunan yerleşim yerlerinin deprem bölgesinde olduğunu, Şırnak'ın diri fay hattı üzerinde olduğuna dikkat çekti.

6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 ili etkilen depremin ardından, Türkiye'de diri fay hattı haritası güncellendi. Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Behram Uğur, daha önce Şırnak'tan geçen ve aktif olmayan 2 farklı fay hattının olduğu, 2012 yılında Şırnak'ta meydana gelen 2 deprem ile birlikte bu fay hatlarının aktif hale geldiği ve güncel diri fay hattı haritasının yeninden çizildiğini öne sürdü.

Türkiye'nin bir deprem bölgesi olduğunu hatırlatan Dr. Uğur, "Bölgemizde de aktif faylar mevcut. Doğu Anadolu fayı dediğimiz, Türkiye'nin en önemli iki fay hattından bir tanesi. Bunun dışında Güney Doğu Anadolu bindirme fayı dediğimiz bir fay hattı var. Bu da Bitlis ile Zagros bindirme kuşağı olarak geçiyor. Bu noktada Bitlis ile Adıyaman ve Hakkari arasındaki bütün bölgelerde bu fay hattına dahil oluyor.

Bunun dışında bizim Şırnak ilini ilgilendiren bir başka fay hattı da, Cizre fay hattı. Bu da 2012 yılı öncesinde aktif olmayan bir fay olarak değerlendirilirken, 2012'de yaşanan Silopi ve Uludere depremlerinden sonra bu fay hattı da 2013'teki aktif fay haritasında güncellendi. Artık diri yani aktif fay hattı olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla Şırnak fay hatlarına yakın bir lokasyonda bulunduğu için deprem tehlikesi mevcut olduğu bir bölgede" dedi.

Bina yapımında C30 olarak sınıflandırılan beton ve inşaat demirinin kaliteli olması gerektiğini, bina rejitilerinin arttırılması için mutlaka perde beton kullanılması gerektiğine dikkat çeken Dr. Uğur, şöyle konuştu:



"Bizim önceliğimiz yeterli dayanımda malzeme kullanılması. Ne demek bu' Örneğin bir beton numunenin, kullanacağımız beton malzemenin yapının taşıyıcı sistemlerin deki uygun mukavemete sahip olması gerekmekte. Örneğin C30 olarak sınıflandırıyoruz. Bu ne demek' Beton numunesinin 30 megapaskallık bir basınç etkisine dayanabilmesi. Bunun dışında kullanılan halk arasında inşaat demiri olarak bilinen donatılarında belirli standartlarda, standartlara uygun bir şekilde olması gerekmekte. Yeterli dayanımdan sonra, yeterli rijitlik dediğimiz bir kavram var. Yeterli rijiklikte kaba tabirle yapının deprem ya da yanal kuvvetler etkisinde yer değiştirme yapmaya gösterdiği direnç olarak algılanıyor.

Bu aşamada bizim yapının rejitini arttırmamız için betonarme perde kullanımına gitmemiz gerekiyor. Nedir betonarme perde' Düşey taşıyıcı, kolonun büyük ölçülü, büyük ebatta olduğu, yani kaba tabir ile büyük ölçülü kolon diyebiliriz. Bunların kullanılan yapının deformasyonlara karşı dayanımı direncini arttırıyor. Dolayısı ile deprem esnası salınımda yer değiştirmesini de sınırlıyor. Bir başka konu da süneklik. Süneklikte yapı elemanlarını nasıl ki bir lastiği tutup çektiğimiz zaman kopmadan belirli bir miktar uzayabiliyorsa bizim bazı elemanlarımız da bu şekilde esneme yapmasını istiyoruz. Büyük deprem kuvvetleri altında. Buda ani göçmeleri engelliyor. Dolayısı ile can güvenliğinin sağlanmasına yarayan bir husus.'

İçişleri bakanlığı tarafından 6 Şubat'ta meydana gelen depremin ardından görevlendirilerek, deprem bölgesindeki yapıları incelediklerini aktaran Dr. Uğur, '6 Şubat depremlerinden hemen sonra, mart ayında İçişleri Bakanlığının görevlendirmesi ile natamam binaların devam edip etmeyeceğine karar vermek için raporlar oluşturmak üzere görevlendirildik. Orada sadece natamam binalar değil, bütün bina stoğunu inceleme fırsatımız oldu. İlk gittiğimizde gördüğümüz manzara içler acısıydı.

Yapı stoğunun büyük çoğunluğu eski binalar oluşturmaktaydı. Bu eski binaların da herhangi bir mühendislik hizmeti almadığı kanaatini getirdik. Çünkü kullanılan malzemeler, yapılan uygulamaların gerçekten deprem yönetmeliklerine hiçbir şekilde uyumlu olmadığını tespit ettik. Yeni yapılan binalarda, kontrolünü sağladığımız binaların çoğunluğunda fazlaca bir kusur olmadığını tespit ettik. Buda şu anlama geliyor. 2018 deprem yönetmeliğine uygun bir şekilde yapılan binaların diğerlerine nazaran daha güvenli olduğunu söylemek mümkün" diye konuştu.
Netanyahu Almanya'ya giderse tutuklanacak
'Biz kanunlara uyarız'
Yaklaşım farkı ortaya çıktı
Gündem sokak hayvanları
Erdoğan'ın seferberlik yetkisi ne anlama geliyor?
Şahsi ihtiraslar için kullanılırsa...
TCMB faiz kararını açıkladı
Merkez Bankası faizi değiştirmedi
Orman yangını mevsimi geldi
Hava filosu ne durumda?
Senegalli Süleyman ve arkadaşları sınır dışı edilecek
'Günde 5 bin 500 TL kazanıyorum' demişti
Interpol'ün aradığı 2 kişi İstanbul'da yakalandı
Ülkemiz yolgeçen hanına döndü!
Türkiye'nin konuştuğu firarda yeni adım
Sonunda kırmızı bülten çıkarıldı
Taraftarlar deplasman takımının otobüsünü taşladdı
Takımın iki kalecisi başından yaralandı
'Halkla ilişkiler ile gazetecilik faaliyetini ayırmalıyız'
Roma gezisine mesleki tepki
Bağ evindeki patlamada 5'i jandarma 7 kişi yaralanmıştı
Tokat'taki patlamada yaralanan kişi öldü
Cumhurbaşkanı talimat verdi
Ramallah'ta büyükelçilik açılacak
Norveç, İrlanda ve İspanya'dan Filistin'i tanıma kararı
Netanyahu çıldırdı
Acı haber şehidin ailesine verildi
Pençe-Kilit Operasyonundan şehit haberi
Fabrikadaki patlama deprem etkisi yarattı
Kazan patladı, 3 işçi yaralandı
Netanyahu Almanya'ya giderse tutuklanacak
'Biz kanunlara uyarız'
Yaklaşım farkı ortaya çıktı
Gündem sokak hayvanları
Erdoğan'ın seferberlik yetkisi ne anlama geliyor?
Şahsi ihtiraslar için kullanılırsa...
TCMB faiz kararını açıkladı
Merkez Bankası faizi değiştirmedi
Orman yangını mevsimi geldi
Hava filosu ne durumda?
Senegalli Süleyman ve arkadaşları sınır dışı edilecek
'Günde 5 bin 500 TL kazanıyorum' demişti
Interpol'ün aradığı 2 kişi İstanbul'da yakalandı
Ülkemiz yolgeçen hanına döndü!
Türkiye'nin konuştuğu firarda yeni adım
Sonunda kırmızı bülten çıkarıldı
Taraftarlar deplasman takımının otobüsünü taşladdı
Takımın iki kalecisi başından yaralandı
'Halkla ilişkiler ile gazetecilik faaliyetini ayırmalıyız'
Roma gezisine mesleki tepki
Bağ evindeki patlamada 5'i jandarma 7 kişi yaralanmıştı
Tokat'taki patlamada yaralanan kişi öldü
Cumhurbaşkanı talimat verdi
Ramallah'ta büyükelçilik açılacak
Norveç, İrlanda ve İspanya'dan Filistin'i tanıma kararı
Netanyahu çıldırdı
Acı haber şehidin ailesine verildi
Pençe-Kilit Operasyonundan şehit haberi
Fabrikadaki patlama deprem etkisi yarattı
Kazan patladı, 3 işçi yaralandı

Kudüs'te öldürülen imam Hasan Saklanan Şanlıurfa'da defnedildi

Kudüs'te İsrail polisi tarafından öldürülen imam Hasan Saklanan'ın cenazesi, memleketi Şanlıurfa'da defnedildi.
23.05.2024 17:05:00 / Güncelleme: 23.05.2024 17:09:56
İhlas Haber Ajansı
Kudüs'te öldürülen imam Hasan Saklanan Şanlıurfa'da defnedildi
Kudüs'te öldürülen imam Hasan Saklanan Şanlıurfa'da defnedildi
Kudüs'te İsrail polisi tarafından öldürülen Şanlıurfalı imam Hasan Saklanan'ın (34) cenazesi, 23 gün sonra kurulan diplomasi çalışmalarının ardından hava yolu ile memleketi Şanlıurfa'ya getirildi.

GAP Havalimanında ailesi tarafından teslim alınan cenaze, yüzlerce araçlık konvoy ile Şanlıurfa Adli Tıp Kurumu Morguna götürüldü. Burada otopsi işlemleri yapılan cenaze yakınlarına teslim edildi.

Cenaze, merkez Eyyübiye ilçesindeki Eyüp Peygamber Camisine götürüldü. İkindi namazının ardından kılınan cenaze namazına imamın yakınları ile birlikte yüzlerce vatandaş katıldı.



Cenazeye katılan vatandaşlar, slogan atarak İsrail'e tepki gösterdi. Tekbirler de getiren vatandaşlar, Hasan Saklanan ve Gazze'de hayatını kaybedenler için dua etti.

Cami avlusunda dev Türk ve Filistin Bayrakları açan kalabalık, namazın ardından tabutun üzerini de Filistin Bayrağıyla örttü. Namaz ve duaların ardından imamın cenazesi cami bahçesinde yer alan mezarlıkta defnedildi.



Ne olmuştu?

Şanlıurfa'nın Haliliye ilçesine bağlı Kepez kırsal Mahallesi'nde cami imamı olarak görev yapan 4 çocuk babası 34 yaşındaki Hasan Saklanan, Diyanet İşleri Başkanlı tarafından düzenlenen bir organizasyonla Ürdün'e gitti. Pasaportunu yanına alan Saklanan, kafileden ayrılarak 30 Nisanda Filistin'e geçti. İddiaya göre İsrail polisi, Mescid-i Aksa'ya girmeye çalışan Hasan Saklanan'a fiziki şiddet uygulayarak izin vermedi. Çarşı bölgesinden satın aldığı bıçakla polise saldıran Saklanan, vurularak öldürülürken İsrail polisi ise yaralandı.
Hasan Saklanan'ın naaşı, adli soruşturmanın tamamlanmasının ardından Tel Aviv Büyükelçiliği tarafından teslim alınarak Türkiye'ye getirildi.

Bingöl'de 33 silahsız askerin şehit edilmesinin acısı dinmedi

Bingöl'de 33 silahsız erin şehit edilmesinin üzerinden 31 yıl geçerken, Konyalı şehit Mevlüt Özkan'ın annesinin acısı halen devam ediyor.
23.05.2024 15:17:00 / Güncelleme: 23.05.2024 15:20:03
İhlas Haber Ajansı
Bingöl'de 33 silahsız askerin şehit edilmesinin acısı dinmedi
Bingöl'de 33 silahsız askerin şehit edilmesinin acısı dinmedi
Bingöl'de 24 Mayıs 1993 yılında sivil ve silahsız bir şekilde bölücü terör örgütü PKK mensupları tarafından 33 erin şehit edilmesinin üzerinden tam 31 yıl geçti ama acısı halen hafızalardan silinmedi.

Malatya'dan otobüslere binen 33 silahsız er Elazığ-Bingöl kara yolu üzerinde teröristler tarafından otobüsleri durduruldu. Otobüsteki askerler rehin alındıktan sonra da şehit edildi. 31 yıl geçmesine rağmen yaşadığı acıyı hep hisseden şehit Mevlüt Özkan'ın annesi Havva Özkan, oğlunun kabrini ziyaret ederek dua etti.

'Silahsız, savunmasız 33 askerimizi Malatya'dan bindiriyorlar'

Şehit edilen Mevlüt Özkan'ın annesi Havva Özkan (70), 'Olay 1993 yılında oldu. Konya'dan çocukları bindirdik. Ertesi gün acı haberini aldık. Hepimiz yıkıldık. Babası kalp hastasıydı. Babası vefat edeli 9 sene oldu. Ben ve 2 kardeşi varız. Acısı ile tatlısı ile hayat geçiyor. 30 sene oldu. Allah geride kalanlara ömür versin. Silahsız, savunmasız 33 askerimizi Malatya'dan bindiriyorlar. Cani bir şekilde çocukların önünü kesiyorlar. Koyunları canavarların önüne teslim ediyorlar. Yapanlar utansın' dedi.



'Kara bulutlar çocukların üstüne çöktü'

Oğlunun şehit olduğu günü anlatan Havva Özkan, 'O gün kara bir gündü. O günün anlatılacak bir yeri yok. Sözün bittiği yerdi, kara bir gündü. Kara bulutlar çocukların üstüne çöktü. 2-3 gün sonra çocukları getirdiler, buraya şehitliğe koyduk. Dünyamız yıkıldı' şeklinde konuştu.

Oğlunun çok iyi bir çocuk olduğunu, oto elektrikçi olarak çalıştığını anlatan anne Özkan, 'Devletimize, askerimize, milletimize herkese teşekkür ederim. Herkes bizim yanımızda bizi yalnız bırakmıyorlar. Hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Hangi kapıya varsam her kapı açıldı. Herkese teşekkür ederim. Devletimizden de milletimizden de Allah razı olsun' diye konuştu.

Türkiye’nin orman yangınlarına hava müdahale gücü ne durumda?

Orman Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz yıl mayıs ayında bazı yangın söndürme uçakları ve helikopterleri filosuna dahil etti.
23.05.2024 13:27:00
Ahmet Şimşek
Türkiye’nin orman yangınlarına hava müdahale gücü ne durumda?
Türkiye’nin orman yangınlarına hava müdahale gücü ne durumda?
Havaların ısınması ile birlikte yurdun farklı bölgelerinden küçük çaplı orman yangını haberleri gelmeye başladı. Çanakkale Valiliği tarafından alınan kararla ormanlara görevliler dışında girişler, 1 Haziran'dan 15 Eylül'e kadar yasaklandı.

Peki orman yangınlarına karşı yasaklama dışında alınan tedbirler ne durumda?

Yangın filosu tartışma konusu olmuştu

2021 yılında yaz ayları boyunca yaşanan orman yangınlarında binlerce hektarlık orman kül olurken, yangına havadan müdahalede yetersiz kalınması tartışma konusu olmuştu.
Türk Hava Kurumu (THK) bünyesindeki yangın söndürme uçaklarının devreye alınmaması eleştirilmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise THK'nın envanterindeki uçakların yangına müdahale edebilecek durumda olmadıklarını söylemişti.

Sadece gösteri uçuşları için kullanılan uçakların neden yangınlarda kullanılmadığı konusunda tartışma uzun süre devam etmişti.

Tarım ve Orman Bakanlığı ise bu tartışmaların ardından hava müdahale gücünü güçlendirme kararı aldı.

Bakanlığın filosu genişledi

Orman Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz yıl mayıs ayında bazı yangın söndürme uçakları ve helikopterleri filosuna dahil etti.

TUSAŞ tarafından üretilen ve ilki daha önce OGM envanterine giren 2,5 ton su atma kapasiteli ve gece de görev yapabilen T70 helikopterinin ikincisi bu törenle teslim alındı.

Halihazırda OGM filosuna ait 22 uçak ve 9 helikopterden oluşan 31 hava aracının toplam bedeli ise 286 milyon dolara ulaştı.

Alınan yeni araçlar ile orman yangınlarıyla mücadelede Cumhuriyet tarihinin en güçlü hava filosu oluşturuldu.

75 helikopter, 21 uçak, 8 İHA olmak üzere toplam 104 hava aracıyla orman yangınlarına karşı etkin müdahale filosu oluşturuldu.

Orman yangınlarına müdahale eden OGM hava güçlerinin 2000'li yılların başında 85 ton olan toplam su atma kapasitesi, bu yıl itibarıyla toplam 431 tona ulaştı.

Gelecek 5 yılda yangın söndürme filosu, ağırlıklı olarak yerli ve milli kaynaklardan temin edilecek 41 hava aracı ile daha da güçlendirilecek.

Yerli ve milli Atak-2 helikopterinden dönüştürülerek üretilecek ve 4 ton su atma kapasitesine sahip 10 helikopter için de TUSAŞ ile 208 milyon dolarlık sözleşme imzalandı.
Orman yangınlarıyla mücadelede bu yıl 1546 arazöz, 2 bin 456 ilk müdahale aracı ve diğer iş makineleriyle toplam 4 bin 981 kara aracı sahada olacak. Bu sayı 2002'de 1107 iken 21 yılda 4 kat artırılmış oldu.

Orman yangınlarıyla mücadelede 25 bin orman personeli ve 462 kişilik Orman Arama Kurtarma Timi de (ORKUT) kara gücünün asli aktörleri olarak görev yapacak.

THK uçakları da revize edildi

Türk Hava Kurumu (THK) bünyesinde ise halihazırda 9 adet olan CL-215 tipi yangın uçakları Türkiye'deki en kapasiteli yangın söndürme uçakları olarak biliniyor. Mart ayı itibariyle 4'ü aktif edilen söndürme uçakları her türlü afete karşı hazırda bekletiliyor.


Bursa'da motosikletli kuryeler Ata Emre için konvoy düzenledi

Balıkesir'de pizza götürdüğü sokakta uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Ata Emre Akman için Bursa'da motosikletli kuryeler konvoy oluşturdu

23.05.2024 12:04:00
AA
Bursa'da motosikletli kuryeler Ata Emre için konvoy düzenledi
Bursa'da motosikletli kuryeler Ata Emre için konvoy düzenledi

Yüzüncü Yıl Atatürk Stadyumu önünde bir araya gelen Bursa Motosikletli Kuryeler Derneği üyesi 150 motokurye, Mudanya Yolu Caddesi, Fatih Sultan Mehmet Bulvarı ve Özlüce güzergahını takip ederek İzmir Yolu Caddesi'nden stadyuma döndü.

Tur süresince Akman'ın fotoğraflarının bulunduğu motosikletlerinin kornalarına basarak farkındalık oluşturmaya çalışan gruba bazı sürücüler yine kornayla destek verdi.

Türkiye Motosikletli Kuryeler Federasyonu ve Bursa Motosikletli Kuryeler Derneği Başkanı Turgut Ay, AA muhabirine, yaşanan acı olayı kınadıklarını söyledi.

Trafik kazası ve diğer adli vakalarda 2022 yılı başından bu yana yaklaşık 200 motokuryenin hayatını kaybettiğini belirten Ay, Akman'ın ailesine ve motokurye camiasına başsağlığı diledi.

Bu etkinliği Akman'ı anmak ve motokuryelerin karşılaştığı güçlüklere dikkati çekmek için düzenlediklerini dile getiren Ay, destek olan herkese teşekkür etti.

"Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan yargılanacak

Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü öğrencisi 20 yaşındaki Ata Emre Akman, 5 gün önce motokurye olarak çalışmaya başladığı firmaya sipariş edilen pizzayı teslim için 11 Mayıs'ta Karesi ilçesi Karaoğlan Mahallesi Emir Sokağı'na gitmişti. Pizzayı verdikten sonra sokağa park ettiği motosikletine doğru yürüyen Akman'ın yanına gelen E.Ö. (17), Akman'a bıçakla saldırmıştı. Akman olay yerinde hayatını kaybetmiş, kaçan E.Ö. polis ekiplerince yakalanmasının ardından çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanmıştı.

E.Ö. hakkında "tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet istenen iddianamede, "Fiili işlediği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde 14 yıldan 20 yıla, müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde 9 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur" maddesinin uygulanması talep edilmişti. Ayrıca, E.Ö'nün azmettirici olduğu iddia edilen babası için de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmişti.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.