Galatasaray başladı, Beşiktaş bitiremedi

Galatasaray Dolmabahçe'de şampiyonluk yarışında istediğini 1-0'lık galibiyetle aldı.

Hemen söylemek lazım ki adına yakışır bir derbi olmadı. Sıradan iki takımın mücadelesi şeklinde bir maç seyrettik.

Doğru düzgün bir pozisyon veya tehlike yoktu. Beşiktaş korkaktı ama Galatasaray da bu durumdan yararlanamadı.

Şimdi hemen ben Beşiktaş'ı eleştirmek gerektiğini düşünüyorum. Kendi sahasında maçı kaybetmemek için oynamak kabul edilemez.

Rakip Galatasaray. Tamam ama sen kendi taraftarın önünde oynuyorsun. Ayrıca sen de Beşiktaşsın.

Ben nereden bu sonucu çıkarıyorum. Şuradan. Beşiktaş bekleri son anlarda Onur haricinde hücuma hiç katkı vermedi.

Muçi maç boyunca çok fazla etkili olmadı. Neredeyse sahada yoktu.

Beşiktaş'ta Rashica dışında çok etkili oyuncu yoktu. Rashica böyle bir performans ortaya koyunca Santos onu sağ kanattan orta sahaya aldı.

Fakat maalesef Rashica çok kötü bir pasör. Böyle olunca Beşiktaş'ın organize olması çok zordu.

Tabii gözler Semih Kılıçsoy üstündeydi. O etkili olamadı.

Fakat onu suçlamıyorum çünkü top ne zaman ona gelse her defasında Semih'in başında iki Galatasaraylı bitiverdi.

Bu öyle bir talimatla yapılan bir şey gibi değildi. Belli ki Galatasaraylı futbolcular Semih'in neler yapabileceğini bildikleri için pek ihtiyatlı idiler.

Bu şartlarda Semih'i sol kanatta oynatmak yerine santrforda denese Semih penaltı alabilirdi.

Başında sürekli Galatasaraylı bittiği için onları hataya zorlayıp penaltı alabilirdi.

Oyunun temposuna gelince şunlar söylenebilir.

Çok yüksek bir tempo söz konusu olmasa da Beşiktaş'ın oyuna hakim olamaması düşündürücü.

Burada önemli olan husus şu. Beşiktaş'ın oyun kurucusu Musrati temposu çok düşük iyi bir pasör.

Fakat çok yüksek bir tempo olmasa da bu kadarı bile Musrati için fazlaydı. Böyle olunca Beşiktaş oyunu organize edemedi.

Bu husus da Beşiktaş'ın organize olmamasında bir diğer faktör idi.

Peki Galatasaray ne yaptı. Onun için de farklı bir şey söylemek mümkün değil.

Rakibine göre daha iyi oynadı ve topa hakim oldu. Fakat hepsi bu.

Attıkları gol bile Beşiktaşlı Musrati'nin kendi kalesine attığı gol. O da olmasa idi maç berabere bitecekti.

Galatasaray daha çoşkulu olmalı idi. Galatasaray'da sahada hiç olmayan oyuncular vardı.

Örneğin Icardi ve yine örneğin Kerem Demirbay. Kerem Demirbay bilhassa çok kötüydü.

Yine en çalışkan Galatasaraylı Barış Alper Yılmaz idi.

Fakat Masuaku da onun kadar güçlü ve atletik olduğu için çalışkanlığı boşa gitti.

Barış'ta şöyle bir şey var. Çok güçlü bir oyuncu olmasına rağmen karşısında onun gibi güçlü bir oyuncu olunca birebirde etkili olamıyor.

Masuaku karşısında da bu durum oluştu ve Barış Alper bir pozisyon yaratamadı.


Maçta pozisyonları değerlendirirsek şunları söyleyebiliriz.

Karşılaşmada dikkat çekecek çok fazla pozisyon olmadı.

Beşiktaş maçın hemen başında Musrati'nin kornerden gelen topu kendi kalesine göndermesi ile geriye düştü.

Bu pozisyonun ve kornerin oluşmasında orta sahada Necip'in yaptığı pas hatası var.

Çok zayıf bir pası arkadaşından önce Galatasaraylı rakibi alınca gelişen pozisyon Galatasaray hücumu oldu ve gelişen kornerden sonra gol geldi.

Golden biraz sonra Rashica'nın altı pasın sağından içeri kestiği topu takip etmeyen Cenk Tosun net bir gol şansını harcadı.

Cenk bu pozisyonda bir de direğe tosladı.

Yine 19'da Rashica'nın içeri kestiği bir topta Cenk'in reaksiyonu zayıftı ve Sanchez topu kornere attı.

34'te Rashica'nın attığı şutta top Semih'in önüne geldi fakat Semih kalabalıkta etkisiz idi.

42'de Mertens'in iyi ortasına dokunabilen olmadı. Bu pozisyonda topa kafa vurma imkanı olan Galatasaraylılar bunu gerçekleştirseydiler ikinci gol işten değildi.

İkinci yarıda 62'de Ghezzal'ın ciddi tehlikesinde Muslera başarılı idi.

69'da Köhn şut atıp pozisyonu golle sonuçlandıracağına pası tercih edince Galatasaray ikinci golden oldu.

Bu pastan önce Onur Bulut Köhn'den tam 3 kez çalım yedi.

Maçta kırmızı kart vardı. 89'da Colley çok vahşice Barış Alper'e faul yaptı.

VAR uyarısı ile bir Kırmızı kart çıktı. Kırmızı doğru bir karardı.

Barış Alper kendini kurtarmasa ciddi bir sağlık sorunu ile karşı karşıya kalabilirdi.

Son olarak da şunu söylemek lazım. Maç boyunca sahaya yabancı maddeler atıldı.

Tabii bu ülkemizde tüm stadlarda oluyor. Fakat asırlık bir kulübün taraftarı olan sevgili Beşiktaşlılar böyle davranmayıp diğer taraftarlara örnek olsalar daha iyi olmaz mı?

Bu ne biçim hırs. Kinlenmenin ne anlamı var. Futbol eğlence bunu unutmamak lazım.