Gülmeyi unutmak nasıl olabilir diye sorulabilir. Ancak gerçekten ülke halkı olarak gülmeyi unuttuk. Ülkemiz ateş altındayken nasıl gülebiliriz? Biz Müslüman Türk halkı olarak bir ve bütünüz. Böyle olunca vatanın doğu ve batısında olan her olumsuz gelişme bizleri derinden yaralamaktadır. Nasıl yaralamasın? Artık gün geçmiyor Kilis'e bir roket düşmesin, batıda bir ilimizde patlama olmasın.
Aynı zamanda ekonomik zorluklar hayat şartlarının her geçen gün dibe vurduğu bir ülkede elbette gülmek zor.
Dostlar? İşin en vahim olanını da sizlerle paylaşmak isterim. O da bu kısa ömürde gülmemek belki katlanılabilir bir durumdur ancak, eğer bu bedbaht halimiz ebedi âlemde de devam ederse, işte o felaketimiz olur. İşte o zaman hüsrana uğramamak için az gülüp çok ağlamak gereklidir.
Bu dünya hayatı iyi ya da kötü elbette bitecektir. Yalnız şunu da unutmamak gerekir ki, ahiretin tarlası olan dünyada güzel işler yapmak, ahirete tam anlamıyla hazırlanmakla mümkün bir durumdur. Bunun için yapılması gereken işlerin başında, insanın kendini yönetebilecek gerçek vatansever yöneticileri seçmesi gelir. Eğer o yönetici ve kadrosu gerçek manada milli olursa o zaman asık suratlar gülecek, mutsuzluk yerini mutluluğa bırakacaktır. Çünkü Cenab-ı Hak bizleri kendi başımıza bırakmamıştır. Ancak üzücü durum, bizlerin özellikle Türk Milleti olarak adeta yarışırcasına bu gerçeği gizlemeye çalışmamızdır. Hala aynı hata devam etmektedir.
Özellikle Kilis halkına seslenmek istiyorum. Bu gerçeğin farkında olanlar yanlıştan yana taraf olarak musibeti adeta kendi ellerinizle istediniz ve ülkemizi gülmeyen yüzler ülkesi haline biraz da siz getirdiniz. Seçimlerden önce Kilis'te yaşayan Suriyeli sayısı ortada iken "yetmez daha da istiyorum" diyerek ve ülkenin gerçek sahiplerini gizleyerek başımıza gelen bombaların sebeplerinden oldunuz.
Artık ayıkmak zamanı gelmiş hatta geçmektedir diyerek halkımıza buradan seslenmek istiyorum. Zararın neresinden dönülse kârdır anlayışı ile bizi biz yapacak değere ve kadrolara acilen dönmek zorundayız. Bu kadroları dost düşman herkes biliyor. Yüzlerin gülmesi ve geleceğe umutla bakmak için son ve tek çare de budur.
Aynı zamanda ekonomik zorluklar hayat şartlarının her geçen gün dibe vurduğu bir ülkede elbette gülmek zor.
Dostlar? İşin en vahim olanını da sizlerle paylaşmak isterim. O da bu kısa ömürde gülmemek belki katlanılabilir bir durumdur ancak, eğer bu bedbaht halimiz ebedi âlemde de devam ederse, işte o felaketimiz olur. İşte o zaman hüsrana uğramamak için az gülüp çok ağlamak gereklidir.
Bu dünya hayatı iyi ya da kötü elbette bitecektir. Yalnız şunu da unutmamak gerekir ki, ahiretin tarlası olan dünyada güzel işler yapmak, ahirete tam anlamıyla hazırlanmakla mümkün bir durumdur. Bunun için yapılması gereken işlerin başında, insanın kendini yönetebilecek gerçek vatansever yöneticileri seçmesi gelir. Eğer o yönetici ve kadrosu gerçek manada milli olursa o zaman asık suratlar gülecek, mutsuzluk yerini mutluluğa bırakacaktır. Çünkü Cenab-ı Hak bizleri kendi başımıza bırakmamıştır. Ancak üzücü durum, bizlerin özellikle Türk Milleti olarak adeta yarışırcasına bu gerçeği gizlemeye çalışmamızdır. Hala aynı hata devam etmektedir.
Özellikle Kilis halkına seslenmek istiyorum. Bu gerçeğin farkında olanlar yanlıştan yana taraf olarak musibeti adeta kendi ellerinizle istediniz ve ülkemizi gülmeyen yüzler ülkesi haline biraz da siz getirdiniz. Seçimlerden önce Kilis'te yaşayan Suriyeli sayısı ortada iken "yetmez daha da istiyorum" diyerek ve ülkenin gerçek sahiplerini gizleyerek başımıza gelen bombaların sebeplerinden oldunuz.
Artık ayıkmak zamanı gelmiş hatta geçmektedir diyerek halkımıza buradan seslenmek istiyorum. Zararın neresinden dönülse kârdır anlayışı ile bizi biz yapacak değere ve kadrolara acilen dönmek zorundayız. Bu kadroları dost düşman herkes biliyor. Yüzlerin gülmesi ve geleceğe umutla bakmak için son ve tek çare de budur.
Hasgül Talay / diğer yazıları
- Tıkıldık kaldık / 26.01.2021
- Yüzleşme zamanı / 05.06.2020
- Ramazan-ı Şerif’in bereketi / 21.05.2020
- Gönül dünyası / 03.05.2020
- Yeni yıl ve beklentiler / 02.01.2020
- Emine Bulut / 27.08.2019
- Milli servetimiz ve ormanlarımız / 24.08.2019
- Bayram izlenimlerim / 19.06.2018
- Şekerim çıkıyor / 28.02.2018
- Dost-düşman kavramı / 15.02.2018
- Yüzleşme zamanı / 05.06.2020
- Ramazan-ı Şerif’in bereketi / 21.05.2020
- Gönül dünyası / 03.05.2020
- Yeni yıl ve beklentiler / 02.01.2020
- Emine Bulut / 27.08.2019
- Milli servetimiz ve ormanlarımız / 24.08.2019
- Bayram izlenimlerim / 19.06.2018
- Şekerim çıkıyor / 28.02.2018
- Dost-düşman kavramı / 15.02.2018