Hoca Atatürk ve gül bahçesi

Her sene Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ölüm yıldönümünde anmak için çeşitli hazırlıklar yapılır. Bu hazırlıkların en duygu dolu olanlarından biri ise birtakım kurumlara ait reklamlardır. Eminim; hepimiz Sevgili Haluk Bilginer'in seslendirdiği, Türkiye İş Bankası'nın gül bahçesinde Atatürk ve küçük bir çocuğun diyaloğunu ele aldığı o kısa reklam filmini hatırlıyoruzdur. 

Filmin sonunda Mustafa Kemal adeta yaşadığı zorlukları, önündeki engelleri itiraf edercesine şu sözleri sarf eder: "Bu gülü yetiştireceksen canın yanacak, elin kanayacak, güneş seni terletecek, 'Bu bahçede gül bitmez' diyenler olacak, 'Gül öyle yetiştirilmez, böyle yetiştirilir' diyenler olacak. Sen kendine şunu soracaksın: 'Ben burayı gül bahçesi yapmak istiyor muyum, ben burada dünyanın en güzel güllerini yetiştirmek istiyor muyum?' Eğer çok istiyorsan ne eline batan diken ne de söylenenler umurunda olacak. Kim olursan ol tek isteğin (derin bir nefesle koklar), şu kokuyu duymak olacak." 

Bu reklam size ne hissettirir, kimi hatırlatır bilemem ama benim aklıma Ata'mızın yıllar öncesinde verdiği mücadelenin aynısını günümüzde veren Prof. Dr. Haydar Baş gelir. İcmal Gençlik'i yetiştiren güzel insan… Bağımsız Türkiye Partisi neferleri ile devrim yapan büyük lider… 

Her İcmal genci onun yetiştirdiği bir güldür. Sabırla, sebatla büyütür bütün güllerini. Öyle güller ki kendisiyle beraber emperyalist güçlere karşı Milli Ekonomi Model'inin çözümlerini öne sürerek dimdik dururlar, Atatürk'e atılan iftiraları "Hoş Geldin Atatürk" eserini okuyup anlatarak temizlerler. 

Nerede görseniz tanırsınız onları. Ehl-i Beyt mayasıyla yoğurulmuş o gönülleri nerede görseniz anlarsınız. Çünkü Hoca Atatürk ABD'nin, AB'nin kölesi olup eline batan bütün dikenlere, yüzde yüz haklı olduğu davalarda can yakan siyasi müdahalelere, "Hoca dediğin siyasete karışmaz" diyen sığ düşünceli kafalara rağmen bıkmadı, usanmadı. Hep devam etti yoluna. Vazgeçmedi bu bahçede gül yetiştirmekten, tıpkı manda fikriyle Bandırma Vapuruna binen herkesi varıncaya kadar atası İmam Ali'nin "Allah seni özgür yaratmışken başkasının kölesi olma" sözünden misalle tam bağımsızlığa ikna eden Mustafa Kemal gibi… 

Gazi Paşa'yı susturmak istediler türlü türlü tehditlerle ama susmadı. Şimdi de Haydar Baş'ı susturmak istiyorlar ama nafile. Yükselen yeni nesle bakacaklar ve gördükleri tek şey Haydar Baş'ın sesi olmuş binlerce genç olacak. Hoca Atatürk'ün emek emek büyüttüğü sayısız gül… Onları susturmaya kimsenin gücü yetmeyecek. 

Yeni Mesaj gazetesinin köşelerinde, İcmal dergisinin sayfalarında, Meltem TV ekranlarında gördüğünüz o güller; gün gelecek Prof. Dr. Haydar Baş'ın liderliğinde dünyaya adalet dağıtacak, çare olacak. Prof. Dr. Xosrov Kerimov'un da Milli Ekonomi Modeli için sunduğu tebliğde söylediği üzere, "Bütün dünya bu eserin sahibini tanıyacak ve modelini uygulamak zorunda kalacaktır."(Milli Ekonomi Modeli/Sosyal Devlet Milli Devlet s.37).

Dünyevileşmeden ekonomik bağımsızlığa, bütün tabulara, hâkim güçlere, kabul ettirilen fikri alışkanlıklara meydan okuyan, karanlığı yırtıp insanlığı aydınlığa çıkaran tezin etrafında birlik oluşturanlara selam olsun! (Milli Ekonomi Modeli/Sosyal Devlet Milli Devlet s. 44).

Selam olsun Bağımsız Türkiye güllerine! Selam olsun gül bahçesinin mimarı, Atatürk'ün vefatından 9 yıl sonra Allah'ın Türk milletine lütfuyla dünyaya gelen Hoca Atatürk'e! 

Umulur ki bu bahçede bir gül olamadıysak da güllerin yoluna serilen toprak oluruz.