Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu

Genel Başkanımızla adım adım Anadolu gezimize, Ege bölgesinden başladık.
Turumuzun ilk durağı Manisa'ydı. Şehir merkezinde küçük bir kafede buluştuk ekibimizle. Genel Başkan basına bir demeç verdi ve il yönetiminden, teşkilatlarımızla ilgili bilgi aldı. Çekilen hatıra fotoğrafları ile program sonlandı.
Bu duraktan aldığım en dikkat çekici not, kafe işletmecisi kadın esnafımızın, yerel yönetimin partizan yaklaşımlarının, esnafı ne kadar zor duruma düşürdüğünü anlattığı kısımdı.
Partimize sempati duyan genç bir kadının bütün sorularına usanmadan cevap veren, teşkilattaki gençlerin her biriyle tek tek fotoğraf çektiren Genel Başkanım Hüseyin Baş, sabrı ve enerjisiyle herkesin takdirini topladı.
Konvoy halinde ilerliyorduk, sonraki durağımız güzel İzmir.
Limon Tepe'de İzmir Teşkilatımıza misafir olduk, birlikte akşam yemeklerimizi yedik.
Dostlar arasında dost meclisindeydik. Haydar Hocamızla yaşanan eşsiz hatıralarla gözlerimiz dolarken, Genel Başkanın değerlendirmeleri ile rotamızı belirledik. Aramıza yeni katılan gencin heyecanı bize tereddütsüz şunu söyletti "#gençlerhalleder".
Genel Başkanımızın, "En son ne zaman merhaba ben bağımsız Türkiye Partiliyim diyerek tanıştınız insanlarla" sorusu; cevabının belki de hiçbirimizi tatmin etmediği bir soru olarak zihinlerimize çakıldı.
En son ne zaman hiç tanımadığınız birisine Bağımsız Türkiye partili olduğunuzu söylediniz?
Bu soru gezi sırasında kendi aramızda tatlı küçük bir yarışa dönüşecekti, bugün kim kaç kişiye söyledi?
Çekildiğimiz hatıra fotoğrafları ile İzmir'deki ilk gecemiz sonlandı.
Ertesi günü biraz daha gezi içerikliydi. Dondurma yemenin bile neredeyse imkânsız olduğu çok sıcak bir günde Çeşme'deydik.
Evlerin duvarlarını kaplamış pembe begonviller, şehri ne güzel süslemişti. Onların adı, "ateş çiçeği" olmalı dedim içimden, güneşin kavurduğu duvarlarda açan, ateş çiçekleri.
Tekrar yola koyulduk.
Uşakta bir öğlen yemeğinde buluştuk ekibimizle. Yöresel lezzetlerin de sunulduğu harika bir yemekti.
Keşkek ekibimizden büyük rağbet gördü.
Yerel basın sorularını sordu, Genel Başkanımız kendine has farklı bakış açısı ve muhteşem donanımı ile soruları cevapladı. Ardından, ekiple tek tek tanıştı, ilin kaynakları ve sorunları ile ilgili bilgi aldı. Hatıra fotoğrafları çekildi. Doğrusu gezimizin Uşak ayağı çok lezzetliydi.
Sonra ver elini Afyon.
Genel başkanımız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Büyük Taarruzu başlattığı Kocatepe'yi ziyaretle başladı Afyon gezisine.
Afyonkarahisar'da ekibiyle buluşmaya gelen Genel Başkan, Atasının ayak izlerini takip ediyordu adeta.
Herkes şu an kendine sorabilir mi lütfen, bu partinin mensubu olmaktan onur duymaz mı insan?
Ve mensubu olduğu partinin insanı onurlandırması gerekmez mi?
Afyon gezisi bir başka güzeldi.
Otel girişinde Afyon ekibindeki kadınlar ellerinde çiçeklerle karşıladı Genel Başkanı. Basın açıklaması ve özel bir akşam yemeği ile program devam etti.
Aslında yemekten daha özel olan sanırım sonrasında başlayan sohbetti. Düşündüğünü zannedenlerin bile hazırlanmış paket programlardan birini seçmeye mahkûm olduğu anlayışın aksine, sorunları ortaya koyup alabildiğine geniş bir deryada çözümü düşünebilmek.
Çok tatlı bir sohbetti. Benim için bu gezideki en güzel zaman dilimiydi.
Fark etmeden karanlık bir dehlizin içine çekilmiş, sayıları milyonları bulan insanımıza gerçekleri öğretmenin yolu neydi? Bu işin doğrusu neydi?
Prof. Dr. Haydar Baş Beyle zaman geçirenler bilir, eğer denk gelmiş ve bir konu açılmışsa, ki muhakkak açılırdı, çünkü onun gündemi hep insanımızın sorunlarıydı, ekibi ile istişare ederdi ve bunun bir parçası olabilmişseniz saatler hiç geçmesin sohbet hiç bitmesin isterdiniz.
Bazen deryaları aşar, bazen de sığ sularda yosunlara takılırsınız da mahir bir el sizi güvenle karaya ulaştırır ya işte böyle bir sohbet akşamıydı.
Gecenin geç saatlerine kadar bizi bekleyen Afyon il teşkilatımız ile il başkanımızın terasında buluştuk. Sohbet kaldığı yerden değil belki ama tanışma ve ardından yapılan siyasi değerlendirmelerle devam etti.
Sabah otelden çıkış yapıp, il başkanımızın kiraz bahçesine gittik. Çocuklarımız ilk defa dalında kiraz görürken ben de yıllar sonra ilk defa dalından kiraz ve vişne topladım.
Sonra ver elini Isparta.
Merkeze gitmeden önce Gönen ilçe Başkanlığımızın açılışına davetliydik.
İlçe merkezinde çok şirin bir Bağımsız Türkiye Partisi ofisi. Görevinin ne kadar önemli olduğunu bilen bir ilçe başkanı ve onun yetenekli ekibi. Gönen bizi çok mutlu etmişti.
İlçe ziyaretimiz sırasında sürpriz bir davetle ilçe girişindeki Atlı Spor Kulübünü ziyaret ettik
Kulübün sorumlusu Genel başkanımızı ve ekibimizi çok güzel karşıladı. Çay ikramı sırasında tatlı bir sohbet ortamı oluştu. Bu ziyaret sadece bize değil kızını eğitime getiren, öğretmen bir babaya da ciddi bir sürpriz olacaktı.
Gezi sırasında ara vermeden, sosyal medya aracılığıyla değerlendirmelerine devam eden Genel Başkanımızın son tweetini retweet ettikten hemen sonra, Hüseyin Baş Beyi Isparta Gönen'de Atlı Spor kulübünde karşısında bulan Hakan Bey, hayretler içerisinde bize durumu anlattı.
Genel Başkanımızın takipçileri her yerde karşımıza çıkıyordu.
Bizi Gönen' de karşılayan ekibimizin öncülüğünde gül heykellerin arasından geçerek Isparta teşkilatımızla buluşma noktasına vardık. Isparta programı, birbirine hasret kalmış sevgililerin buluşması gibiydi. Ekibi ve Genel Başkanı sevgiyle bağrına bastı Ispartalılar.
Ve gezimizin son durağı Antalya'ya doğru yola çıktık.
Küçük misafirimiz Haydar Baş ve oğlum Hasan Hüseyin'in söylediği İzmir marşı yolculuğumuzu güzelleştirdi.
Tarlada patikada dağlarda
Başka bir tat var yollarda
Akdeniz merhaba diyerek, sürdük arabamızı Antalya'ya.
Belki de yazın en sıcak gününde gelmiştik şehre. Arabanın kapısını açar açmaz çöl sıcağı vurdu sanki yüzümüze. Açık havada buluştuk ekibimizle akşam yemeğinde.
Genel Başkanımız, sıcağa rağmen ilerleyen saate rağmen ve çok yorgun olmasına rağmen, ekipteki herkesle tek tek tanıştı, onları dinledi ve çok güzel bir konuşmayla onlara yön verdi. Ekip de programın her anını ilgiyle takip etti.
Ertesi günü gezi ekibimizden birkaç kişiyle ve çocuklarla Düden şelalesine gittik. Şelale aslında küçük mağaralardan oluşan seyir terasları, patikaları ve yeşili ile tam bir tabiat harikası. Bu güzel gezinin en ilginç karesi, papağanları kollarımıza şelaleyi arkamıza alıp çektirdiğimiz fotoğraftı sanırım.
Oğlum Hasan Hüseyin'in nerdeyse kesintisiz süren mızırtısı gezinin sonuna doğru beni bitirmiş olmalı ki çantamdaki anahtarı bulamadım bir an. Acaba nerde düşürdüm diye dertlenirken bankta oturan biri '51 besmele çekerseniz bulursunuz' dedi. Az sonra anahtarım elimdeydi. Ben de ona yeni Hacdan gelmiş bir arkadaşın verdiği tesbihi hediye ettim, Bağımsız Türkiye sevdasıyla. Ve bir anda bir oldu kalpler.
Ben Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın yardımcısı, Prof. Dr. Haydar Baş'ın öğrencisi, Atatürk hayranı, Bağımsız Türkiye sevdalısı Seçil Mumcuoğlu. Güzel ülkemin her karışında bir Seçil, bir Fatma bir Mehmet bir Haydar, bir Hüseyin, bu bağımsızlık ruhu ile sizi kucaklayacak, temin ederim, yeter ki o ruhtan hiç vazgeçmeyin.