logo
13 MAYIS 2024

Şehit kanıyla elde edilen, oylama ile devredilemez

30.05.2001 00:00:00
Sahip olunan değerler ne kadar zor elde edilirse o kadar kıymetlidir. Biz de millet olarak bağımsızlığımızı pek çok şehit vererek, kanımızla hak ettik.

Batının güçlü ittifakı ve tekniğine karşı, maddeten büyük yokluklar içinde girdiğimiz Kurtuluş Savaşından, insan üstü mücadelelerle galip çıktık. Bağımsızlığımızı elde ettik. Kendimize, rengini şehitlerin kanından alan bir bayrak yaptık. Egemenlik hakkını ise asıl sahibi olan millete verdik.

Bu durum Anayasa ile maddeleştirildi ve devrinden söz edilemeyeceği de vurgulandı.

Bugün ise, o günlerimizden daha bir asır bile geçmemişken, elde edilenlerin bir Birliğe, hem de bizi savaş meydanlarında yenemeyenlerin kurduğu bir Birliğe devrinden söz edilmektedir. Yani şehit kanıyla alınan bağımsızlık, kendi ellerimizle hiç zorlanmalarına, savaşmalarına hatta müdahalelerine bile gerek kalmadan verilmeye uğraşılıyor.

Türkiye'yi, Asya'yı Hıristiyanlaştırmanın anahtarı ve bir İncil ülkesi olarak gören Hıristiyan Batı, yüzyıllardır oynadığı senaryoda sona çok yaklaşmıştır.

1820'de Osmanlı İmparatorluğu topraklarına ilk ayak basan ABD'li misyonerlere Amerika'nın ünlü misyoner örgütü ABCFM'nin talimat mektubunda Türkiye hakkında şöyle denilmekteydi: "Bu mukaddes ve vaad edilmiş topraklar silahsız bir Haçlı seferiyle geri alınacaktır."

AB'ye girme sevdasına geldiğimiz nokta, 1800'lerde belirlenen hedeflerine ne kadar yaklaştıklarını gösteriyor. Bizi silahsız bir Haçlı seferiyle ele geçirmek üzereler.

Çünkü egemenliğin Birliğe devri demek bağımsız bir ülke olmaktan vazgeçerek, Birliğin bir eyaleti konumuna gelmek demektir. Onların bayrağı altında, onların belirlediği hayat standartlarında yaşamayı, kültürlerini, medeniyetlerini bunların oluşumunda temel harç olan Hıristiyanlığı kabul etmek demektir.

Bu gerçekler, Birliğe yetki devri için referandumla izni alınacak millete anlatılmamaktır.

Egemenliğin Türk Milletinin iradesinden alınarak Birliğe devrine hiç bir mani görmeyen çevreler, gerekçe olarak da diğer üye devletleri göstermektedirler. Oysa Devletimiz ve Türk Milleti diğer üye devletlerden çok farklı bir konumdadır. Çünkü, egemenliğin millete ait olduğu ikinci bir üye devlet yoktur. Bir çoğu krallıkla yönetilen devletler için kraldan alınan yetkilerin Birliğe devri çok önemli değildir. Esas önemlisi Türk Milleti Müslüman'dır, diğer milletler tarih boyunca aranılan Hıristiyan birliğini resmen bir devlet olarak oluşturmaktadırlar. Müslüman olan bir milletin burada kendi diniyle yer alması söz konusu olamaz. Kendi kültürü, kimliği, medeniyeti ile de alınması söz konusu değildir.

Türkiye'den alınması karşılığı istenen reformlar bu değerlerimizi bir bir yok etmektedir.

Amaçlarının bizi aralarına almak değil, Türk kimliğini yok etmek, bu topraklardan varlığımızı silmek olduğunu unutmayalım.

Büyük Türk Milleti, egemenlik hakkı kendi elindeyken asla böyle bir şeye müsaade etmez. Gerçekler milletimize hakkıyla anlatılsa, AB tuzağına da düşürülemez.

Bu yüzden Anayasa'nın 6. maddesinde yapılan değişiklik teklifiyle, egemenlik hakkı sınırlandırılarak, adeta bir oyuna getirilmek istenmektedir. Eğer gerçekleşirse meşakkatlerle elde edilen bağımsızlık bir cümle ile elimizden çıkacaktır.

Yapılan değişiklik teklifi şöyledir:

Anayasanın 6. maddesinin son fıkrasına "Ulusal üstü yetkileri bulunan kuruluşlara üyeliği gerektiren uluslararası antlaşma hükümleri saklıdır" ibaresi eklendi.

Maddenin baş tarafında "Egemenlik hakkı kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti egemenliğini Anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanır" demektedir.

"... hükmü saklıdır" şeklinde koyulacak ibare ise, millet iradesinin kullanılması değil, bu yetkinin tahdit edilmesidir.

Meclis 6. maddeye göre milletin egemenlik hakkını kullandığı organlardan birisidir. Oysa, yukarıdaki ibareyle millete ait olan bu egemenlik konusunda, meclis milletin hakkını sınırlandırmakta yani tahdit etmektedir.

Milletin verdiği yetkiyi kullanmak yerine gasp etmektedir. Meclis, bu hakkı alma yetkisine sahip değildir.

Bu durum 6. maddenin ruhuna aykırıdır.

İbare Anayasanın 5. maddesine de aykırıdır. 5. maddede devletin temel amaç ve görevleri zikredilirken en başta "Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumak" ibaresi yer almaktadır.

Bunu TBMM'ne uygularsak, milletin egemenliğini ve bütünlüğünü korumak ve kollamak için yetkilidir.

Kabul edilmesi düşünülen ibaredeki, "hükmü saklıdır"ın anlamı ise, korumak ve kollamak değil, tam tersine egemenliğin devredilmesinde yetkili bir konuma gelmektir. Bu ise koruma ve kollamanın ruhuna aykırıdır.

6. maddenin devamında, "hiç bir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamaz dendiğine göre, Meclisin millet egemenliğini devre yönelik bu ibareyi kabulü Anayasaya usul ve esas açısından aykırıdır.
 
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
CHP lideri kazanın 10. yılında Soma'da konuştu
Soma davası yeniden görülmeli
İzmir'de CHP-AK Parti yakınlaşması
'Birlikte çalıştığımız bir dönem olacak'
Şimşek'in tasarruf paketine CHP'den ilk tepki
Krizin faturası emekçiye ödetiliyor
15 gündür sürüyor, tatmin edici açıklama yok
Doğal afet değil insan eliyle felaket
3 ayda 2 milyon 167 bin ton buğday ithal edildi
İthalatla çiftçiyi ezmeye devam!
Y kuşağı ile Z kuşağı karşılaştırıldı
Kuşaktan kuşağa zorluk artıyor
İran ile Rusya arasında milli paralarla ticaret başlıyor
İran petrolünü riyal ile satacak
İsrail boşalta boşalta ilerliyor
360 bin Filistinli Refah'tan ayrıldı
Bazı hayvan türlerini Türkiye'den kaçırmaya çalışıyordu
ABD'li müze müdürü gözaltına alındı
Tasarruf paketinde hazine garantili ihaleler yer almadı
Ali Erbaş 3 yıl yeni Audi kiralayamayacak
TCMB cari işlemler dengesini açıkladı
Martta 4.54 milyar dolar açık verildi
Şeker yüklemesi yapmadan test mümkün mü?
Hamilelikte yüksek şeker uyarısı
Ünlü gece kulübüne uyuşturucu baskını
3'ü polis 24 kişi gözaltına alındı
MİT adım adım takip edip düğmeye bastı
'Şevger Çiya'ya nokta operasyon
CHP lideri kazanın 10. yılında Soma'da konuştu
Soma davası yeniden görülmeli
İzmir'de CHP-AK Parti yakınlaşması
'Birlikte çalıştığımız bir dönem olacak'
Şimşek'in tasarruf paketine CHP'den ilk tepki
Krizin faturası emekçiye ödetiliyor
15 gündür sürüyor, tatmin edici açıklama yok
Doğal afet değil insan eliyle felaket
3 ayda 2 milyon 167 bin ton buğday ithal edildi
İthalatla çiftçiyi ezmeye devam!
Y kuşağı ile Z kuşağı karşılaştırıldı
Kuşaktan kuşağa zorluk artıyor
İran ile Rusya arasında milli paralarla ticaret başlıyor
İran petrolünü riyal ile satacak
İsrail boşalta boşalta ilerliyor
360 bin Filistinli Refah'tan ayrıldı
Bazı hayvan türlerini Türkiye'den kaçırmaya çalışıyordu
ABD'li müze müdürü gözaltına alındı
Tasarruf paketinde hazine garantili ihaleler yer almadı
Ali Erbaş 3 yıl yeni Audi kiralayamayacak
TCMB cari işlemler dengesini açıkladı
Martta 4.54 milyar dolar açık verildi
Şeker yüklemesi yapmadan test mümkün mü?
Hamilelikte yüksek şeker uyarısı
Ünlü gece kulübüne uyuşturucu baskını
3'ü polis 24 kişi gözaltına alındı
MİT adım adım takip edip düğmeye bastı
'Şevger Çiya'ya nokta operasyon
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.