AKP kurmayları, BOP'u çok iyi bilmekte, Lübnan batağına asker göndermede "bilerek ısrar" etmektedirler. Çünkü Erdoğan, BOP'un eş başkanıdır; M.Emin Koç'un yazısı...
Görünen şu ki, AKP, her halükârda BOP'a batıyor; ya Türkiye?ABD'nin Afganistan'a çöreklenmesi ve Irak'taki vahşi işgalini sürdürmeye başlamasıyla BOP'un start aldığını, sağır sultanlar bile duymuştur. ABD Dışişleri Bakanı C. Rice, bu planı dünyanın en aptal insanının bile anlayacağı dille ilan etmiştir. ABD, İngiltere, İsrail bu BOP'un büyük ortaklarıdır.henüz BOP'tan çekilmemiştir. AKP kurmayları, BOP'u çok iyi bilmekte, Lübnan batağına asker göndermede "bilerek ısrar" etmektedirler. Çünkü Başbakan R. T. Erdoğan, BOP'un eş başkanıdır; BOP ne, Lübnan nere mi?!Lübnan'ın BOP'taki pozisyonu ne midir? Şudur: İsrail'in genişleyebilmesi ve ona karşı "yakın tehdit" oluşturmaması için, "İsrail çevresi"nin Müslümanlardan arındırılmasıdır.Bundan 1 yıl öncesini hatırlayın; Lübnan eski Başbakanı R. Hariri, "fail-i meçhul" bir suikastla öldürülmüş, ABD, İsrail ve BM başta olmak üzere uluslar arası "güç odakları"nın yargısız infazı ile suç Suriye'nin sırtına yüklenmiş. Hariri cinayetini, Suriye hiçbir şekilde kabullenmemiştir. Hatta, 2002'de ABD ve İsrail tarafından gerçekleştirilen bir suikastle hayatını kaybeden Lübnanlı Hıristiyan lider Elia Hobeika'nın öldürülmesindeki yöntem benzerliğine de atıfta bulunularak, Hariri'nin de ABD ve İsrail tarafından öldürüldüğü kanaati yaygınlaşmıştır. Ancak "cinayet" hedefine varmış; Suriye'nin, Lübnan ile aralarının açılması sağlanmıştır. BM'nin abra-kadabraları, derken "iç savaş ve ihtilafları önlemek" için 29 yıldan beri Lübnan'da asker bulunduran Suriye, BM'nin 1559 sayılı kararı ile geçen yılın Eylül'ünde bölgeden çıkartılmıştır.Böylece BOP'un "Lübnan düğmesi"ne fiilen basılmış oldu. Bu BOP'un İsrail-Türkiye hattının stratejik-askeri altyapısı, maalesef Refah-Yol hükümeti döneminde İsrail ile yapılan 20 gizli stratejik işbirliği anlaşmalarıyla hazırlandı.Lübnan, kaynayan kazanın "tam orta"sıLübnan, Ortadoğu'nun her bakımdan en riskli bölgesidir. Filistin'den bile daha risklidir? Dini ve etnik yapısı çok parçalıdır; her türlü provokasyonlara açıktır. Nitekim işgaller ve iç savaşların yanı sıra, bugüne kadar sayısız politik cinayetler ve siyasi suikastlar tezgâhlanmıştır. Lübnan halkının yaklaşık yüzde 60'ı Müslüman'dır. Müslümanların yüzde 60'i Şii, yüzde 40'i Sünnidir. Yaklaşık yüzde 8 oranında da Dürzi vardır. Nüfusunun yüzde 20'si Maruni Hıristiyan (Arap Katolikleri), yüzde 5'i Grek/Yunan asıllı Ortodoks, yüzde 4'ü Grek Katolik, yüzde 3'ü de Ermeni Ortodoks'tur.Yüzde 83'ü Arap olan genel nüfus içinde yüzde 1 civarında Müslüman Kürt vardır.Hizbullah, Lübnan'ın "resmen kabul edilmiş güvenlik gücü"Lübnan'ın askeri gücü yok gibidir; olanları da ekranlarda belki gördünüz, İsrail işgalcilerine çay servisi yapacak niteliktedir? Değil ülkelerini, kendilerini koruyacak halleri yoktur. Şii eksenli Hizbullah, Şia ağırlıklı Lübnan'ın "kendisine resmi haklar tanınmış güvenlik gücü" konumundadır; Hizbullah'ın silahlı kanadı, Lübnan hükümeti tarafından resmen kabul edilmektedir, ellerindeki silahlar "yasal silah"lardır. Hizbullah, aynı zamanda Lübnan'ın en güçlü siyasi partilerindendir. Her türlü dış müdahalelere ve özellikle İsrail'den gelen taarruzlara karşı Lübnan'ı korumaya canlarını adamış yaygın bir gruptur; ABD ve İsrail güdümlü V. Canbolat ekibi dışındaki tüm halkın ve Lübnan idaresinin desteğini arkasına almıştır.Lübnan ahalisi, Hizbullah'ın İsrail karşısındaki direnişine tam destek vererek "tek yürek olmuş bir vaziyet" arz ederken; baştan beri Hizbullah'a ve Suriye'ye karşı sert tavırlarıyla bilinen Dürzi lider Velid Canbulat, "Barzani-Talabani" ikilisini havalandırdığını gözlemlediği BOP rüzgarının da "iştah açıcı" etkisiyle, Suriye ile savaşacağını açıklıyor. Görünen şu ki, Lübnan batağı daha çok su kaldırır. BM süngü savaşını öngörüyorLübnan halkı nezdinde vakıa şu: Sahil kenarında dinlenen Müslüman bir ailenin İsrail tarafından bombalarla yok edilmesi üzerine kaçırılan 2 İsrail askerini bahane ederek Lübnan'ı işgal eden, çoluk-çocuk demeden Lübnan halkını katliama tabi tutan, Lübnan Başbakanı F. Sinyora'nın ifadesiyle 130 bin ocağı yok eden "donanımlı İsrail ordu"sunu püskürten Hizbullah'tır. Hizbullah'ın direnişi, İsrail'in BOP hevesini kursağına tıkamıştır. İsrail geri adım atmak zorunda kalmış; şamar oğlanına çevrilmiş BM, bu gelişme üzerine devreye sokulmuştur. ABD ve BOP'çuların "Lübnan'a Barış Gücü tezgahı"nda sırıtan maksatları şudur: İsrail'in genişleme ve işgal sürecine karşı Lübnan'ın güneyinde oluşan "milli direnci" kırmak ve "işgalcilere karşı" onları "silahsızlandırmak" için, "İsrail'in hiç de takmadığı ve hatta şamar oğlanına çevirdiği BM"nin şemsiyesi altında bir askeri güç konuşlandırmak? Görmüyorlar mı; BM Barış Gücü'nün Çatışma Kuralları (Rules of Engagement for UNIFIL)'nı içeren talimatname, göğüs göğse çarpışmayı öngörüyor? Daha ne olacaktı?!Barış Gücü planı, İsrail'e, yeniden saldırmak için soluklanmasına imkan sağlayacak bir BOP manevrasıdır. Çünkü İsrail Başbakanı E. Olmert, henüz önceki gün BM Sekreteri Annan'ı Barış Gücü'nün konuşlanması paralelindeki taleplerini geri çevirmiş, İsrail Dışişleri Bakanı tekrar saldıracaklarını açıkça ilan etmiştir.Türk askeri işte böylesi riskli bir BOP batağına çekilmeye çalışılmaktadır.AKP, bu batakta BOP oyunu oynamaktan derhal vazgeçmelidir. Şayet AKP, bu "vahim yanlış"tan vazgeçerse, Türkiye, BOP'a batmaktan kurtulur. Ama AKP, vazgeçse de bu BOP'a tam batıyor, batacak, vazgeçmese de? AKP her halükârda BOP'a batacak.
MEHMET EMİN KOÇ / eminkoc@yenimesaj.com.tr
Görünen şu ki, AKP, her halükârda BOP'a batıyor; ya Türkiye?ABD'nin Afganistan'a çöreklenmesi ve Irak'taki vahşi işgalini sürdürmeye başlamasıyla BOP'un start aldığını, sağır sultanlar bile duymuştur. ABD Dışişleri Bakanı C. Rice, bu planı dünyanın en aptal insanının bile anlayacağı dille ilan etmiştir. ABD, İngiltere, İsrail bu BOP'un büyük ortaklarıdır.henüz BOP'tan çekilmemiştir. AKP kurmayları, BOP'u çok iyi bilmekte, Lübnan batağına asker göndermede "bilerek ısrar" etmektedirler. Çünkü Başbakan R. T. Erdoğan, BOP'un eş başkanıdır; BOP ne, Lübnan nere mi?!Lübnan'ın BOP'taki pozisyonu ne midir? Şudur: İsrail'in genişleyebilmesi ve ona karşı "yakın tehdit" oluşturmaması için, "İsrail çevresi"nin Müslümanlardan arındırılmasıdır.Bundan 1 yıl öncesini hatırlayın; Lübnan eski Başbakanı R. Hariri, "fail-i meçhul" bir suikastla öldürülmüş, ABD, İsrail ve BM başta olmak üzere uluslar arası "güç odakları"nın yargısız infazı ile suç Suriye'nin sırtına yüklenmiş. Hariri cinayetini, Suriye hiçbir şekilde kabullenmemiştir. Hatta, 2002'de ABD ve İsrail tarafından gerçekleştirilen bir suikastle hayatını kaybeden Lübnanlı Hıristiyan lider Elia Hobeika'nın öldürülmesindeki yöntem benzerliğine de atıfta bulunularak, Hariri'nin de ABD ve İsrail tarafından öldürüldüğü kanaati yaygınlaşmıştır. Ancak "cinayet" hedefine varmış; Suriye'nin, Lübnan ile aralarının açılması sağlanmıştır. BM'nin abra-kadabraları, derken "iç savaş ve ihtilafları önlemek" için 29 yıldan beri Lübnan'da asker bulunduran Suriye, BM'nin 1559 sayılı kararı ile geçen yılın Eylül'ünde bölgeden çıkartılmıştır.Böylece BOP'un "Lübnan düğmesi"ne fiilen basılmış oldu. Bu BOP'un İsrail-Türkiye hattının stratejik-askeri altyapısı, maalesef Refah-Yol hükümeti döneminde İsrail ile yapılan 20 gizli stratejik işbirliği anlaşmalarıyla hazırlandı.Lübnan, kaynayan kazanın "tam orta"sıLübnan, Ortadoğu'nun her bakımdan en riskli bölgesidir. Filistin'den bile daha risklidir? Dini ve etnik yapısı çok parçalıdır; her türlü provokasyonlara açıktır. Nitekim işgaller ve iç savaşların yanı sıra, bugüne kadar sayısız politik cinayetler ve siyasi suikastlar tezgâhlanmıştır. Lübnan halkının yaklaşık yüzde 60'ı Müslüman'dır. Müslümanların yüzde 60'i Şii, yüzde 40'i Sünnidir. Yaklaşık yüzde 8 oranında da Dürzi vardır. Nüfusunun yüzde 20'si Maruni Hıristiyan (Arap Katolikleri), yüzde 5'i Grek/Yunan asıllı Ortodoks, yüzde 4'ü Grek Katolik, yüzde 3'ü de Ermeni Ortodoks'tur.Yüzde 83'ü Arap olan genel nüfus içinde yüzde 1 civarında Müslüman Kürt vardır.Hizbullah, Lübnan'ın "resmen kabul edilmiş güvenlik gücü"Lübnan'ın askeri gücü yok gibidir; olanları da ekranlarda belki gördünüz, İsrail işgalcilerine çay servisi yapacak niteliktedir? Değil ülkelerini, kendilerini koruyacak halleri yoktur. Şii eksenli Hizbullah, Şia ağırlıklı Lübnan'ın "kendisine resmi haklar tanınmış güvenlik gücü" konumundadır; Hizbullah'ın silahlı kanadı, Lübnan hükümeti tarafından resmen kabul edilmektedir, ellerindeki silahlar "yasal silah"lardır. Hizbullah, aynı zamanda Lübnan'ın en güçlü siyasi partilerindendir. Her türlü dış müdahalelere ve özellikle İsrail'den gelen taarruzlara karşı Lübnan'ı korumaya canlarını adamış yaygın bir gruptur; ABD ve İsrail güdümlü V. Canbolat ekibi dışındaki tüm halkın ve Lübnan idaresinin desteğini arkasına almıştır.Lübnan ahalisi, Hizbullah'ın İsrail karşısındaki direnişine tam destek vererek "tek yürek olmuş bir vaziyet" arz ederken; baştan beri Hizbullah'a ve Suriye'ye karşı sert tavırlarıyla bilinen Dürzi lider Velid Canbulat, "Barzani-Talabani" ikilisini havalandırdığını gözlemlediği BOP rüzgarının da "iştah açıcı" etkisiyle, Suriye ile savaşacağını açıklıyor. Görünen şu ki, Lübnan batağı daha çok su kaldırır. BM süngü savaşını öngörüyorLübnan halkı nezdinde vakıa şu: Sahil kenarında dinlenen Müslüman bir ailenin İsrail tarafından bombalarla yok edilmesi üzerine kaçırılan 2 İsrail askerini bahane ederek Lübnan'ı işgal eden, çoluk-çocuk demeden Lübnan halkını katliama tabi tutan, Lübnan Başbakanı F. Sinyora'nın ifadesiyle 130 bin ocağı yok eden "donanımlı İsrail ordu"sunu püskürten Hizbullah'tır. Hizbullah'ın direnişi, İsrail'in BOP hevesini kursağına tıkamıştır. İsrail geri adım atmak zorunda kalmış; şamar oğlanına çevrilmiş BM, bu gelişme üzerine devreye sokulmuştur. ABD ve BOP'çuların "Lübnan'a Barış Gücü tezgahı"nda sırıtan maksatları şudur: İsrail'in genişleme ve işgal sürecine karşı Lübnan'ın güneyinde oluşan "milli direnci" kırmak ve "işgalcilere karşı" onları "silahsızlandırmak" için, "İsrail'in hiç de takmadığı ve hatta şamar oğlanına çevirdiği BM"nin şemsiyesi altında bir askeri güç konuşlandırmak? Görmüyorlar mı; BM Barış Gücü'nün Çatışma Kuralları (Rules of Engagement for UNIFIL)'nı içeren talimatname, göğüs göğse çarpışmayı öngörüyor? Daha ne olacaktı?!Barış Gücü planı, İsrail'e, yeniden saldırmak için soluklanmasına imkan sağlayacak bir BOP manevrasıdır. Çünkü İsrail Başbakanı E. Olmert, henüz önceki gün BM Sekreteri Annan'ı Barış Gücü'nün konuşlanması paralelindeki taleplerini geri çevirmiş, İsrail Dışişleri Bakanı tekrar saldıracaklarını açıkça ilan etmiştir.Türk askeri işte böylesi riskli bir BOP batağına çekilmeye çalışılmaktadır.AKP, bu batakta BOP oyunu oynamaktan derhal vazgeçmelidir. Şayet AKP, bu "vahim yanlış"tan vazgeçerse, Türkiye, BOP'a batmaktan kurtulur. Ama AKP, vazgeçse de bu BOP'a tam batıyor, batacak, vazgeçmese de? AKP her halükârda BOP'a batacak.
MEHMET EMİN KOÇ / eminkoc@yenimesaj.com.tr
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.