Allah için sevmek ve Allah için öfkelenmek
Allah Resulü (s.a.a.v) buyurdu ki; “Müminin, mümini Allah için sevmesi, imanın en büyük kısımlarındandır. Allah için seven, Allah için öfkelenen, Allah için ihsanda bulunan ve Allah için esirgeyen, seçkin kimselerdendir
10.01.2025 18:00:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Allah Resulü (s.a.a.v) buyurdu ki; "Müminin, mümini Allah için sevmesi, imanın en büyük kısımlarındandır. Allah için seven, Allah için öfkelenen, Allah için ihsanda bulunan ve Allah için esirgeyen, seçkin kimselerdendir."
Allah katında en iyi kullar, insanlara en fazla yararlı olan ve Allah'ın hakkını en çok gözeten kimselerdir. Allah-u Teâla onlara marufu ve iyi amelleri sevdirmiştir.
Size iyilikte bulunana, siz de karşılık verin. Karşılık veremediğiniz takdirde ise onu bu işinden dolayı iyilikle yâd edin. Çünkü birini iyilikle yâd etmek, bir nevi (iyiliğe) karşılık vermektir.
Başkalarıyla iyi geçinemeyen kimse, bütün hayırlardan mahrum kalır.
Din kardeşinle (boş yere) tartışma, onunla (kötü ve kırıcı) şaka da yapma ve söz verdiğinde de verdiğin sözün üzerinde dur.
Her müminin, riayet etmesi ve vefalı olması gerekli olan hususlar şunlardır: Din saygısı, edep saygısı ve sofra saygısı.
Mümin şakacı ve samimi olur; münafık ise asık suratlı ve öfkeli olur.
Zenginlik, takva için en iyi yardımcıdır.
Cezası en çabuk ulaşan şer, başkasının hakkına tecavüz etmektir.
Hediye üç çeşittir: Mükâfat hediyesi, dostluk hediyesi ve Allah için olan hediye.
Görmediği hâlde, vaat edilen cennet için, peşin olan şehveti terk eden kimseye ne mutlu!
Kim yarını kendi ömründen sayarsa, ölümle arkadaşlığın gereğini yapmamıştır.
Resulullah: "Kadınlarınız fasit, gençleriniz fasık olduğunda, marufu emretmeyi ve münkeri nehyetmeyi terk ettiğinizde ne yaparsınız?" diye sordu.
Halk: "Ya Resulullah, böyle bir şey olacak mıdır?" dediler.
Resulullah: "Evet, dedi, bundan daha kötüsü de vuku bulacaktır." Sonra: "Kötü işleri emredip, iyi işleri de nehyettiğinizde ne yaparsınız?!" diye buyurdu.
Halk: "Ya Resulullah, böyle bir şey olacak mı? Resulullah: "Evet, dedi. Bundan daha kötüsü de olacaktır."
Sonra: "İyi işi kötü, kötü işi de iyi gördüğünüzde ne yaparsınız?" diye buyurdu.
Bir şeyi uğursuz saydığında itina etme. Kötü zanda bulunduğunda hüküm verme. Haset ettiğinde ise haddini aşma ( kimseye zulüm etme).
Dokuz şey ümmetimden kaldırılmıştır (onlara suç sayılmaz): Yanlışlık, unutkanlık, mecbur edildikleri şey, bilmeyerek yaptıkları şey, güçlerinin yetmediği şey, çaresiz kaldıkları şey, haset (düşüncesi), bir şeyi uğursuz saymak ve yaratılış hakkında ağza alıp söylemeksizin kalpten geçen vesveseli düşünceler.
Herhangi biriniz rüya görmezse üzülmesin. Çünkü ilmin derinliklerine dalan kimse, rüya görme özelliğini kaybeder.
Ümmetimden iki kesim var ki, ıslah olurlarsa bütün ümmetim ıslah olur; bozulurlarsa da bütün ümmetim fasit olur. "Ya Resulullah, onlar kimlerdir?" diye sorulduğunda: "Fakihler ve yöneticiler." diye buyurdu.
Halkın en akıllısı, Allah'tan en fazla korkan ve O'na en çok itaat eden kimsedir. Halkın, akıldan yoksun olanı ise, hükümdarlardan en fazla korkan ve onların emirlerine en fazla uyan kimsedir.
Üç şey kalbi öldürür: Düşük seviyeli kimselerle düşüp kalkmak, kadınlarla konuşmak ve zenginlerle oturmak.
Allah-u Teâla bir kavme gazap eder de onlara azap göndermezse, fiyatlar yükselir, ömürleri kısalır, tüccarları kâr etmez, meyveleri bol olmaz, ırmaklarının suyu azalır, yağmurları kesilir ve içlerinden en kötüleri onlara musallat olur.
Benden sonra zina çoğalırsa beklenmedik ani ölümler de çoğalır. Ölçüyü eksik tuttuklarında, Allah-u Teâla onları kıtlığa duçar eder.
Zekât vermediklerinde yeryüzü bereketini, yani toprak, meyve ve madenlerini onlardan esirger.
Hüküm vermede adaletsizlik yaptıklarında, zulüm ve tecavüze yardımda bulunurlar.
Ahitlerini bozduklarında, Allah-u Teâla düşmanlarını onlara musallat kılar.
Akrabalarından ilişkilerini kestiklerinde, malları kötülerin ellerine geçer. Marufu emretmeyip münkerden sakındırmadıkları ve Ehlibeyt'imin iyilerine uymadıklarında, Allah-u Teâla onların en kötülerini onlara musallat eder. Bu durumda iyileri dua eder, fakat duaları kabul olmaz." (Hasan b. Ali el-Harrani, Tuhefu'l Ukul eserinden)
Allah katında en iyi kullar, insanlara en fazla yararlı olan ve Allah'ın hakkını en çok gözeten kimselerdir. Allah-u Teâla onlara marufu ve iyi amelleri sevdirmiştir.
Size iyilikte bulunana, siz de karşılık verin. Karşılık veremediğiniz takdirde ise onu bu işinden dolayı iyilikle yâd edin. Çünkü birini iyilikle yâd etmek, bir nevi (iyiliğe) karşılık vermektir.
Başkalarıyla iyi geçinemeyen kimse, bütün hayırlardan mahrum kalır.
Din kardeşinle (boş yere) tartışma, onunla (kötü ve kırıcı) şaka da yapma ve söz verdiğinde de verdiğin sözün üzerinde dur.
Her müminin, riayet etmesi ve vefalı olması gerekli olan hususlar şunlardır: Din saygısı, edep saygısı ve sofra saygısı.
Mümin şakacı ve samimi olur; münafık ise asık suratlı ve öfkeli olur.
Zenginlik, takva için en iyi yardımcıdır.
Cezası en çabuk ulaşan şer, başkasının hakkına tecavüz etmektir.
Hediye üç çeşittir: Mükâfat hediyesi, dostluk hediyesi ve Allah için olan hediye.
Görmediği hâlde, vaat edilen cennet için, peşin olan şehveti terk eden kimseye ne mutlu!
Kim yarını kendi ömründen sayarsa, ölümle arkadaşlığın gereğini yapmamıştır.
Resulullah: "Kadınlarınız fasit, gençleriniz fasık olduğunda, marufu emretmeyi ve münkeri nehyetmeyi terk ettiğinizde ne yaparsınız?" diye sordu.
Halk: "Ya Resulullah, böyle bir şey olacak mıdır?" dediler.
Resulullah: "Evet, dedi, bundan daha kötüsü de vuku bulacaktır." Sonra: "Kötü işleri emredip, iyi işleri de nehyettiğinizde ne yaparsınız?!" diye buyurdu.
Halk: "Ya Resulullah, böyle bir şey olacak mı? Resulullah: "Evet, dedi. Bundan daha kötüsü de olacaktır."
Sonra: "İyi işi kötü, kötü işi de iyi gördüğünüzde ne yaparsınız?" diye buyurdu.
Bir şeyi uğursuz saydığında itina etme. Kötü zanda bulunduğunda hüküm verme. Haset ettiğinde ise haddini aşma ( kimseye zulüm etme).
Dokuz şey ümmetimden kaldırılmıştır (onlara suç sayılmaz): Yanlışlık, unutkanlık, mecbur edildikleri şey, bilmeyerek yaptıkları şey, güçlerinin yetmediği şey, çaresiz kaldıkları şey, haset (düşüncesi), bir şeyi uğursuz saymak ve yaratılış hakkında ağza alıp söylemeksizin kalpten geçen vesveseli düşünceler.
Herhangi biriniz rüya görmezse üzülmesin. Çünkü ilmin derinliklerine dalan kimse, rüya görme özelliğini kaybeder.
Ümmetimden iki kesim var ki, ıslah olurlarsa bütün ümmetim ıslah olur; bozulurlarsa da bütün ümmetim fasit olur. "Ya Resulullah, onlar kimlerdir?" diye sorulduğunda: "Fakihler ve yöneticiler." diye buyurdu.
Halkın en akıllısı, Allah'tan en fazla korkan ve O'na en çok itaat eden kimsedir. Halkın, akıldan yoksun olanı ise, hükümdarlardan en fazla korkan ve onların emirlerine en fazla uyan kimsedir.
Üç şey kalbi öldürür: Düşük seviyeli kimselerle düşüp kalkmak, kadınlarla konuşmak ve zenginlerle oturmak.
Allah-u Teâla bir kavme gazap eder de onlara azap göndermezse, fiyatlar yükselir, ömürleri kısalır, tüccarları kâr etmez, meyveleri bol olmaz, ırmaklarının suyu azalır, yağmurları kesilir ve içlerinden en kötüleri onlara musallat olur.
Benden sonra zina çoğalırsa beklenmedik ani ölümler de çoğalır. Ölçüyü eksik tuttuklarında, Allah-u Teâla onları kıtlığa duçar eder.
Zekât vermediklerinde yeryüzü bereketini, yani toprak, meyve ve madenlerini onlardan esirger.
Hüküm vermede adaletsizlik yaptıklarında, zulüm ve tecavüze yardımda bulunurlar.
Ahitlerini bozduklarında, Allah-u Teâla düşmanlarını onlara musallat kılar.
Akrabalarından ilişkilerini kestiklerinde, malları kötülerin ellerine geçer. Marufu emretmeyip münkerden sakındırmadıkları ve Ehlibeyt'imin iyilerine uymadıklarında, Allah-u Teâla onların en kötülerini onlara musallat eder. Bu durumda iyileri dua eder, fakat duaları kabul olmaz." (Hasan b. Ali el-Harrani, Tuhefu'l Ukul eserinden)