logo
27 KASIM 2025


Arap-Kürt-Türk üçgeni ve yeni yurttaşlık tartışması: Türkiye nereye gidiyor?

27.11.2025 00:00:00
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Araplar bizi sırtımızdan vurdu, hadi oradan" çıkışı, siyasetin gündemini bir anda farklı bir eksene kaydırdı. Tam bu açıklamanın hemen ardından gelen Davutoğlu'nun 'Türk–Kürt–Arap ittifakı' çağrısı, Meclis'te alınan İmralı heyeti kararı ve yeniden dolaşıma sokulan 'eşit yurttaşlık' söylemleri, Türkiye'nin yeni bir kimlik mühendisliği tartışmasına doğru sürüklendiğini gösteriyor.

Bugün karşımıza çıkan tablo, yalnızca bir siyasal polemik değildir; Türkiye'nin kimlik, vatandaşlık ve bölgesel pozisyonu açısından yeni bir dönemin kapısını aralamaktadır.


Tarihsel kırılma: Ne sadece "ihanet" ne de romantik bir birlik

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Araplarla ilgili sözleri, tarihsel arka planı doğru okumak açısından önemlidir; fakat eksik bir başlığa işaret eder. Çünkü bu tartışmanın kökleri, Attila İlhan'ın 1979'da yazdığı o ünlü başlıkta gizlidir:

"Türk'le Arap'ı İngiliz düşman etti."

Gerçekten de 20. yüzyılın başında İngiliz emperyalizminin temel hedefi şuydu:
  1. Arap milliyetçiliği yaratmak,

  2. Hilafet tartışmasını kaşıyarak Türk–Arap bağını koparmak.
Lawrence tam bu amaçla sahaya sürüldü. İngiliz stratejisi yalnızca etnik milliyetçilik üretmekle sınırlı değildi; aynı zamanda Arap dünyasını mezhepsel olarak parçalamayı hedefliyordu.

Bu nedenle 18. yüzyılda Muhammed bin Abdülvehhab tarafından kurulan ve daha sonra Suud hanedanı ile birleşip Arabistan'da hâkim olan Vahhabilik, İngilizler için önemli bir jeopolitik fırsata dönüştü. Tarihsel kayıtlar, İngilizlerin bu mezhepsel farklılaşmayı Osmanlı'dan kopuşu hızlandırmak için kullandığını açıkça gösterir.

Cemaleddin Afgani'nin hilafet tartışmalarının da İngilizlerce desteklenmesi, aynı büyük planın parçasıydı.

Amaç: "Türk ile Arap arasındaki tarihsel bağ hem etnik hem mezhepsel olarak kırılsın."

Bu adımlar sonuç verdi; Şerif Hüseyin ve çevresi Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlerle iş birliği yaptı ve iki halk arasında derin bir kırılma oluştu. Bugün bölgenin bir türlü dindirilemeyen istikrarsızlığı ve Filistin meselesinin çözümsüzlüğü bile bu kırılmanın uzantılarıdır.


Atatürk'ün 1920'deki uyarısı: Sorun Araplar değil, emperyalizmdir

Mustafa Kemal Paşa, 24 Nisan 1920 TBMM Gizli Oturumunda tarihi bir tespit yapar:

"Suriye ve Irak halkı, sonuç almak için kendi kuvvetlerinin yetmediğini görünce, ne yazık ki bizi yok etmek isteyen düşmanlarla iş birliği yaptılar."

Bu cümleler bugün hâlâ geçerlidir.

Arap halkı Türkiye'nin düşmanı değildir; onları Türkiye'den koparmak isteyen emperyal projeler vardır.

Mesele "Araplar bizi sırtımızdan vurdu mu?" tartışması değil, "Aynı oyuna bugün yeniden düşüyor muyuz?" sorusudur.


Bugünün tartışmalarını anlamanın anahtarı: Kimlik paketi mi hazırlanıyor?

Son günlerde birbirini izleyen siyasi çıkışlar dikkat çekiyor:
  • Erdoğan'ın Araplar açıklaması,

  • Davutoğlu'nun Türk–Kürt–Arap ittifakı önerisi,

  • Yeni yurttaşlık tanımları,

  • Eşit yurttaşlık paketleri,

  • İmralı ziyareti…
Hepsi aynı soruyu akla getiriyor: Türkiye yeni bir "kimlik paketi"ne mi hazırlanıyor?

Bu paket; Türk, Kürt ve Arap unsurlarını yeni bir yurttaşlık tanımı altında buluşturmayı hedefleyen bir siyasi mühendislik projesi olabilir.

Bu durumun amacı, halkı birleştirmekten ziyade:
  • Türkiye'nin güney sınırında bozulan denklemleri yeniden kurmak,

  • Bölgesel projelere Türkiye'yi eklemlemek,

  • İsrail-ABD eksenli yeni Ortadoğu tasarımında Türkiye'ye rol atfetmektir.
Ancak bu rol oyun kurucu değil, kendisine verilen rolü oynayan bir pozisyona işaret etmektedir.


Asıl tehlike: Anayasanın 66. maddesinin zeminini zayıflatmak

Tüm bu söylemlerin iç politika ayağı daha önemlidir:
  • Anayasa'nın 66. maddesi tartışmaya açılıyor.

  • "Etnik eşit yurttaşlık" kavramı ısıtılıyor.

  • "Türk milleti" tanımı yumuşatılıyor.

  • Kürt vatandaşların siyasi iradesi, Öcalan merkezli temsil anlayışına sıkıştırılmak isteniyor.
Bu tablo, Türkiye'nin ortak vatandaşlık zeminini zayıflatır ve üniter devlet yapısının altını boşaltır.

Buradaki amaç Arap–Türk kardeşliğini güçlendirmek değil; Türk milleti tanımını sulandırmaktır.


Arap Baharı: Dimyat'ın pirinci ve bugünkü krizin kaynağı

Arap Baharı sürecinde Türkiye, "bölgesel liderlik" anlayışıyla Suriye politikasına dâhil oldu.

Sonuç ne oldu?
  • PYD/YPG bölgesel aktörleşti.

  • Türkiye'nin manevra kabiliyeti daraldı.

  • ABD, Türkiye yerine PYD/YPG'ye yaslandı.

  • Türkiye, bölgesel ağırlığını kaybetti.
Tam anlamıyla: "Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olundu."

Bugün aynı hatayı başka bir hatayla düzeltme girişimi görülüyor:

Öcalan yeniden "çözüm anahtarı" gibi sunuluyor.


Yanlış yanlışla düzeltilmez

Türkiye'nin ihtiyacı şudur:
  • Kökeni ne olursa olsun Kürt, Türk, Laz, Çerkez dahil tüm vatandaşları birey olarak kazanmak ve devletle bağlarını güçlendirmek,

  • Öcalan'ın tüm Kürtlerin temsilcisi olduğu algısını bitirmek,

  • Devlete güveni yeniden tesis etmek,

  • Türkiye merkezli bölgesel stratejiler üretmek,

  • Üniter yapıyı güçlendiren bir vatandaşlık anlayışını korumak.
Din kardeşliğiyle vatandaşlık tanımı aynı kefeye konulmamalıdır.

Vatandaşlık hukukî bir bağdır; din ise toplumsal ve manevi bir bağdır.


Çözüm "kimlik paketinde" değil, Türkiye'nin kendi kimliğinde

Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllar önce vurguladığı gibi: "Müslüman Türk kimliği", Türk milletinin İslâm'ı kendi tarihi, kültürü ve maneviyatıyla birleştirmesinin sonucudur.

Bu kimlik:
  • Türk ile Arap'ın kardeşliğini reddetmez,

  • ama emperyalizmin kurduğu din–etnisite çatışması tuzağına karşı uyarır.
Bugün Türkiye'nin ihtiyacı:
  • Bölgesel güç olmak,

  • Oyuncu değil oyun kurucu olmak,

  • Anayasal vatandaşlık zeminini korumak,

  • Türk milletinin ortak aklını ve tarihsel bütünlüğünü muhafaza etmektir.
Sorulması gereken asıl soru şudur: Türkiye kendi kimliğini mi inşa edecek, yoksa başkalarının yazdığı senaryoda rol mü alacak?

Bu sorunun cevabı; dış güçlerde, Araplarda veya Kürtlerde değil… Türkiye'nin devlet aklında ve milletinin ortak vicdanındadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi / diğer yazıları
İlaçtan zehirlenmişler
4 kişilik aile yok olmuştu
Mesai arkadaşını rehin almıştı
Üniversitede rehine operasyonu
Lübnan Rumlarla anlaştı
Doğu Akdeniz'de kritik adım
'Teröristi övmek suçtur'
BTP'den İmralı açıklaması
Acillerde 'Gıda zehirlenmesi endişesi' hareketliliği
"Başvurularımız yoğunlaştı"
Dünyanın en aktif yanardağı patladı
Lavlar 120 metre yüksekliğe ulaştı
İslam dünyasının unuttuğu Müslümanların çilesi bitmiyor
Gazze'de yoğun yağış nedeniyle çadırları su bastı
Trump, Maduro ile görüşmeye kapıyı açık bıraktı
"İşleri kolay yoldan halledebilirsek bu harika olur"
ABD'de Türk bilim insanı Dölek serbest bırakıldı
Tutuksuz yargılanacak
BM yeni genel sekreterini belirleyecek
Guterres'in görev süresi 31 Aralık'ta doluyor
Şanlıurfa Adliyesinde patlama yaşandı
1 personel yaralandı
Galatasaray bunu beklemiyordu
Şampiyonlar Ligi'nde 2. kez yenildi
Cumhurbaşkanı Erdoğan
'Kadına ve çocuğa şiddet insanlık suçudur'
Kızıltepe’de vahşet
Anne-baba ve 5 yaşındaki çocukları evlerinde katledildi
Balıklı Rum Hastanesi'ne "sahte reçete" soruşturması
3 şüpheli tutuklandı
İlaçtan zehirlenmişler
4 kişilik aile yok olmuştu
Mesai arkadaşını rehin almıştı
Üniversitede rehine operasyonu
Lübnan Rumlarla anlaştı
Doğu Akdeniz'de kritik adım
'Teröristi övmek suçtur'
BTP'den İmralı açıklaması
Acillerde 'Gıda zehirlenmesi endişesi' hareketliliği
"Başvurularımız yoğunlaştı"
Dünyanın en aktif yanardağı patladı
Lavlar 120 metre yüksekliğe ulaştı
İslam dünyasının unuttuğu Müslümanların çilesi bitmiyor
Gazze'de yoğun yağış nedeniyle çadırları su bastı
Trump, Maduro ile görüşmeye kapıyı açık bıraktı
"İşleri kolay yoldan halledebilirsek bu harika olur"
ABD'de Türk bilim insanı Dölek serbest bırakıldı
Tutuksuz yargılanacak
BM yeni genel sekreterini belirleyecek
Guterres'in görev süresi 31 Aralık'ta doluyor
Şanlıurfa Adliyesinde patlama yaşandı
1 personel yaralandı
Galatasaray bunu beklemiyordu
Şampiyonlar Ligi'nde 2. kez yenildi
Cumhurbaşkanı Erdoğan
'Kadına ve çocuğa şiddet insanlık suçudur'
Kızıltepe’de vahşet
Anne-baba ve 5 yaşındaki çocukları evlerinde katledildi
Balıklı Rum Hastanesi'ne "sahte reçete" soruşturması
3 şüpheli tutuklandı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.