Dünyamız çok değişik felaketlere maruz kalarak bu günlere geldi.
Doğal ya da yapay eksende yaşanan bu felaketler binlerce insanın, milyonlarca hayvanın ölümünü beraberinde getirdi.
Kuraklıktan aç kalarak ölen binlerce bebek, soğukla,sellerle yangınlarla ve depremlerle hayatı son bulan insanlar, çevre kirlenmesiyle nesilleri tükenen hayvan türleri...
Bu felaketlerden biri de 1986 yılında Belarus'ta meydana gelen Çernobil kazası.
Aradan 19 yıl geçmesine rağmen insanlığın hafızasından bir türlü silinmeyen ve tesiri nesillere sirayet eden çevre felaketinin yıldönümü başta başkent Minsk olmak üzere değişik merkezlerde protesto edildi.
İnsan sağlığından tarım alanlarına kadar geniş bir tesir gösteren felaketin etkileri günümüzde de tartışılır durumda.
Çernobil Nükleer santralinde meydana gelen patlamada 30 kadar insan ilk etapta öldü.
Ama patlamanın tesirindeki geniş alanlarda bu ölümler devam etti.
Büyük bir tahliye işlemi başlatılarak bölgenin boşaltılmasına neden olan bu felaketten komşu ülkeler de nasibini aldılar.
Bu zamana dek yaklaşık yarım milyon insanı tesirine alan yüksek dozdaki radyasyon ülkemizde de derin tartışmalara kapı araladı.
Et ve süt ürünlerinden sebze meyveye kadar geniş alanda radyasyona maruz kalan ülkelerdeki çocuk ölümleri, sakat doğan bebekler, cilt bozuklukları ve deri hastalıkları gibi gelişen tehditler halen ayrı bir mücadele konusunu veriyor.
Gelişmiş ülkeler bir taraftan nükleer denemeler konusunda diğer ülkelere uyarılarda bulunurlarken kendileri aynı yolda yürümeye devam etmekteler.
Çevre kirliliğinden dem vuran ülkeler dünyamızı kirletmeye devam ediyorlar.
"Nesli tükeniyor"denilerek hayvanları korumayı amaç edinenler hayvan sürülerini katletmekten çekinmiyorlar.
Depremlerle, yangınlarla,sellerle çevresel felaketlere maruz kalan dünyamız doğal tehditlerle mücadeleye tutuşurken yapay tehditlerin insan ürünü olduğu gözardı edilmemeli.
1986'ya yaşanan insan etkili Çernobil nükleer kazasından, bu yıldönümde ders almayanlar yeni felaketlerin yaşanmasına engel olamayacaklardır.
Dünyamız yaşanan felaketlerden ders almadıkça yeni felaketler kapımızdan ayrılmayacak.
Doğal ya da yapay eksende yaşanan bu felaketler binlerce insanın, milyonlarca hayvanın ölümünü beraberinde getirdi.
Kuraklıktan aç kalarak ölen binlerce bebek, soğukla,sellerle yangınlarla ve depremlerle hayatı son bulan insanlar, çevre kirlenmesiyle nesilleri tükenen hayvan türleri...
Bu felaketlerden biri de 1986 yılında Belarus'ta meydana gelen Çernobil kazası.
Aradan 19 yıl geçmesine rağmen insanlığın hafızasından bir türlü silinmeyen ve tesiri nesillere sirayet eden çevre felaketinin yıldönümü başta başkent Minsk olmak üzere değişik merkezlerde protesto edildi.
İnsan sağlığından tarım alanlarına kadar geniş bir tesir gösteren felaketin etkileri günümüzde de tartışılır durumda.
Çernobil Nükleer santralinde meydana gelen patlamada 30 kadar insan ilk etapta öldü.
Ama patlamanın tesirindeki geniş alanlarda bu ölümler devam etti.
Büyük bir tahliye işlemi başlatılarak bölgenin boşaltılmasına neden olan bu felaketten komşu ülkeler de nasibini aldılar.
Bu zamana dek yaklaşık yarım milyon insanı tesirine alan yüksek dozdaki radyasyon ülkemizde de derin tartışmalara kapı araladı.
Et ve süt ürünlerinden sebze meyveye kadar geniş alanda radyasyona maruz kalan ülkelerdeki çocuk ölümleri, sakat doğan bebekler, cilt bozuklukları ve deri hastalıkları gibi gelişen tehditler halen ayrı bir mücadele konusunu veriyor.
Gelişmiş ülkeler bir taraftan nükleer denemeler konusunda diğer ülkelere uyarılarda bulunurlarken kendileri aynı yolda yürümeye devam etmekteler.
Çevre kirliliğinden dem vuran ülkeler dünyamızı kirletmeye devam ediyorlar.
"Nesli tükeniyor"denilerek hayvanları korumayı amaç edinenler hayvan sürülerini katletmekten çekinmiyorlar.
Depremlerle, yangınlarla,sellerle çevresel felaketlere maruz kalan dünyamız doğal tehditlerle mücadeleye tutuşurken yapay tehditlerin insan ürünü olduğu gözardı edilmemeli.
1986'ya yaşanan insan etkili Çernobil nükleer kazasından, bu yıldönümde ders almayanlar yeni felaketlerin yaşanmasına engel olamayacaklardır.
Dünyamız yaşanan felaketlerden ders almadıkça yeni felaketler kapımızdan ayrılmayacak.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005