Tüketiciler Birliği, AB Gıda Kodeksi sebebiyle birçok gıda maddesine domuz ve ürünlerinin kullanıldığı uyarısında bulundu. Ülkemizde kesilen domuz miktarı yenilebilir büyük baş hayvanlarla yarışır hale gelmiş durumda.
Domuz ve domuz mamulleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Tüketiciler Birliği'nden yapılan açıklamada, "Ülkemizde resmi yollarla kesilen domuz miktarı sığır miktarına yaklaşıyor. Peki, bu kadar domuzu kim nerede tüketiyor?" diye soruldu. Tüketiciler Birliği Genel Başkan Vekili Kemal Özer konuyla ilgili yaptığı açıklamalarında şu görüşlere yer verdi:"Hemen her ürünün etiketinde 'Ürünlerimizin hiçbir çeşidinde domuz mamulleri yoktur' gibi ibareler yazılmaktadır. Ülkemizde kesilen domuz miktarı yenilebilir büyük baş hayvanlarla yarışır hale gelmiş durumdadır. Öte yandan ülkemizde domuz ve mamullerinden oluşan ürünlerin üretim ve satışı ise yasak değil. Bir an için etiketlerde yazan bilgilerin doğru olduğunu düşünerek hiçbir üründe domuz mamulü kullanılmadığını düşünsek, bu kadar domuz eti ve yağı ne yapılmaktadır?
Birçok üründe domuz katkısı varTüketiciler Birliği Genel Başkan Vekili Kemal Özer yaptığı açıklamasında, "Son günlerde tarafımıza bazı güvenilir kaynaklardan ulaşan bilgilere göre birçok hazır yağa kıvam artırıcı olarak domuz iç yağı katıldığı, birçok üreticinin üretimlerinde ucuz olması nedeniyle domuz yağlarını bilerek tercih ettiği, bazılarının bilmeden kullandığı bilgileri gelmiştir. Bu insanın kanını dondurucu bilgiler kuşkusuz bakanlıklarda da mevcuttur. Ancak ilgili bakanlıklar ya mevzuatı, ya donanım eksikliği ya da başkaca mazeretler ileri sürerek ülke insanın sağlığını ve inanç değerlerini tehdit etmeyi sürdürmektedir. Türkiye'nin hali her gün gıdasını bilerek zehirleyen adamdan farksız" ifadelerini kullandı.
Etiketleme Tebliğinde tuzak varSorun "Türk Gıda Kodeksi Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme Kuralları Tebliği"nde ve bu tebliği hazırlayan zihniyettedir.Uluslararası anlaşmalara ve tüketici kanununa aykırı olmasına rağmen adı geçen etiketleme tebliğindeki bazı sinsi tuzaklar, üretim sırasında sağlık açısından tehlikeli ve dinen yasak ürünlerin bir gıda maddesine katılması haline etikete yazılması zorunluluğunu bile ortadan kaldırmaktadır. Bu durum Tüketicilerin tükettikleri ürünlerin içeriğini bilme hakkının engellemesidir ve suçtur.
İşte tebliğdeki tuzak maddelerden birkaçı:5/b - "Mevzuatla tanımlanan ve son üründe %2'den az olan bileşik bileşenlerinin, gıdanın bileşenlerinden taşınan ve son üründe teknolojik fonksiyonu bulunmayan gıda katkı maddelerinin, işlem yardımcılarının, içindekiler listesinde belirtilmesi zorunlu değildir."6/i ve 7/i - "Hacmen %1,2 den fazla alkol içeren içeceklerde alkol miktarı:"7/b - "Gıda katkı maddeleri bu yönetmelikte yer alan sınıflamaya göre fonksiyonları ile birlikte adı veya EC kod numarası ile verilmelidir.", "?hesaplanan su ve uçucu maddelerin miktarı son üründe % 5 i aşmıyorsa, içindekiler listesinde belirtilmesi zorunlu değildir."
Mevzuat yeterli değil!Sorun bunlarla da sınırlı değildir. Ülkemizde gıda katkı maddelerinin bitkisel mi hayvansal mı oldukları, hayvansal ise domuz gibi yenmesi haram hayvanlardan mı? yoksa diğer hayvanlardan mı? elde edildikleri meçhuldür. Sığır yazması da bir anlam ifade etmemektedir. Sığır olsa bile, o hayvanın İslami kurallara göre beslenip bu kurallara göre kesilip kesilmediğinin belirtilmesi ve yazılması da zaten zorunlu değildir. Bir katkı maddesi için bitkisel yahut hayvansal yazmak Türk Bürokrasisi'ne göre yeterlidir. Bu içeriklerin İslam, Musevilik, Hıristiyanlık yahut başkaca bir din için uygun olup olmamasını hiçbir önemi yoktur. Hatta mevcut mevzuat aksine uygulamaya destek bile vermektedir.
Domuz ve domuz mamulleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Tüketiciler Birliği'nden yapılan açıklamada, "Ülkemizde resmi yollarla kesilen domuz miktarı sığır miktarına yaklaşıyor. Peki, bu kadar domuzu kim nerede tüketiyor?" diye soruldu. Tüketiciler Birliği Genel Başkan Vekili Kemal Özer konuyla ilgili yaptığı açıklamalarında şu görüşlere yer verdi:"Hemen her ürünün etiketinde 'Ürünlerimizin hiçbir çeşidinde domuz mamulleri yoktur' gibi ibareler yazılmaktadır. Ülkemizde kesilen domuz miktarı yenilebilir büyük baş hayvanlarla yarışır hale gelmiş durumdadır. Öte yandan ülkemizde domuz ve mamullerinden oluşan ürünlerin üretim ve satışı ise yasak değil. Bir an için etiketlerde yazan bilgilerin doğru olduğunu düşünerek hiçbir üründe domuz mamulü kullanılmadığını düşünsek, bu kadar domuz eti ve yağı ne yapılmaktadır?
Birçok üründe domuz katkısı varTüketiciler Birliği Genel Başkan Vekili Kemal Özer yaptığı açıklamasında, "Son günlerde tarafımıza bazı güvenilir kaynaklardan ulaşan bilgilere göre birçok hazır yağa kıvam artırıcı olarak domuz iç yağı katıldığı, birçok üreticinin üretimlerinde ucuz olması nedeniyle domuz yağlarını bilerek tercih ettiği, bazılarının bilmeden kullandığı bilgileri gelmiştir. Bu insanın kanını dondurucu bilgiler kuşkusuz bakanlıklarda da mevcuttur. Ancak ilgili bakanlıklar ya mevzuatı, ya donanım eksikliği ya da başkaca mazeretler ileri sürerek ülke insanın sağlığını ve inanç değerlerini tehdit etmeyi sürdürmektedir. Türkiye'nin hali her gün gıdasını bilerek zehirleyen adamdan farksız" ifadelerini kullandı.
Etiketleme Tebliğinde tuzak varSorun "Türk Gıda Kodeksi Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme Kuralları Tebliği"nde ve bu tebliği hazırlayan zihniyettedir.Uluslararası anlaşmalara ve tüketici kanununa aykırı olmasına rağmen adı geçen etiketleme tebliğindeki bazı sinsi tuzaklar, üretim sırasında sağlık açısından tehlikeli ve dinen yasak ürünlerin bir gıda maddesine katılması haline etikete yazılması zorunluluğunu bile ortadan kaldırmaktadır. Bu durum Tüketicilerin tükettikleri ürünlerin içeriğini bilme hakkının engellemesidir ve suçtur.
İşte tebliğdeki tuzak maddelerden birkaçı:5/b - "Mevzuatla tanımlanan ve son üründe %2'den az olan bileşik bileşenlerinin, gıdanın bileşenlerinden taşınan ve son üründe teknolojik fonksiyonu bulunmayan gıda katkı maddelerinin, işlem yardımcılarının, içindekiler listesinde belirtilmesi zorunlu değildir."6/i ve 7/i - "Hacmen %1,2 den fazla alkol içeren içeceklerde alkol miktarı:"7/b - "Gıda katkı maddeleri bu yönetmelikte yer alan sınıflamaya göre fonksiyonları ile birlikte adı veya EC kod numarası ile verilmelidir.", "?hesaplanan su ve uçucu maddelerin miktarı son üründe % 5 i aşmıyorsa, içindekiler listesinde belirtilmesi zorunlu değildir."
Mevzuat yeterli değil!Sorun bunlarla da sınırlı değildir. Ülkemizde gıda katkı maddelerinin bitkisel mi hayvansal mı oldukları, hayvansal ise domuz gibi yenmesi haram hayvanlardan mı? yoksa diğer hayvanlardan mı? elde edildikleri meçhuldür. Sığır yazması da bir anlam ifade etmemektedir. Sığır olsa bile, o hayvanın İslami kurallara göre beslenip bu kurallara göre kesilip kesilmediğinin belirtilmesi ve yazılması da zaten zorunlu değildir. Bir katkı maddesi için bitkisel yahut hayvansal yazmak Türk Bürokrasisi'ne göre yeterlidir. Bu içeriklerin İslam, Musevilik, Hıristiyanlık yahut başkaca bir din için uygun olup olmamasını hiçbir önemi yoktur. Hatta mevcut mevzuat aksine uygulamaya destek bile vermektedir.