Çocukluğumuzun meşakkatli köy hayatında, insanların tarımla, hayvancılıkla, çiftle, çubukla, tırpanla, orakla yoğun olarak uğraştıkları zamanlarda bile, üç ayların yaz aylarına rastlaması halinde Ramazan bir tarafa, Recep ve Şaban aylarını da oruçlu geçiren amcalar, teyzeler ve komşular hatırlıyorum.
'Ramazan öyle bir aydır ki, kendisinde Kur'an nazil olmaya başlamıştır…' ayetinin işaret ettiği üzre, Ramazan Kur'an ayıdır, Kur'an ile daha fazla haşir-neşir olma ayıdır, aynı zamanda Oruç ayıdır, o aya yetişenlerin, sağlıklı olanların o Ramazan'ı oruçlu geçirmeleri farzdır.
Bu sebeple olacak ki, Ramazan'ın öncesi ve sonrası, onu müjdeleyen zaman dilimleri de ona veda edilen zaman dilimleri de daima oruç ibadetiyle hatırlanır olmuştur; üç aylar oruçları ve Şevval oruçları gibi…
Oruç ibadeti, üç aylar ikliminin süsü, zineti olmakla beraber, madem ki Kur'an ayı olan Ramazan'ın da habercileridir Recep ve Şaban, öyleyse Kur'an ile daha çok haşir-neşir olma mevsimine girdik demektir.
Geçen senenin Ramazan'ını bitirir bitirmez dinlenmeye aldığımız, ara verdiğimiz Kuran okumalarına, anlama gayretlerine tez zamanda başlamak zorundayız, zira mevsim geçiyor, bugün yarın diyerek rahmet ve bereket iklimini boşa harcadıktan sonra; 'göçtü kervan kaldık dağlar başında' demenin bir faydası olmayacaktır.
Kur'an okumalarına, onu anlama gayretlerine, bazı hocalarımızın 'Kur'an'ın özeti' şeklinde işaret ettikleri Bakara suresinin 177. ayeti üzerinde yoğunlaşarak başlayabiliriz.
Hemen hemen hayatın her alanını kuşatan, sarsılmaz ölçüler koyan, hayatta karşılaşabileceğimiz neredeyse her müşkilata kolay tatbik edilebilecek formüller vazeden bir ayet, üzerinde saatlerce kafa çatlatmakta nice faydalar hasıl olacaktır muhakkak:
"İyilik (ve hayır), yüzlerinizi doğuya ya da batıya doğru çevirme değildir. Asıl iyilik; Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman eden, Sevdiği malını Allah'ı hoşnut etmek için Yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalan gariplere, isteyenlere ve boyunduruk altında bulunup hürriyetine kavuşmak isteyen köle ve esirlere veren, Namazı hakkıyla ifa edip zekâtı veren, Sözleştiği zaman sözlerinde duran, Hele hele sıkıntı ve hastalık hallerinde, Savaşın şiddetleri esnasında sabreden kimselerin davranışlarıdır. İşte onlardır imanlarında samimi olanlar ve işte onlardır Allah'ı sayıp günahlardan korunan takvalılar!" (Bakara:177)
'Ramazan öyle bir aydır ki, kendisinde Kur'an nazil olmaya başlamıştır…' ayetinin işaret ettiği üzre, Ramazan Kur'an ayıdır, Kur'an ile daha fazla haşir-neşir olma ayıdır, aynı zamanda Oruç ayıdır, o aya yetişenlerin, sağlıklı olanların o Ramazan'ı oruçlu geçirmeleri farzdır.
Bu sebeple olacak ki, Ramazan'ın öncesi ve sonrası, onu müjdeleyen zaman dilimleri de ona veda edilen zaman dilimleri de daima oruç ibadetiyle hatırlanır olmuştur; üç aylar oruçları ve Şevval oruçları gibi…
Oruç ibadeti, üç aylar ikliminin süsü, zineti olmakla beraber, madem ki Kur'an ayı olan Ramazan'ın da habercileridir Recep ve Şaban, öyleyse Kur'an ile daha çok haşir-neşir olma mevsimine girdik demektir.
Geçen senenin Ramazan'ını bitirir bitirmez dinlenmeye aldığımız, ara verdiğimiz Kuran okumalarına, anlama gayretlerine tez zamanda başlamak zorundayız, zira mevsim geçiyor, bugün yarın diyerek rahmet ve bereket iklimini boşa harcadıktan sonra; 'göçtü kervan kaldık dağlar başında' demenin bir faydası olmayacaktır.
Kur'an okumalarına, onu anlama gayretlerine, bazı hocalarımızın 'Kur'an'ın özeti' şeklinde işaret ettikleri Bakara suresinin 177. ayeti üzerinde yoğunlaşarak başlayabiliriz.
Hemen hemen hayatın her alanını kuşatan, sarsılmaz ölçüler koyan, hayatta karşılaşabileceğimiz neredeyse her müşkilata kolay tatbik edilebilecek formüller vazeden bir ayet, üzerinde saatlerce kafa çatlatmakta nice faydalar hasıl olacaktır muhakkak:
"İyilik (ve hayır), yüzlerinizi doğuya ya da batıya doğru çevirme değildir. Asıl iyilik; Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman eden, Sevdiği malını Allah'ı hoşnut etmek için Yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalan gariplere, isteyenlere ve boyunduruk altında bulunup hürriyetine kavuşmak isteyen köle ve esirlere veren, Namazı hakkıyla ifa edip zekâtı veren, Sözleştiği zaman sözlerinde duran, Hele hele sıkıntı ve hastalık hallerinde, Savaşın şiddetleri esnasında sabreden kimselerin davranışlarıdır. İşte onlardır imanlarında samimi olanlar ve işte onlardır Allah'ı sayıp günahlardan korunan takvalılar!" (Bakara:177)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Özetin özeti… Hayatın özeti… / 24.12.2025
- Üç aylar iklimi derman olsa derdimize / 22.12.2025
- Var mı bir gören? / 16.12.2025
- Ey insan! / 14.12.2025
- Negatif büyüme! / 12.12.2025
- Ezber bozan parti: BTP / 11.12.2025
- Her kime dokunsan ağlayası var / 04.12.2025
- Tefecinin çetecinin elinden koca bir memleket yandı ha yandı / 02.12.2025
- Gaziler ayakta şehit uyanık / 30.11.2025
- Kelam bile fazladır / 27.11.2025
- Üç aylar iklimi derman olsa derdimize / 22.12.2025
- Var mı bir gören? / 16.12.2025
- Ey insan! / 14.12.2025
- Negatif büyüme! / 12.12.2025
- Ezber bozan parti: BTP / 11.12.2025
- Her kime dokunsan ağlayası var / 04.12.2025
- Tefecinin çetecinin elinden koca bir memleket yandı ha yandı / 02.12.2025
- Gaziler ayakta şehit uyanık / 30.11.2025
- Kelam bile fazladır / 27.11.2025




















































































