Demokrasilerde “gerçekten halka hizmet etmek” isteyen iktidarların en büyük şansı, “yapıcı ve yol gösterici gerçek bir muhalefet”tir.
İktidardan nemalanma durumlarına göre yanlış icraata emme basma tulumba gibi kafa sallayanlar,
tabasbus ehli yağcılar,
rantçı yaltakçılar
ve iktidarın değirmenine su taşımaktan başka iş görmeyenler ise,
zannedildiğinin tam aksine, hem idareciler için, hem de söz konusu halk için “en ciddi ve baş tehlike”lerdendir.
Ancak koltuğa oturma gücünü ve icazetini halktan değil de çeşitli ecnebi lobilerinden aldıkları için kendilerini bu lobilere hizmet etmeye mecbur hissedenler veya müflis politikalarını başarılı göstermek durumunda olanlar, “gerçek muhalefet”i yegane risk olarak görürler. Dolayısıyla böyle bir muhalefet ya bastırırlar yahut çeşitli yöntemlerle dönüştürürler.
Türkiye özeline gelince… AKP iktidarı ve R. T. Erdoğan, “Meclis içi muhalefet yokluğu” veya “Meclis dışı gerçek muhalefete kulak asmayıp kendi değirmenine su taşımakla ma’lul, yine “kendi kumaşından muhalefetle demokratik tiyatro oynama” gibi ciddi bir risk ile karşı karşıyadır. Bu risk, hem AKP’nin, hem de topyekun milletimizin sonunu hazırlıyor.
AKP ise, Amerikan yöntemi uygulayarak; ya en ağır yöntemlerle “muhalefet”i bastırıyor yahut kendine göre muhalefet türetiyor.
Türk demokrasisinin muhalefet manzarasına bakalım, Allah aşkına…
Medyada muhalefet var mı?
İstisna dışında, yok… Ya kafaları kopartıldı yahut süt dökmüş kediye döndürüldü… Yandaş ve beslemeler cirit atıyor!
Sivil toplum, muhalefet yapabiliyor mu? Resmi erkanı muhalefet yapabiliyor mu?! Askeri kanattan muhalefet edebilen, ses çıkartabilen var mı?!
Mecliste “gerçek bir muhalefet” var mı?!
MHP veya CHP’nin, bugüne kadar iktidarın değirmenine su taşımaktan başka bir muhalefetleri oldu mu?!
Halka hizmet sadedinde elle tutulur “üç-beş km. çatlak duble yol” ve “gölet mezarlara dönüşmüş yüksek faizli birkaç TOKİ evi” dışında doğru-dürüst bir icraatından bahis açılamayan AKP iktidarını ayakta tutan CHP ve MHP’nin tiyatral muhalefeti değil de, nedir?!
MHP lideri, yarım paragraflık tek cümle milliyetçilik naralarını kağıt üstünden okumak dışında, AKP’ye karşı hangi yapıcı ve yol gösterici bir muhalefet ortaya koydu?
CHP’nin “iktidarın değirmenine su taşıma” pozisyonu, zaten icma-i millet ile sabit... CHP’nin şu son gel-gitli Oslo vaziyeti bile, “muhalif görüntülü AKP hizmetçisi” türünden içler acısı halini anlamaya yeter!
AKP ve Erdoğan, zannetmesin ki, bu vaziyet ve “muhalefetsiz gidişat” kendileri için şanstır.
Eğer bir şanstan söz edeceksek, AKP’nin ve sivil-asker tüm Türkiye’nin önünde tek şans var. O da, iktidara, muhalefete ve topyekun Türk milletine samimiyetle kurtuluş yolu gösteren, çözümler sunan, somut projeler ortaya koyan tek “yapıcı muhalefet” BTP’dir, Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosudur.
Dünyanın 100’u aşkın ülkesinin Prof. Dr. Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’ne olan teveccühü ve yönelişiyle yaşadığı refah ve kendine gelme hali, dünyanın da şansının bu adres olduğunu gösteriyor.
BTP dışındakiler, hem Türkiye’ye vakit kaybettiriyor, hem de AKP’nin mezarını kazdıkça kazarak derinleştirdikçe derinleştiriyorlar.
Müslüman insanlarız… İlahî ikazlar, hepimiz için ehemmiyet arz eder.
Ahir zaman sürecini yaşadığımız bir vakıadır.
Böyle bir süreçte insanların çoğunluğunun,
batıl ve yanlışlara karşı gerçek bir muhalefet ortaya koymayacakları,
din ve mukaddesat başta olmak üzere değerlerini beş paralık dünya menfaatine satacakları,
doğruyu yanlış-yanlışı doğru diye görüp gösterecekleri,
böylesi Müslümanların çeşitli sapık yollara ve gayr-ı Müslimlerin safına sürüklenecekleri,
Hz. Peygamberin ikaz ettiği gerçeklerdir (Bkz. Buhari, Fiten 26; Müslim, Fiten 105, (2935); Ebû Dâvud, Fiten, 1, 2, (4259, 4262), Melâhim 14, (4315).
Buna mukabil kıyamete kadar ne pahasına olursa olsun hak ve hakikati yaşayıp insanlara hatırlatacak, sayıları az bile olsa kendilerine muhalefet eden çoğunluğun asla zarar veremeyecekleri bir ilahi koruma altında bulunacak hak üzere bir topluluk da var olacaktır (Ebu Davud, Fiten,1; İbn Mace, Fiten, 9).
İktidar ve muhalefetiyle topyekun Türk milletinin ve insanlığın, huzur ve kurtuluş için kulak vermesi gereken topluluk bu hak topluluktur. Bu bağlamda Yüce Allah’ın şu ikazı da oldukça manidardır: “Eğer sen, yeryüzünde bulunanların çoğunluğuna uyarsan, seni Hakk’ın yolundan saptırırlar” (En’âm, 146).
İktidardan nemalanma durumlarına göre yanlış icraata emme basma tulumba gibi kafa sallayanlardan, tabasbus ehli yağcılardan, rantçı yaltakçılardan ve iktidarın değirmenine su taşımaktan başka iş görmeyenlerden kendileri dahil hiç kimseye hayır gelmez.
Erdoğan, 10-15 kişinin yazdığı metni cam ekranlar üzerinde okuyup gürlemek yerine, bu gerçeği görerek; Amerika ve Haçlı Avrupa’sına ortakçılık ve kapı kulluğundan halkımıza, bölgemize ve insanlığa hizmet etmeye çark edebilseydi, işte o zaman usta olur, ustalığını göstermiş olurdu.
İktidardan nemalanma durumlarına göre yanlış icraata emme basma tulumba gibi kafa sallayanlar,
tabasbus ehli yağcılar,
rantçı yaltakçılar
ve iktidarın değirmenine su taşımaktan başka iş görmeyenler ise,
zannedildiğinin tam aksine, hem idareciler için, hem de söz konusu halk için “en ciddi ve baş tehlike”lerdendir.
Ancak koltuğa oturma gücünü ve icazetini halktan değil de çeşitli ecnebi lobilerinden aldıkları için kendilerini bu lobilere hizmet etmeye mecbur hissedenler veya müflis politikalarını başarılı göstermek durumunda olanlar, “gerçek muhalefet”i yegane risk olarak görürler. Dolayısıyla böyle bir muhalefet ya bastırırlar yahut çeşitli yöntemlerle dönüştürürler.
Türkiye özeline gelince… AKP iktidarı ve R. T. Erdoğan, “Meclis içi muhalefet yokluğu” veya “Meclis dışı gerçek muhalefete kulak asmayıp kendi değirmenine su taşımakla ma’lul, yine “kendi kumaşından muhalefetle demokratik tiyatro oynama” gibi ciddi bir risk ile karşı karşıyadır. Bu risk, hem AKP’nin, hem de topyekun milletimizin sonunu hazırlıyor.
AKP ise, Amerikan yöntemi uygulayarak; ya en ağır yöntemlerle “muhalefet”i bastırıyor yahut kendine göre muhalefet türetiyor.
Türk demokrasisinin muhalefet manzarasına bakalım, Allah aşkına…
Medyada muhalefet var mı?
İstisna dışında, yok… Ya kafaları kopartıldı yahut süt dökmüş kediye döndürüldü… Yandaş ve beslemeler cirit atıyor!
Sivil toplum, muhalefet yapabiliyor mu? Resmi erkanı muhalefet yapabiliyor mu?! Askeri kanattan muhalefet edebilen, ses çıkartabilen var mı?!
Mecliste “gerçek bir muhalefet” var mı?!
MHP veya CHP’nin, bugüne kadar iktidarın değirmenine su taşımaktan başka bir muhalefetleri oldu mu?!
Halka hizmet sadedinde elle tutulur “üç-beş km. çatlak duble yol” ve “gölet mezarlara dönüşmüş yüksek faizli birkaç TOKİ evi” dışında doğru-dürüst bir icraatından bahis açılamayan AKP iktidarını ayakta tutan CHP ve MHP’nin tiyatral muhalefeti değil de, nedir?!
MHP lideri, yarım paragraflık tek cümle milliyetçilik naralarını kağıt üstünden okumak dışında, AKP’ye karşı hangi yapıcı ve yol gösterici bir muhalefet ortaya koydu?
CHP’nin “iktidarın değirmenine su taşıma” pozisyonu, zaten icma-i millet ile sabit... CHP’nin şu son gel-gitli Oslo vaziyeti bile, “muhalif görüntülü AKP hizmetçisi” türünden içler acısı halini anlamaya yeter!
AKP ve Erdoğan, zannetmesin ki, bu vaziyet ve “muhalefetsiz gidişat” kendileri için şanstır.
Eğer bir şanstan söz edeceksek, AKP’nin ve sivil-asker tüm Türkiye’nin önünde tek şans var. O da, iktidara, muhalefete ve topyekun Türk milletine samimiyetle kurtuluş yolu gösteren, çözümler sunan, somut projeler ortaya koyan tek “yapıcı muhalefet” BTP’dir, Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosudur.
Dünyanın 100’u aşkın ülkesinin Prof. Dr. Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’ne olan teveccühü ve yönelişiyle yaşadığı refah ve kendine gelme hali, dünyanın da şansının bu adres olduğunu gösteriyor.
BTP dışındakiler, hem Türkiye’ye vakit kaybettiriyor, hem de AKP’nin mezarını kazdıkça kazarak derinleştirdikçe derinleştiriyorlar.
Müslüman insanlarız… İlahî ikazlar, hepimiz için ehemmiyet arz eder.
Ahir zaman sürecini yaşadığımız bir vakıadır.
Böyle bir süreçte insanların çoğunluğunun,
batıl ve yanlışlara karşı gerçek bir muhalefet ortaya koymayacakları,
din ve mukaddesat başta olmak üzere değerlerini beş paralık dünya menfaatine satacakları,
doğruyu yanlış-yanlışı doğru diye görüp gösterecekleri,
böylesi Müslümanların çeşitli sapık yollara ve gayr-ı Müslimlerin safına sürüklenecekleri,
Hz. Peygamberin ikaz ettiği gerçeklerdir (Bkz. Buhari, Fiten 26; Müslim, Fiten 105, (2935); Ebû Dâvud, Fiten, 1, 2, (4259, 4262), Melâhim 14, (4315).
Buna mukabil kıyamete kadar ne pahasına olursa olsun hak ve hakikati yaşayıp insanlara hatırlatacak, sayıları az bile olsa kendilerine muhalefet eden çoğunluğun asla zarar veremeyecekleri bir ilahi koruma altında bulunacak hak üzere bir topluluk da var olacaktır (Ebu Davud, Fiten,1; İbn Mace, Fiten, 9).
İktidar ve muhalefetiyle topyekun Türk milletinin ve insanlığın, huzur ve kurtuluş için kulak vermesi gereken topluluk bu hak topluluktur. Bu bağlamda Yüce Allah’ın şu ikazı da oldukça manidardır: “Eğer sen, yeryüzünde bulunanların çoğunluğuna uyarsan, seni Hakk’ın yolundan saptırırlar” (En’âm, 146).
İktidardan nemalanma durumlarına göre yanlış icraata emme basma tulumba gibi kafa sallayanlardan, tabasbus ehli yağcılardan, rantçı yaltakçılardan ve iktidarın değirmenine su taşımaktan başka iş görmeyenlerden kendileri dahil hiç kimseye hayır gelmez.
Erdoğan, 10-15 kişinin yazdığı metni cam ekranlar üzerinde okuyup gürlemek yerine, bu gerçeği görerek; Amerika ve Haçlı Avrupa’sına ortakçılık ve kapı kulluğundan halkımıza, bölgemize ve insanlığa hizmet etmeye çark edebilseydi, işte o zaman usta olur, ustalığını göstermiş olurdu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019